Veda Hutbesi By: reyyan Date: 17 Eylül 2010, 16:42:14
VEDA HUTBESÝ
Zafer KOÇ
I- Konunun Plâný
A-Hak-Hukuk Kavramý ve Önemi
B- Batýda Ýnsan Haklarý Mücadelesi
C- Ýslam’da Ýnsan Haklarý
a) Kur’an’da Hak Kavramý
b) Hadislerde Hak Kavramý
D- Veda Hutbesi Ve Ýnsan Haklarý
E- Veda Hutbesinde Verilen Mesajlar
a) Dünyaya Veda Ediþ
b) Tevhid ve Ýbadet
c) Mukaddes Emanetler
d) Toplumda Güven ve Ýtimat
e) Kadýn Haklarý
f) Kölelik
g) Evrensel Kardeþlik
II- Konunun Açýlýmý Ve Ýþleniþi
Hukukun temel kavramlarýndan biri olan “Hak” teriminin ayet ve hadislere dayanarak tanýmý yapýlýr. Toplum halinde yaþayan kiþilerin toplumdaki davranýþlarýný düzenleyen emir ve yasaklardan meydana gelen sosyal düzen kurallarýnýn tümüne hukuk dendiði ve hukuksuz bir toplumun olamayacaðý vurgulanýr.
Hukukun ana gayesinin; haklarýn kime âit olduðunun belirlenmesi, haklarýn korunmasý, hakkýn hak sahibine verilmesi ve haklara yapýlan tecavüzlerin önlenmesi olduðu anlatýlýr. Hak ve özgürlüklerin, insanýn kiþiliðine baðlý olarak, doðal, dokunulmaz, vazgeçilemez, engellenemez, kýsýtlanamaz ve devredilemez evrensel deðerlerden olduðunun altý çizilir.
Hz. Peygamber (a.s)’in yirmi üç yýllýk mücadelesinin temel amaçlarýndan birinin de insan haklarýný korumak ve adaleti gerçekleþtirmek olduðu, ömrünün son döneminde yaptýðý veda haccýnda irad ettiði veda hutbesinin bu temel haklarý öz olarak dile getirdiði ve bu konuþmanýn ilk evrensel insan haklarý bildirisi niteliðinde olduðu belirtilir.
III- Konunun Özet Sunumu
Ýnsanýn onur ve þerefiyle hak, adalet, eþitlik, hürriyet vb. standartlarýn insan haklarý adý altýnda ifade edilmesi günümüzde oldukça popüler haldedir. Ýnsan haklarý konusu özellikle XX. yüzyýlýn son çeyreðinde evrensel bir boyut kazanmýþtýr. Bu mesele ülkelerin sýnýrlarýný aþarak uluslararasý mahiyete bürünmüþ devletlerarasý münasebetlerde gerek ekonomik gerekse siyasal iliþkilerin vazgeçilmez esasý haline gelmiþtir. Tarihin hiçbir döneminde hak ve özgürlüklerin günümüzde olduðu boyutlarda ve yoðunlukta tartýþýlmadýðýný söylenebilir.
Hak kelimesi muhtelif mânalarda Kur’an’da pek çok ayette geçmekte ve genelde “doðru, adalete uygun ve gerçek söz” anlamýnda veya insanýn yerine getirmesi gerekli olan hak manasýnda kullanýlmaktadýr.“Akrabaya, yoksula, yolcuya hakkýný ver...” þeklindeki ayetler bu hakkýn konusunu ve içeriðini belirlemektedir.
17.-18. yüzyýllarda insanlýðýn, batýnýn öncülüðünde büyük bir deðiþim geçirdiði, insan haklarýnýn diþle, týrnakla söke söke elde edildiði yönünde kesin bir yargý vardýr. Bu yargýya göre insan haklarý mücadelesinin öncülüðünü batý yapmýþtýr ve daha sonra da bütün dünyaya yayýlmýþtýr(!). Yüzyýllarca insan haklarýný ihlal eden, ayaklar altýna alan devletlerin, ülkelerin ve kültürlerin, 20. yüzyýlda kendilerini insan haklarýnýn savunucusu konumunda görmeleri son derece dikkat çekicidir.
Ýnsan haklarý baðlamýnda pek bir þey ifade etmese de 13. yüzyýlda kabul edilen ve batýda insan haklarý mücadelesinde baþlangýcý teþkil eden Magna Carta Libertatum (Büyük Hürriyet Sözleþmesi),
1776’da ABD’nin Virjinya eyaletinde ilan edilen ve daha geniþ çerçeveli insan haklarý vesikasý olan “Amerika Ýnsan Haklarý Bildirgesi”,
Daha sonra insan haklarýný korumaya yönelik en ciddi teþebbüs olarak nitelenebilecek 1948'deki otuz maddelik “Ýnsan Haklarý Evrensel Beyannamesi”,
1950'de “Avrupa Ýnsan Haklarý Sözleþmesi”, AGÝK,
1975 tarihli “Helsinki Nihai Senedi” gibi günümüze oldukça yakýn anlaþma ve vesikalar gelir. Dolayýsýyla batýnýn özellikle övündüðü insan haklarý kapsamýnda yer alan din, vicdan ve düþünce hürriyetinin batýda baþlangýç tarihi, 18. yüzyýlýn ikinci yarýsý olarak görülebilir.
Oysa insan haklarý, bütün ilâhi dinleri ilgilendiren bir husustur. Peygamberlerin gönderiliþ amaçlarýndan birisi de, insana insanca yaþamayý öðretmek ve ona sahip olduðu haklarýný eksiksiz olarak tanýmaktadýr. Ýslam’da insan haklarý, Batýda olduðu gibi “sonradan kazanýlan” deðil, “doðuþtan sahip olunan” haklardýr.
Ýnsan haklarý açýsýndan Veda Hutbesi, Ýslâm’ýn önemli kaynaklarýndan birisi sayýlýr. 7 Mart 632 tarihinde irad edilen Veda Hutbesi, Hz. Peygamberin 23 yýldan beri yaptýðý ilahi duyurunun ana noktalarýný bir kez daha vurgulayan, hatta denilebilir ki, ilahi mesajýn özünü, temel hedeflerini özetleyen bir konuþmadýr. Vedâ Hutbesi’nin içeriðini, iç içe geçmiþ gittikçe geniþleyen daireler biçiminde tasvir etmek mümkündür. En içteki dairede birey yer alýr. Onu kuþatan dairelerde ise, aile, toplum ve bütün insanlýk bulunmaktadýr. Veda hutbesinde yer verilen birçok konudan bazýlarý þöyledir: Tevhid, sosyal ve ekonomik düzenlemeler, güven ve itimad, Kadýn haklarý, kölelik ve evrensel kardeþlik vb.
IV- Konu Ýþlenirken Baþvurulabilecek Bazý Ayetler
Bütün peygamberlerin ilk hareket noktasýný, tevhit inancý oluþturmaktadýr. Bu nedenle, Kur’an-ý Kerim’in hemen hemen tüm ayetlerine, uluhiyet gerçeðinin dercedildiðini görmek mümkündür:
وَإِلَـهُكُمْ إِلَهٌ وَاحِدٌ لاَّ إِلَهَ إِلاَّ هُوَ الرَّحْمَنُ الرَّحِيمُ
“Sizin ilahýnýz bir tek ilahtýr. Ondan baþka ilah yoktur. O Rahmân’dýr, Rahîm’dir.”
Ýnsan Haklarý Evrensel Beyannamesinin özünü oluþturan temel haklar, Ýslam hukukunun da beþ temel gayesidir:
يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ إِذَا جَاءكَ الْمُؤْمِنَاتُ يُبَايِعْنَكَ عَلَى أَنْ لَّا يُشْرِكْنَ بِاللَّهِ شَيْئاً وَﻻ يَسْرِقْنَ وَلا يَزْنِينَ وَلا يَقْتُلْنَ أَوْلادَهُنَّ وَلا يَأْتِينَ بِبُهْتَانٍ يَفْتَرِينَهُ بَيْنَ أَيْدِيهِنَّ وَأَرْجُلِهِنَّ وَﻻ يَعْصِينَكَ فِي مَعْرُوفٍ فَبَايِعْهُنَّ وَاسْتَغْفِرْ لَهُنَّ اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
“Ey Peygamber! Mü’min kadýnlar, Allah’a hiçbir þeyi ortak koþmamak, hýrsýzlýk yapmamak, zina etmemek, çocuklarýný öldürmemek, elleriyle ayaklarý arasýnda bir iftira uydurup getirmemek, hiçbir iyi iþte sana karþý gelmemek konusunda sana biat etmek üzere geldikleri zaman, biatlarýný kabul et ve onlar için Allah’tan baðýþlama dile. Þüphesiz Allah, çok baðýþlayandýr, çok merhamet edendir.”
Güvenin olmadýðý, verilen sözün yerine getirilmediði bir toplumda barýþ, huzur ve mutluluk asla olmaz: “Onlar emanetlere ve verdikleri sözlere riayet ederler.”
Yüce Allah, bütün insanlarý bir erkek ve kadýndan yarattýðýný -takva hariç- cins olarak birbirlerine bir üstünlüðün olmadýðýný belirtmiþtir: “Ey insanlar! Þüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir diþiden yarattýk ve birbirinizi tanýmanýz için sizi boylara ve kabilelere ayýrdýk. Allah katýnda en deðerli olanýnýz, O’na karþý gelmekten en çok sakýnanýnýzdýr. Þüphesiz Allah hakkýyla bilendir, hakkýyla haberdar olandýr.”
Konu ile ilgili diðer ayetler için bakýnýz: Al-i Ýmran, 3/134; Nisa, 4/92–93,135; Tevbe, 9/31; Ýsra, 17/33; Ta-Ha, 20/98; Enbiya, 21/25; Furkan, 25/68.
V- Konu Ýþlenirken Baþvurulabilecek Bazý Hadisler
Hz. Peygamber (a.s), veda hutbesinde þu temel haklara dikkat çekmiþ ve insanlarý bu ilkelere riayet etmeye çaðýrmýþtýr:
فَإِنَّ دِمَاءَكُمْ وَأَمْوَالَكُمْ عَلَيْكُمْ حَرَامٌ، كَحُرْمَةِ يَوْمِكُمْ هَذَا، فِي شَهْرِكُمْ هَذَا، فِي بَلَدِكُمْ هَذَا، إِلَى يَوْمِ تَلْقَوْنَ رَبَّكُمْ. أَلاَ هَلْ بَلَّغْتُ ". قَالُوا نَعَمْ. قَالَ " اللَّهُمَّ اشْهَدْ، فَلْيُبَلِّغِ الشَّاهِدُ الْغَائِبَ، فَرُبَّ مُبَلَّغٍ أَوْعَى مِنْ سَامِعٍ، فَلاَ تَرْجِعُوا بَعْدِي كُفَّارًا يَضْرِبُ بَعْضُكُمْ رِقَابَ بَعْضٍ.
"Bugünleriniz nasýl mukaddes bir gün ise, bu aylarýnýz nasýl mukaddes bir ay ise, bu þehriniz (Mekke) nasýl mübarek bir þehir ise, canlarýnýz, mallarýnýz, namuslarýnýz da öyle mukaddestir, Rabbinize kavuþacaðýnýz güne kadar her türlü tecâvüzden korunmuþtur.”
Toplum için büyük bir felaket olan kan davalarýna iþaret eden Hz. Peygamber (a.s), bunu kaldýrdýðýný ve ilk örneðini de kendi akrabasýnda gerçekleþtirdiðini belirtmiþtir:
أَلاَ كُلُّ شَىْءٍ مِنْ أَمْرِ الْجَاهِلِيَّةِ تَحْتَ قَدَمَىَّ مَوْضُوعٌ وَدِمَاءُ الْجَاهِلِيَّةِ مَوْضُوعَةٌ وَإِنَّ أَوَّلَ دَمٍ أَضَعُ مِنْ دِمَائِنَا دَمُ ابْنِ رَبِيعَةَ بْنِ الْحَارِثِ
"Dikkat ediniz, Cahiliyeden kalma bütün adetler kaldýrýlmýþtýr, ayaðýmýn altýndadýr. Cahiliye devrinde güdülen kan davalarý da tamamen kaldýrýlmýþtýr. Kaldýrdýðým ilk kan davasý Haris’in oðlu Ýyas bin Rabia'nýn kan davasýdýr.”
Ekonomik hayat için büyük bir yýkým olan faizin kaldýrýldýðýný belirten Hz. Peygamber (a.s), yine buna kendi akrabasýndan baþladýðýný belirtmiþtir:
وَرِبَا الْجَاهِلِيَّةِ مَوْضُوعٌ وَأَوَّلُ رِبًا أَضَعُ رِبَانَا رِبَا عَبَّاسِ بْنِ عَبْدِ الْمُطَّلِبِ فَإِنَّهُ مَوْضُوعٌ كُلُّهُ
"Cahiliyeden kalma faizin her çeþidi kaldýrýlmýþtýr. Ýlk kaldýrdýðým faiz de Abdulmutallib'in oðlu (amcam) Abbas'ýn faizidir.
Hz. Peygamber (a.s), kadýn haklarý konusunda tüm Müslümanlarýn dikkatini çekmiþ ve bizleri þöyle uyarmýþtýr:
فَاتَّقُوا اللَّهَ فِي النِّسَاءِ فَإِنَّكُمْ أَخَذْتُمُوهُنَّ بِأَمَانِ اللَّهِ وَاسْتَحْلَلْتُمْ فُرُوجَهُنَّ بِكَلِمَةِ اللَّهِ وَلَكُمْ عَلَيْهِنَّ أَنْ لاَ يُوطِئْنَ فُرُشَكُمْ أَحَدًا تَكْرَهُونَهُ
"Kadýnlarýn haklarýný gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanýzý tavsiye ederim. Siz kadýnlarý, Allah’ýn emaneti olarak aldýnýz ve onlarýn namusunu kendinize Allah’ýn emriyle helal kýldýnýz. Sizin kadýnlar üzerindeki hakkýnýz; yataðýnýzý hiç kimseye çiðnetmemeleri, hoþlanmadýðýnýz kimseleri izniniz olmadýkça evlerinize almamalarýdýr”
Hz. Peygamber (a.s), veda hutbesinde Kur’an-ý Kerim’in ve sünnetin, Müslümanlar için önemini þöyle vurgulamýþtýr:
تَرَكْتُ فِيكُمْ أمْرَيْنِ لَنْ تَضِلُّوا ما َمَسَكْتُمْ بِهِمَا: كِتَابَ اللّهِ،وَسُنَّةَ نَبِيِّهِ.
"Size iki þey býrakýyorum. Bunlara uyduðunuz müddetce asla sapýtmayacaksýnýz: Allah'ýn Kitab'ý ve Resûlünün sünneti.”
Hz. Peygamber (a.s) evrensel Ýslam kardeþliðini þöyle belirtmiþtir:
يَا أَيُّهَا النَّاسُ أََﻻَ إِنَّ رَبَّكُمْ وَاحِدٌ وَإِنَّ أَبَاكُمْ وَاحِدٌ ألآ ﻻَ فَضْلَ لِعَرَبِيٍّ عَلَى أَعْجَمِيٍّ وَﻻَ لِعَجَمِيٍّ عَلَى عَرَبِيٍّ وَﻻَ ِﻷَحْمَرَ عَلَى أَسْوَدَ وَﻻ أَسْوَدَ عَلَى أَحْمَرَ إِﻻَّ بِالتَّقْوَى.
"Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Babanýz da birdir. Arabýn Arap olmayana, Arap olmayanýn da Arap üzerine üstünlüðü olmadýðý gibi; kýrmýzý tenlinin siyah üzerine, siyahýn da kýrmýzý tenli üzerinde bir üstünlüðü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allah'tan korkmaktadýr.”
VI- Yararlanýlabilecek Bazý Kaynaklar
1. Karaman, Prof. Dr. Hayrettin, Ýslâm'da Ýnsan Haklarý, s. 22
2. Akgündüz, Ahmet, Ýslam’da Ýnsan Haklarý Beyannamesi, Osmanlý AraþtýrmalarýVakfý,Ýst.,1997.
3. Meydan Larousse Ans. Magna Carta Maddesi, s.586
4. Aktaþ, Cihan, Veda Hutbesi, Kitabevi Yay., Ýst., 1992.
5. Baþ, Haydar, Veda Hutbesinde Ýnsan Haklarý, Ýcmal Yay., Ýst., 1995.
6. Ünal, Vehbi, Peygamber Efendimizin Veda Hutbesi, Raðbet Yay., Ýst., 1998.
7. Þekerci, Osman, Ýnsan Haklarý Alanýnda Temel Belgeler Ve Ýslam, Nun Yay., Ýst., 1996.
8. Muhammed Hamidullah, Ýslâm Peygamberi, I-II, terc., Salih Tuð, Ýrfan Yay, Ýstanbul 1991.
Dipnotlar:
Ýsra, 17/26; Rum, 30/38.
Bakara, 2/163.
Mümtehine, 60/12.
Mü’minun 23/8.
Hucurat 49/13.
Buhari, Hac, 132, c.2, s.191.
Müslim, Hac 19 (H.No:1218), c. I, s. 889.
Müslim, Hac 19, c.1, s.889.
Müslim, Hac 19, c.1, s.889.
Muvatta, Kader, 46, (H.No:3), c.2, s.899; Müslim, Hac 19, c.1, s.890.
Müsned, Ahmed b. Hanbel, V, 411.