Kuran-ý Kerim Ayetleri
Pages: 1
Nahl Suresinden By: hafýz_32 Date: 16 Eylül 2010, 15:19:57
Nahl Suresinden


Meali


“Allah´ýn yoluna insanlarý hikmetle, güzel güzel nasihatle davet et, bîr de onlarla mubahase ederken en iyi yo! hangisi ise onu tut; senin Rabbin yok mu, iþte O, yolundan sapaný da bilir, hidayeti kabul edenleri de bilir.” [92]


Tefsîrî



Ayeti kerime surei Nahlin son sahifasýndadýr. Þüphe yoktur ki, Aleyhisselatü vesselam Efendimize teveccüh eden bu hitabý süphani o Peygamberi güzinin ümmetine de te­veccüh eder. Ayetteki (Sebi =Yol) dan maksat bütün hakikatleri, bütün faziletleri toplayan müslümanlýktýr.

Gayet fýtri bir din olan; daha doðrusu fýtratýn kendisinden baþka bir þey olmayan islâmý kabul etmiyenler, ya o dini ilâhinin ruhundaki sýrrý mübini ve sýrýmdaki ruhu güzini göremiyorlar; yahut gördükleri halde, nefsani bir yýðýn sebeplerin tesiri altýnda kalarak görmek istemiyorlar.

îmdi ,islâmýn asýl esasmý, yahut füruundan bir kýsmým kabul etmiyenlere karþý bu Emri Ýlâhiye tevfiki hareket olunmaz da ber mutad þiddetli davranýlýrsa, bu þiddetle, pek ma´kûs, pek menhus tesirler husule getirilmiþ olur. Evet, dini anlayamadýklarý için fikirlerine mülayim bulamýyanlar böyle bir harekete karþý islâmýn büsbütün düþmaný kesilirler. Hakayiki diniyeden, inatlarý sebebiyle yüz çevirenler ise, o haþin muameleleri görür görmez, dine de, erbabý dine de ilaný harbe kalkýþýrlar.

Zaten hiddetler, þiddetler, tazyikler, cebirler hep aczin meþimesinden düþen bir sürü mahluklardýr ki, beþeriyet mustar kalmadýkça bunlarý aðuþu kabulüne alamaz; alsa da, mümkün deðil, sevemez. Ýnsanlar rifk ister, mülayimet ister.

iknaiyatta getirilecek delâilin hem hakim, hem halim bir aðýzdan çýkmasýný bekler.

Resulü muhterem Efendimiz Hazretleri mucizelerin en bahirini, þiddetlerin en kahirini göstermek iktidarýnda iken, bakýnýz insanlarý Allah yoluna getirmek için hangi tariki ihtiyar etmekle memur.

Kemalin dediði gibi (Fikre galebe yine fikrin þanýndandýr.) Aykýrý hayut zýt fikirleri devirecek kudreti kendilerinde göremiyenler; sebili hakký bulabilmek için bir hayli mücahede geçirmiþ olmýyanlar mevkii irþada çýkýp da ibadullahý [93] izlale kalkýþma­malýdýr. Vaizlik, nasihlik, mürþitlik gayet müþkil vazifelerdendir.

Sözlerini dinletebilip de efkârý arkalarýndan getiremiyenler cemaati kabili hitap olmamakla töhmetliyerek’in içinden sýyrýlýveriyorlar; asýl kabiliyetsizlik ile, aczin kendilerinde olduðunu hiç hatýrlarýna getirmiyorlar.

Ömründe medrese, mektep görmemiþ; üç beþ uydurma hadis ile sekiz on þeni masaldan baþka sermayei marifet edinememiþ ümumî vaizlar kürsilere tasarruf edelidenberi milleti merhume dini umacý hey´etinde, hazreti Peygamberi de - Haþa - yeniçeri aðasý fýtratýnda tahayyül etmeðe baþladý! Islâmm o pâk, o nezih, o ilâhi si­masý bir çoðumuzun hayalinden silindi gitti!

Hiç, esasen imaný olmýyanlarý cehennemle korkutmak; yahut, o pek acip bir kýlýða soktuklarý cennetle avutmak mümkün olur mu?

Ne gariptir ki, derse çýkacak hoca efendiden icazetnameden baþka sýký bir imtihan geçirmiþ olmasýný isteriz de vaiz kürsisine týrmanacak mürþidi kâmilden hiçte ehliyetname sormayýz! Halbuki iþ aksine olmak lâzýmýgelirdi. Öyleya, okutacaðý dersi hakkiyle bilmiyen müderris esasen ders vermeye kalkýþamaz. Zira karþýsýndaki talebe temyiz iktidarýnda olduðu için hocasýnýn aczine yarým saat bile dayanamaz. Vaizlerin mevkii ise böyle müþkil deðil; çünkü cemaatin bir kýsmý din namýna söylenen her sözü dinlemek itiyadýndadýr!.

Übedayý ulemadan Ziya Paþa merhum “Bizde gayet mühim iki vazife vardýr ki, bile bile en ehliyetsiz ellere tevdi olunur: Biri Nahiye Müdürlüðü, diðeri çocuk lalalýðý.” diyor ki, biz buna bir de vaizliði ilâve etmek iðin hiç düþünmeðe hacet görmüyoruz.

Vaizlik, mürþitlik edecek adamýn yalnýz sebili hakký [94] tanýmasý kâfi deðildir; o caddeye çýkan yollarýn nerelerden sapmak ihtimali olduðunu da iyice bilmelidir. Bir de yanlýþ yol tutanlara (dalâlettesin!) demekle iþ bitmez. Oraya nasýl düþmüþ; kurtuluþ sahasýna nasýl çýkacak, buralarýný tamamiyle tayin etmeli, sonra biçarelerin eline yapýþmalýdýr Hele tekfir, tehdit makamýnda ele alýnacak silâhlardan deðildir. Zira bunun ika edeceði mevti maneviyi duyacak hisler pek azaldý. Onun için (Sus! kâfir oldun...) nidasý top gibi patlasa yine kuru sýký telakki olunacak! [95]


radyobeyan