Sizden Gelenler(Amel-Ýbadet-Kulluk)
Pages: 1
Gece ibadeti By: sumeyye Date: 19 Eylül 2010, 14:28:08
GECE ÝBADETÝ

Teheccüd, geniþ mânâsýyla, uyku gibi insanýn en muhtaç bulunduðu ihtiyaçlarýndan birini, Allah için terketme, kalkýp O'nun huzuruna koþma demektir. Böylece insan gerektiðinde Allah için en sevdiklerini fedâ edebileceðini göstermiþ olur.
Gündüzün sýkýntýlarýndan kurtulma, ertesi günün getireceklerine rûhî hazýrlýk mânâsýný da taþýyan namaz, duâ, zikir, tesbih, kendini geleceðin mimarý kabul edenlerin dikkat etmesi gereken bir hususdur. Nefsin sesinin iþitilmez olduðu, onun hesabýna bütün esbabýn sükut ettiði bu anlarda bir sonraki günün panoramasýný yapmak, hizmetin stratejisini düþünmekle, gecenin feyzinden istifade yanýnda, en doðru, en hatasýz hizmet taktiði ilhâm edilir.
Bu saatlerde kitap okumak, diðer vakitlerdeki zihni yoðunlaþtýramamaktan meydana gelen kayýplarýn aksine oldukça verimlidir. Zira, ilâhî esintilerin baþ üstünde dolaþýp durduðu bu kutlu vakitte, az bir gayretle pek çok þeyler yakalanabilir. Gece, nihayet bir zuhûr demidir. Ertesi günün getirecekleri, gün yüzünü o demde idrâk eder. Ýyi ve kötü adýna pek çok þeyin zuhur aný o demlerdir. Bazý kavimlerin helâk vakti gece olduðu gibi, Mirac’ýn vakti de yine gecedir.
Ruhun, nefsin prangalarýndan azâde kaldýðý bu kutlu anlarý rûh hesabýna kaydetmek, Ruh Mimar'larýnýn þiarý olmalýdýr.

Teheccüdün Mânâsý:
Teheccüd, namaz için uykudan uyanmaya denildiði gibi gece uyuyup uyandýktan sonra kýlýnan namaza da denir. Tabiîn müfessirler'inden Mücahid, el-Esved ve Alkame'den rivayet edildiðine göre, teheccüd kelimesi, kýlýnacak namaza teheccüd isminin verilebilmesi için uyuduktan sonra uyanmayý icab ettirmektedir. Ýbnü'l-Arabî ve Ýbn Berzah bu fiilin, uyuma ve gece uyanýp namaz kýlmak mânâsýna geldiðini söylemekle kelimenin ezdâddan (*) olduðunu kaydederler. Tefâul babý selb mânâsýný da taþýdýðýndan teheccüd uykuyu terketmek mânâsýna gelmektedir. Bu durumda teheccüd uyanmak mânâsýna" gelir. Ayrýca tefâul babý tekellüf mânâsýný da ihtiva ettiðinden teheccüd meþakkatli uyanma mânâsýna gelir. Bu son görüþ tercih edilmiþtir. (1)
Teheccüdün hükmüne gelince: Cumhur'a göre Efendimiz (sav)'e farz idi. Ümmetine ise sünnet-i müekkededir. Ancak bu mevzûda þu ihtilaflar vâki olmuþtur.
a) “Nâfileten leke” ibaresi "diðer beþ vakit namazdan gelir. Efendimize emredilen þeyleri, ümmetinin de yapmasý icabeder. Ancak burada olduðu gibi tahsis edici bir ifade olunca ümmetine farz olmaz. Ýmam Nevevî ve diðer Þafiîler, Efendimiz (sav) e fârziyetinin neshedildiðini söylemiþlerdir. Ýbn Ebi Hatim, Dahhâk'tan þunu rivayet eder: Gece kýyamý ümmete de farzdý. Ancak hem ümmetten, hem de Efendimizden bu farziyet nesh olundu. Doðrusu da budur. (2)
b) Baþlangýçta ümmete farz olan teheccüd nesh olunca Hz. Peygamber (s.a.v) o gece ashabýnýn ne yapacaklarýný öðrenmek için dolaþtý. Gördü ki, her evden, bir arý kovaný gibi sesler yükselmektedir. Yediden yetmiþe her ev halký teheccüd nesh olunduðu halde Kur'ân okuyor, namaz kýlýyor, duâ ediyor ve istiðfarda bulunuyordu.(3)
c) Nafile, ziyade mânâsýna gelir. Bir görüþe göre Efendimiz (s.a.v)e beþ vakit farzdan ziyade olarak teheccüd de farzdý. Doðru olan da budur. Ýkinci görüþe göre ise, herhangi bir günaha keffaret olmadýðý için nafile addedilmiþtir. Bu doðru deðildir. Çünkü Efendimiz (s.a.v)ýn farzlar ý da günaha keffaret için deðildi. (4)
Þu neticeye varýyoruz: Ýsra sûresinin 78. âyeti müfessirlerin icmaý ile farz olan beþ vakit namazý bildirmektedir. Hemen arkasýndan teheccüdün zikredilmesi kimine onun da farz olduðu hissini vermiþtir. Ancak ister mensuh bir farz, ister sünnet olsun, farzlardan hemen sonra zikredilmesi en faziletli namaz olduðunu göstermektedir. (5)

Mevzûyla ilgili Ayetler:

Bi'setten önceki hayatlarýný tefekkür, inziva ve ibadetle geçiren Efendimiz (s.a.v)e vahyedilen ilk beþ âyetten sonra Allah'ýn hitabý þudur: "Ey örtüsüne bürünen! Geceleyin kalk (ibadet et), yalnýz gecenin birazýnda (uyu). Gecenin yarýsýnda (kalk) yahut bundan biraz eksilt. Veya bunu arttýr ve aðýr aðýr (verdiði) Ýlâhi mesajý düþüne düþüne "Kur'ân oku." (6)
Allah (cc) bu emrin hemen akabinde "Doðrusu biz senin üzerine aðýr bir söz býrakacaðýz" (7) âyetini zikretmekle, gece ibadetinin meþakkatlere göðüs germede en te'sirli yol, nefsî ve rûhî terbiyede en güzel metod olduðunu zikretmiþ bulunuyor. Nitekim sonraki âyetlerde bu noktaya parmak basýlarak: "Gerçekten gece kalk(ýp ibadet etmek) daha oturaklý ve (geceleyin) okumak daha te'sirlidir. Çünkü gündüz senin uzun süre uðraþacaðýn þeyler vardýr. Rabbýnýn adýný an ve bütün gönlünle O'na yönel..."(8) buyurulmaktadýr.

Zikredilen Âyetlerin Tefsiri:

"Gecenin birazýnda, gecenin yarýsýnda, yahut bundan biraz eksilterek ya da bunu arttýrarak (kalk). Bu âyetin birçok tefsirlerinden çýkan netice ihya edilecek miktarýn gecenin üçte biri olduðudur. (9)
Yani, gece karanlýðýnýn baðrýnda, gerek kýlacaðýn namazýn içinde gerekse dýþýnda okuyacaðýn Kur'ân'ý yavaþ yavaþ oku ki, daha iyi tefekkür edip sýrlarýný keþfedesin. Hâzin þöyle diyor: "Allah (cc) gece namazýný zikredince hemen arkasýndan Kur'ân okumayý beyan etti. Okunacak Kur'ân'ýn yavaþça okunmasýný emretti ki, kalb tam bir huzura ulaþsýn, âyetlerin mânâlarý düþünülsün, istiðfar ayeti okunduðunda istiðfarda bulunulsun, vaad ve vâîd yani cennet ve cehennemle alâkalý âyetler okunduðunda havf ve reca meydana gelsin, kýssa ve meseller okunduðunda da ibretler alýnsýn; böylece kalb Allah'ýn ma'rifetiyle nurlansýn...(10)
"Doðrusu biz senin üzerine aðýr bir söz býrakacaðýz."
Bu âyet-i kerimedeki "havl''den murad vahy, geniþ manâsýyla risalet vazifesidir. Güya Allah (cc) Habibine (s.a.v.) þöyle buyuruyor: "Sana vahyetmeye baþladýðým Kur'ân, çok ehemmiyetli ve büyük bir sözdür. Bihakkýn tekalifini yerine getirebilmen için sana gece ibadetini emrediyorum. Çünkü nefsini bu ehemmiyetli iþe hazýrlaman icabeder. Nefsi bu iþe hazýrlamanýn yolu ise geceleyin yapýlacak ibadet, istiðfar, tazarru ve tefekkürden geçer. Ýnsan gece karanlýðýnda herkes sýcak yataðýnda uyurken, Allah'a ibadet etmekle meþgul olup, O'na tazarruda bulunduðu zaman, ortada nefsin uðraþacaðý dünyevî câzibeler bulunmadýðýndan dolayý Allah'tan gelecek esinti ve nurlara müstaid bir durum meydana gelir ve pekçok latifeleri inkiþaf eder.(11) Gündüzleri, bin bir meseleyle meþgul olan insanýn, rûhânî hallere ayýracaðý vakti az olur. Ama geceleri hisler kýsmen serbest kalýrlar. Ýþte bu fýrsatý ganimet bilip Allah'a bütün his ve havassýyla teveccüh etmeli ve "nâþietü'1-leyl" olarak ifade edilen ilahi varidattan istifade etmelidir. Ýnsan, karanlýk bir gecede karanlýk bir odada, hislerinin dünya hayatýyla irtibat kuramayacaðý bir yerde Allah'a, kalbinin sýrlarýný açýp, zikir, fikir ve ibadete yöneldiðinde, rûhuna ilahî nefhalardan esintiler gelmeye baþlar, kafalarýnda ilahî fikirler oluþur ve âdeta kendini ilahî bir atmosfer içinde bulur. (12)

Diðer Ayetler:
Mevki ve nüfuzlarýný kaybetme, kökleriyle eþit muameleye tâbi olma, Kâbede bulunan 360 put sayesinde elde ettikleri ticaret gelirini ellerinden kaçýrma, sefahet içinde yüzdükleri hayatlarýndan mahrum kalma, Firavunlar gibi tatbik ettikleri zülümden alýkonma... endiþe ve korkusuna kapýlan Kureyþ müþrikleri, ilk müslümanlarý sindirmek niyetiyle her türlü iþkence ve zulüm yoluna müracaat etmiþlerdi.
Akideleri uðrunda ilk müslümanlarýn maruz kaldýðý iþkenceler çok ibret vericidir. Aç-susuz býrakýlmak, dövülmek, kýzgýn kumlarýn üstüne çýplak yatýrýlmak, hasýrlara sarýlýp yakýlmak, mýzraklarla delik-deþik edilmek, ma'ruz kaldýklarý iþkencelerden bazýlarýydý. Ayrýca birçok psikolojik iþkenceye de uðruyorlardý...
Durum böyle olunca Allah (cc), Efendimiz (s.a.v.)ý ve ashabýný (r), bedenî ve rûhî terbiye ve kemâlata eriþebilmeleri, çok meþakkatli olan neþr-i hakta sabýr ve sebat gösterebilmeleri, Allah'tan sabýr, nusret ve günahlarýnýn affýný (sahabiler) dilemeleri için onlarý teheccüd ve gece ibadetiyle mükellef kýlmýþtýr. (13)
"(Ey Muhammed) onlarýn dediklerine sabret ve Rabbini tesbih et. Güneþ doðmadan ve batmadan önce, gecenin bir kýsmýnda ve secdelerin ardýndan O'nu tesbih et." (14) "Eðer Rabbin tarafýndan geçmiþ bir söz ve belirtilmiþ bir süre olmasaydý (bunlarýn da öteki milletler gibi derhal mahvedilmeleri) gerekli olurdu. (Sen) onlarýn dediklerine sabret, güneþin doðmasýndan ve batmasýndan önce Rabbini tesbih et, gece saatlerinden bir kýsmýnda ve gündüzün taraflarýnda (O'nu) tesbih etki memnun olasýn." (15)
Duâlara icabet eden Allah, nasýl ve ne zaman duâ edileceðini emrederken þöyle ferman ediyor: "Gecenin bir kýsmýnda sana mahsus bir nâfile olarak namaz kýlmak üzere uyan, belki böylece Rabbin seni makam-ý mahmûdiyyete (16) ulaþtýrýr. Deki: Rabbim! Beni dahil edeceðin yere hoþnutluk ve esenlikle dahil et, çýkaracaðýn yerden de hoþnutluk ve esenlikle çýkar. Bana katýndan, yardým eden bir delil ver. (17)
Efendimiz (s.a.v)ýn bazý sýfatlarýný ve kendisine verilen nimetleri anlatma sadedinde Allah (cc) þöyle buyuruyor;
"(Önce) en yakýn akrabaný uyar. Ve müminlerden sana uyanlara kanadýný indir (onlara karþý mütevazý ve þefkatli ol) Þayet sana (uymaz) karþý gelirlerse "Ben sizin yaptýklarýnýzdan uzaðým" de. Galip ve esirgeyen (Allah'a) tevekkül et. O (Allah) ki, (gece namaza) kalktýðýn zaman seni görüyor. Secde edenler arasýnda dolaþmaný da (görüyor). Çünkü O iþitendir, bilendir. (18)
Bu âyete þöyle bir mânâ da verilmiþtir: "O Allah ki, teheccüd için kalktýðýn ve ahiretleri için geceleri neler yaptýklarýný öðrenmek ve teftiþ etmek gayesiyle teheccüd kýlan ashabýn arasýnda dolaþtýðýn zaman, seni görüyor. (19)
Ýnsan suresindeki âyet ise meâlen þöyledir: "Muhakkak biziz, biz ki, Sana Kur'ân-ý parça parça indiren muhakkak ki biziz. O halde Rabbinin hükmüne sabret ve onlardan hiçbir günahkâra yahut nanköre itaat etme. Sabah akþam Rabbinin adýný an, Gecenin bir bölümünde O'na secde et (akþam ve yatsý namazlarýný kýl) ve gecenin uzun bir bölümünde O'nu tesbih et (teheccüd namazý kýl, geceyi ihya et). Bunlar, þu çabuk (geçen dünya)yý seviyorlar da önlerindeki aðýr bir günü býrakýyorlar. (20)
Diðer taraftan, gece uykusundan mahrum kalýp, gündüz ticaretlerini ve dünyaya ait iþlerini yürütemeyip rýzýklarýnda darlýða düþme korkusunu taþýyanlara ders vermek için Efendimiz (s.a.v.)ýn þahsýnda Rezzâk-ý kûllî þey þöyle buyuruyor: '... Gece saatlerinden bir kýsmýnda ve günün her iki tarafýnda da (O'nu) tesbih et ki memnun olasýn. Onlardan bazý zümrelere, kendilerini denemek için verdiðimiz dünya hayatýnýn süsüne gözlerini dikme. Rabbinin rýzký daha hayýrlý ve daha süreklidir. Ailene namazý emret, kendin de onun güçlüklerine dayan. Biz senden rýzýk istemiyoruz. Seni biz besliyoruz. Netice takvâ (sahipleri)nindir." (21)
Yüce dine gönül verenlerin, neþr-i haktan arta kalan vakitlerinin kýsmý-ý ekserisini, rýzýklarýna deðil namaz, duâ ve tazarrua ayýrmalarý icabettiðini bu âyetten açýkça anlýyoruz.

Gecenin Ýhyasý:
Kur'ân-ý Kerim yer yer müminlerin sýfatlarýný da zikretmiþtir. Furkan sûresinde mü'minlerin en belirgin vasýflarý sayýlýrken, gece ibadetine de dikkat çekilerek þöyle buyurulmaktadýr. "Rahmânýn kullarý ki yeryüzünde mütevazi olarak yürürler, cahiller kendilerine laf atarsa "selâm" derler. Onlar ki, gecelerini Rablerine secde ederek (O'nun huzurunda) ayakta durarak geçirirler. Onlar ki, "Rabbimiz! Cehennem azabýný bizden öteye çevirir, doðrusu onun azabý sürekli bir azaptýr" derler. Orasý ne kötü bir karargâh ve ne kötü bir makamdýr. Ve onlar ki, harcadýklarý zaman ne israf ederler, ne de cimrilik ederler.(Harcamalarý) bu ikisinin arasýnda dengeli olur. Ve onlar ki, Allah ile beraber baþka ilaha yalvarmazlar. Allah'ýn haram ettiði caný haksýz yere öldürmezler ve zina etmezler. Kim bunlarý, yaparsa günahýnýn cezasýný) bulur. (22)
Adili Mutlak baþka bir yerde, gece ibadeti yapan þahýs ile, bolluk zamanýnda Rabbini unutan gafil kiþiyi kýyas ederek, onlarý þu þekilde tavsif eder.
"Ýnsana bir zarar dokundu mu hemen içtenlikle Rabbine yönelerek O'na duâ eder. Sonra (Allah) ona kendisinden bir nimet verdi mi, önceden O'na yalvarmakta olduðunu unutur da O'nun yolunda saptýrmak için Allah'a eþler koþmaða baþlar. De ki "Küfründe azýcýk yaþa, sen ateþ halkýndansýn". Yoksa o (inkâr eden), gece saatlerinde secde ederek, ayakta durarak ibadet eden, ahiretten korkan ve Rabbinin rahmetini uman gibi midir? Doðrusu ancak aklýselim sahipleri öðüt ahr.(23)
Görüldüðü gibi gece kâim olan kiþi, âlim ve akl-î selim sahibi olarak tavsif edilirken, Rabbini unutan gâfil de cahil olarak zikredilmiþtir.
Secde sûresinde ise þu ifadeler yer almaktadýr: "Bizim âyetlerimize o kimseler inanýrlar ki, onlar, kendilerine hatýrlatýldýðý zaman derhal secdeye kapanýrlar. Rablerini överek tesbih ederler, büyüklük taslamazlar. Yanlarý yataklardan uzaklaþýr (gece ibadet-ü taat için döþekleri terkederler). Korkarak ve umarak Rablerine duâ ederler ve kendilerine verdiðimiz rýzýktan (hayýr için) harcarlar. Yaptýklarýna karþýlýk olarak onlar için ne gözler aydýnlatýcý (nimetlerin) saklandýðýný hiç kimse bilmez. Hiç inanan kimse, fasýk (imandan çýkan) gibi olur mu? Bunlar elbette bir olmazlar. (24)
Burada da gece kaim olanýn derecâtý, fasýðýn ise sukûtu zikredilmiþtir.

Cennet Ehlinin Sýfatý Olarak Gece Kýyamý:
Rahim-i Mutlak, kiþiyi cennete ehil kýlan bazý sýfatlarý þu þekilde zikretmektedir: "(Allah'ýn azabýndan) korkanlar, Rablerinin kendilerine verdiðini alarak, cennette, çeþme baþlarýndadýrlar. Çünkü onlar pek az uyurlardý. Seherlerde istiðfar ederlerdi. Mallarýnda dilenci ve yoksul için bir hak vardý." (25)
Son olarak Ehl-i Kitaptan müslüman olanlar hakkýnda nail olduðu rivayet edilen(26) þu âyeti zikredelim: "..Ehl-i Kitap arasýnda, gece saatlerinde ayakta durup Allah'ýn âyetlerini okuyarak secdeye kapanan bir topluluk da vardýr. Onlar Allah'a ve ahiret gününe inanýrlar, iyiliði emrederler, kötülükten menederler. Ýþte onlar iyilerdendir. (27)

NETÝCE
Gerek Kur'ân-ý Kerim ve gerekse Hadis-i þeriflerde üzerinde önemle durulan ve teþvik edilen gece ibadeti ayný zamanda bir rûh safvetinin de ifadesidir. Âyetten anlaþýlacaðý gibi, Vahy-i semavîye açýlacak olan bir kalbin hazýrlanmasý, tasaffi etmesi âdeta bununla temin ediliyor. Alemin gece zulmetiyle karardýðý bir zamanda rûhlarýn Kur'an nuruyla tenevvür etmesi, feyz-i akdesten gelen ilahî esintilere sinelerin açýk tutulmasý ve umumiyetle herkesin hissiyatýnýn durulduðu ve letâifin tatil edildiði o feyizli ve bereketli gece saatlerinde, dostun dost ile halvette kalarak, yalnýz O'ndan istemesi, yalnýz O'na istiðfar etmesi ve yalnýz O'na kul olduðunu ilan etmesi elbette büyük bir fýrsattýr. Bunun fevt edilmesi ise telafisi imkânsýz olan bir zarardýr.
Gecenin üçte ikisi geçtikten sonra uyanýk kalmayý bile bir fazilet saymýþ ehl-i irfan. Her gece kullarýný yoklayan, kimin uyanýk, kimin gaflette olduðunu temaþa eden Rabbýn rahmeti, bereketi, ihsaný, afvý, atasý, hadis-i kudsînýn ifadesiyle uyanýk olanlara va'd edilmiþdir. Hatta her gece kalbine nüzûl edecek olan misafirin geliþ saatleridir o zamanlar. Nitekim Erzurumlu Ýbrahim Hakký ne güzel söylemiþ:
Dil beyt-i hudâdýr aný pâk eyle sivâdan
Kasrýna nüzul eyler o Sultân gecelerde!
Bütün geceyi gafletle geçirmenin yanýnda dünyanýn hayata yeniden gözlerini açtýðý ve kalkýnmasý farz olan sabah namazýnýn vaktini dahi gaflet ve husran uykusunda geçirmek, ne kadar azim bir günah olduðunu her akl-i selim anlamalýdýr.
Nitekim bizden önceki kavimlerin birçoðunun helâki, gece gaflet içinde uyurlarken veya sabaha karþý vuku bulmuþtur (28)
(*) Ezdad: Birbirine zýt iki mânâyý ifade eden kelime.



Dipnotlar:
1. Rûhu'l-Maanî, el-Alûsî, c.XX, s.l98. Ýbn Kesîr, Tefsîru'l-Kurâni'l-Azîm, c. II. s.392.
2. Rûhu'l-Maânî, el-Alûsî, c.XV. s.138-139. Tefsîru'l-Kurâni'l-Azîm, c.III. s. 378.
3. Rûhu'l-Maânî, c.XIX, s.137. Garaibu'l-Kuran Reðaibu'l-Furkan, Nizamu'd-Din el-Kummî en-Nîsaburî, c.XIX. s.74. .
4. Ahkâmul-Kur'an, Ýbnul-Arabî, c.III. s.121.
5. Tefsîrul-Kurânil-Azîm, Ýbn Kesîr, c.II. s.392.
6. Müzerrimil (73), Âyet: 1-4
7. Müzemmil (73), Ayet: 5
8. Müzemmil Ayet: 6-8
9. Tefsîrul-Kebîr, Fahru'r-Razi, c.III.s.172.
10. Lubâbu'l-Te'vil fi Maânî't-Tenzil, el-Hazin, c.IV, s.165.
11. Tefsîru'l-Kebîr, Fahru'r-Razî, c.III. s.173.
12. Tefsîrul-Kebîr, Fahru'r-Razî, C.III. s. 175.
13. Safvatu't-Tefasir, es-Sabunî, c.19. s.56.
14. Kaf (50:, Âyet: 39-40)
15. Tâhâ (20:, Âyet-129-130)
16. Bu makam, kýyamet günü þefaat edilecek makamdýr. Ýbn Kesîr, c.II.s.392.
17. Âyette geçen -bihi- lafzýndaki zamir Kur'ân-ý Kerime racidir. Bu ifadeden istidlalen teheccüd namazýnda uzunca Kur'ân-ý Kerim okumak sünnettir. Diðer bir görüþe göre -be- harfi, zarfiyet için olduðundan "gecenin bir kýsmýnda namaz kýl" mânâsýna gelir. Âyette zikri geçen girilecek yer Medine, çýkýlacak yer de Mekke'dir. Yani âyet hicret-i Nebiye iþarettir. Ýsrâ (17). Âyet-78-80, Ýbn Kesîr, c.II. s. 395.
18. Þuarâ (26), Ayet 214-220.
19. Rûhu'l-Maânî, el-Alûsî, c.XIX. s.137. Garâibu'l-Kuran Reðâibu'l-Furkan, c.XIX, s.74.
20. Ýnsan (76) Âyet-23-27.
21. Taha (20) Âyet-130-132.
22. Furkan (25), Âyet-64-68.
23. Zumer (39), Âyet: 8-9
24. Secde (32) Âyet: 15-18.
25. Zariyat (51) Ayet: 15-19.
26. Ýbn Kesir c.I. s.392, Bizden önceki milletlerde de teheccüd vardý. Ýhya, e.III, s.319, (Tirmizi, Taberi ve Darekutniden)
27. Âl-i Ýmrân (3) Âyet: 112-114.
28. Bkz. Â'raf (7) Âyet: 4,97. Hûd (11), Ayet: 81, Hicr (15), Ayet: 66, 83, Enbiyâ (21) Âyet: 42, Kamer (54) Âyet: 38, Felak (113) Âyet: 3




Prof. Dr. Abdulhakim Yüce
Ynt: Gece ibadeti By: zahdem Date: 19 Eylül 2010, 14:43:37
az iþe çok kazanç
kýsa süreli bir ibadet yapmakla YÜCE RABBÝMÝZ bütün geceyi ibadetle geçirmiþ gici ecir veriyor
ümmeti muhammed olmanýn kadrini kýymetini bilelim.
yeterki Allaha kul,rasulüne ümmet olalým
Ynt: Gece ibadeti By: Sevgi. Date: 11 Haziran 2023, 07:53:05
Esselâmu Aleyküm. Herdâim gece ibadetini fýrsat bilip Rabbimiz'in rýzasýna uygun þekilde teheccüd namazýný kýlýp, Kur'an'ý Kerim'i tane tane okuyarak anlamaya çalýþmalýyýz. Rabbim bizleri bu güzel vesilelerle kurtuluþa eren kullarýndan eylesin...  amin ecmâin

radyobeyan