Vaaz Projeleri
Pages: 1
Sadaka-i Cariye By: reyyan Date: 20 Eylül 2010, 16:48:38
SADAKA-Ý CARÝYE VE HAYIR ÝÞLEME BÝLÝNCÝ



Ýdris BOZKURT

I- Konunun Plâný
A- Sadaka-i cariyenin tanýmý
B- Önemi ve topluma yararý
C- Hayýr iþleme bilincinin toplumda vucut bulmasý
D- Ýyilikte ölçü
E- Ýyilikte yardýmlaþmak
F- Hayýrda yarýþmak

II- Konunun Açýlýmý ve Ýþleniþi
Konuya öncelikle “Sadaka-i Cariye”nin tanýmý yapýlarak baþlanýr. Önemine vurgu yapýlarak  fert ve toplum için saðladýðý maddi ve manevi faydalarý anlatýlýr. Toplumda hayýr iþleme bilincinin yerleþmesi için neler yapýlabileceðine deðinilir. Ýnsanlar, yardýmlaþmaya ve hayýrda yarýþmaya teþvik edilir. Hayrýn büyüðü- küçüðü olmayacaðý anlatýlarak toplum yararýna olan her türlü iyiliðin mutlaka yapýlmasý gerektiði vurgulanarak konu toparlanýr.
Ш- Konunun Özet Sunumu
Günümüzün þartlarýnda, maddenin kutsal hale getirildiði, iyilik duygularýnýn yok olmaya yüz tuttuðu, baþkalarýnýn pek hesaba katýlmadýðý bir zamanda, eþyaya tutkun insan topluluklarýnda, Ýslâmýn sadaka emri ve iyilikte bulunma tavsiyesi daha da önem kazanmaktadýr.
Ýnsanlýk tarihi boyunca olduðu gibi bugün de hiçbir toplumda, ortak bir hayat ve geleceði paylaþan insanlar ayný düzeyde deðildir. Zayýfý, güçlüsü, fakiri, zengini, erkeði kadýný... ile insan topluluklarý hem bir tezat, hem bir âhenk meydana getirmektedirler. Tabiattaki bu baþkalýk, bu tezat bir hareketin kaynaðýný oluþturuyor ki, buna, "hayat" diyoruz.
Yaratýlýþtan gelen bu farklýlýkla hayatýn içinde yoðrulan insanlar muhakkak birbirlerine ihtiyaç duymaktadýrlar. Pek çok ve deðiþik konuda zengin fakire, güçlü zayýfa baþvurmak zorunda kalmaktadýr. Hiç bir zengin, "Benim kimseye ihtiyacým yoktur" diyemez. Çünkü servetini çalýþtýrdýðý insanlarýn gücü ile kazanýr; "Benim param var, kimi istersem çalýþtýrýrým" demesi bu gerçeði deðiþtirmez. Zira, kimi çalýþtýrýyorsa ona muhtaç oluyor demektir. Ne tarafa bakarsak bakalým bütün sosyal iliþkilerde böyle durumlarda karþýlaþýrýz. Bütün insanlarýn ister istemez bir baþkasýnýn gücüne, parasýna, fikrine muhtaç olduðunu görürüz.
Ýnsanlarýn böyle birbirine muhtaç olmalarý, karþýlýklý olarak yardýmlaþmalarý zorunluluðunu ortaya çýkarmaktadýr. Yardýmlaþma, toplum hâlinde yaþamanýn doðal bir sonucudur. Hem baþkalarý ile yaþamak, hem yardýma ihtiyaç duymamak imkânsýzdýr. Bunun için Ýslâmiyet yardýmlaþmayý, bütün maddî ve mânevî hayatýmýzý kapsayacak þekilde en geniþ sýnýrlarý ile ele almýþ ve dinî-ahlâkî bir görev olarak ortaya koymuþtur. Ýyilik ve hayýrda yarýþmak, ALLAH yolunda harcamada bulunmak ve toplumdaki kimsesiz, fakir ve düþkünlere yardým elini uzatmak, Kur’ân-ý Kerim’in en çok üzerinde durup teþvik ettiði hususlardandýr. Bir çok ayet ve hadis, kalýcý olanýn, bu tür hayýr ve yatýrýmlar olduðunu bildirmektedir.
Cenab-ý Hak; “ Ýyilik ve takva (ALLAH’a karþý gelmekten sakýnma) üzere yardýmlaþýn. Ama günah ve düþmanlýk üzere yardýmlaþmayýn. ALLAH'a karþý gelmekten sakýnýn. Çünkü ALLAH’ýn cezasý çok þiddetlidir”  buyuruyor. Zekât vermekten, tatlý söz ve güler yüzle davranmaya kadar her þeyin iyilik kapsamýna alýndýðýný düþünürsek, dinimizin yardýmlaþma sýnýrýný ne kadar geniþ tuttuðunu daha iyi kavrarýz.
Yardým anlayýþýnýn özünde fedâkârlýk vardýr. Maldan sevgiye kadar her þeyin bir baþkasýna verilmesi söz konusudur. Hiçbir iyilikte bulunamayan bir müslüman, eli ve dili ile baþkalarýna zarar vermemesi bile iyilik (sadaka) sayýlmýþtýr.
“Sadaka-i Câriye”, sürekli ecir getiren sadaka anlamýna gelir. Ýnsanlarýn faydalandýðý müesseseler kuran, eserler býrakan, ortaya faydalý bir ilim koyan, hayýr ve hasenet yapan, kendisi ölse bile, insanlar o þeyden faydalandýklarý müddetçe o  sevabýný almaya devam eder. . Dolayýsýyla, sadaka-i câriye; yol, köprü, çeþme, mescit, yoksullar için aþ evi, hastane ve okul gibi hayýr kuruluþlarýný da kapsar. Ýnsanlar bu gibi yerlerden yararlandýðý sürece, bunlarý yaptýranlar, yapýlmasýna sebep olanlar, yol gösterenler ve destek olanlar, gerek saðlýklarýnda ve gerekse vefatlarýndan sonra sevap kazanmaya devam ederler.
Ýslam medeniyetinin adeta simgelerinden biri olan vakýflar, Hz. Peygamber döneminden itibaren tarih boyunca Ýslam toplumlarýn sosyal yapýlarýný saðlamlaþtýrmada, sosyal dengeyi saðlamada ve yaralarý sarmada etkin bir rol üstlenmiþlerdir. Bunun bir sonucu olarak, fakir ve kimsesizlerin yiyecek, giyecek ve barýnaklarýnýn temin edilmesi, hastalarýn tedavisi, ilmin yaygýnlaþtýrýlmasý, fakir öðrencilerin desteklenmesi, hayvanlarýn ve çevrenin korunmasý, ibadethanelerin ve toplumun ihtiyacý olan bir çok tesisin yapýlmasý, bakým ve onarýmý gibi toplum yararýna olarak nitelendirilebilecek hemen her alanda vakýflar büyük hizmetler görmüþlerdir.
Yukarýda örnekleri verilen “Sadaka-i Cariye”ler, kesintisiz hayýr iþleme bilincinin pratiðe yansýmasýdýr. Bu erdemli davranýþ, ahirete iman etmiþ olmanýn somut bir göstergesi, bencilliði yenmenin fiili ispatý, paylaþýmýn en güzel örneði ve ALLAH sevgisinin belirtisidir.

IV- Konu Ýþlenirken Baþvurulabilecek Bazý Ayetler
لَنْ تَنَالُوا الْبِرَّ حَتَّى تُنْفِقُوا مِمَّا تُحِبُّونَۜ وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ شَيْءٍ فَاِنَّ اللهَ بِهِ عَلِيمٌ.
“Sevdiðiniz þeylerden ALLAH yolunda harcamadýkça iyiliðe asla eriþemezsiniz. Her ne harcarsanýz ALLAH onu bilir.”  
“Herkesin yöneldiði bir yön vardýr. Haydi, hep hayýrlara koþun, yarýþýn! Nerede olsanýz ALLAH hepinizi bir araya getirir. Þüphesiz, ALLAH’ýn gücü her þeye hakkýyla yeter.”
“Sizden her biriniz için bir þeriat ve bir yol koyduk. Eðer ALLAH dileseydi elbette sizi tek bir ümmet yapardý. Fakat verdiði þeylerde sizi imtihan etmek için ümmetlere ayýrdý. Öyle ise iyiliklerde yarýþýn. Hepinizin dönüþü ALLAH’adýr. O zaman anlaþmazlýða düþmüþ olduðunuz þeyleri size bildirecektir.” (Ayrýca bkz. Mü’minün, 23/61)
“Sonra biz o kitabý kullarýmýzdan seçtiðimiz kimselere (Muhammed’in ümmetine) miras olarak verdik. Onlardan kendine zulmedenler vardýr. Onlardan ortada olanlar vardýr. Yine onlardan ALLAH’ýn izniyle hayýrlý iþlerde öne geçenler vardýr. Ýþte bu büyük lütuftur.”
“Ýyilik, yüzlerinizi doðu ve batý taraflarýna çevirmeniz(den ibaret) deðildir. Asýl iyilik, ALLAH’a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin; mala olan sevgilerine raðmen, onu yakýnlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmýþa, (ihtiyacýndan dolayý) isteyene ve (özgürlükleri için) kölelere verenlerin; namazý dosdoðru kýlan, zekâtý veren, antlaþma yaptýklarýnda sözlerini yerine getirenlerin ve zorda, hastalýkta ve savaþýn kýzýþtýðý zamanlarda (direnip) sabredenlerin tutum ve davranýþlarýdýr. Ýþte bunlar, doðru olanlardýr. Ýþte bunlar, ALLAH’a karþý gelmekten sakýnanlarýn ta kendileridir.”  (Ayrýca bkz. Bakara, 2/215.)
 Mal ile yapýlacak bir yardým þekli de "karz-ý hasen" dir. "Karz" fâiz ve benzeri herhangi bir menfaat beklemeden ödünç para vermek demektir. Bu da ALLAH'ýn övdüðü bir malî yardým þeklidir. Kur'an-ý Kerîm'de bu fedâkârlýk o kadar yüceltilmiþtir ki, ödünç veren kiþi sanki insanlara deðil ALLAH'a vermiþ gibi telâkkî edilir:
“Þüphesiz ki sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadýnlar ve ALLAH’a güzel bir borç verenler var ya, (verdikleri) onlara kat kat ödenir. Ayrýca onlara çok deðerli bir mükafat da vardýr.”  

V- Konu Ýþlenirken Baþvurulabilecek Bazý Hadisler
Hz. Peygamber (a.s.) de þöyle buyurmuþtur:
عَنْ عَدِيِّ بْنِ حَاتِمٍ، قَالَ سَمِعْتُ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم يَقُولُ ‏"‏ ‏"‏ اِتَّقُوا النَّارَ وَلَوْ ِشِقِّ تَمْرَةٍ فَمَنْ لَمْ يَجِدْ فَبِكَلِمَةٍ طَيِّبَةٍ .

“Bir hurmanýn yarýsý ile, bunu da bulamazsanýz güzel sözle ateþten korununuz”  
Herkesin yararlanabileceði çeþme, köprü, cami, okul, yol, hastahâne, dispanser gibi hayýr kurumlarý yaptýrmak da mal ile yapýlan yardýmlardandýr. Bu tür hayýr eserlerine sadaka-i câriye (devamlý sadaka) denilir ki, sevabý çok fazladýr. Sadaka-i câriye anlayýþý, vakýflarýn ortaya çýkmasýnda çok büyük etki yapmýþ ve Ýslâm dünyasýnýn her tarafý halka hizmet götüren vakýf kuruluþlarý ile dolup taþmýþtýr.
Bir hadiste sürekli sevap kaynaðý olan ameller þöyle belirlenir:
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ، أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم قَالَ ‏"‏ إِذَا مَاتَ الإِنْسَانُ انْقَطَعَ عَنْهُ عَمَلُهُ إِلاَّ مِنْ ثَلاَثَةٍ إِلاَّ مِنْ صَدَقَةٍ جَارِيَةٍ أَوْ عِلْمٍ يُنْتَفَعُ بِهِ أَوْ وَلَدٍ صَالِحٍ يَدْعُو لَهُ ‏"‏
“Ademoðlu öldüðü zaman, amel defteri kapanýr. Üç kimse bundan müstesnadýr. Kesintisiz sadaka (sadaka-i câriye) meydana getirenler, topluma yararlý bir ilim (insan/eser) býrakanlar ve kendisine hayýr dua eden hayýrlý çocuk yetiþtirenler.”  
عَنْ جَابِرٍ، قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم ‏"‏مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَغْرِسُ غَرْسًا إِلاَّ كَانَ مَا أُكِلَ مِنْهُ لَهُ صَدَقَةٌ وَمَا سُرِقَ مِنْهُ لَهُ صَدَقَةٌ وَمَا أَكَلَ السَّبُعُ مِنْهُ فَهُوَ لَهُ صَدَقَةٌ وَمَا أَكَلَتِ الطَّيْرُ فَهُوَ لَهُ صَدَقَةٌ وَلاَ يَرْزَؤُهُ أَحَدٌ إِلاَّ كَانَ لَهُ صَدَقَةٌ ‏"‏
“Herhangi bir müslümanýn diktiði aðaçtan yenen, çalýnan ve eksilen þey, kurdun, kuþun, insanýn yediði þey, o aðacý diken için sadakadýr”  
Yararlý bir ilim býrakan da, bu ilimden, kitaptan, keþif ve icattan toplum yararlandýkça, mü'min olmak þartýyla, sürekli olarak ecir alýr. Nitekim ilim, irfan ve irþatlarýyla toplumda iyi bir çýðýr açanýn büyük mükafatýna kötü çýðýr açanýn da günahýna hadiste þöyle yer verilir:
عَنْ جَرِيرٍ، قَالَ‏:‏ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ‏:‏ مَنْ سَنَّ سُنَّةً حَسَنَةً عُمِلَ بِهَا بَعْدَهُ كَانَ لَهُ مِثْلُ أَجْرِ مَنْ عَمِلَ بِهَا مِنْ غَيْرِ أَنْ يُنْقَصَ مِنَ اَجْرِهِ شَيْءٌ وَمَنْ سَنَّ سُنَّةً سَيِّئَةً كَانَ عَلَيْهِ مِثْلُ وِزْرِ مَنْ عَمِلَ بِهَا مِنْ غَيْرِ أَنْ يُنْقَصَ مِنَ اَوْزَارِهِ شَيْءٌ
“Kim iyi bir çýðýr açarsa, bununla amel edenlerin ecri kadar ecri bu çýðýrý açan alýr. Kötü bir çýðýr açan da, bununla amel edenlerin günahý kadar günahý yüklenir”  
Bazý ibadet ve taatlarýn ölen bir kimse adýna yapýlmasý mümkün ve caizdir. Bunlarýn sevabý ölüye ulaþýr. Ölü nâmýna verilen sadakalar baþta gelir.
عَنْ عَائِشَةَ، أَنَّ رَجُلاً، أَتَى النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم فَقَالَ يَا رَسُولَ اللَّهِ! إِنَّ أُمِّيَ افْتُلِتَتْ نَفْسَهَا وَلَمْ تُوصِ وَأَظُنُّهَا لَوْ تَكَلَّمَتْ تَصَدَّقَتْ أَفَلَهَا أَجْرٌ إِنْ تَصَدَّقْتُ عَنْهَا قَالَ ‏"‏ نَعَمْ ‏"‏.‏

Hz. Peygamber'e bir adam gelerek þöyle demiþtir: “Ey ALLAH'ýn elçisi! Annem ansýzýn öldü, vasiyet de etmedi. Öyle sanýyorum ki, konuþmuþ olsa sadaka verilmesini vasiyet ederdi. Acaba onun adýna ben sadaka versem, anneme sevap olur mu?” demiþ. Hz. Peygamber; “Evet” cevabýný vermiþtir.”  
Farz ve vacib sadaka dýþýndaki sadaka kapsamýnýn geniþliðini þu hadiste görmek mümkündür:
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ ـ رضى الله عنه ـ عَنِ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم قَالَ ‏"‏ كُلُّ سُلاَمَى عَلَيْهِ صَدَقَةٌ ، كُلَّ يَوْمٍ تَطْلُعُ فِيهِ الشَّمْسُ يَعْدِلُ بَيْنَ النَّاسِ صَدَقَةٌ ‏"‏‏.‏ كُلَّ يَوْمٍ  يُعِينُ الرَّجُلَ فِي دَابَّتِهِ يُحَامِلُهُ عَلَيْهَا أَوْ يَرْفَعُ عَلَيْهَا مَتَاعَهُ صَدَقَةٌ، وَالْكَلِمَةُ الطَّيِّبَةُ صَدَقَةٌ ، وَكُلُّ خَطْوَةٍ يَمْشِيهَا إِلَى الصَّلاَةِ صَدَقَةٌ، وَدَلُّ الطَّرِيقِ صَدَقَةٌ ‏"‏‏.‏
“Ýçinde güneþ doðan her gün, insanlarýn her bir mafsalý için kendilerine bir sadaka gerekir. Meselâ; Ýki kiþinin arasýnda adaletle hükmetmen bir sadakadýr. Hayvanýna binmek isteyen bir kimseye yardým ederek, hayvana bindirmen veya eþyasýný hayvana yüklemen bir sadakadýr. Güzel söz bir sadakadýr. Namaza giderken attýðýn her adým sadakadýr. Gelip geçen yolcuya rehberlik etmek bir sadakadýr”  
Müslüman, hem kendisi için hem de tüm insanlýk için hayrý istemek, hayra teþvik etmek ve kötülüklerden uzaklaþýp baþkalarýný da uzaklaþtýramaya çalýþmak durumundadýr.
“Hayýr olarak ne harcarsanýz, kendiniz içindir. Zaten siz ancak ALLAH’ýn rýzasýný kazanmak için harcarsýnýz. Hayýr olarak her ne harcarsanýz -hiç hakkýnýz yenmeden- karþýlýðý size tastamam ödenir...... Siz hayýr olarak ne verirseniz, þüphesiz ALLAH onu bilir.”
“Siz, insanlar için çýkarýlmýþ en hayýrlý ümmetsiniz. Ýyiliði emreder, kötülükten men eder ve ALLAH’a iman edersiniz. Kitap ehli de inansalardý elbette kendileri için hayýrlý olurdu. Onlardan iman edenler de var. Ama pek çoðu fasýk kimselerdir.”
 
VI. Yararlanýlabilecek Bazý Kaynaklar
1- Ýslam'da Çocuk, 48-49, DÝB.yay. Ank. 1989
2- Bkz.: Diyanet Aylýk Dergi; Aðustos-1998, Sayý: 92; Þubat-1998, Sayý: 86; Nisan-1998, Sayý: 88
3- Ýslâmda Sosyal Dayanýþma Müesseseleri, Yard. Doç. Dr. Mehmet Þeker, DÝB. yay. 110
4- Bahaeddin Yediyýldýz: "Ýslâmda Vakýf" Doðuþtan Günümüze Büyük Ýslam Tarihi, Ýstanbul 1993, 24, a.g.y. "Vakýf" mad. Ý.A. 172.
5- Ahmet Akgündüz, Ýslâm Hukukunda ve Osmanlý Tatbikatýnda Vakýf Müessesesi, 1-2, T.T.K., Ankara-1988.

Dipnotlar:

  Maide, 5/2
  Al-i Ýmran, 3/92
  Bakara, 2/148
  Maide, 5/48
  Fatýr, 35/32
  Bakara, 2/177
  Hadid, 57/18
  Müslim, Sahih, Zekat, 12/68.(I.704.)
  Müslim, Sahih,Vasýyye, 14.; Ebû Davud, Sünen,Vesâyâ, 18/14.; Tirmizî, Sünen, Ahkâm, 13/36.
  Müslim, Sahih, Müsakat, 22/7,9,12.
  Müslim, Sahih, ilim, 47/15., Zekat, 12/69.(I.704); Nesai, Sünen, Zekat, 23/64.(V.76-77); Darimi, Sünen,  Mukaddime, 1/44.(I.107); Ýbn-i Mace, Sünen, Mukaddime, 1/14.(I.74); Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV/357. 359-361. 362.
  Buhari, Sahih, Cenaiz, 23/95.(П.106); Vesaya, 55/19.(III.193.); Müslim, Sahih, Zekat, 12/51.(I696.); Vasýyye, 25/12,13.(П.1254); Ebu Davud, Sünen, Vesaya, 18/15.(III.301.); Nesai, Sünen, Vesaya, 30/7.(VI.250.)
  Buhârî, Sahih, Sulh, 53/11;  Müslim, Sahih, Zekât, 12/56.(I.699); Salatu’l-Müsâfirîn, 6/84.(I.498.); Ebû Dâvud, Tatavvu', 5/12.(П.61.); Ahmed b. Hanbel, Müsned, II/316, 350, V/178
  Bakara, 2/272-273
  Al-i Ýmran, 3/110


Ynt: Sadaka-i Cariye By: selçuk 8-B Date: 16 Mart 2015, 16:38:19
Konuda gördüðünüz gibi her þey tam tamina acýklanmýþ haldedir...Allah bu siteyi kuranlara yardým eder inþallah

radyobeyan