Ebu Hanife En Numan r.a. 1 By: sidretül münteha Date: 18 Eylül 2010, 15:37:33
Ebu Hanife En-Numan (R.A.) -1
»Hayatýndan þahane anlar»
«Ebu Hanife´den daha akýllý, daha fa ziletli ve daha takvalýsmi görmedim»[1]
e parlak yüzlü, tatlý ve güzel sözlüydü. Boyu ne çok uzun, ne de hoþlanýlmayacak derecede kýsaydý.
Ayrýca o çok þýk elbiseler giyen, çok güzel kokan birisiydi. Ýnsanlarýn arasýna çýktýðýnda, daha görmeden, onu kokusundan tanýrlardý.
Ýþte bu; Ebu Hanîfe künyeli en-Numan Ýbn Sabit Ýbn el-Merzuban´-dir. O, fýkhýn kabuklarýný yarýp içindeki þaheserlerini ortaya çýkaranlarýn ilkidir.
Ebu Hanîfe Emevîler devrinin sonunun bir kýsmýna, Abbasiler devrinin de baþýnýn bir kýsmýna yetiþmiþtir,
O, halifeler ve valilerin ilim ve marifet sahiplerine bol bol ihsanda bulunup da onlara, haberleri olmadan her taraftan bol bol gelir gelmeye baþladýðý bir zamanda yaþamýþtýr.
Ancak Ebu Hanîfe, [2] lmini ve nefsini bundan korumuþ, sað elinin kazandýðýndan yemek ve elinin daima veren el olmasý þeklinde iþini saðlama baðlamýþtý...
Bir defasýnda el-Mansur onu, ziyaretine gelmeye davet etmiþti. Ebu Hanîfe onun yanýna varýnca el-Mansur ona aþýrt saygý ve ikramda bulundu. Onu yakýnýna oturttu. Din ve dünya iþlerinden birçoðu hakkýnda ona soru sormaya baþladý.
Ebu Hanîfe onun yanýndan ayrýlmak isteyince, el-Mansur´un meþhur olan cimriliðine göre ona içinde otuz bin dirhem bulunan bir kese verdi.
Ebu Hanîfe ona þöyle dedi:
«Müminlerin ernîri! Ben Baðdad´da kimsesizim... Benim bu para için yerim yok. Ona bir zarar gelmesinden korkuyorum.
Onu benim için beytülmalde (hazinede) sakla, ihtiyacým olduðunda ben onu senden isterim».
El-Mansur onun isteðini kabul etti.
Ancak o günden sonra Ebu Hanîfe´nin hayatî uzun sürmedi.
Öldüðünde evinde, halka ait, bu miktarýn kat kat üstünde olan emanetler bulundu.
El-Mansur bunu duyunca þöyle dedi:
«Allah Ebu Hanîfe´ye rahmet etsin. Bizi aldatýp birþey almayý kabul etmedi.»
Hiç tuhaf deðildir. Ebu Hanîfe, kiþinin, eünin emeðiyle elde ettiði lokmadan daha temiz ve deðerli bir lokma yemediðine inanýrdý.
Bu sebeple onun, vaktinin bir kýsmýný ticarete ayýrdýðýný görüyoruz.
O, kumaþ ve elbise alýp satardý. Kervaný Irak þehirlerine gider gelirdi.
Halkýn alýþveriþe geldiði bir dükkaný vardý. Orada doðru, dürüst muameleyi, ahþ-veriþte güveni görürlerdi.
Onlarýn oradan büyük bîr zevk duyduklarýnda da hiç þüphe yoktu.
Onun ticareti ona bol hayýr ve ?Allah´ýn lutfu olarak? bol para getiriyordu.
O malý helâlinden alýr mahalline koyardý.
Onun þöyle yaptýðý meþhurdur: Üzerinden bir yýl geçince ticaretten elde ettiði kârý hesap eder. Onun, geçimine yetecek kadar olanýný endinde býrakýr. Geri kalanýyla Kurra (Kur´an okuyanlar), muhaddis ve ilim öðrenenlerin ihtiyaçlarýný, yiyecek ve giyeceklerini satýn alýrdý.
Onlarýn her birine bir miktar para ayýrýr ve hepsini onlara verir ve þöyle derdi:
«Bunlar, Allah´ýn benim vasýtamla sizin için gerçekleþtirdiði ticaret mallarýnýn kârlarýdýr.
Vallahi, ben size kendi paramdan hiçbir þey vermedim.
Ancak bu, sizin için Allah´ýn bana IutfetmesidÝr.
Allah´ýn rýzkýnda, Allah´tan baþka hiç kimsenin gücü yoktur».
Ebu Hanîfe´nin özellikle dost ve yakýnlarýna karþý cömertliði ve iyiliði hakkýndaki haberler her tarafa yayýlmýþtýr.
Bunlardan birisi þöyledir: Dostlarýndan biri, bir gün onun dükkânýna gelip:
«Ebu Hanîfe! Benîm yünlü kumaþtan yapýlmýþ bir elbiseye ihtiyacým var» dedi.
Ebu Hanîfe ona: «Rengi nasýl olacak» dedi. O: «Þöyle, þöyle» diye cevap verdi.
Ebu Hanîfe: «Bana öyle bir elbise gelinceye kadar sabret,´onu ben senin için alacaðým».
Bir hafta geçtikten sonra, istenilen elbise eline geçti. Arkadaþý ona uðradý. Ebu Hanîfe:
«Aradýðýn þey elime geçti» dedi ve elbiseyi çýkarýp ona verdi. Arkadaþý onu beðendi ve:
«Çýraðýna, ne kadar para ödiyeceðim» dedi.
Ebu Hanîfe: «Bir dirhem [3]dedi.
Adam garip bir tavýrla: «Bir dirhem mi?!» dedi.
Ebu Hanîfe: «Evet» dedi.
Adam ona: «Ebu Hanîfe! Senin benimle alay edeceðini zannetmezdim» dedi.
Ebu Hanîfe: «Ben seninle alay etmedim... Ancak bu elbiseyi ve onunla birlikte bir baþkasýný on dinar altýna ve bir gümüþ dirheme satýn aldým.
Ýki elbiseden birini on dinar altýna sattým. Bir dirhem karþýlýðýnda da bende bu elbise kaldý.
Ben dostumdan asla kâr almam».
Ona, ipekli kumaþtan yapýlmýþ bîr elbise isteyen yaþlý bir kadýn
geldi.
Ýstediði elbiseyi onun için çýkardý. Kadýn ona:
«Ben yaþlý bir kadýným. Fiyatlardan haberim yok.
Fiyatlara güvenip güvenemiyeceðim hakkýnda da bilgim yok.
Elbiseyi bana satýn aldýðýn fiyata, az bir kâr ilâve ederek sat. Çünkü fakirim» dedi.
Ebu Hanîfe ona: «Ben bîr defada iki elbise satýn aldým. Daha sonra birisini, ikisine ödediðim paradan dört dirhem eksiðine sattým. Onu dört dirhem karþýlýðýnda al. Senden hiç kâr istemiyorum» dedi.
Bir gün o dostlarýndan birinin üzerinde eski bir elbise görmüþtü. Herkes gidip sadece kendisi ve o adam kalýnca:
«Þu seccadeyi kaldýr ve altýndakini al» dedi.
Dostu seccadeyi kaldýrdý, onun altýndaki bin dirhemi gördü.
Ebu Hanîfe ona:
«Onlarý al ve durumunu onlarla düzelt» dedi.
Adam da:
«Ben zenginim, Allah bana bol nimet vermiþtir. Benim onlara htiyacým yok» dedi.
Ebu Hanîfe ona þöyle dedi:
«Madem ki, Allah sana bol nimet verdi, peki onun nimetinin eserleri hani?
Resûlüllah´ýn [s.a.v.) buyurduðu þu söz sana ulaþmadý mý? «Allah, nimetinin eserini kulunun üzerinde görmeyi sever».
Senin, dostunu üzmemen Ýçin .durumunu ve görünüþünü düzeltmen gerekir».
Ebu Hanîfe´nin cömertliði ve insanlara iyilik severliði, þu dereceye gelmiþti: Çoluk çocuðuna bir harcamada bulunduðunda aynýsýný baþka ihtiyaç sahiplerine de tasadduk ederdi.
Yeni bir elbise giydiði zaman onun deðerinde yoksullara da giydirirdi.
Yemek önüne koyulduðunda, ondan her zamanki yediði miktarýn bir katý kadarýný alýr, onu fakirlere verirdi.
Þu da onun hakkýnda anlatýlanlardandýr: O, konuþurken Allah´a yemin etmemek için kendi kendine söz vermiþti. Yoksa bir dirhem gümüþ sadaka verecekti. Daha sonra bu konuda gittikçe ilerlemeye baþladý. Öyle olunca, eðer Allah´a yemin ederse altýndan bir dinarý sadaka olarak vermeye söz verdi. Doðru olarak yemin ettiðinde de bir dinar sadaka veriyordu.
Hafs Ýbn Abdirrahman, Ebu Hanîfe´nin kervanlarýndan birine ortak olmuþtu. Ebu Hanîfe ona kumaþ ve elbiseler hazýrlýyor ve onunla birlikte Ýrak þehirlerinin bazýlarýna gönderiyordu.
Bir defasýnda ona birçok ma! hazýrladý. Bazý elbiselerde bir takým kusurlar olduðunu bildirdi ve ona þöyle dedi:
«Onlarý satmak istediðinde müþteriye kusurlarýný açýkla»,
Hafs bütün mallarý sattý. Müþterilere kusurlu elbiselerin kusurlarýný açýklamayý unuttu.
Hafs kusurlu elbiseleri sattýðý kiþileri hatýrlamak için kendini zorladý. Ama baþaramadý.
Ebu Hanîfe meseleyi öðrenip aldatýlan kimseleri tanýma imkânýna sahip olamayýnca, bütün mallarýn deðerlerini tasadduk edinceye kadar yerinde duramadý ve gönlü rahat etmedi.
Bütün bunlarýn üstünde Ebu Hanîfe, muamelesi iyi, dostluðu tatlý bir kimseydi. Dostu onun yüzünden mutlu olurdu.
Onun hakkýnda konuþan kimse, ona düþman bile olsa, onun yüzünden mutsuz olmazdý.
Dostlarýndan birisi þöyle anlatýr:
Abdullah Ýbn Mübarek´în [4] Süfyan es-Sevrî´ye [5]þöyle dediðini duydum:
«Ebu Abdillah! Ebu Hanîfe gýybetten ne kadar uzak!.
Ben onun hiçbir düþmanýný kötülükle andýðýný duymadým».
Süfyan ona þöyle cevap verdi;
«Ebu Hanîfe, sevaplarýna çok iyi sahip olur. Onlarý gidermez».
Ebu Hanîfe insanlarýn sevgisini kazanmaya çok düþkün ve onlarla olan dostluðunu sürdürmeye çok önem verirdi.
Onun þu hali meþhurdur: Çoðunlukla halktan birisi ona uðrar, belli bir maksadý olmadan biraz onun meclisinde otururdu.
Kalkarken, Ebu Hanîfe onun halini hatýrýný sorardý. Eðer fakirse ona para verirdi...
Eðer hastaysa onun ziyaretine giderdi...
Bir ihtiyacý varsa onu yerine getirirdi...
Böylece onunla dostluðunu ve iliþkisini sürdürürdü...
Bütün bunlarýn üstünde Ebu Hanîfe, gündüzleri oruç tutan, geceleri namaz kýlan, Kur´an okuyan ve seherlerde istiðfar eden birisiydi...
Çok ibadet etmesi ve kendini ona vermesi sebebiyle o, bir gün bir topluluðun yanýndan geçerken kendisi hakkýnda:
«Gördüðünüz bu adam geceleri uyumaz dediklerini duydu».
Onlarýn bu sözünü duyar duymaz þöyle dedi:
«Ben insanlarýn yanýnda, Allah´ýn yanýnda olduðumun aksineyiýn.
Vallahi þu andan itibaren halk benim hakkýmda, yapmadýklarýmý konuþmayacaklar.
Bugünden sonra, Allah´a kavuþuncaya kadar geceleri baþýmý yastýða koyrnýyacaðim».
O günden itibaren bütün geceyi, Azîz ve Celîl olan Allah´ýn þu sözünü tekrar ederek geçirmiþtir:
O günden itibaren bütün geceyi ibadetle geçirmeye baþladý. Gece olup herkes yataklarýna çekilince, o kalkar en güzel elbiselerini giyer, sakalýný tarar koku sürünürdü.
Daha sonra köþesine çekilir, gecesini namaz kýlarak, Kur´an okuyarak veya elleri havada dua ederek geçirirdi. Bazan Kur´an´ýn tamamýný bir rekatta okur... Bazan bütün geceyi bir ayetle geçirirdi...
Anlatýlýr ki bütün geceyi, Azîz ve Celîl otan Allah´ýn þu sözünü tekrar ederek geçirmiþtir:
«Kýyamet onlarýn azâb ile va´dedi I di ki eri gündür. O ne korkunç, ne acý bir gündür!» [6]
O, Allah korkusundan kalp damarlarýný koparacak ve kalpleri parçalayan bir þekilde boðuk bir sesle aðlardý.
Onun hakkýnda þu da meþhurdu: Kýrk yýla yakýn yatsý abdestiyle sabah namazýný kýlmýþ ve bu süre zarfýnda bunu bir defa bile aksat-mamýþtýr.
Vefat ettiði yerde yedi bin defa Kur´an´ý hatmetmiþtir.
Ziizal suresini okuduðunda tüyleri diken diken olur ve korkudan kalbi titrerdi...
Eliyle sakalýný tutar ve þöyle demeye baþlardý, «Ey zerre miktarý iyiliðe iyilik veren... Ey zerre miktarý kötülüðe kötülük veren... Kulun en-Nu´man´ý ateþten koru... En-Nu´man´ý ona yaklaþtýranlardan uzak tut...
Ve onu geniþ rahmetine sok, ey merhamet edenlerin en merhametlisi!»[7]
[1] Yezîd Ýbn Harun.
[2] Bazý alimler Ebu Hanîfe´nin bazý sahabilerle görüþtüðü, fakat onlardan hadis rivayet etmediði kanaatine varmýþlardýr.
Neticede tabiîlik vasfý için sohbet ve hadis semaý´ný (dinlenilmesini) þart koþan alimlere göre Ebu Hanîfe tabiî sayýlmaz. Fakat ekseriyetin kabul ettiði ve «mülâkât»a (görüþmeye) inhisar ettirilen þorta göre Ebu Hanîfe tabiilerden biri sayýlmaktadýr. Bu takdirde e!-Hakim en-Neysaburi´nin tasnifine göre, Ebu Hanîfe tabiîlerin eh son tabakasýna, yani onbeþinci tabakaya dahildir. (Bu bilgiler M. Tayyib Okiç´in Konya Yüksek Ýslâm Enstitüsü Hadis ders notlarýndan Ýktibas edilmiþtir.) Çeviren
[3] Dirhem gümüþten, dinar altýndan olur
[4] Abdullah Ýbn Mübarek: Müslüman büyüklerinden ve tebeu´t-tabiînden biridir. Benzersiz bir tacir ve meþhur bir mücahiddir
[5] Süfyan es-Sevrî: Hadis imamlarýndan biridir. Zamanýnda helâl ve haramý ondan daha Ýyi bilen yoktu
[6] Kamer, 46.
[7] Dr. Abdurrahman Re?fet el-Bâþâ, Sahabe Hayatýndan Tablolar, Uysal Kitabevi: 2/462-468.
Ynt: Ebu Hanife En Numan r.a. 1 By: mustafa8d Date: 13 Mart 2015, 18:53:08
sahabeye bak be
Ynt: Ebu Hanife En Numan r.a. 1 By: mustafa8d Date: 13 Mart 2015, 18:53:15
sahabeye bak be
Ynt: Ebu Hanife En Numan r.a. 1 By: sultan aktay Date: 10 Nisan 2015, 15:08:23
paylaþým için allah razý olsun
Ynt: Ebu Hanife En Numan r.a. 1 By: [Muhammed] Date: 10 Nisan 2015, 15:18:22
Esselamu Alleykümselam Ve Rahmetullah...Ebu Hanife En-Numan (R.A.) hakkýnda bilgim yoktu.Her geçen gün büyük takva sahibi kiþileri öðrenince insan diyorki bu tavkaya keþke bizlerde sahip olsak.Bunun için güzel bir eðitimden geçmek gerek.(Medreseler'de)Rabbim gençliðini bu gibi yerlerde geçirip.Allah'a yakýnlýk derecesini artýrmayý nasip etsin tüm müslüman kardeþlerimize ÝnþaAllah...
Allah razý olsun.
Ynt: Ebu Hanife En Numan r.a. 1 By: sultan aktay Date: 17 Nisan 2015, 20:41:36
paylaþým için allah razý olsun
Ynt: Ebu Hanife En Numan r.a. 1 By: sultan aktay Date: 17 Nisan 2015, 20:41:44
paylaþým için allah razý olsun
Ynt: Ebu Hanife En Numan r.a. 1 By: besiye7A Date: 17 Nisan 2015, 20:59:03
allah'a yakýnlýk derecesini artýrmayý nasib etsin tüm müslüman kardeþlerimize inþallah
Ynt: Ebu Hanife En Numan r.a. 1 By: ceren Date: 17 Nisan 2015, 21:45:58
Aleykümselam.Rabbim razý olsun paylaþýmdan hocam.Rabbim bizleri bu alimlerin yolunda gitmeyi nasip eylesin inþallah...