Kuranda af vurgusu By: ehlidunya Date: 23 Eylül 2010, 16:06:47
AHMET KURUCAN
Kur'an'da af vurgusu
Haklý olduðu halde haksýzlýk yapaný baðýþlama manasýna gelen affýn, Kur'an'da defalarca vurgulanmasýnýn altýndaki hikmeti kavramakta öteden bu yana hep zorlanýrdým.
Çünkü af, Kur'an'da deðiþik boyutlarý ile teferruatlýca ele alýnýyor ve her defasýnda affýn getirisi sayýlabilecek bir husus ön plana çýkarýlýyordu. Mesela; af, haklý ve güçlü olan kiþilerin hayata taþýyacaðý bir olgudur ve bununla o kiþi gücüne güç, kuvvetine kuvvet, haklýlýðýna haklýlýk katar. Af, insanlar için ayrý bir haz ve mutluluk vesilesidir. Ruhen tatmine kapý açar. Toplumda var olan saygýnlýklarýna saygýnlýk katar. Af, insanlarýn ve toplumun hukukunu korumada, cezaya nispetle çok daha müspet etkilerin doðmasýna, çok daha güzel sonuçlarýn alýnmasýna vesile olur.
Af, bir fazilet ve erdem olmanýn ötesinde, yerine göre bir hak ve sorumluluk olarak da karþýmýza çýkar Kur'an'da. Cahiliye insanýnýn hiç de yabancýsý olmadýðý cezalandýrma ve intikam almanýn bir manada alternatifi olarak sunulur: "Size karþý yapýlan bir haksýzlýk ve kötü muameleye mukabele edecek olursanýz, size yapýlanýn aynýyla mukabelede bulunun." Buraya kadar olan noktada hem ceza anlayýþlarýna hem de adalete vurgu yaparak Kur'an, cezalandýrma yöntemini seçmeleri durumunda adil davranmak þartýyla, cezanýn bir hak olduðunu söylüyor. Ama ayetin devamýnda, "Fakat sabreder de mukabele yerine af yolunu seçerseniz, böyle davranmak, sabredenler için hiç kuþkusuz daha hayýrlýdýr." (Nahl, 16/126) diyerek, affý cezadan daha üstün bir alternatif olarak onlara sunuyor.
Ýþte bu son söylediðim husus, tarihî zemin ve þartlar açýsýndan bakýldýðýnda, alabildiðine fýtri ve tabii olan af olgusunun ýsrarla vurgulanmasýnýn altýnda yatan ana sebeplerden biridir. Zira, Kur'an'ýn nazil olmuþ olduðu toplum þartlarýnda suça ve suçluya karþý af deðil, cezai müeyyide uygulamak ya da intikam almak temel bir esastý. Hatta bazý rivayetlerde affýn fazilet olarak algýlandýðý anlatýlsa bile, onun zayýflýk emaresi olarak kabul edildiði de anlatýlýyor. Cahiliyede af uygulamasý örneklerinin çok olmamasý da bu rivayeti doðruluyor.
Ayrýca affýn, Cenab-ý Hak tarafýndan kendine bir isim olarak seçilmesi de meselenin önemini anlama ve anlatma adýna çok önemli bir dinamik olarak karþýmýzda duruyor. "ALLAH'ýn ahlaký ile ahlaklanmak" isteyen müminlerin, "afüvv" ismini ve o ismin gereklerini kendine bir vasýf olarak iradi bir tercihle benimsemesi, af ile alakalý yukarýda saydýðýmýz ve saymadýðýmýz her türlü deðerin ferdi ve içtimai hayatýmýza katýlmasý demektir.
Niçin dile getirdim bütün bunlarý? Ýmanýn baðý ile birbirine baðlanmýþ, Kur'an'ýn tavsifiyle "kardeþ" olmuþ kiþiler arasýnda affýn yerini göstermek için. Daha doðrusu verilen örnek bizde mahfuz, konu ile alakalý soruya direkt cevap olsun için. Evet; af, davasýnda haklý olana yakýþýr. Haksýz olan "affettim" dese ne mana ifade eder ki? Haset, kýskançlýk, Ýslam ahlaký ile telif edilebilecek özellikler deðildir. Evrensel insani doðrular arasýnda da yer almaz bunlar. Efendimiz'in(sas) þu beyanýna dikkatinizi çekerim: "Bir kulun kalbinde haset ve iman bir arada bulunmaz." (Nesei, Cihad, ) Ayný çizgide bir baþka beyaný: "Ateþin odunu yemesi gibi haset de salih amelleri yer, bitirir." (Ý. Mace, Zühd, 22; Ebu Davud, Edeb, 44)
Nüzul sebebi itibarýyla her biri ayrý bir hadiseye dayansa da son tahlilde verdikleri af mesajý açýsýndan ayný noktada buluþan deðiþmeyen Ýlahi iradeye bakýn isterseniz. "Ýþte böyle. Her kim, kendisine verilen eziyetin dengi ile karþýlýk verir de, bundan sonra kendisine yine bir tecavüz ve zulüm vaki olursa, emin olmalýdýr ki, ALLAH ona mutlaka yardým edecektir. Hakikaten ALLAH çok baðýþlayýcý ve maðfiret edicidir." (17/60)
"(Rasulüm!) Sen af yolunu tut, iyiliði emret ve cahillerden yüz çevir." (7/199)
"O takva sahipleri ki bollukta da, darlýkta da ALLAH için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve insanlarý affederler. ALLAH güzel davranýþta bulunanlarý sever." (3/134)
Tevil, tefsir ve yoruma gerek var mý?
radyobeyan