Mutlu bir yuva By: Hadice Date: 20 Eylül 2010, 16:01:14
Mutlu bir yuva
Mutlu Bir Yuva Ýnsaný, canlý ve cansýz bütün mahlûkatý yaratan ve yaþatan, “Tekvîn” sýfatýnýn ve “Hâlýk” isminin sahibi Allah (cc)’dur O, insaný ahsen-i takvim üzere yaratmakla kalmamýþ, dünya ve âhiret saadetini temin için ilâhî kitaplar ve bu kitaplarý örnek yaþayýþlarýyla birlikte insanlara teblið edecek peygamberler göndermiþtir
Bizleri yaratan Rabbim, özelliklerimizi ve zaaflarýmýzý da en iyi bilendir O halde, insanlýðýn mutluluk kýlavuzu olan Rabbimiz’in emir ve nehiylerine uygun hareket etmekle ve Rasûlü’nün sünnetlerine uygun yaþamakla kendi iç dünyamýzda, ailemizde ve toplumumuzda huzuru ve saadeti bulabiliriz
Ömrümüzün önemli bir kýsmýný geçirdiðimiz, toplumun temeli sayýlan aile müessesesinin huzurlu ve problemsiz olmasý çok önemlidir Öncelikle, aile birlikteliði kurulurken eþ seçiminde kararý kararý belirleyen sebepler makul ve ahlâkî deðilse ve eþler arasýnda bir denklik yoksa, evliliðin henüz ilk günlerinde problemler ardý ardýna gelir Evliliðin gayesi ile doðrudan ilgili olmayan sebepler; evlilik yoluyla zengin olma, iþe girme, yükselme, yeni statü kazanma gibi menfaatler ya da güzellik ve yakýþýklýlýk gibi geçici özellikler evlilikte etkili olmuþsa problemlerin çýkmasý kaçýnýlmaz hale gelebilir Peygamber Efendimiz (sav) “Kadýn dört hasleti için nikâhlanýr: Malý için, hasep ve nesebi (soyu) için, güzelliði için, dini için Sen dindar olanýný seç, huzur bul”(1) buyurmaktadýr
Evliliðin kararý aþamasýnda görüþlerinin alýnmamasý, taraflarý, kurulan yuvanýn mutsuzluðunda mazur göstermez Ailede eþlerin birbiriyle iliþkileri saðlýklý ise toplumun diðer bireyleriyle de iliþkileri saðlýklýdýr Zira aile toplumu oluþturan çekirdek yapýdýr Orada meydana gelen problem ve huzursuzluklar ise bütün toplumu etkiler Bu sebeple aile içerisinde tüm iliþkiler sevgi ve saygý temeli üzerine kurulmalýdýr Her birey kendi yetki ve sorumluluðunu bilmeli ve üzerine düþeni en iyi bir þekilde yapmaya çalýþmalýdýr Böyle olursa hayatýn hiçbir alanýnda, üstesinden gelinemeyecek ciddi sorunlar ortaya çýkmaz
Aile bireyleri, eðitim ve ahlâk yönünden yetersizse, aklýný ve otoritesini mutluluk için kullanamýyorsa ortaya çekilmez bir zorbalýk çýkar Ortalýk toz duman olur, kimin haklý kimin haksýz olduðu belli olmaz Hak-hukuk da zaten böyle bir ortamda önemini yitirir
Ýyi bir aile reisi, aile bireylerinden her birini dinler, onlarý anlamaya, isteklerini imkânlar ölçüsünde karþýlamaya çalýþýr Bir insan, verdiði kadar isteyebilir
Ýmkân verirseniz hizmet istemeye, sevgi verirseniz neþe ve mutluluk istemeye hakkýnýz olur Evli olduðunu, evlenirken bir takým sorumluluklar üstlendiðini ve hayatýný eþiyle paylaþmaya söz verdiðini unutan erkekler, hayatýnýn en önemli hatasýný yaparlar, hayatý kendilerine ve aile bireylerine zehir ederler Gerçek ya da deðil, negatif anlamda yapýlan eleþtiriler genellikle iticidir
Çünkü ‘Doðrularý söylüyorum’ Dediðinizde bu doðrular sizin doðrularýnýzdýr, yani siz, kendinizce haklý olabilirsiniz; ancak eþiniz de sizin gibi mi düþünüyor acaba? Erkeðin sahip olduðu maddesel güç ve aile içerisindeki otoritesi, onu haksýzlýða ve zorbalýða sevk etmemelidir Parayý koca kazanýr; ama sofraya para deðil, mutfakta piþen yemekler konur Aile içerisinde problem bir defa baþ gösterirse karþýlýklý hamleler peþ peþe gelir Böyle bir satranç oyununda galibiyet, mutluluk mümkün deðildir
Kadýnlar fizikî ve ruhî yönden beðenilen birisi olmayý isterler Giyim kuþama fazla ilgi göstermeleri de bundandýr Kiþiliklerine saygý gösterilmesi ve sözlerinin dikkate alýnmasý da bir diðer istekleridir Beðenilmek iyi bir duygudur, ama bir kadýný kimler beðenecektir? Ýffetli bir hanýmefendi için kocasý tarafýndan beðenilmesi ve kendisini tanýyanlar tarafýndan da saygý duyulmasý yeterli olmalýdýr Olmasý gereken bu iken toplumuzda birçok kadýnýn, kendisini gören herkesin dikkatini çekecek giyim ve kokularla ilgi odaðý olma gayreti gibi tehlikeli bir tutum içine girdiði görülmektedir Kadýn, eþinin karýsý, çocuklarýnýn da anasý ve terbiyecisidir
Onlara canýndan can, kanýndan kan katmýþtýr Bu kýymetleri göz önüne alarak iffetini, edep ve hayâsýný muhafaza etmelidir
Evlilikte yapýlan en büyük hatalardan biri de, eþlerden birinin, diðerinin ailesini olumsuz þekilde eleþtirmesidir Ailesi eleþtirilen eþ, bu durumda ya kendisi de eþinin ailesini eleþtirmekte, ya da savunucu pozisyona geçmektedir Böylece ya tatsýzlýk büyümekte ya da kiþi eþine hak verir gibi görünse de sorunu içine atmaktadýr
Bu ise ilerde patlak vermesi muhtemel birikimlere dönüþmektedir Kiþi her ne kadar kendi ailesinden birisinin hatalý olduðunu bilse de, bunun yüzüne vurulmasý üzücü ve kýrýcý olmaktadýr
Erkek ve kadýnýn ana-babalarýnýn haklarý birdir Eþlerden her biri kayýnvalide ve kayýnpederine, kendi öz anne-babasý derecesinde hürmet, muhabbet ve itaat göstermelidirler Din ve asalet bunu gerektirir Bu hal, "ana-babaya iyilik" olarak Allah'ýn rýzasýný kazanmaya vesile olduðu gibi, aile içi saadetin de devamýna vesile olur
Kayýnvalidelerin toplumumuzda negatif bir imajý vardýr Geliniyle uyum içinde geçinen kayýnvalideler, özellikle alt kültür katmanlarýnda nerdeyse istisna gibidir Oysa kayýnvalidelerin yapýcý bir tutum içerisinde bulunmalarý pek âlâ mümkün iken, çoðu, kendi kaynanasýnýn intikamýný gelininden almak istercesine hareket etmektedir
Gelin-kaynana anlaþmazlýðýnýn birçok psiko-sosyal sebebi vardýr Tecrübesiz bir gelini eðitmek, kaynananýn görevidir Ancak bunu, ilim ve ahlâken yeterli seviyede olmayan kaynana, tecrübeli bir eðitimci gibi pedagojik yöntemlerle yapamaz Gelinini çoðu zaman azarlayarak, kýzarak, hatta baþkalarýnýn yanýnda küçük düþürerek eðitmeye ve uyarmaya çalýþýr Bu tür tutumlar ise gelinde hoþnutsuzluða sebep olur ve doðal olarak direniþe geçer
Bir diðer sebep; gelinin, beyine, yani kaynanasýnýn sevgili oðluna sahip olmasý ve onu yönlendirmesi kaynananýn kanýna dokunur, geliniyle rekabet içerisine girmesine sebep olur Oðluna, kýlýbýk erkek olmamasýný öðütleyerek, onu gelinine karþý tahrik eder Kaynanadan bunalan gelin de beyine sýðýnýr Mantýklý düþünen damatlar bu gibi hallerde ortada kalýr Bir tarafta sevgili annesi, bir tarafta sevgili eþi! Kayýnpederler ise nedense bu gibi konulara çoðu zaman seyirci kalýrlar Aðýrlýklarýný koymalarý halinde kolaylýkla düzelebilecek bir durumun probleme dönüþmesini âdeta beklerler
Eve yeni gelen gelin, artýk o evin bir bireyi ve kýzý hükmündedir Kaynana, gelinini kýzý gibi sevmeli, gelin de kaynanasýný annesi gibi saymalýdýr Hareketlerde ve hatalarda maksada bakýlmalý, kötü bir niyet bulunmadýðý sürece hiçbir kusur probleme dönüþtürülmemelidir Problemin çýkmasýna müteakip, kayýnpeder ya da oðul probleme hakem rolünde yaklaþmalý, görüþerek, medenî ölçülerde tartýþarak çözüm aranmalýdýr O anda halledilmeyen bir problem, bazen önlenemeyen sonuçlar doðurabileceðinden üstü örtülmemeli ve hafife alýnmamalýdýr
Aile içerisinde gereksiz kuþkulardan, önyargýlardan, su-i zandan (kötü düþünme) ve dozu kaçýrýlan kýskançlýktan sakýnmak gerekmektedir Hz Ebû Hureyre (ra) anlatýyor: Peygamberimiz (sav); “Kýskançlýðýn bazýsýný Allah sever, bazýsýný da sevmez Allah’ýn sevdiði kýskançlýk, kötülük olduðunda kuvvetli zan beslendiði zaman duyulan kýskançlýktýr Allah’ýn hoþlanmadýðý kýskançlýk da zayýf bir ihtimal karþýsýnda duyulan kýskançlýktýr”(2) buyurmaktadýr Dikkat edilirse, problemlerin önemli bir kýsmý bu tür menfi yaklaþýmlarýn yol açtýðý gerginliklerden kaynaklanmaktadýr Baþýna buyruk olma, bencilce hareket ve isteklerde bulunma vb sebeplerle aile içerinde tartýþmalar çýkmaktadýr
Bazen eþler arasýnda eften püften meseleler yüzünden kendini ispat ve karþý tarafý pes ettirme yarýþý baþlar Bu ise aile içi iliþkilerde soðukluða sebep olur Eðer bu durum, en kýsa sürede olgunlukla ve nefsin oyunu olduðu sezilerek bastýrýlmazsa nefis ve þeytan daha da güç bularak soðukluðu artýrýr, bazen sýrf haklý çýkma adýna, doðru anladýðý sözü dahi zoraki yanlýþ yorumlar Çoðu zaman bu tür olaylarla psikolojisi bozulan eþler yanlýþ hareketler yapar ve amacýný aþan sözler, belki hakaretler, küfürler sarf ederler
Rabbimiz Kur’ân-ý Kerîm’de; “…Onlarla (kadýnlarýnýzla) iyi geçinin Eðer kendilerinden hoþlanmadýysanýz, olabilir ki bir þey sizin hoþunuza gitmez de Allah onda birçok hayýr takdir etmiþ bulunur”(3) buyurmaktadýr Ailede herkes, “Bu iþi kendi lehime nasýl çevirebilirim, kendi etkinliðimi nasýl artýrabilirim?” diye düþünürse, ortada ciddi bir iyi niyet sorunu var demektir Bilâkis herkes, “Ailenin geliþimi ve mutluluðu için ben ne yapabilirim?” diye düþünmeli ve bu yolda çaba sarf etmelidir
Saðlýksýz iliþkiler aile bireylerinin ruh saðlýðýný da bozar ve hatalar birbirini tetikler Ailenin huzuru bozulduktan, hatta yuva daðýldýktan sonra içlerinden birinin haklý, diðerinin haksýz oluþu önemini yitirir Bu sebeple problemler zamana yayýlmamalý, uygun olan en erken vakitte soðukkanlý bir yaklaþýmla ele alýnmalýdýr Ýyi niyet varsa sorun çözülür, ancak içten, baþka ince hesaplar yapýlýyorsa, o iþin halli zor, belki de imkânsýzdýr
Problem, karý-kocanýn halledemeyeceði bir noktaya gelmiþse aile büyükleri hakemliðe çaðrýlmalý, onlar da bu iþi Allah için adaletle halletmeye çalýþmalýdýr Kur’ân-ý Kerîm’de; “Eðer karý-kocanýn arasýnýn açýlmasýndan endiþeye düþerseniz bir hakem erkeðin ailesinden ve bir hakem de kadýnýn ailesinden gönderin Ýki taraf (arayý) düzeltmek isterlerse, Allah da onlarý uzlaþtýrýr Þüphesiz, Allah hakkýyla bilendir, her þeyin aslýndan haberdardýr”(4) buyurmaktadýr
Hz Peygamber (sav), Hz Ali ve Hz Fâtýmâ arasýnda sevgi ve saygý baðlarýný kuvvetlendirmekle kalmaz, onlarýn arasýný düzelterek hakemlik yapardý Sehl bin Sa’d, Hz Ali Efendimiz ile eþi Fâtýmâ Annemiz arasýnda geçen bir hadiseyi þöyle anlatýr:
Rasûlullah (sav), kýzý Fâtýmâ’nýn evine geldi Hz Ali’yi evde bulamadý Bunun üzerine Fâtýmâ’ya, “Amcamýn oðlu nerede?” diye sordu Hz Fâtýmâ (ranhâ), “Aramýzda bir þey oldu da darýldýk Bundan dolayý dýþarý çýktý ve gündüz uykusunu benim yanýmda uyumadý” dedi Rasûlullah (sav), bir arkadaþýndan, Hz Ali’yi bulmasýný istedi O adam gidip geldi ve “Yâ Rasûlallah! O mescitte uyuyor” dedi Rasûlullah gitti, baktý ki Ali yan tarafýna yatmýþ, ridasý bir yandan sýyrýlmýþ, vücudu topraða bulanmýþ haldeydi Rasûlullah (sav), “Ey Ebâ Turâb! Ey Ebâ Turâb, kalk!” diye topraðý Ali’nin bedeninden silmeye baþladý Birlikte Hz Ali’nin evine gittiler Hz Peygamber’in birkaç saat sonra neþeli çýktýðý görüldü Sahabeden birisi sebebini sorunca, “Nasýl sevinçli olmayayým, en yakýnlarýmý barýþtýrdým” diye buyurdu Bu olayda Hz Peygamber’in, Hz Ali ile Hz Fâtýmâ’nýn arasýný düzelttikten sonra kendisine iki cihanýn en güzel nimetleri verilircesine sevinmesi, evli çiftlerin arasýný bulmanýn hem manevî, hem de psikolojik faydasýna iþaret etmektedir
Ýyi niyetli hiçbir kimse evlenirken, bir süre sonra boþanma düþüncesini taþýmaz Fakat evlilik sonrasý birbirlerini yakýndan tanýdýktan sonra, gerçekten isabetsiz bir karar verdiklerini fark edip boþanmayý düþünebilirler Evliliðin ilk aylarýnda bir takým hayal kýrýklýklarý olabilir “Biz birbirimize uygun deðilmiþiz, yanlýþ karar vermiþiz” düþüncesiyle hemen boþanma gündeme gelmemelidir Eþlerin birbirine alýþmalarý biraz zaman alabilir
Boþanma, üstesinden gelinemeyen büyük problemlerden sonra gündeme gelebilir Karý-kocanýn evliliði yürütmeleri imkânsýz hale gelmiþse ve evliliðe devam etmeleri halinde daha büyük problemlerle karþýlaþýlacaklarsa boþanma son çare olarak düþünülebilir
Þunu belirtmek gerekir ki boþanmak, bir kýyamet deðildir Sevgi ve saygýnýn kalmadýðý, bütün aile bireylerinin psikolojisini bozan bir yuvayý “Baþkalarý bize ne der?” düþüncesiyle zoraki devam ettirmenin bir gereði yoktur Problemlerin çözüm yollarý kapanmýþ ve bütün çareler tükenmiþse, boþanma bir çözüm olabilir Fakat boþanmanýn haklý sebepleri olmalýdýr
Peygamberimiz’in, “Allah’ýn, helâl kýldýklarý arasýnda en sevmediði þey, talâktýr”(5) sözü unutulmamalýdýr
Çocuk eðitiminin, eþlerin evliliðe karar verdiði andan itibaren baþladýðý bilinmelidir Zira sadece uyumlu eþler, ruh saðlýðý yerinde nesiller yetiþtirebilir Baba, daha çok çocuðun zekâ geliþimini, anne ise duygusal geliþimini temin eder Ebeveynler, en etkili eðitimin, kendi yaþamlarýndan güzel örneklerle verilebileceðini daima göz önünde bulundurmalýdýrlar Çocuklarýn sorduðu sorulara, yaþlarýna göre, anlayabilecekleri cevaplar verilmelidir Çocuðun makul istekleri karþýlanýrken, yersiz istekleri de “Hayýr, yok, þimdi olmaz” gibi sözlerle sýnýrlanmalýdýr
Çocuklar, gördüðü her þeyi kamera gibi kaydeder Hatta hamile iken çokça Kur’ân dinleyen bir annenin çocuðunun hafýzlýða daha yatkýn olduðu görülmektedir Bu sebeple çocuklarýn hafýzasýna girmesini istemediðimiz bir þeyi yapmamalýyýz Çocuklar yalaný, kendilerine söz verildiði halde bu sözün yerine getirilmemesinden öðrenirler Tartýþýlacak bir konu varsa ayrý bir mekân ve daha sakin bir ortam tercih edilmelidir
Uyarýlan veya cezaya çarptýrýlan bir çocuða, eþlerden birinin arka çýkmasý halinde uyarý ve ceza anlamýný yitirir ve çocuðun kurallara, hatta ebeveynin ciddiyetine güveni kalmaz Bu sebeple çocuklar hakkýnda, onlarýn önünde ulu orta tartýþmalar çok zararlý olmaktadýr Çocuklar arasýnda ayýrým, son derece tehlikelidir ve dinen de günahtýr Zira Peygamberimiz (sav); “Çocuklarýnýzýn arasýný eþit tutun”(6) buyurmaktadýr
Evliliði çökerten manevî hastalýklardan arýnmalýyýz Mutlu bir yuva, sevgi ve saygý temeli üzerine kurulur ve karþýlýklý sorumluluklarýn yerine getirilmesiyle devam ettirilir Ýletiþimsizlik, birbirlerinin ilgilerine duyarsýzlýk, içki, kumar, ahlâksýzlýk gibi manevî hastalýklarýn olduðu evlerde güzellikler yaþanmaz Evlilik aðacý ancak erdemle, fedakârlýkla ve paylaþmayla beslenebilir
Benimsediði dünya görüþünü yaþam biçimine dönüþtürebilenler, mutlu bir yuvanýn ne þekilde olacaðý hakkýnda bilgi ve görgü sahibi olduktan sonra bunu da hayata geçirmeye gayret edeceklerdir
Peygamberimiz (sav), “Âdemoðlunun bahtiyarlýðýna medar olan þeyler üçtür Âdemoðlunun bahtsýzlýðýna sebep olanlar da üçtür Bahtiyarlýðýna sebep olanlar: Ýyi, mü’mine ve iffetli (saliha) bir zevce; iyi, yumuþak ve süratli binek; geniþ ve rahat evdir Bahtsýzlýðýna sebep olanlar da: Kötü, dar ve sýkýntýlý ev; fena kadýn, kötü binektir”(7) buyuruyor
Mutluluk, olaðan gibi görünen, fakat deðeri bilindiðinde olaðanüstü güzellikler yaþatan bu gibi ayrýntýlarda saklýdýr Daha fazlasý da istenebilir, ama o an için eldeki ile mutlu olmasýný da bilmek gerekir Þükretmesini bilenler mutlu olabilirler Bazýlarý, çoðu zaman tam mutlu olacaðý bir anda, önemsiz kusurlara kafayý takarak mutluluðuna gölge düþürmektedir
Kur’ân-ý Kerîm’de, dünyanýn aldatýcýlýðýna ve fâniliðine dikkat çekilerek; “Dünya hayatý, bir oyun ve eðlenceden baþka bir þey deðildir Elbette âhiret yurdu, takva sahipleri için daha hayýrlýdýr Hâlâ aklýnýz baþýnýza gelmeyecek mi? buyruluyor Buna göre evlilik hayatý da, hayatýn kendisi kadar ciddi ve bir evcilik oyunu kadar içten ve telaþsýz olabilir Allah’ýn, mutluluðu bize lütfedeceðine olan inancýmýzý muhafaza ederek mutlu olmaya çalýþýrken; bahtiyarlýk, bir þans deðil, hak edilmiþ bir kýsmet olarak içimize yerleþecektir
Evlilikte karþýlýklý sevgi ve câzibenin devamý için gereken þeyleri ihmal etmemelidir Aile yuvasý, insanýn rahatý, huzuru ve saadeti için kurulur Bunlarý bozacak hâllere, huzuru kaçýracak durumlara meydan vermemek lazýmdýr Eþler, birbirlerine uyum saðlamaya, birbirlerini tamamlamaya, Hakk'ýn verdiðine razý olmaya azmetmelidirler
Sonuç olarak; dünya ve âhiret saadetinin anahtarý Allah’a ve Rasûlü’ne itaattir Bunu yapabildiðimiz ölçüde itaati hak eder ve mutluluðu yakalarýz
Kaynaklar:
1 CANAN Ýbrahim, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Þerhi, 15/515
2 Age, 17/219
3 en-Nisâ, 4/19
4 en-Nisâ, 4/35
5 CANAN Ýbrahim, age, 11/452
6 CANAN Ýbrahim, age, 2/497
7 RAMAZANOÐLU Mahmud Sami, Musahabe, 5/142
8 el-En’âm, 6/32
radyobeyan