Sigaraya Mektup By: sidretül münteha Date: 21 Eylül 2010, 19:06:36
Sigaraya Mektup

Eskiden her an senin kokunu hissetmek isterdim. Bana dâima yakýn olasýn diye, yýllarca seni kalbimin üstünde taþýdým. Ellerime dost(!) yaptým seni, onlarla hemdem oldun gece-gündüz, yaz-kýþ. Hakkýnda söylenen kötü þeyleri dikkate almadým, kulak asmadým, abartýyorlar dedim. Çünkü seni delicesine seviyordum. Senden ayrýlamayacaðýmý, ayrýlýrsam mutsuz olacaðýmý düþünüyordum. Ama þu an ayrýyýz. Benden uzaktasýn. Aslýna bakýlýrsa seni hiç özlemedim. Hattâ senden ayrýldýðýma o kadar memnunum ki, bunu sana anlatamam.
Kurtuldum!..
Evet, senden tam mânâsýyla kurtuldum...
Maddî bakýmdan sýkýntýda olduðum zamanlarda bile senin için para ayýrýrdým. Hiç unutamýyorum, oðlum çikolata istemiþti; ama ben alamamýþtým. Buna sebep sendin. Çünkü çikolata alsaydým, seni o gün göremeyecek, kokunu hissedemeyecektim. Oðlum eve gözyaþlarý içinde gitmiþti.
Seninle ilk karþýlaþtýðýmýz günü hatýrlýyorum. Keþke demek çözüm olsa, ‘Keþke o günü hiç yaþamasaydým!’ derim. Sevdiðim bir arkadaþým tanýþtýrdý beni seninle. O, gerçekten beni sevseydi seninle tanýþtýrýr mýydý, bunu bilemem. Biliyor musun o arkadaþým bir hafta önce, akciðer kanserinden genç yaþta hayata veda etti. Geride onu çok seven bir eþ ve baðýmlý olarak yaþayan çocuk býraktý. Arkadaþýmý yaktýðýn gibi, kalanlarý da yakmaya devam ediyorsun. Tanýþtýðýmýz gün seni niçin elime aldýðýmý ve niçin dudaðýma götürdüðümü hâlâ bilmiyorum. Özenti mi, taklit mi, yoksa bir arayýþ mýydý?!. Seninle bir defa buluþmanýn sana baðýmlý yapacaðýný hiç kestirememiþtim. Keþke senin zararlarýný hakkýyla anlatan biri olsaydý. Gerçi öðretmenim, zararlarýný okulun tuvaletinde beni seninle yakaladýðýnda biraz anlatmýþtý. Gösterdiði gýrtlaðý delinmiþ, bacaðý kesilmiþ hasta fotoðraflarýnýn tesiri çabuk geçti. Sen her yerde karþýma çýktýn arkadaþlarýmla kol kola. Gençlik hevesâtýyla, erkekliðin þanýndan kabul edildiðin için, senin zararlarýný hiç düþünmedim ve seninle arkadaþlýðým hep devam etti.
Her sabah kalktýðýmda temiz ve derin bir nefes alýyor, sonra seni görmek istiyordum. Arkadaþ grubumuzla temiz havayý seninle kirletiyorduk? Niye etrafa katran, zehir, radyasyon yayýyorduk? Bunu anlamak mümkün deðil! Temiz bir þekilde nefes almak varken, niçin duman soluyorduk? Bir gün nefes alýp vermemin zorlaþtýðýný hissettim. Fakat bir yandan da kendi kendimi kandýrmaya devam ediyordum. ‘Nasýl olsa býrakýrým caným, bak Ahmet benden daha fazla içiyor, bir þey olmuyor, bir þey yapsa bu kadar adam içmez.’ gibi düþünceler farkýnda olmasam da yýllarýmý ve özümü alýp götürüyordu...
Ýlk zamanlar ne zaman bir bardak çay içsem, elimde senin rahatsýz edici kokunu hissederdim. Daha sonra kokuna da almýþtým. Bu kokuyu baþkalarý fark etse de, ben artýk fark etmiyordum. Diþlerim yavaþ yavaþ sararýyor, üzerinde bir katran tabakasý oluþmuþ gibi gün geçtikçe kararýyordu. Bu yüzden sigara içmeyen arkadaþlarýmýn yanýnda rahat konuþamýyor ve gülemiyordum.
Derken öksürükler baþladý. Bu öksürükler sonumun yaklaþtýðýný haber veriyordu. Hayatýmý alt üst eden bu öksürükleri üþütmeye, gribe baðlýyor senin sebep olma ihtimalini hep görmezden geliyordum. Bu kadar inkâr, sebep bulma, görmezden gelme, seni ne kadar çok sevdiðimi göstermiyor mu? Bu baðlýlýðým olmasa benimle yýllarca birlikte olabilir miydin?
Akþam olunca, küçük çocuklarýmý düþünmeden elime alýyordum seni. Bir gün küçük kýzým; ‘Baba seni seviyorum, býrak þu sigarayý, bizden daha mý kýymetli?’ dediðinde, seni býrakmam gerektiðini biraz olsun anlamýþtým. Artýk balkonda buluþuyordum seninle, ama çocuklarýma kötü örnek olduðum hususu da aklýmdan hiç çýkmýyordu. Çocukluk arkadaþým Amerika’dan gelmiþti. Cebimde Amerikan sigarasýný görünce o kadar þaþýrdý ki, bana; ‘Sen çocukluðunda akýllý adamdýn, Amerika’da ancak düþük eðitimli insanlar sigara içiyor. Yazýk deðil mi sana! Onlar hem senin paraný, hem de ülkenin geleceðini sömürüyor. Birçok insan sigara içiyor bu memlekette, nasýl kalkýnacak bu ülke! Sigaraya verdiði para yetmiyor gibi bir de tedavi masraflarý var. Sen o kadar zengin misin? Biz o kadar zengin miyiz? Sýhhatimiz, istikbalimiz bu kadar ucuz mu?’ dedi. Ama ben yine kendimi kandýrmaya devam ettim.
Bir gün ayaðýmda bir yara çýktý. Uzun zaman geçmesine raðmen, yara bir türlü iyileþmiyordu. Doktor seni býrakmazsam bütün damar yapýmýn bozulacaðýný, hattâ ayaðýmýn kesileceðini söyledi. Bu ilk ciddi sinyaldi. Ben ise, ‘Azaltýyorum, haftaya býrakacaðým.’ gibi sözlerle kendimi oyalamaya devam ettim.
Þu an bir solunum cihazýna baðlý olarak yaþýyorum. Bacaðýmý kurtardým; ama akciðerimi kurtaramadým. Kurduðun sinsi tuzak yüzünden akciðerlerimin o minik kesecikleri patlamýþ, artýk doðru dürüst nefes bile alamýyorum. Tedavi masraflarý beni maddî olarak da bitirmiþ durumda. Senin bu kadar ciddi zarar vereceðin, bu kadar sinsice vuracaðýn aklýma gelmezdi. Þimdi pili bitmiþ bir oyuncak gibiyim. Daralan damarlarýmdan kan zor geçtiði için organlarým beslenemiyor. Kendi sonumu hazýrladým, ellerimle kendimi tehlikeye attým.
Kurtuldum senden, ama geç kaldým!
Bundan sonraki hayatýmý senin kötülüklerini sevdiklerime anlatmakla geçireceðim. Benim düþtüðüm tuzaða baþkalarýnýn düþmemesi için çalýþacaðým. Senin ne kadar kötü olduðunu herkes bilecek. Senden nefret ediyorum eski arkadaþým!
Dr. Hasan Aydýnlý