Cinsellik ve gen... By: benefþe Date: 10 Mart 2009, 00:49:03
Ýlk bakýþta aralarýnda baðlantý kurulamayan ve iki ayrý kelime gibi görünen bu kavramlarýn, son araþtýrmalarda elde edilen bulgulara göre, birbirini tamamlayan, yaþam sisteminin açýklanmasýnda önemli veriler olduðu anlaþýlmýþtýr.
Tarih boyu cinsellik ile ilgili pek çok anekdot okumuþsunuzdur. Bunlardan özellikle kiþisel olanlarý, belleklerde yoðunlaþmýþtýr. Toplumsal deðerlerin baþýnda gelen cinsellik hakkýndaki deðer yargýlarý, bireylerde ve uluslarda þartlanmalar istikametinde ve astrolojik etkilerle olgunlaþmaktadýr. Bir bakýma, Doðu ve Batý Kültürleri arasýndaki fark da bu þekilde belirginleþmiþtir.
Yeryüzünde ilk insanýn, ortaya çýkýþýndan beri varolan, ilk çaðlardan itibaren zikredilen, "temel içgüdü"lerden biri kabul edilen cinselliðin, acaba 'gen'lerle ne gibi baðlantýsý olabilir?
Kadýn ve erkek arasýndaki en yakýn ve paylaþýmcý eylem olan cinsel iliþki sýrasýnda aktarýlan erkek spermi ile, kadýn yumurtasý arasýndaki 'bir'leþme, sadece basit bir üreme fonksiyonu olarak nitelendirilebilir mi?
Bu nokta, filozoflarýn ve bilim adamlarýnýn dikkatini çekmiþ, kendini tanýma, yaþam sistemini anlama konusunda çalýþmalarda bulunanlar, zaman içinde fikirlerini açýklamýþlardýr.
Eflatun "Sempozyum" adlý eserinde "Neden cinsellik vardýr?" sorusuna, Aristophones'in meþhur konuþmasýndaki öneriyle yanýt vermiþ ve konuyu "bir tamirat/yenileme" þeklinde ele almýþtýr.
Eflatun'un çözümü; daha sonraki çaðlarda, cinsel içgüdüleri, yaþamý koruma ve yaþama isteklerini içerdiði gerekçesiyle, Freud tarafýndan da benimsenmiþtir. Ayný soruya cevap arayan pek çok düþünür, sonunda kendini biyolojik evrim ilmi içinde bulmuþtur. Bu ilim, yaþayan dünyanýn, dört milyar yýl önceki mütevazý baþlangýcýndan þimdiki haline, ne þekilde ve niçin geldiðini incelemektedir.
Charles Darwin, "The. Origin of Species" isimli meþhur eserinde, cinsellikten ve onun deðiþimlerdeki rolünden bahsetmiþtir. Darwin'e göre, bir "tabiat kanunu" olarak, yaþamýn devamý için eþleþme gereklidir.
On dokuzuncu yüzyýlýn sonlarýnda, Alman Biyolog August Weismann, ölümlü ve ölümsüzü biyolojik terminoloji ile açýklayarak cinsellikle evrimi iliþkilendirmiþtir. Weismann'a göre cinsellik, evrimi hýzlandýran bir faktördür; çünkü tabiatýn seçmesi için içeriði sürekli deðiþen bir depo sunmaktadýr.
Ama, esas önemli açýklama ve baðlantýlar, yaklaþýk elli sene önce keþfedilen DNA ve genetik ilmi sayesinde olmuþtur. Varlýðýn bu boyuttaki, ifade edilen en küçük þekil birimi olan ve hücrenin temelini oluþturan DNA= DeoksiriboNükleikAsit, içinde canlý ile ilgili tüm bilgilerin bulunduðu, ayný bilgiyi içeren ama, pozitif ve negatif gibi birbirini tamamlayan iki ayrý polinukleotid zincirinden oluþmuþtur. Bunlardaki (nükleotid) bilgi, bir canlý oluþturmak üzere, hem depolanýp hem de transfer edilmek için hazýrlanmýþtýr.
DNA molekülünde belli yapý taþlarýný üretmek için gereken genetik þifreyi taþýyan "gen" adlý bir bölge vardýr. Bu bölge, o organizma ile ilgili her bir özelliði tek tek belirleyen konfigürasyonlara (yapý þekli) sahiptir.
Genler, bir organizmanýn karakteristiklerini belirleyen talimatlarla yüklüdür. Bunlar için gereken sistem ise, çevre tarafýndan saðlanýr.
Organizmalarýn oluþmasý için genlerin aktarýmý, üreme fonksiyonu ile gerçekleþir. Üreme, insanda, kadýnda yumurta, erkekte sperm üretimi ile baþlar. Yarýsý anneden, yarýsý babadan gelen DNA molekülleri, yumurta ve sperm içinde paketlenerek saklanýr, böylece daha sonraki kuþaklara aktarýlýr. Aktarma iþlemi, görüldüðü gibi, cinselliðin bir sonucu olarak gerçekleþir.
Cinsel iliþki yoluyla, iki ayrý cinsten gelen DNA molekülleri kýrýlýr ve tekrar yeni bir þekilde birleþir. Kadýn ile erkekten gelen, hata yüklü de olabilen DNA'lar bir bütün teþkil eder, cinsel iliþki evresinden sonra yeniden gençlik kazanýrlar.
DNA'larda meydana gelen bozukluklarýn düzeltilmesinde cinsellik çok önemli yer tutar; çünkü hatalý DNA oluþumuna yol açan mutasyonlarý kýsýtlar. Bu kýsýtlama iþlemi, hatalý kodun, kadýnla erkeðin birleþmesi sýrasýnda, tamir enzimlerince uzaklaþtýrýlmasý ile gerçekleþir.
Yaklaþýk dört milyar yýl önce baþlayan insan neslinin saðlýklý bir þekilde devamý, her türlü deðiþikliðe raðmen, cinsellik sayesinde olmuþ, anne ve babadan aktarýlan genetik veriler harmanlanýp onlarýn sahip olduðu özelliklerin dýþýndaki bilgilerin de yeni kuþaklarda ortaya çýkmasýna zemin hazýrlanmýþtýr.
Kýsaca belirtmek gerekirse, cinsellik; varlýk ile ilgili tüm bilgileri içeren genleri tamir eden, mutasyonlarý, bozulmalarý kontrol altýnda tutarak, onlarý (genleri) saðlýklý tutan çok geliþmiþ bir sistemdir. Böylece o tür, her türlü mikro ve makro deðiþime raðmen, yaþamýný devam ettirir, ortak özellikler havuzundan her an yeni oluþumlarla kendini tamir etmeye devam eder.
Mistizm'de cinsellik hareketlerine "kader" kavramý ile deðinmede, cinsellik arz eden konumu üstü kapalý þekilde, "Gen"lere baðlamaktadýr.
radyobeyan