Aksiliklerin Aksine By: ezelinur Date: 21 Eylül 2010, 10:20:36
Aksiliklerin Aksine...
BÝR MARTI kanadýný deðdirdi serin sulara, ürperdi ve uçtu.
Elini ateþe deðdirdi çocuk, üfledi ve parmaðýný çekti.
Günebakanlar, güneþe karþý açtý, kargalar,
korkuluðu gördü ve kaçtý.
Bir taþ fýrladý bir adamýn elinden, gitti, gölün ortasýna düþtü, balýklar kaçýþtý.
Bir patlama oldu pazar yerinde, kuþlar uçuþtu, insanlar koþuþtu,
sebze ve meyveler saçýldý.
Bir kutlama yapýldý, havai fiþekler patladý, gökyüzünü duman ve toz kapladý.
Ayný esnada, mutfaktaki tencerede mýsýrlar patladý,
etrafa güzel bir koku yayýldý..
Bir yandan çocuklar mantar tabancalarýný patlattýlar,
kediler kaçacak bir yer aradý.
Arabanýn lastiði patladý, direksiyon hakimiyetini kaybeden þoför aracý bir duvara çarptý ve durdu. Çocuðun elindeki uçan balon patladý, gözyaþlarý ve feryatlar kapladý ortalýðý.
Su borularýndan biri patladý, mahalleyi sel aldý.
Gözlüðü çatlayan genç, etrafa puslu gözlerle bakýndý.
Bardaðý çatlayan misafirin çayýnýn tadý damaðýnda kaldý.
Çatlak lavabo su sýzdýrdý durmadan.
Genç bayanýn en sevdiði bardak kýrýldý, servis takýmý bozuldu.
Ödevini noktasý noktasýna tamamlayan bir programlama öðrencisi tam kaydedecekken yaptýklarýný,
mahallenin elektrik direðine yýldýrým düþtü.
.Kocaman kütük yere devrildi, elektrikler kesildi…
Mimarlýk tezini hazýrlayan gencin emek emek hazýrladýðý maket yere düþtü..
Tam ortasýndan çatladý ve sonra ikiye ayrýldý.
Bir çocuðun oyuncaðý çatladý, birinin telefonu suya düþtü, birinin hayalleri...
Baþka çatlayanlar da vardý.
Fýndýklar, cevizler, bademler çatladý, içlerindeki lezzet yiyenlere ayan oldu.
Çatlayan tohum, topraðýn içinde yol almaya baþladý..Yeni bir filiz doðdu.
Döküldü-kýrýldý-çatladý-saçýldý-patladý.
Kimi için iyi, kimi için kötü bir netice oldu.
Kýrýk camlar batmadýkça ayaklara, patlayan balon yakmadýkça çocuðu, sel sularý bir tahribat yapmadýkça, lastiði patlayan araç kaza yapmadýkça, serseri kurþunlarla kimse yaralanmayýnca, bir “OH” çekildi derinden.
H harfi bazen F harfi ile karýþtýrýlabildi.
Büyük musibetlerin önleyicisi küçük kazalar, büyük kazalarý “ucuz” atlatmalar, hayatýn ne çok sahnesinde karþýmýza çýkýyorlar..
Kurtarýlýþlar, felaha ermeler, üzüntüler, geç kalmalar, kýrýp dökmeler, kazalar, tüm bunlar bazen bir iþaret oluyorlar, bazen bir silkelenme.. Bazen de, aldýrmamak yine.
Oysa hiçbiri boþ deðil, boþuna deðil…
Bazý parçalanýþlar, bazý kazalar küçük görünseler bile, nice semereyle hayatýmýzýn köþe baþlarýný tutuyorlar.
Týpký bir küp þekerin ancak parçalanarak tat vermesi, bir tarçýn çubuðunun ancak kýrýlarak koku vermesi gibi, insan da kýrýlmalara bölünmelere meyyal, ancak sanýldýðýnýn aksine bir parçalanýþ bir uyanýþa vesile olabiliyor.
Bir kimse, mýsýrla ömründe ilk defa karþýlaþýyor olsa, onu toplasa, bir þekilde ondan istifade etse..Bir gün, mýsýrlardan biri ateþe düþse, “eyvah” der belki..Bu “eyvah” mýsýrýn bir de patlamasýnýn olduðunu bilmeyiþtendir, bir yitiriþedir. Oysa, patlamýþ mýsýrýn tadýna bakýnca anlar ki, bir de böylesi bir lezzet varmýþ.
Elemler de böyle zannýmca, baþka lezzetlere, baþka diriliþlere kapý açýcý.
Keder de, kaderde karþýmýza çýkan þer görünümlü hayýrlar da öyle..
Hem hayatta lezzet kadar elem de tat verebiliyor, elmanýn olgunlaþmasý gibi olgunlaþýyor insan..
Bu yüzden, kýrýlana deðil kýrdýran hikmete, dökülüp bozulana deðil, ardýndan geleceklere çevirmeliyim bakýþlarýmý..
Ufak tefek de olsa, karþýmýza çýkan “aksilikler”in kader çizgimizde mukaddes bir yeri vardýr diye düþünüyorum..
“Hay aksi” dedirten nefsin aksine çalýþtýrmalý hisleri, toparlanmalý, daha büyüðünden esirgeyen, baðýþlayan Rabbe hamd ve senada bulunmalý.
Bir küçük yahut büyük kazanýn da böylece atlatýldýðýna sevinilmeli, lezzet duyabilmeli..
Sevinmeli, zira zeval-i elem dahi lezzettir..
Elem dahi, bir yaratýlýþ gereði, elem dahi hikmettir.