Kuranda Bahsedilen Mekanlar By: hafýz_32 Date: 22 Eylül 2010, 17:31:08
Kuran´da Bahsedilen Mekanlar
TUR-U SÝNA(Tur kelimesi dað anlamýna gelir.)
Sizden misak almýþ ve Tur´u üstünüze yükseltmiþtik (ve demiþtik ki:) "Size verdiðimize sýmsýký yapýþýn ve onda olaný (hükümleri sürekli) hatýrlayýn, ki sakýnasýnýz." (Bakara Suresi, 63)
Böylelikle Musa, süreyi tamamlayýp ailesiyle birlikte yola koyulunca, Tur tarafýnda bir ateþ gördü. Ailesine: "Siz durun, gerçekten bir ateþ gördüm; umarým ondan ya bir haber, ya da ýsýnmanýz için bir kor parçasý getiririm." dedi. Derken oraya geldiðinde, o kutlu yerdeki vadinin sað yanýnda olan bir aðaçtan: "Ey Musa, Alemlerin Rabbi olan Allah benim;" diye seslenildi. (Kasas Suresi, 29-30)
Ona, Tur´un sað yanýndan seslendik ve onu (kendisiyle) gizlice söyleþmek için yakýnlaþtýrdýk. (Meryem Suresi, 52)
Ey Ýsrailoðullarý, andolsun, sizi düþmanlarýnýzdan kurtardýk. Tur´un sað yanýnda sizinle vaadleþtik ve üzerinize kudret helvasýyla býldýrcýn indirdik. (Taha Suresi, 80)
Ve (daha çok) Tur-i Sina´da çýkan bir aðaç (türü de yarattýk); o yaðlý ve yiyenlere bir katýk olarak bitmekte (ürün vermekte)dir. (Müminun Suresi, 20)
Musa´ya o iþi (ilahi vahyi verip) gerçekleþtirdiðimiz zaman, sen (Tur´un) batý yanýnda deðildin ve (buna) þahid olanlardan da deðildin. Ancak biz birçok nesiller inþa ettik de onlarýn üzerinde (nice) ömür(ler) uzayýp geçti. Ve sen Medyen halký içinde yaþayýp da ayetlerimizi onlardan okuyarak öðrenmiþ deðilsin. Ancak (bu bilgileri sana) gönderen Biziz. (Musa´ya) Seslendiðimiz zaman da, sen Tur´un yanýnda deðildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarýcý gelmemiþ olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki, öðüt alýp düþünürler diye. (Kasas Suresi, 44-46)
Sina daðýna, (Tin Suresi, 2)
Tur´a andolsun. (Tur Suresi, 1)TUVA VADÝSÝTuva Vadisi Allah´ýn Hz. Musa ile ilk olarak konuþtuðu ve ona Kendisi için seçtiði kulu olduðunu bildirdiði kutsal yerdir. Bir ateþ görmesi üzerine, ailesinden ayrýlarak ateþin bulunduðu yere yönelen Hz. Musa´ya, bir çalýdan seslenilen ve mucizelerin verildiði bir mekandýr. Bu kutsal yerin ismi Kuran´da iki ayette geçmektedir:
"Gerçekten Ben, Ben senin Rabbinim. Ayakkabýlarýný çýkar; çünkü sen, kutsal vadi olan Tuva´dasýn." (Taha Suresi, 12)
Hani Rabbi ona, kutsal vadi Tuva´da seslenmiþti: (Naziat Suresi, 16)Kuran´da Kabe deðiþik isimlerle adlandýrýlmýþtýr. Bu isimler ilk ev anlamýna gelen Beyt-i Atik, Beyt-i Haram, Mescid-i Haramdýr.KABEÝbrahim, Ýsmail´le birlikte Evin (Ka´be´nin) sütunlarýný yükselttiðinde (ikisi þöyle dua etmiþti): "Rabbimiz bizden (bunu) kabul et. Þüphesiz, Sen iþiten ve bilensin"; (Bakara Suresi, 127)
Þüphesiz, ´Safa´ ile ´Merve´ Allah´ýn iþaretlerindendir. Böylece kim Evi (Ka´be´yi) hacceder veya umre yaparsa, artýk bu ikisini tavaf etmesinde kendisi için bir sakýnca yoktur. Kim de gönülden bir hayýr yaparsa (karþýlýðýný alýr). Þüphesiz Allah, þükrün karþýlýðýný verendir, bilendir. (Bakara Suresi, 158)
Gerçek þu ki, insanlar için ilk kurulan Ev, Bekke (Mekke) de, o, kutlu ve bütün insanlar (alemler) için hidayet olan (Ka´be)dir. Orada apaçýk ayetler (ve) Ýbrahim´in makamý vardýr. Kim oraya girerse o güvenliktedir. Ona bir yol bulup güç yetirenlerin Ev´i haccetmesi Allah´ýn insanlar üzerindeki hakkýdýr. Kim de inkâr ederse, þüphesiz, Allah alemlere karþý muhtaç olmayandýr. (Al-i Ýmran Suresi, 96-97)
Hani biz Ýbrahim´e Evin (Kabe´nin) yerini belirtip hazýrladýðýmýz zaman (þöyle emretmiþtik:) "Bana hiçbir þeyi ortak koþma, tavaf edenler, kýyam edenler, rükua ve sücuda varanlar için Evimi tertemiz tut." (Hac Suresi, 26)MESCÝD-Ý HARAMBiz, senin yüzünü çok defa göðe doðru çevirip- durduðunu görüyoruz. Þimdi elbette seni hoþnud olacaðýn kýbleye çevireceðiz. Artýk yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Her nerede bulunursanýz, yüzünüzü onun yönüne çevirin. Þüphesiz, kendilerine kitap verilenler, tartýþmasýz bunun Rablerinden bir gerçek (hak) olduðunu elbette bilirler. Allah, yaptýklarýnýzdan gafil deðildir. (Bakara Suresi, 144)
Her nereden çýkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. Þüphesiz bu, Rabbinden olan bir haktýr. Allah, yaptýklarýnýzdan gafil deðildir. (Bakara Suresi, 149)
Her nereden çýkarsan, yüzünü Mescid-i Haram yönüne çevir. (Siz de) Her nerede olursanýz yüzünüzü O´nun yönüne çevirin. Öyle ki, onlardan zulmedenlerin dýþýnda insanlarýn, size karþý bir delilleri olmasýn. Onlardan korkmayýn, Benden korkun, üzerinizdeki nimetimi tamamlayayým. Umulur ki hidayete erersiniz. (Bakara Suresi, 150)
Onlar, Mescid-i Haram´dan (insanlarý) alýkoyarlarken ve onun (gerçek ve layýk) koruyucularý deðilken Allah, ne diye onlarý azaplandýrmasýn? Onun (asýl) koruyucularý yalnýzca korkup-sakýnanlardýr. Ancak onlarýn çoðu bilmezler. (Enfal Suresi, 34)
Mescid-i Haram yanýnda kendileriyle anlaþtýklarýnýz dýþýnda, müþriklerin Allah katýnda ve Resûlünün katýnda nasýl bir ahdi olabilir? Þu halde o (anlaþmalý olanlar), size karþý (doðru) bir tutum takýndýkça, siz de onlara karþý doðru bir tutum takýnýn. Þüphesiz Allah, muttaki olanlarý sever. (Tevbe Suresi, 7)
Hacýlara su daðýtmayý ve Mescid-i Haram´ý onarmayý, Allah´a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenin (yaptýklarý) gibi mi saydýnýz? (Bunlar) Allah katýnda bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluða hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 19)
Ey iman edenler, müþrikler ancak bir pisliktirler; öyleyse bu yýllarýndan sonra artýk Mescid-i Haram´a yaklaþmasýnlar. Eðer ihtiyaç içinde kalmaktan korkarsanýz, Allah dilerse sizi kendi fazlýndan zengin kýlar. Þüphesiz Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe Suresi, 28)BEYT-Ý HARAMEy iman edenler, Allah´ýn þiarlarýna, haram olan ay´a, kurbanlýk hayvanlara, (onlardaki) gerdanlýklara ve Rablerinden bir fazl ve hoþnutluk isteyerek Beyt-i Haram´a gelenlere sakýn saygýsýzlýk etmeyin. Ýhramdan çýktýnýz mý artýk avlanabilirsiniz. Sizi Mescid-i Haram´dan alýkoyduklarýndan dolayý bir topluluða olan kininiz, sakýn sizi haddi aþmaya sürüklemesin. Ýyilik ve takva konusunda yardýmlaþýn, günah ve haddi aþmada yardýmlaþmayýn ve Allah´tan korkup-sakýnýn. Gerçekten Allah (ceza ile) sonuçlandýrmasý pek þiddetli olandýr. (Maide Suresi, 2)
Allah, Beyt-i Haram (olan) Kabe´yi insanlar için bir ayaklanma (kýyam evi) kýldý; Haram Ay´ý, kurbaný ve boyunlardaki gerdanlýklarý da. Bu, Allah´ýn göklerde ve yerde ne varsa tümünü bildiðini ve Allah´ýn gerçekten herþeyi bilen olduðunu bilmeniz içindir. (Maide Suresi, 97)
"Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarýmdan bir kýsmýný Beyt-i Haram yanýnda ekini olmayan bir vadiye yerleþtirdim; Rabbimiz, dosdoðru namazý kýlsýnlar diye (öyle yaptým), böylelikle Sen, insanlarýn bir kýsmýnýn kalblerini onlara ilgi duyar kýl ve onlarý birtakým ürünlerden rýzýklandýr. Umulur ki þükrederler." (Ýbrahim Suresi, 37)
Bir kýsým ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram´dan, çevresini bereketlendirdiðimiz Mescid-i Aksa´ya götüren O (Allah) yücedir. Gerçekten O, iþitendir, görendir. (Ýsra Suresi, 1)
Gerçek þu ki, inkar edip Allah yolundan ve yerlilerle dýþarýdan gelenler için eþit olarak (haram ve kýble) kýldýðýmýz Mescid-i Haram´dan alýkoyanlara, orada zulmederek adaletten ayrýlanlara acý bir azab taddýrýrýz. (Hac Suresi, 25)BEYT-Ý ATÝKSonra kirlerini gidersinler, adaklarýný yerine getirsinler. Beyt-i Atik´i tavaf etsinler. (Hac Suresi, 29)
Onlarda sizin için adý konulmuþ bir süreye kadar yararlar vardýr. Sonra onlarýn yerleri Beyt-i Atik´tir. (Hac Suresi, 33)SAFA - MERVEÞüphesiz, ´Safa´ ile ´Merve´ Allah´ýn iþaretlerindendir. Böylece kim Evi (Ka´be´yi) hacceder veya umre yaparsa, artýk bu ikisini tavaf etmesinde kendisi için bir sakýnca yoktur. Kim de gönülden bir hayýr yaparsa (karþýlýðýný alýr). Þüphesiz Allah, þükrün karþýlýðýný verendir, bilendir. (Bakara Suresi, 158)MESCÝD-Ý AKSABir kýsým ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram´dan, çevresini bereketlendirdiðimiz Mescid-i Aksa´ya götüren O (Allah) yücedir. Gerçekten O, iþitendir, görendir. (Ýsra Suresi, 1)MEKKEKuran´da Kabe´nin bulunduðu þehir olarak bahsi geçen Mekke, kutsal mekanlardandýr. Mekke´nin Kuran´da geçen diðer isimleri Bekke ve Þehirlerin Anasý´dýr.
Gerçek þu ki, insanlar için ilk kurulan Ev, Bekke (Mekke) de, o, kutlu ve bütün insanlar (alemler) için hidayet olan (Ka´be)dir. (Al-i Ýmran Suresi, 96)
Ýþte bu (Kur´an), önündekileri doðrulayýcý ve þehirler anasý (Mekke) ile çevresindekileri uyarman için indirdiðimiz kutlu Kitaptýr. Ahirete iman edenler buna inanýrlar. Onlar namazlarýný (özenle) koruyanlardýr. (Enam Suresi, 92)
Siz O´na (Peygambere) yardým etmezseniz, Allah O´na yardým etmiþtir. Hani kâfirler ikiden biri olarak O´nu (Mekke´den) çýkarmýþlardý; ikisi maðarada olduklarýnda arkadaþýna þöyle diyordu: "Hüzne kapýlma, elbette Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah O´na ´huzur ve güvenlik duygusunu´ indirmiþti, O´nu sizin görmediðiniz ordularla desteklemiþ, inkâra edenlerin de kelimesini (inkâr çaðrýlarýný) alçaltmýþtý. Oysa Allah´ýn kelimesi, yüce olandýr. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe Suresi, 40)
Görmediler mi ki, çevrelerinde insanlar kapýlýp-yaðma edilirken, biz Harem (Mekke´y)i güvenilir (ve dokunulmaz) kýldýk? Yine de onlar, batýla inanýp Allah´ýn nimetlerine nankörlük mü ediyorlar? (Ankebut Suresi, 67)
Ýþte biz sana, böyle Arapça bir Kur´an vahyettik; þehirlerin anasý (olan Mekke halký)ný ve çevresinde olanlarý uyarman için ve kendisinde þüphe olmayan toplanma gününü (haber verip onlarý) uyarman için de. (O gün onlarýn) Bir bölümü cennette, bir bölümü çýlgýnca yanan ateþin içerisindedirler. (Þura Suresi, 7)
Onlara karþý size zafer verdikten sonra, Mekke´nin göbeðinde ellerini sizden ve sizin de ellerinizi onlardan çeken O´dur. Allah, yaptýklarýnýzý hakkýyla görendir. (Fetih Suresi, 24)MEDÝNE (YESRÝB)Medine Peygamberimiz önderliðinde Müslümanlarýn hicret ettiði þehirdir. Hicret edenlere "Muhacir" hicret edenleri aðýrlayanlara "Ensar" denilmiþtir.
Çevrenizdeki bedevilerden münafýk olanlar vardýr ve Medine halkýndan da nifaký alýþkanlýða çevirmiþ olanlar vardýr. Sen onlarý bilmezsin, biz onlarý biliriz. Biz onlarý iki kere azablandýracaðýz, sonra onlar büyük bir azaba döndürülecekler. (Tevbe Suresi, 101)
Medine halkýna ve çevresindeki bedevilere, Allah´ýn elçisinden geri kalmalarý, kendi nefislerini onun nefsine tercih etmeleri yakýþmaz. Bu, gerçekten onlarýn Allah yolunda bir susuzluk, bir yorgunluk, ´dayanýlmaz bir açlýk´ (çekmeleri), kâfirleri ´kin ve öfkeyle ayaklandýracak´ bir yere ayak basmalarý ve düþmana karþý bir baþarý kazanmalarý karþýlýðýnda, mutlaka onlara bununla salih bir amel yazýlmýþ olmasý nedeniyledir. Þüphesiz Allah, iyilik yapanlarýn ecrini kaybetmez. (Tevbe Suresi, 120)
Onlardan bir grup da hani þöyle demiþti: "Ey Yesrib (Medine) halký, artýk sizin için (burada) kalacak yer yok, þu halde dönün." Onlardan bir topluluk da: "Gerçekten evlerimiz açýktýr" diye Peygamberden izin istiyordu; oysa onlar(ýn evleri) açýk deðildi. Onlar yalnýzca kaçmak istiyorlardý. (Ahzab Suresi, 13)
Derler ki, "Andolsun, Medine´ye bir dönecek olursak, gücü ve onuru çok olan, düþkün ve zayýf olaný elbette oradan sürüp-çýkaracaktýr." Oysa izzet (güç, onur ve üstünlük) Allah´ýn, O´nun Resûlü´nün ve mü´minlerindir. Ancak münafýklar bilmiyorlar. (Münafýkun Suresi, 8 )
Kendilerinden önce o yurdu (Medine´yi) hazýrlayýp imaný (gönüllerine) yerleþtirenler ise, hicret edenleri severler ve onlara verilen þeylerden dolayý içlerinde bir ihtiyaç (arzusu) duymazlar. Kendilerinde bir açýklýk (ihtiyaç) olsa bile (kardeþlerini) öz nefislerine tercih ederler. Kim nefsinin ´cimri ve bencil tutkularýndan´ korunmuþsa, iþte onlar, felah (kurtuluþ) bulanlardýr. (Haþr Suresi, 9)
Andolsun, eðer münafýklar, kalplerinde hastalýk bulunanlar ve þehirde kýþkýrtýcýlýk yapan (yalan haber yayan)lar (bu tutumlarýna) bir son vermeyecek olurlarsa, gerçekten seni onlara saldýrtýrýz, sonra orada seninle pek az (bir süre) komþu kalabilirler. (Ahzab Suresi, 60)MISIRMusa ve kardeþine (þöyle) vahyettik: "Mýsýr´da kavminiz için evler hazýrlayýn, evlerinizi namaz kýlýnan (ve kýbleye dönük) yerler yapýn ve namazý dosdoðru kýlýn. Mü´minleri de müjdele." (Yunus Suresi, 87)
Onu satýn alan bir Mýsýr´lý (aziz,) karýsýna: "Onun yerini üstün tut (ona güzel bak), umulur ki bize bir yararý dokunur ya da onu evlat ediniriz" dedi. Böylelikle biz, Yusuf´u yeryüzünde (Mýsýr´da) yerleþik kýldýk. Ona sözlerin yorumundan (olan bir bilgiyi) öðrettik. Allah, emrinde galib olandýr, ancak insanlarýn çoðu bilmezler. (Yusuf Suresi, 21)
Siz (ise þöyle) demiþtiniz: "Ey Musa, biz bir çeþit yemeðe katlanmayacaðýz, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmýsak, mercimek ve soðan çýkarsýn." (O zaman Musa:) "Hayýrlý olaný, þu deðersiz, þeyle mi deðiþtirmek istiyorsunuz? (Öyleyse) Mýsýr´a inin, çünkü (orada) kendiniz için istediðiniz vardýr" demiþti. Onlarýn üzerine horluk ve yoksulluk (damgasý) vuruldu ve Allah´tan bir gazaba uðradýlar. Bu, kuþkusuz, Allah´ýn ayetlerini tanýmazlýklarý ve Peygamberleri haksýz yere öldürmelerindendi. (Yine) bu, isyan etmelerinden ve sýnýrý çiðnemelerindendi. (Bakara Suresi, 61)
Ýþte böylece Biz yeryüzünde Yusuf´a güç ve imkan (iktidar) verdik. Öyle ki, orada (Mýsýr´da) dilediði yerde konakladý. Biz kime dilersek rahmetimizi nasip ederiz ve iyilik yapanlarýn ecrini kayba uðratmayýz. (Yusuf Suresi, 56)
Böylece onlar (gelip) Yusuf´un yanýna girdikleri zaman, anne ve babasýný baðrýna bastý ve dedi ki: "Allah´ýn dilemesiyle Mýsýr´a güvenlik içinde giriniz." (Yusuf Suresi, 99)
Gerçek þu ki, Firavun yeryüzünde (Mýsýr´da) büyüklenmiþ ve oranýn halkýný birtakým fýrkalara ayýrýp bölmüþtü; onlardan bir bölümünü güçten düþürüyor, erkek çocuklarýný boðazlayýp kadýnlarýný diri býrakýyordu. Çünkü o, bozgunculardandý. (Kasas Suresi, 4)ÝREM´Yüksek sütunlar´ sahibi Ýrem´e? Ki þehirler içinde onun bir benzeri yaratýlmýþ deðildi. (Fecr Suresi, 7-8 )BABÝLVe onlar, Süleyman´ýn mülkü (nübüvveti) hakkýnda þeytanlarýn anlattýklarýna uydular. Süleyman inkar etmedi; ancak þeytanlar inkar etti. Onlar, insanlara sihri ve Babil´deki iki meleðe Harut´a ve Marut´a indirileni öðretiyorlardý. Oysa o ikisi: "Biz, yalnýzca bir fitneyiz, sakýn inkar etme" demedikçe hiç kimseye (bir þey) öðretmezlerdi. Fakat onlardan erkekle karýsýnýn arasýný açan þeyi öðreniyorlardý. Oysa onunla Allah´ýn izni olmadýkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. Buna raðmen kendilerine zarar verecek ve yarar saðlamayacak þeyi öðreniyorlardý. Andolsun onlar, bunu satýn alanýn, ahiretten hiçbir payý olmadýðýný bildiler; kendi nefislerini karþýlýðýnda sattýklarý þey ne kötü; bir bilselerdi. (Bakara Suresi, 102)KURAN´DA PEYGAMBERLERÝN VE MÜMÝNLERÝN ÝMTÝHAN OLDUKLARI MEKANLARHz. Yunus - Balýk ve GemiÞüphesiz Yunus da gönderilmiþ (elçi)lerdendi. Hani o, dolu bir gemiye kaçmýþtý. Böylece kur´aya katýlmýþtý da, kaybedenlerden olmuþtu. Derken onu balýk yutmuþtu, oysa o kýnanmýþtý. Eðer (Allah´ý çokça) tesbih edenlerden olmasaydý, Onun karnýnda (insanlarýn) dirilip-kaldýrýlacaklarý güne kadar kalakalmýþtý. Sonunda o hasta bir durumdayken çýplak bir yere (sahile) attýk. Ve üzerine, sýk-geniþ yaprakla (kabaða benzer) türden bir aðaç bitirdik. (Saffat Suresi, 139-146)Hz. Yusuf - Kuyu ve ZindanÝçlerinden bir sözcü dedi ki: "Eðer (mutlaka bir þey) yapacaksanýz, öldürmeyin Yusuf´u, onu kuyunun derinliklerine býrakýverin de bir yolcu kafilesi alsýn." (Yusuf Suresi, 10)
Nitekim onu götürdükleri ve kuyunun derinliklerine atmaya topluca davrandýklarý zaman, biz ona (þöyle) vahyettik: "Andolsun, sen onlara kendileri, farkýnda deðilken bu yaptýklarýný haber vereceksin." (Yusuf Suresi, 15)
Bir yolcu-kafilesi geldi, sucularýný (kuyuya su almak için) gönderdiler. O da kovasýný sarkýttý. "Hey müjde... Bu bir çocuk." dedi. Ve onu (kuyudan çýkarýp) ´ticaret konusu bir mal´ olarak sakladýlar. Oysa Allah, yapmakta olduklarýný bilendi. (Yusuf Suresi, 19)
(Yusuf) Dedi ki: "Rabbim, zindan, bunlarýn beni kendisine çaðýrdýklarý þeyden bana daha sevimlidir. Kurduklarý düzeni benden uzaklaþtýrmazsan, onlara (korkarým) eðilim gösterir, (böylece) cahillerden olurum." (Yusuf Suresi, 33)
Onunla birlikte iki genç de zindana girmiþti. Biri: "Ben (rüyamda) kendimi þarap sýkýyorken gördüm." dedi. Öbürü: "Ben de kendimi baþýmýn üstünde ekmek taþýyorken gördüm; kuþ da ondan yemekteydi" dedi. "Bunun yorumundan bize haber ver. Doðrusu biz seni, iyilik yapanlardan görmekteyiz." (Yusuf Suresi, 36)
"Ey zindan arkadaþlarým, birbirinden ayrý (bir sürü) Rabler mi daha hayýrlýdýr, yoksa kahhar (kahredici) olan bir tek Allah mý?" (Yusuf Suresi, 39)
"Ey zindan arkadaþlarým, ikinizden biri efendisine þarap içirecek, diðeri ise asýlacak, kuþ onun baþýndan yiyecek. Ýþte hakkýnda fetva istemekte olduðunuz iþ (artýk) olup bitmiþtir." Ýkisinden kurtulacaðýný sandýðý kiþiye dedi ki: "Efendinin katýnda beni hatýrla." Fakat þeytan, efendisine hatýrlatmayý ona unutturdu, böylece daha nice yýllar (Yusuf) zindanda kaldý. (Yusuf Suresi, 41-42)Kehf Ehli - MaðaraO gençler, maðaraya sýðýndýklarý zaman, demiþlerdi ki: "Rabbimiz, katýndan bize bir rahmet ver ve iþimizden bize doðruyu kolaylaþtýr (bizi baþarýlý kýl). Böylelikle maðarada yýllar yýlý onlarýn kulaklarýna vurduk (derin bir uyku verdik). (Kehf Suresi, 10-11)
Onlarýn kalpleri üzerinde (sabrý ve kararlýlýðý) rabtetmiþtik; (Krala karþý) Kýyam ettiklerinde demiþlerdi ki: "Bizim Rabbimiz, göklerin ve yerin Rabbi´dir; ilah olarak biz O´ndan baþkasýna kesinlikle tapmayýz, (eðer tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçeðin dýþýna çýkarýz." "Þunlar, bizim kavmimizdir; O´ndan baþkasýný ilahlar edindiler, onlara apaçýk bir delil getirmeleri gerekmez miydi? Öyleyse Allah´a karþý yalan uydurup iftira düzenden daha zalim kimdir?" (içlerinden biri demiþti ki:)"Madem ki siz onlardan ve Allah´tan baþka taptýklarýndan kopup-ayrýldýnýz, o halde, (daðlara çekilip) maðaraya sýðýnýn da Rabbiniz size rahmetinden (bolca bir miktarýný) yaysýn ve iþinizden size bir yarar kolaylaþtýrsýn." (Onlara baktýðýnda) Görürsün ki, güneþ doðduðunda maðaralarýna sað yandan yönelir, battýðýnda onlarý sol yandan keser-geçerdi ve onlar da onun (maðaranýn) geniþ boþluðundalardý. Bu, Allah´ýn ayetlerindendir. Allah, kime hidayet verirse, iþte hidayet bulan odur, kimi saptýrýrsa onun için asla doðru-yolu gösterici bir veli bulamazsýn. (Kehf Suresi, 14-17)Hz. Muhammed - MaðaraSiz O´na (Peygambere) yardým etmezseniz, Allah O´na yardým etmiþtir. Hani kâfirler ikiden biri olarak O´nu (Mekke´den) çýkarmýþlardý; ikisi maðarada olduklarýnda arkadaþýna þöyle diyordu: "Hüzne kapýlma, elbette Allah bizimle beraberdir." Böylece Allah O´na ´huzur ve güvenlik duygusunu´ indirmiþti, O´nu sizin görmediðiniz ordularla desteklemiþ, inkâra edenlerin de kelimesini (inkâr çaðrýlarýný) alçaltmýþtý. Oysa Allah´ýn kelimesi, yüce olandýr. Allah üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Tevbe Suresi, 40)MESCÝDLER-MÜMÝNLERÝN YAÞADIKLARI MEKANLAREy Ademoðullarý, her mescid yanýnda ziynetlerinizi takýnýn. Yiyin, için ve israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez. (Araf Suresi, 31)
Þirk koþanlarýn, kendi inkârlarýna bizzat kendileri þahidler iken, Allah´ýn mescidlerini onarmalarýna (hak ve yetkileri) yoktur. iþte bunlar, yaptýklarý boþa gitmiþ olanlardýr. Ve bunlar ateþte süresiz kalacak olanlardýr. Allah´ýn mescidlerini, yalnýzca Allah´a ve ahiret gününe iman eden, namazý dosdoðru kýlan, zekatý veren ve Allah´tan baþkasýndan korkmayanlar onarabilir. Ýþte, hidayete erenlerden olduklarý umulanlar bunlardýr. Hacýlara su daðýtmayý ve Mescid-i Haram´ý onarmayý, Allah´a ve ahiret gününe iman eden ve Allah yolunda cihad edenin (yaptýklarý) gibi mi saydýnýz? (Bunlar) Allah katýnda bir olmazlar. Allah zulmeden bir topluluða hidayet vermez. (Tevbe Suresi, 17-19)
Onlar, yalnýzca; "Rabbimiz Allah´týr" demelerinden dolayý, haksýz yere yurtlarýndan sürgün edilip çýkarýldýlar. Eðer Allah´ýn, insanlarýn kimini kimiyle defetmesi (yenilgiye uðratmasý) olmasaydý, manastýrlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah´ýn isminin çokça anýldýðý mescidler, muhakkak yýkýlýr giderdi. Allah kendi (dini)ne yardým edenlere kesin olarak yardým eder. Þüphesiz Allah, güçlü olandýr, aziz olandýr. (Hac Suresi, 40)
Allah, size evlerinizi (içinde) "güvenlik ve huzur bulacaðýnýz yerler" kýldý; ve size hayvan derilerinden hem göç gününde, hem yerleþme gününde kolaylýkla taþýyabileceðiniz evler; yünlerinden, yapaðýlarýndan ve kýllarýndan bir zamana kadar giyimlikler-döþemelikler ve (ticaret için) bir meta kýldý. (Nahl Suresi, 80)
Böylelikle (Zekeriya) mescidten kavminin karþýsýna çýkýp onlara (þu anlamlarý) iþaret etti: "Sabah akþam tesbih edin." (Meryem Suresi, 11)
Ey iman edenler, evlerinizden baþka evlere, yakýnlýk kurup (izin almadan) ve (ev halkýna) selam vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayýrlýdýr; umulur ki öðüt alýp düþünürsünüz. Eðer orada kimseyi bulamazsanýz, size izin verilinceye kadar artýk oraya girmeyin; ve eðer "Dönün" denirse, siz de dönün, bu sizin için daha temizdir. Allah yaptýklarýnýzý bilendir. Ýçinde oturulmayan ve sizin için bir meta (yarar) bulunan evlere girmenizde bir sakýnca yoktur. Allah, açýða vurduklarýnýzý da, sakladýklarýnýzý da bilir. (Nur Suresi, 27-29)
(Bu nur,) Allah´ýn, onlarýn yüceltilmesine ve isminin zikredilmesine izin verdiði evlerdedir; onlarýn içinde sabah akþam O´nu tesbih ederler. (Nur Suresi, 36)
Kör olana güçlük yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur; sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarýnýzýn evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeþlerinizin evlerinden, kýz kardeþlerinizin evlerinden, amcalarýnýzýn evlerinden, halalarýnýzýn evlerinden, dayýlarýnýzýn evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, anahtarýna malik olduðunuz (yerlerden) ya da dostlarýnýzýn (evlerin)den yemenizde bir güçlük yoktur. Hep birarada veya ayrý ayrý yemenizde de bir günah yoktur. Evlere girdiðiniz vakit, Allah tarafýndan kutlu, güzel bir yaþama dileði olarak birbirinize selam verin. Ýþte Allah, size ayetleri böyle açýklar, umulur ki aklýnýzý kullanýrsýnýz. (Nur Suresi, 61)
"Daðlardan ustalýkla zevkli evler yontuyorsunuz." (Þuara Suresi, 149)KURAN´DA DÝKKAT ÇEKÝLEN MEKANLARÝki Denizin Birleþtiði YerBirbirleriyle kavuþmak üzere iki denizi salýverdi. Ýkisi arasýnda bir engel (berzah) vardýr; birbirlerinin sýnýrýný geçmezler. (Rahman Suresi, 19-20)Güneþin Battýðý YerSonunda güneþin battýðý yere kadar ulaþtý ve onu kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yanýnda bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu´l-Karneyn, (istiyorsan onlarý) ya azaba uðratýrsýn veya içlerinde güzelliði (geçerli ilke) edinirsin." (Kehf Suresi, 86)Güneþin Doðduðu YerSonunda güneþin doðduðu yere kadar ulaþtý ve onu (güneþi), kendileri için bir siper kýlmadýðýmýz bir kavim üzerine doðmakta iken buldu. (Kehf Suresi, 90)Ýki Seddin ArasýÝki seddin arasýna kadar ulaþtý, onlarýn (sedlerin) önünde hemen hemen hiçbir sözü kavramayan bir kavim buldu. (Kehf Suresi, 93)Hz. Meryem´in Doðu Tarafýnda Çekildiði YerKitap´ta Meryem´i de zikret. Hani o, ailesinden kopup doðu tarafýnda bir yere çekilmiþti. (Meryem Suresi, 16)Hurma Dalýnýn AltýDerken doðum sancýsý onu bir hurma dalýna sürükledi. Dedi ki: "Keþke bundan önce ölseydim de, hafýzalardan silinip unutuluverseydim." Altýndan (bir ses) ona seslendi: "Hüzne kapýlma, Rabbin senin alt (yan)ýnda bir ark kýlmýþtýr." Hurma dalýný kendine doðru salla, üzerine henüz oluþmuþ-taze hurma dökülüversin." (Meryem Suresi, 23-25)Hz. Meryem ve Ýsa (a.s.)ýn Yerleþtirildiði YerBiz, Meryem´in oðlunu ve annesini bir ayet kýldýk ve ikisini barýnmaya elveriþli ve akar suyu olan bir tepede yerleþtirdik. (Müminün Suresi, 50)Kehf Ehlinin Kaldýðý YerO gençler, maðaraya sýðýndýklarý zaman, demiþlerdi ki: "Rabbimiz, katýndan bize bir rahmet ver ve iþimizden bize doðruyu kolaylaþtýr (bizi baþarýlý kýl). (Kehf Suresi, 10)
(Onlara baktýðýnda) Görürsün ki, güneþ doðduðunda maðaralarýna sað yandan yönelir, battýðýnda onlarý sol yandan keser-geçerdi ve onlar da onun (maðaranýn) geniþ boþluðundalardý. Bu, Allah´ýn ayetlerindendir. Allah, kime hidayet verirse, iþte hidayet bulan odur, kimi saptýrýrsa onun için asla doðru-yolu gösterici bir veli bulamazsýn. (Kehf Suresi, 17)Ekini Olmayan Bir VadiHani Ýbrahim þöyle demiþti: ..."Rabbimiz, gerçekten ben, çocuklarýmdan bir kýsmýný Beyt-i Haram yanýnda ekini olmayan bir vadiye yerleþtirdim; Rabbimiz, dosdoðru namazý kýlsýnlar diye (öyle yaptým), böylelikle Sen, insanlarýn bir kýsmýnýn kalblerini onlara ilgi duyar kýl ve onlarý birtakým ürünlerden rýzýklandýr. Umulur ki þükrederler." (Ýbrahim Suresi, 37)CENNET MEKANLARICennet inananlarýn asýl yurdudur. Allah´a ve ahiret gününe iman eden her insan Allah´ýn hazýrladýðý cennetin deðiþik mekanlarýnda aðýrlanacaktýr. Kuran´da cennet çeþitli yönleriyle tarif edilmektedir. Bahsi geçen her mekanýn kendine has güzellikleri vardýr. Bu tariflerde Allah´ýn insanlar için cennette saklý tuttuðu nimetlerin ancak bir bölümü geçmektedir.
Allah onlar için, süresiz kalacaklarý, altýndan ýrmaklar akan cennetler hazýrladý. Ýþte büyük ´kurtuluþ ve mutluluk´ budur. (Tevbe Suresi, 89)
Ýman edenler ve salih amellerde bulunanlar da, Rableri onlarý imanlarý dolayýsýyla altýndan ýrmaklar akan, nimetlerle donatýlmýþ cennetlere yöneltip-iletir (hidayet eder). (Yunus Suresi, 9)
Hiç þüphesiz Allah, iman edenleri ve salih amellerde bulunanlarý altýndan ýrmaklar akan cennetlere sokar, orada altýndan bileziklerle ve incilerle süslenirler; ordaki elbiseleri ipek(ten)tir. (Hac Suresi, 23)
Takva sahiplerine vadedilen cennet; onun altýndan ýrmaklar akar, yemiþleri ve gölgelikleri süreklidir. Bu korkup-sakýnanlarýn (mutlu) sonudur, inkâr edenlerin sonu ise ateþtir. (Rad Suresi, 35)Cennetü´l-Me´vaAndolsun, onu bir de diðer iniþte görmüþtü. Sidretü´l-Münteha´nýn yanýnda. Ki Cennetü´l-Me´va onun yanýndadýr. (Necm Suresi, 13-15)Adn CennetleriOnlar, Adn cennetlerine girerler. Babalarýndan, eþlerinden ve soylarýndan ´salih davranýþlarda´ bulunanlar da (Adn cennetlerine girer). Melekler onlara her bir kapýdan girip (þöyle derler:) (Rad Suresi, 23)
Adn cennetleri (onlarýndýr); oraya girerler, orada altýndan bileziklerle ve incilerle süslenirler. Ve orada onlarýn elbiseleri ipek(ten)dir. (Fatýr Suresi, 33)
Adn cennetleri; kapýlar onlara açýlmýþtýr. (Sad Suresi, 50)Firdevs CennetleriKi onlar Firdevs (cennetlerin)e de varis olacaklardýr; içinde de ebedi olarak kalacaklardýr. (Müminun Suresi, 11)Cennet BahçeleriBöylece iman edip salih amellerde bulunanlar; artýk onlar ´bir cennet bahçesinde´ ´sevinç içinde aðýrlanýrlar´. (Rum Suresi, 15)GölgeliklerKendileri ve eþleri, gölgeliklerde, tahtlar üzerinde yaslanmýþlardýr. (Yasin Suresi, 56)
Yayýlýp-uzanmýþ gölgeler, (Vakýa Suresi, 30)Cennetin GeniþliðiRabbinizden olan bir maðfirete ve cennete (kavuþmak için) ´çaba gösterip-yarýþýn,´ ki (o cennet) geniþliði gök ile yerin geniþliði gibi olup Allah´a ve Resûlü´ne iman edenler için hazýrlanmýþtýr. Ýþte bu, Allah´ýn fazlýdýr ki, onu dilediðine verir. Allah büyük fazl sahibidir. (Hadid Suresi, 21)
Yüksek bir cennette. (Hakka Suresi, 22)Durmaksýzýn Fýþkýrýp Akan PýnarlarÝçlerinde durmaksýzýn fýþkýrýp-akan iki pýnar vardýr. (Rahman Suresi, 66)OtaðlarOtaðlar içinde korunmuþ huri kadýnlar. (Rahman Suresi, 72)CEHENNEM MEKANLARIKalýnacak En Kötü YerdirOna: "Allah´tan kork" denildiðinde, büyüklük gururu onu günaha sürükler, kuþatýr. Böylesine cehennem yeter; ne kötü bir yataktýr o. (Bakara suresi, 206)
Kim kendisine ´dosdoðru yol´ apaçýk belli olduktan sonra, elçiye muhalefet ederse ve mü´minlerin yolundan baþka bir yola uyarsa, onu döndüðü þeyde býrakýrýz ve cehenneme sokarýz. Ne kötü bir yataktýr o!.. (Nisa Suresi, 115)
Cehennem; onlar oraya girerler; ne kötü bir yataktýr o. Ýþte bu; tatsýnlar onu: Kaynar su ve irin. (Sad Suresi, 56-57)Ýnkarcýlarýn Barýnma YeridirAndolsun, "Þüphesiz Allah, Meryem oðlu Mesih´tir" diyenler küfre düþmüþtür. Oysa Mesih´in dediði (þudur:) "Ey Ýsrailoðullarý, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah´a ibadet edin. Çünkü O, kendisine ortak koþana þüphesiz cenneti haram kýlmýþtýr, onun barýnma yeri ateþtir. Zulmedenlere yardýmcý yoktur." (Maide Suresi, 72)
Bizimle karþýlaþmayý ummayanlar, dünya hayatýna razý olanlar ve bununla tatmin olanlar ve bizim ayetlerimizden habersiz olanlar; Ýþte bunlarýn, kazandýklarý dolayýsýyla barýnma yerleri ateþtir. (Yunus Suresi, 7-8 )Konaklama Yerleri AteþtirÞüphesiz Allah, iman edip salih amellerde bulunanlarý, altýndan ýrmaklar akan cennetlere sokar. Ýnkar edenler ise, metalanýrlar ve hayvanlarýn yemesi gibi yerler; ateþ, onlar için bir konaklama yeridir. (Muhammed Suresi, 12)Ateþten Yataklar ve Örtüler VardýrÞüphesiz ayetlerimizi yalanlayanlar ve onlara karþý büyüklenenler, onlar için göðün kapýlarý açýlmaz ve halat (ya da deve) iðnenin deliðinden geçinceye kadar cennete girmezler. Biz suçlu-günahkarlarý iþte böyle cezalandýrýrýz. Onlar için cehennemden yataklar ve üstlerine örtüler vardýr. Biz zulme sapanlarý iþte böyle cezalandýrýrýz. (Araf Suresi, 40-41)Tutuþturulmuþ Ateþin Ýçinde Sütunlara Baðlanacaklardýr"Hutame"nin ne olduðunu sana bildiren nedir? Allah´ýn tutuþturulmuþ ateþidir. Ki o, yüreklerin üstüne týrmanýp çýkar. O, onlarýn üzerine kilitlenecektir; (Kendileri de) Dikilip-yükseltilmiþ sütunlarda (baðlanacaklardýr). (Hümeze Suresi, 5-9)Cehennemin Sýkýþýk Bir Köþesine AtýlacaklardýrElleri boyunlarýna baðlý olarak, sýkýþýk bir yerine atýldýklarý zaman, orada yok oluþu isteyip-çaðýrýrlar. (Furkan Suresi, 13)Kapkara Bir Dumanýn Ýçinde OlacaklardýrHücrelere iþleyen kavurucu bir sýcaklýk ve kaynar su, Ve kapkara dumandan bir gölge içindedirler. Ki o, ne serindir, ne ferahlatýcý (kerim). (Vakýa Suresi, 42-44)Cehennemin Etrafýný Sur ve Duvarlar Kuþatmýþ OlacaktýrO gün, münafýk erkekler ile münafýk kadýnlar, iman edenlere derler ki: "(Ne olur) Bize bir bakýn, sizin nurunuzdan birazcýk alýp-yararlanalým." Onlara: "Arkanýza (dünyaya) dönün de bir nur arayýp-bulmaya çalýþýn" denilir. Derken aralarýnda kapýsý olan bir sur çekilmiþtir; onun iç yanýnda rahmet, dýþ yanýnda o yönden azab vardýr. (Hadid Suresi, 13)
Ve de ki: "Hak Rabbinizdendir; artýk dileyen iman etsin, dileyen inkar etsin. Þüphesiz biz zalimlere bir ateþ hazýrlamýþýz, onun duvarlarý kendilerini çepeçevre kuþatmýþtýr. Eðer onlar yardým isterlerse, katý bir sývý gibi yüzleri kavurup-yakan bir su ile yardým edilirler. Ne kötü bir içkidir o ve ne kötü bir destektir. (Kehf Suresi, 29)Kapýlarý Kilitlenmiþ Bir Ateþ VardýrAyetlerimizi inkar edenler ise, sol yanýn adamlarýdýr (Ashab-ý Meþ´eme). "Kapýlarý kilitlenmiþ" bir ateþ onlarýn üzerinedir. (Beled Suresi, 19-20)Ýnkarcýlarý Eriten Ateþ VardýrO gün onlar, ateþin üstünde tutulup-eritilecekler: (Zariyat Suresi, 13)Bukaðýlar ve Cayýr Cayýr Yanan Ateþ VardýrÇünkü Bizim yanýmýzda bukaðýlar ve cayýr cayýr yanan bir ateþ vardýr: Boðazý týkayýp kalan bir yemek ve acý bir azab vardýr. (Müzzemmil Suresi, 12-13)Uzunluðu Yetmiþ Arþýn Olan Bir Zincir Vardýr(Allah buyruk verir:) "Onu tutuklayýn, hemen baðlayýn." "Sonra çýlgýn alevlerin içine atýn." "Daha sonra onu, uzunluðu yetmiþ arþýn olan bir zincire vurup gönderin." (Hakka Suresi, 30-32)Zincirler ve Demir Halkalar Ýnkarcýlar Ýçin HazýrlanmýþtýrDoðrusu biz kafirlere zincirler, demir halkalar (tomruklar) ve çýlgýnca yanan bir ateþ hazýrladýk. (Ýnsan Suresi, 4)Cehennem Bir Gözetleme YeridirGerçekten cehennem, bir gözetleme yeridir. Taþkýnlýk edip-azanlar için son bir varýþ yeridir. Bütün zamanlar boyunca içinde kalacaklardýr. Orada ne serinlik tadacaklar, ne bir içecek. Kaynar sudan ve irinden baþka. (Nebe Suresi, 21-25)Yiyecek Olarak Darý Dikeni ve Zakkum Aðacý VardýrKýzgýn bir ateþe yollanýrlar. Kaynar bir kaynaktan içirilirler. Onlar için (zehirli olan) dari´ dikeninden baþka bir yiyecek yoktur. Ne doyurup-semirtir, ne açlýktan korur. (Gaþiye Suresi, 4-7)
Doðrusu, o zakkum aðacý; Günahkar olanýn yemeðidir. Pota gibi; karýnlarda kaynar-durur; Kaynar-suyun kaynamasý gibi. "Onu tutun da cehennemin orta yerine sürükleyin." "Sonra kaynar suyun azabýndan baþýnýn üstüne dökün;" (Duhan Suresi, 43-48)Oradan Kaçýþ YokturSuçlu-günahkarlar ateþi görmüþlerdir, artýk içine kendilerinin gireceklerini de anlamýþlardýr; ancak ondan bir kaçýþ yolu bulamamýþlardýr. (Kehf Suresi, 53)