Hicret Eden Kalemim By: ezelinur Date: 24 Eylül 2010, 21:24:47
Hicret Eden Kalemim
Bir kâðýt ve titrek bir kalem… Neden titriyorsun ki kalemim? Bugüne kadar kâðýdýn önünde eðilmeyen baþýn nerede? Kendinden emin, o her þeyi bilen ve tartan terazine ne oldu? Seni bu kadar mahzunlaþtýran, terazinin kaldýramadýðý güllerin aðýrlýðý mý? Öznesiz kurduðun, sevgiden ve muhabbetten uzak, bencil cümlelerin nerede þimdi? Tükenmez zannettiðimiz kalemler, bitmez dediðimiz sevgiler çoktan göçüp gitmedi mi? Gel, sahip olduðumuz her þey tükenmeden, kokusu bugünlere ulaþan gül çaðýna seyahat edelim. Artýk yüzleþme zamaný geldi sevdiðimizi zannettiklerimizle…
Yer Mekke… Yer Medine… Haneleri, hanedanlarý güle boyanan beldeler. Hissediyorsun deðil mi kalemim bu eþsiz kokuyu? Hayatýmýz boyunca görmüþ müydük böylesine mütebessim, böylesine pak sîmâlarý? Üzerimizdeki bu pamuk elbise, sâde bir sevginin kaftaný olmalý. Nasýl unuturum? Bu kýyafetleri ne gurur, ne kibir giymiþti. Ayaklarým yanýyor kalemim! Aþktan kýzgýn, kirden arýnmýþ bu çöl kumlarýnda. Kopmuþ takvimlere inat yürüyorum sonsuzluða. Ben hiç yalýnayak topraða basmamýþtým ki…
Burasý felekleri tutuþturan aþkýn merkezi, burasý rahmet vadisinden âb-ý hayat dökülen belde. Ey güneþi baðrýnda taþýyan þehir! Ey kýskançlýk ve muhabbetin birbirine küs olduðu þehir! Gül’e hasret olan beni ve mahcup kalemimi misafir eder misin baðrýnda? Biz ki günaþýrý sevmeler þehrinden, her zerresini sevginin inþa ettiði muhabbet þehrine hicret etmek isteyen âþýklarýz.
Bu, yanýmýzdan geçen, ömrünü biricik Sevgili’ye (sas) adayan Hz. Ebu Bekir (ra) deðil mi? Bedeni, kuvveti, caný, malý ve dostluðuyla Peygamber’e (sas) siper olan, dünya malý adýna neyi varsa bir an bile düþünmeden Sevgili uðruna infak eden Ebu Bekir! Ýslâm’ýn davet yýlýnda eza ve cefalarla karþýlaþmýþ, Utbe bin Rebia’nýn çivili ayakkabýlarýnýn darbesiyle, mübarek yüzü tanýnmayacak hâle gelmiþti. Kendine gelir gelmez ilk sözü; “Allah’ýn peygamberi nasýl?” olmuþtu ve yemin etmiþti Efendimiz’in (sas) durumunu öðrenmeden yemek yemeyip, su içmeyeceðine. O, yaþadýðý müddetçe her dâim Efendimiz’in (sas) dostu ve yoldaþý olmuþtu. Hicret esnasýnda Resulullah’ýn (sas) parçalanan, kanayan ayaklarýný gözyaþlarýyla temizlemiþ, Sevr Maðarasý’nýn boþluklarýný kapattýðý ayaklarýný (ihtimal Kâinatýn Efendisi’ni bir kez görebilmek uðruna) ýsýran yýlanýn acýsýna, Kâinatýn Sevgilisi (sas) uyanmasýn diye tebessümle sabretmiþti. O’nu (sas) öyle seviyordu ki, Sevgili’nin amcasý Ebu Talib’in imanýný, kendi öz babasý Ebu Kuhafe’nin imanýndan daha çok arzu ediyordu. Ebu Bekir demek sevmek, Sevgili’yi (sas) kendine tercih etmek demekmiþ kalemim! Þu hüzünlü bakýþlardaki mânâyý çözebildin mi? Ýnanmýþlýk ve adanmýþlýk süzülüyor bu gözlerden…
Sevmek, huzur bulmakmýþ kalemim. Huzursuzluk nedir bilinmeyen bu þehirde, Sevgili’nin (sas) bütün güzelliðinin yansýdýðý bu þehirde, ben de huzurluyum þimdi. Ayakkabýya alýþmýþ ayaklarým acýmýyor artýk!
Þu küçük, kimsesiz çocuðun baþýný okþayan Hazreti Ömer (ra) deðil mi? Hak ile bâtýlý birbirinden ayýran Ömerü’l-Faruk. Adalete asýl mânâsýný veren, adaletin en büyük temsilcisi… Neden korktun, neden ürktün ki kalemim? Aþka ihanet etmemiþsek neden korkalým ki, doðunun ve batýnýn kendisinden çekindiði Ömer’den. Gerçi sen de haklýsýn. O hep sâdýk kaldý aþkýna, riyasýz bir sevgiyle baðlýydý Resulullah’a (sas). Zaten onun adaletinin kaynaðý da, Sevgili’ye (sas) duyduðu bu aþktý. O aþk sayesinde, mâþûkunu örnek almýþtý. “Kýzým Fatýma bile hýrsýzlýk yapsaydý, onun da elini keserdim!” diyen Sevgili’nin (sas) izinden, oðlu Abdurrahman’ý bile cezalandýrmaktan çekinmeden gitmiþti.
Korkusundan çoçuðunu düþüren kadýna diyet ödemiþ, zýmmîlerden bir ihtiyara maaþ baðlamýþ, hattâ ölümüne sebep olduðu bir kuþ için bile müþaverede bulunmuþtu. Sevmek, canýndan vazgeçmekmiþ kalemim. Sevgili’ye (sas) o kadar müþtak idi ki Ömer (ra), kýlýcýný kuþanýp bütün Kureyþ’e meydan okuyarak hicret etti Medine’ye. Can endiþesi taþýmadan… Sadece Cânân’a (sas) kavuþmayý düþünerek… Ey yüce Ömer! Buðulu bakýþlarýn yýktý bütün dayanaklarýmý. Sevda lügatýmdaki kelimeler silindi gitti. Ellerime kar yaðýyor çöl sýcaðýnda; üþüyorum, titriyorum. Sevgili’ye (sas) aþkýndan bir nebze istesem, görebilir miyim yýldýzlara ýþýk veren yüzünü? Yalnýzlýðým bana bir zindan gibi bakarken, seninle hükümlü olsam güle, kelepçemiz gülden olsa…
Ne görsem aþk bu þehirde, rüzgâr bile seviyor, okþuyor insaný… Ve Mescid-i Nebevî karþýmda… Sað köþede, hasýrýn üzerinde uzanan biri var. Üzerinde eski bir örtü… Hz. Osman (ra) bu… Bir defa olsun Peygamber’in (sas) yüzüne dikkatlice bakamayan, hayâ sahibi insan. O’nun (sas) huzurunda, baþýndaki kuþu kaçýrmak istemez gibi kýpýrdamadan oturan, meleklerin kendisinden hayâ ettiði kahraman. Peygamber aþkýyla, öfkesini yok eden hilm sahibi Osman (ra). Neden utandýn ki kalemim? Bugüne kadar yazdýklarýndan mý? Yoksa yazmadýklarýndan mý? Sevmek, sevdiðinin ahlâkýyla terbiye olmakmýþ kalemim. Ah, hayâ âbidesi Osman (ra)! Seni böylesi yakan, gözyaþlarýnýn söndüremediði aþkýndan bir kývýlcým da bana versen. Ben de yansam senin gibi… Küllerimden çiçekler açsa, yüzü, Sevgili’ye (sas) bakan…
Þu kýlýcý gördün mü kalemim? O kýlýç ki Sevgili’nin sýmsýcak aydýnlýðýyla büyüyen Hazreti Ali’nin (ra) kýlýcý. O kýlýç ki küfrün karþýsýnda keskin, Peygamber (sas) huzurunda bir hurma dalý kadar narin… Ey aþkýn fermanýný yazan gül kokulu kýlýcýn sahibi! Kalemimi kýlýcýnla bilesem, ben de -Peygamber’in (sas) hicret ettiði gece yataðýna yattýðýn gibi- canýmý hiçe sayabilir miyim? Allah’ýn rahmet soluðundan ibaret bu cana, aþkýndan bir tutam versen, korkulardan emin olarak feda edebilir miyim kendimi?
Ynt: Hicret Eden Kalemim By: reyyan Date: 26 Eylül 2010, 08:42:26
http://www.ilimdunyasi.com/denemeler/hicret-eden-kalemim-53323/
Daha önce bu konu açýlmýþtý.Fakat biraz daha kýsa alýnmýþ.Selam ve dua ile..