Kuyunun dibindeyim By: sidretül münteha Date: 21 Eylül 2010, 18:50:14
kuyunun dibindeyim

Azalarým kuyuya
atýldý, ipliklerine oksijen deðmiþ gömleðim kayýp. Ne aslanlara yem oldum,
ne sýrtlanlara, ne de akbabalara. Kuyuya itildim bir kerâhat vâktinde.
Gömleðim sapasaðlam, fakat bir Yâkub'u yok ki, gözlerine sürülsün âþk sürgünü.
Kuyunun içerisindeki su birikintisine, ay ýþýðýnýn gölgesi indiði zaman,
beynimdeki hüzünleri taþýrýyor tufanlar; ve sorguluyor: Ben bir sürgünlük
müyüm, yoksa bir hicretlik mi?
Gâmsýz çehremle göðün yarýlmasýný ve semâdan uzanacak bir kovanýn beni kurtarmasýný beklerken, yýldýzlar deðiyor kaþlarýma.
Ellerimde kirpiklerim,
mýzrak oyunu oynuyorum. Bel kemiðim düþerken incinmiþ; hâlâ sýzýsýný hissediyorum kâlbimde. Geride býraktýklarým deðil, geleceðe býrakacaklarým tedirgin etmeye baþlýyor günbegün yüreðimi.
Kuyuda; tedirgin bir yürekle baþbaþa, çentik sarasýna tutulup köpürtüyorum durgun sularý.
Sesimin rýzkýný tellerime kelepçelediðim günler oldu. Eklemlerim
emekleyemeden, birilerinin ekmeðine sürüldü. Sözlerimle devþirme ve duyarsýz bir þekilde, kültür kuruntularý yetiþtirmeye çabaladým mat bodrumlarda.
Topuklarýma paslý çiviler saplandý, mantarlanmýþ çehreme sürdüðüm havayý baþkalarýna soluttum. Sonucunda da, toplu imhâlarda ritimsiz âhlar baðlandý
kâlbime.
Þafaklarýmýn ilmiklerini sökerken, yalnýzlýk sözleri heceledim. Yalnýzdým, yansýzdým; bîtaraf bakýþlarýmý kenetlemiþtim dünyama. Dâla tutunmak bizim
þehirde geçersizdi; ben de allý pullu yasaklarýn elinden tuttum. Fakat elim tutuldu önce; sonra kolum tutuldu. Gövdeme sirâyet etti gâmsýzlýk virüsü.
Hücrelerimde dalga dalga yayýldý virüs. Cam kesiklerine benzer yarýlmalar vuku buldu rüzgarlarýmda. Ve ben, rüzgârýn lokmalarýný püskürdüðü kayýp
þehirde, aldatýcý kehânetler üreten bir Notradamus oldum. yani felçli bir kâhin.
Gizlenmiþ izlerimi yerküreye kazýyamamýþlýðýmýn vermiþ olduðu gurbetlikle,
yusufçuklar doðurmak istiyor zanlý yüreðim. Yüzü temiz, kâlbi mutmâin, sadrý uzay boþluðu kadar geniþ sâf hazineler. Ýþte tam bu saat vurumlarýnda, yine
o soru hâyât buluyor tâhâyyülümde: Ben bir sürgünlük müyüm, yoksa bir hicretlik mi?
Kuyu hezeyânlarý depreþtirirken marjinal sükûtumu, saray erkâný
debdebelerimi kuyunun mahzûn suyunda boðmak ister gibiyim. Diplenmiþ
küsgünlüklerim, sisler inmiþ küllerimi kürüyor, týnýlý kükreyiþlerimi
notalýyor adeta. Dibi daha tutmamýþ varlýðýmý karýþtýrma zamanýnýn geldiðini
düþünüp, bir nebze olsun gerçekliðime yol verme istemlerime suni tenefüsler icra etmek istiyorum.
Adlandýrýlýp kulaklarýma sürülen kavramlarý, sorgusuzca kabul ediþimin
üzerinden birkaç yüzyýl geçti. Artýk pýnarbaþýndan kana kana dolduramýyorum
testilerimi. Plastik dünyanýn âhenksiz tavýrlarý derdest etmiþken
saliselerimi, bir güyüm gözyaþý içsem ne eksilir, ne de azalýr hengâmým.
Þehirlerimdeki boyun baðlarý, koyun etmiþken gündüzlerimi; kuyuma dolan güneþ, sýtmaya yüz tutmuþ benliðimi ýsýtmýyor ki.
Kudüs'ümü naylondan düþlere sardýlar zifiri gecelerde; Endülüs'üme rastlayan yok!..
Dalgalar vuruyor kaldýrýmlarýma. Tsunami deðil bu alýp getüren
vuslatýmý, kýrbaçsý günlerde usul usul, azar azar getürülmüþ cümlelerim.
Kuyuya býrakýlmýþým üveyciller tarafýndan, fakat dedim ya; bir Yakub'um yok benim.
Makiler bitti kursaðýmda, sýcak iklimlerdeyim hep. Kuyumun kapaðýný
kurþunlayýp betonlayacaklarmýþ. Sýcaklýðý bile hissedemeyecekmiþ beþ duyum. Altýncý his mezarlýðýnda, ben de bir kefenlenmiþ kâbristan olacaðým sonunda, bir kovaya tutunamadan.
Sürgünlük damlatýlmýþ bal mumu kaldým hep. Dondum kaldým düþtüðüm yerde. Sonra bir daha damladým ve tekrar tekrar dondum durdum.
Hicretlik olamadým
ki; sürgünler yurduna fetih için geri dönebileyim. Kuyudan bile çýkmayý
becerememiþ bir mahkûmum ben!
Çocukluk düþlerimi hatýrlýyorum, görüþümü akýntýya kaptýrdýðým anlarda. Çýðdan arta kalan daðdan, bir kaya düþüyor sýrtýma o vâkit. Karalanmýþ
yaralarýma merhem olsun diye, kimi zaman süslü kelimeler betimliyorum.
Ve
Diyorum ki ruhumu kuruttuðum ay ýþýðý yansýmalarýnda: Kuyu dibindeyim;
Yakubsuz...
ALINTI