Ebeden iftihar ediyorum By: ehlidunya Date: 24 Eylül 2010, 10:19:08
Kastamonulu fedakârlarla ebeden iftihar ediyorum
Kastamonulu fedakârlarla ebeden müteþekkirâne iftihar ediyorum ve onlarla bütün zâlimlerin sýkýntýlarýna karþý bir kuvvetli nokta-i istinad ve tam bir teselli buluyorum.
Kardeþlerim,
Ben kalben arzu ederim ki, çelik ve demir gibi sebatkâr Isparta ve civarýndakiler gibi metin kahramanlar (Hüsrev’ler, Hâfýz Ali’ler gibi) Kastamonu tarafýndan dahi burada görünsün. Hadsiz þükür ediyorum ki, Kastamonu vilâyeti benim arzumu tam yerine getirdi, müteaddit kahramanlarý imdadýmýza gönderdi. Hayalimde her vakit bulunan, fakat isimlerini yazamadýðým için yanýnýzda fedakâr kardeþlerime birer birer selâm ve selâmetlerine duâ ederim.
Þuâlar, s. 276
***
Aziz, sýddýk mübarek kardeþlerim,
Birkaç gündür sizinle konuþmadýðýmýn sebebi, þimdiye kadar emsâlini görmediðim þiddetli ve zehirli bir hastalýktýr. Ben, Risale-i Nur hesabýna âhir ömrüme kadar Nur ve gül dairesindeki sebatkâr ve metin ve sarsýlmaz kardeþlerimle, Kastamonulu fedakârlarla ebeden müteþekkirâne iftihar ediyorum ve onlarla bütün zâlimlerin sýkýntýlarýna karþý bir kuvvetli nokta-i istinad ve tam bir teselli buluyorum. Þimdi ölsem, onlar var diye ferah-ý kalble ecelimi karþýlayacaðým.
Þuâlar, s. 292
***
Burada çok zatlar kat’iyen hükmediyorlar ki, Risâletü’n-Nur’un iki merkez-i intiþarý olan Isparta ve Kastamonu vilayetleri sair yerlere nispeten âfât-ý semâviyeden mahfuz kaldýklarýnýn sebebi, Risâletü’n-Nur’un verdiði iman-ý tahkiki ve kuvvet-i itikadiyedir. Çünkü böyle âfâtlar, za’f-ý imandan neþet eden hatalarýn neticesidir. Hadisçe, sadaka belayý defettiði gibi, o kuvve-i imaniye dahi o âfâta karþý derecesiyle mukabele ediyor.
Kastamonu Lâhikasý, s. 17
***
..Risale-i Nur’un tab suretiyle intiþarý, hakiki bir ihlas ve kuvvetli bir tesanüd ve birbirinin kusuruna bakmamak lazým geldiðinden, Kastamonu vilayetindeki kardeþlerimiz, Ispartalýlara ihlas ve tesanüdde benzemeye mecburdurlar. Ýnþaallah, onlar dahi, þahsi hissiyatlarýný bu kudsi hizmetin zararýna istimal etmeyecekler.
Emirdað Lâhikasý, s. 71
***
Kastamonulu kardeþlerimiz de telaþ etmesinler. Nüfusumun buraya nakli, Kastamonu ve onlarla alakamý gevþetmez, bilakis daha kuvvetli beni onlarla baðlýyor. Ben, ekser vakitte hayalen ve manen kendimi Kastamonu nun mübarek daðlarýnda ve o kardeþlerimin yanýnda buluyorum.
Emirdað Lâhikasý, s. 83
***
Kastamonu’da lise talebelerinden bir kýsmý yanýma geldiler. “Bize Halýkýmýzý tanýttýr; muallimlerimiz Allah’tan bahsetmiyorlar,” dediler.
Ben dedim: Sizin okuduðunuz fenlerden her fen, kendi lisan-ý mahsûsuyla, mütemadiyen Allah’tan bahsedip, Halýký tanýttýrýyor, muallimleri deðil, onlarý dinleyiniz.
Mesela, nasýl ki mükemmel bir eczahane ki, her kavanozunda harika ve hassas mîzanlarla alýnmýþ hayattar macunlar ve tiryaklar var. Þüphesiz, gayet maharetli ve kimyager ve hakîm bir eczacýyý gösterir. Öyle de, küre-i arz eczahanesinde bulunan dört yüz bin çeþit nebatat ve hayvanat kavanozlarýndaki zîhayat macunlar ve tiryaklar cihetiyle, bu çarþýdaki eczahaneden ne derece ziyade mükemmel ve büyük olmasý nisbetinde, okuduðunuz fenn-i týb mikyasýyla küre-i arz eczahane-i kübrasýnýn eczacýsý olan Hakîm-i Zülcelali, hatta kör gözlere de gösterir, tanýttýrýr.
Tarihçe-i Hayat, s. 380
radyobeyan