Maide Suresinden Ayetler By: hafýz_32 Date: 16 Eylül 2010, 14:58:55
Maide Suresinden Ayetler
Meâli“Ey iman edenler, baþkalarýnýn hesabýný sizden sormazlar; siz kendinize bakýnýz.” [133]TefsîriMealini naklettiðimiz hitabý Ýlâhi doðrudan doðruya biz müslümanlara ait iken, yazýklar olsun ki, hiç birimiz o emri yerine getirmiyor; en kýymetli zamanlarýmýz, o, nefsimizi murakabe altýnda bulundurmakla geçecek saatlerimiz, günlerimiz, hattâ ömürlerimiz hep baþkalarýnýn hatasýný araþtýrmakla, baþkalarýnýn fenalýðýný sayýp dökmekle heder olup gidiyor.
Gerek Ýslâm cemiyetinin, gerek o cemiyetten bir ferdin hayri için teklif edilen iþlere karþý: (Neme lâzým! ne üstüme vazife!) “miskin cevaplarý” atalar sözü gibi aynen tekrar ediyoruz; cennetlik vücudumuzu azýcýk yormak þöyle dursun, aðzýmýzý bile açmýyoruz da mesele Zeydin, Amr in hareketlerini muhazeye gelince olanca faaliyetimizi, olanca kuvvetimizi sarf etmekten asla geri durmuyoruz!
Yeryüzünün dörtte üç bölüðünü kaplýyan müslümanlarýn yine dörtte üç bölüðü hiç bir eseri hayat göstermiyor. Bu biçarelerin hayat âlemine, þuunu âleme (dünya iþlerine) afal afal bakan gözleri (Ne gelenden haberim var, ne gidenden haberim!) mealini ne açýk bir beyan ile anlatýp duruyor. Geride kalan azlýðýn fýrýl fýrýl dönen nazarlarý ise baþkalarýnýn noksanlanyle (kusurlariyle, eksiklikleriyle) uðraþmaktan baþ alýp da bir kerecik olsun kendi muhitine, kendi þahsýna, dönmüyor! Hülâsa, ekseriyet tefritin ekalliyeti ifratýn kurbaný olup gidiyor.
Müslümanlýk fýtrî din, îlâhî din, hem en son ilahiî din olmak itibariyle bir i´tidal dini iken nasýl oluyor da bizler hiç mu´tedil bir hattihareket takip edemiyoruz? Bunun cevabý pek kolaydýr: Çünkü müslüman ismi altýndaki cemaatin çoðu islâmýn aslýndan ve dosdoðru þeklinden alabildiðine gafil. Dünyada, ukbada bizi insanlarýn en mes´udu sýrasýna geçirmeyi kâfil olan böyle bir dini, cehaletimize kurban ettik; hala da ediyoruz. Yazýklar olsun.
Ýslâmiyeti þimdiki haline getirince artýk hiç birimiz de uyanýklýktan eser kalmadý; Ahlâki fazýlanýn(deðeri yüksek ahlâkýn) ismini bile unutmak alçaklýðýna düþtük. Evet, haydi maziden ibret almýyoruz; çünki gözümüzle görmedik. Haydi zamanýmýzda, fakat baþka iklimlerde yaþayan dindaþlarýmýzýn felâketine bakarak kendimize gelmiyoruz; çünkü zavallýlarýn kaynayýp gittiði adem girdaplarý bizim denizlerimizden uzakta bulunuyor. Lakin þu bizim kendi gözümüzün önünde geçen, kendi baðýmýzýn üstünde dönen facialardan olsun ibret almak yok mu?
Müslümanlar pek iyi bilmelidirler ki, bizi dört taraftan çeviren felakette her ferdin, evet, istisnasýz her ferdin bir mes´uliyet hissesi vardýr. Eðer herkes gerek kendi nefsine, gerek halikýna, gerek dindarlarýna, vatandaþlarýna karþý ifa ile mükellef bulunduðu vazifeleri ihmal etmiþ olmasaydý bu musibetler, bu belâlar kabil deðil baþýmýza gelmeyecekti
Baþkalarýný ayýplamakla kimse vicdaný huzurunda mes´ul olmaktan, mahkûm olmaklan kurtulamaz. Biz dört sene evveline gelinceye kadar geçen zamaný susup oturmakla; þu dört seneyi de oturup muttasýl söylemekle heder ettik. Fertlerinin bütün azasý atalete mahkûm kalarak yalnýz çenesi iþliyen bir millet elbette yaþayamaz.
Biz baþka milletlerden o kadar geri kalmýþýz ki, aradaki mesafeyi uçar gibi geçebilmek için her ferd üzerindeki vazifeden baþka bir de fedakârlýk hissiyle mütehassis olacak îdi. Heyhat, bizler o vazifeyi bile tamamen ihmal ettik. Büyük, küçük bütün ferdlerin vazifesi suçlamaya ve inada münhasýr kaldý.
Memleketin en hamiyetli, en dirayetli, en doðru düþünen, en doðru söyliyen mahdut bir kaç evladýna münhasýr kalmak þartiyle muahaze ve intikad millî selâmetin yegâne çaresi olabilirse de bu hak taammüm ettiði (umumileþtiði) gibi o deva salgýn bir hastalýk kadar büyük yaralar açar. Nitekim açtý. Þimdi millet hayatýný kökünden sarsan içtimai hastalýklar içinde en dehþetlisi, içine düþtüðümüz tembellik hastalýðýdýr. Atalar “Söz ayaða düþmesin!” derler, hem bu sukuttan pek korkarlarmiþ. Ancak onlar bir çok mütefekkir kafalarý da ayak sýrasýnda görürlermiþ. O þiddet pek fazla idi; lakin hafifliðin bu kadarý da ayni akýbeti husule getirir. Nitekim getirdi. Þimdi yapýlacak þey bundan böyle olsun, aðzýmýzý deðil, gözümüzü açarak, kusurlarýmýzý yakýndan görerek onlarý ikmâle; Allaha, ibadullaha (Allanýn kullarýna) kargý mükellef olduðumuz vazifelerimizi hakkiyle ifaya çalýþmaktýr. Ümitsizliðin manasý yoktur. [134]