Osman ve Orhan Gaziler By: ehlidunya Date: 21 Eylül 2010, 19:27:18
Ertuðrul, Osman ve Orhan Gaziler
Bu seneki ABD gezimizde, geçen sene Ýstanbul'da tanýþtýðýmýz "Siyahi Sanat ve Edebiyat Akademisi" kurucusu ve baþkaný tiyatro yönetmeni ve yapýmcýsý olan Curtis King ile görüþmeyi planlýyordum.
Sohbetimiz sýrasýnda o bana "Muhteþem bir tarihiniz var!.." demiþti. Bu münasebetle Curtis'in iþyeri komþusu Ertuðrul Bey ile de tanýþmak nasip oldu. Ertuðrul Bey'in erkek çocuklarýnýn isimleri Osman Gazi ve Orhan Gazi idi. Merak edip hayat hikâyesini sordum.
Ertuðrul Bey'in babasý Osmanlý padiþahlarýndan Yýldýrým Bayazýt'ýn, Timur'un Sivas'ý iþgal edip taþ üstünde taþ, baþ üstünde baþ býrakmadýðýný haber aldýðýnda üzgün þekilde dolaþýrken kaval çalan bir çobanla karþýlaþýnca "Çal kavalýný çoban çal. Çünkü senin ne Ertuðrul gibi oðlun öldü, ne de Sivas gibi kalen düþtü!" dediðini bir kitaptan okuyunca etkilenmiþ ve o zaman doðan oðluna Ertuðrul ismini vermiþ.
Ertuðrul Bey iktisat fakültesini bitirmiþ. Fakat babasý "Keþke imkâným olsaydý da tarih fakültesinde okusaydým." dediði için, ikinci olarak bir de tarih bölümünü bitirmiþtir. Eþi de tarih bölümü mezunudur.
Babasýnýn bu tarih meraký onun dikkatini özümüze ve kökümüze çekmiþtir. O da babasý gibi çocuklarýndan büyüðüne Osman Gazi ve küçük olanýna da Orhan Gazi ismini vermiþtir. Evinin duvarlarýnda da bütün Osmanlý padiþahlarýnýn resimleri asýlý. Ne gariptir ki, tablolar arasýnda bulunan ve Osmanlý sultanlarýnýn soy aðacýný gösteren tablo Çinliler tarfýndan dizayn edilmiþ.
Elbette yabancý ülkelerde bilhassa Amerika gibi dýþarýdan gelen yabancýlarý kendi bünyesinde þekillendiren ülkelerde yani o büyük kültürler mozaiði içerisinde kendi varlýðýmýzý orijinal renginde korumamýz için Ertuðrul Bey gibi davranmamýz gerekiyor. Bizim "Aðaç kökü ile gürler" diye bir deyimimiz vardýr. Özünden ve kökünden beslenmeyenlerin asimile olmasý kaçýnýlmazdýr. Onun için çocuklarýmýza koyacaðýmýz isimler çok büyük önem kazanmaktadýr. Hem de içinde yaþadýðýmýz toplumlara faydalý olmamýz, o mozaik içinde kendi kültürümüzün renkleri ile çiçek açmamýzla mümkün olabilir.
"Çanakkale Mahþeri" isimli eserinde Mehmet Niyazi Özdemir Bey, bir Türkolog olan Fransýz gazeteci Mösyö Valentin'in Osmanlý Devleti'nin o en sýkýntýlý döneminde ülkemizde dolaþtýðý sýrada, bir yerde üç çocukla karþýlaþtýðýný; babalarý þehit olmuþ bu fakir çocuklarýn giyecek elbise bulamadýklarý için çuvala benzer bir þeyleri üzerlerine geçirmiþ olduklarýný gördüðünü, tam o sýrada babaannelerinin onlarý "Muzaffer!.. Gazanfer!... Mücahid!.." diye çaðýrdýðýný iþitince, "Þu periþan vaziyetinde bile çocuklarýna böyle isimler koyabilen bir milletin asla yýkýlmayacaðýný anladým." dediðini yazýyor.
Evet çocuklarýmýza konulan isimler ve duruma göre o isimlerin manalarý çok önemlidir. Ýsimler, bir nevi müsemma (isim konulan) için dua hükmüne geçebilir.
Curtis King ile görüþmemizde Osmanlý atalarýmýzýn 1850'de Ýrlanda'daki kýtlýk sýrasýnda Avrupa'dan hiç kimse yardým etmezken oraya hem para yardýmý hem de gemilerle erzak yardýmý yaptýðýný, daha önce Endülüs yakýlýp yýkýlýrken oradan kaçýp kurtulmak isteyen Yahudilere kalyonlar gönderip ülkemize getirerek Edirne ve Ýzmir gibi þehirlerimize yerleþtirdiðini, sömürgecilere karþý koruma için Afrika'ya asker gönderdiðini, hatta Kenya Mombassa'daki Emir Ali Bey'in yaptýrdýðý kalenin kalýntýlarýnýn bulunduðunu, Balkanlar'daki mazlum ve maðdur milletlere baþta Bosnalýlar olarak kol kanat gerdiðini anlatýnca iþte bu sözü, yani "Muhteþem bir tarihiniz varmýþ!" sözünü söylediðini hatýrlayarak meseleyi isim koymanýnýn önemine kadar getirmiþ olduk. a.aymaz@zaman.com.tr
ABDULLAH AYMAZ