Hangimiz Kusursuzuz ki By: Hadice Date: 26 Eylül 2010, 23:47:50
Hangimiz Kusursuzuz Ki?
Kimin kusuru yoktur ki? Hepimiz kusurluyuz. O kusurlarý örtmek istemiyor muyuz? Ýstiyoruz. Öyleyse, dünyada mü’min kardeþlerimizin kusurlarýný örtmeliyiz ki Allah-u Zülcelâl de kýyamet gününde bizim kusurlarýmýzý örtsün. Birbirimize yardýmcý olmamýz lazýmdýr ki Allah-u Zülcelâl'de kýyamet gününde bize yardým etsin. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den önceki cehalet devrinde, kâfirler kýzlarýný diri diri topraða gömüyorlardý. Öyle bir cehalet içindeydiler. Ýbn-u Amr ismindeki bir Sahabe'den rivayet edilen bir Hadis-i Þerif'te, Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) þöyle buyurmuþtur:
"Kim mü’min kardeþinin kusurunu örterse, sanki o diri diri gömülmüþ olan kýzlarý ihya etmiþ gibi sevap kazanýr.” (Ebu Davud, Edeb, 45)
Ebu Hureyre (Radýyallahu Anh)'dan rivayet edilen bir hadis-i þerifte þöyle buyurulmuþtur: "Herhangi bir kul, bir kulun kusurunu örterse, kýyamet gunünde Allah da mutlaka onun kusurunu örter.” (Buhari, Müslim)
Mü’minin hali ne acayiptir? Mü’minin her hali, onun için hayýrdýr. Hasta olursa hayýrdýr. Zengin olursa hayýrdýr. Yemek yerse hayýrdýr. Aç olursa hayýrdýr. Ne olursa, onun için hayýrdýr. Niçin? Yemek yeyince 'Elhamdülillah' diye þükrettiði zaman, hayýr olur. Aç kaldýðý zaman, halinden memnun olur, tevekkül eder, hayýr olur. Yani mü’minin baþýna ne gelirse, onun için hayýrdýr. Yeter ki insan mü’min olsun.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Hadis-i Þerif'te þöyle buyurmuþtur: "Dünyayý seven ahireti sevmez, ahireti seven de dünyayý sevmez. Siz baki olan ahireti fani olan dünyaya tercih edin." (Taberani, Hakim)
Dünya, bütün kötülüklerin baþýdýr. Ýnsanýn kalbinde dünya sevgisi ne derece varsa, ahiretin sevgisi o derece o kimsenin kalbinden çýkar. Kim neyi severse Allah-u Zülcelal ona istediðini nasip eder. Dünyayý sevenlere de dünyayý nasip eder. Çünkü Allah-u Zülcelal’in yanýnda dünyanýn hiçbir deðeri yoktur. Dokuz yüz elli sene yaþayan Nuh (Aleyhisselam)’a vefat hastalýðýnda: “Dünyayý nasýl buldun?” diye sormuþlar. Kendisi de: “Dünyayý iki kapýlý bir han gibi gördüm. Bir kapýdan girdim, diðerinden çýktým.” demiþtir.
Gerçekten dünya hayatý çok kýsadýr. Bakýnýz! Hz Nuh (Aleyhisselam) dokuz yüz elli sene yaþadýðý halde sanki onu hiç yaþamamýþ gibi görmüþtür. Buna göre herkes kendi halini düþünmelidir. Nasýl ki su ile ateþ bir arada bulunmazsa, dünya ve ahiret sevgisi de ayný kalpte bulunmaz. Baki olan ahiret hayatý için geçici olan bu dünya hayatýný satanlar, her ikisini de kazanýrlar. Ama dünya için ahiretini satanlar, her ikisini de kaybederler. Hz. Süleyman (Aleyhisselam) bir gün muhteþem bir þekilde havada gidiyordu. Kuþlar ve cinler onun hizmetinde bulunuyorlardý. Hz. Süleyman (Aleyhisselam) Ýsrailoðullarýndan bir abide uðradý. Abid: “Ey Davud’un oðlu! Allah sana ne büyük bir saltanat vermiþtir.” dedi. Bunun üzerine Hz. Süleyman (Aleyhisselam) þöyle buyurdu: “Mü’minin amel defterinde yazýlý olan bir tesbih, Davud’un oðluna verilen bu muazzam saltanattan daha hayýrlýdýr. Çünkü tesbih baki kalýr, saltanat ise geçicidir.”
Seyda Muhammed Konyevi Hz. (K.S)
radyobeyan