Konularýna Göre Ayetler
Pages: 1
Rahmet By: meryem Date: 15 Eylül 2010, 00:26:32
Rahmet

Siz ise, bundan sonra da yüz çevirdiniz. Eðer Allah´ýn üzerinizdeki fazlý (lütuf ve ihsaný) ve rahmeti olmasaydý, siz gerçekten hüsrana uðrayanlardan olurdunuz. (2/64)
Kitap Ehlinden olan kafirler ve müþrikler, Rabbinizden üzerinize bir hayrýn indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediðine rahmetini tahsis eder. Allah büyük fazl sahibidir. (2/105)

Rablerinden baðýþlanma (salat) ve rahmet bunlarýn üzerinedir ve hidayete erenler de bunlardýr. (2/157)
Ey iman edenler, öldürülenler hakkýnda size kýsas yazýldý (farz kýlýndý). Özgüre karþý özgür, köleye karþý köle ve diþiye karþý diþi. Fakat kimin (hangi katilin) lehine, onun (maktulün) kardeþi (varisi veya velisi) tarafýndan baðýþlanýrsa, artýk (yapýlmasý gereken) örfe uymak (ve) ona (maktulün varis veya velisine) güzellikle (diyet) ödemektir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve bir rahmettir. Artýk kim bundan sonra tecavüzde bulunursa, onun için elem verici bir azab vardýr. (2/178)

Þüphesiz iman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda cihad edenler; iþte onlar, Allah´ýn rahmetini umabilirler. Allah baðýþlayandýr, esirgeyendir. (2/218)

Onlara peygamberleri dedi ki: "Allah size Talut´u (melik olarak) gönderdi." Onlar: "Biz hükümdarlýða, ona göre daha çok hak sahibiyken ve ona bir mal (servet) bolluðu verilmemiþken, nasýl bizi (yönetmek üzere) hükümdarlýk (mülk) onun olabilir?" dediler. O þöyle) demiþti: "Doðrusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve bedenî gücünü arttýrdý. Allah, kime dilerse mülkünü verir; Allah (rahmeti ve gücü) geniþ olandýr, bilendir." (2/247)

Þeytan, sizi fakirlikle korkutuyor ve size çirkin -hayasýzlýðý emrediyor. Allah ise, size kendisinden baðýþlama ve bol ihsan (fazl) vadediyor. Allah (rahmetiyle) geniþ olandýr, bilendir. (2/268)
"Rabbimiz, bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi kaydýrma ve katýndan bize bir rahmet baðýþla. Þüphesiz, baðýþý en çok olan Sensin Sen." (3/8)

"Ve sizin dininize uyanlardan baþkasýna inanýp güvenmeyin." De ki: "Þüphesiz doðru yol Allah´ýn dosdoðru yoludur. Size verilenin bir benzeri birine (Ýslam peygamberine) veriliyor ya da Rabbinizin katýnda onlar (müslümanlar) size karþý deliller getiriyorlar, diye mi (bu telaþýnýz?) De ki: "Þüphesiz ´lutuf ve ihsan (fazl)´ Allah´ýn elindedir, onu dilediðine verir. Allah (rahmeti) geniþ olandýr, bilendir." (3/73)
O, kime dilerse rahmetini tahsis eder, Allah büyük ´lutuf ve ihsan (fazl)´ sahibidir. (3/74)

Yüzleri aðaranlar ise, artýk onlar Allah´ýn rahmeti içindedirler, içinde de temelli kalacaklardýr. (3/107)
Andolsun, eðer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz, Allah´tan olan bir baðýþlanma ve rahmet, onlarýn bütün toplamakta olduklarýndan daha hayýrlýdýr. (3/157)

Allah´tan bir rahmet dolayýsýyla, onlara yumuþak davrandýn. Eðer kaba, katý yürekli olsaydýn onlar çevrenden daðýlýr giderlerdi. Öyleyse onlarý baðýþla, onlar için baðýþlanma dile ve iþ konusunda onlarla müþavere et. Eðer azmedersen artýk Allah´a tevekkül et. Þüphesiz Allah, tevekkül edenleri sever. (3/159)

Kendilerine güven veya korku haberi geldiðinde, onu yaygýnlaþtýrýverirler. Oysa bunu peygambere ve kendilerinden olan emir sahiplerine götürmüþ olsalardý, onlardan ´sonuç-çýkarabilenler,´ onu bilirlerdi. Allah´ýn üzerinizdeki fazlý ve rahmeti olmasaydý, azýnýz hariç herhalde þeytana uymuþtunuz. (4/83)
(Onlara) Kendinden dereceler, baðýþlanma ve rahmet (vermiþtir.) Allah, baðýþlayandýr, esirgeyendir. (4/96)
Eðer Allah´ýn fazlý ve rahmeti senin üzerinde olmasaydý, onlardan bir grup, seni de saptýrmak için tasarý kurmuþtu. Oysa onlar, ancak kendi nefislerini saptýrýrlar ve sana hiç bir þeyle zarar veremezler. Allah, sana Kitabý ve hikmeti indirdi ve sana bilmediklerini öðretti. Allah´ýn üzerinizdeki fazlý çok büyüktür. (4/113)
Eðer ikisi ayrýlacak olurlarsa, Allah her birine ´geniþlik (rýzýk ve ihsan) kaynaklarýndan´ kazandýrýr (ihtiyaçlardan korur.) Allah, (rahmetiyle) geniþ olandýr, hüküm ve hikmet sahibidir. (4/130)
Ýþte Allah´a iman edenler ve O´na sarýlanlar, onlarý kendisinden olan bir rahmetin ve bir fazlýn içine yerleþtirecektir ve onlarý Kendisine varan dosdoðru bir yola yöneltip-iletecektir. (4/175)

Ey iman edenler, içinizden kim dininden geri döner (irtidat eder)se, Allah (yerine) kendisinin onlarý sevdiði, onlarýn da kendisini sevdiði mü´minlere karþý alçak gönüllü, kafirlere karþý ise ´güçlü ve onurlu,´ Allah yolunda cihad eden ve kýnayýcýnýn kýnamasýndan korkmayan bir topluluk getirir. Bu, Allah´ýn bir fazlýdýr, onu dilediðine verir. Allah (rahmetiyle) geniþ olandýr, bilendir. (5/54)
De ki: "Göklerde ve yerde olanlar kimindir?" De ki: "Allah´ýndýr." O, rahmeti kendi üzerine yazdý. Sizi kendisinde þüphe olmayan kýyamet gününde elbette toplayacaktýr. Nefislerini hüsrana uðratanlar, iþte onlar inanmayanlardýr. (6/12)
Bizim ayetlerimize iman edenler sana geldiklerinde, onlara de ki: "Selam olsun size. Rabbiniz rahmeti kendi üzerine yazdý ki, içinizden kim bir cehalet sonucu bir kötülük iþler sonra tevbe eder ve (kendini) ýslah ederse þüphesiz, O, baðýþlayandýr, esirgeyendir." (6/54)

Rabbin, hiç bir þeye ihtiyacý olmayan rahmet sahibidir. Dilerse sizi giderir ve dilerse, sizi bir baþka kavmin soyundan (inþa edip) var ettiði gibi yerinize bir baþkasýný getirir. (6/133)

Þayet seni yalanlayacak olurlarsa, de ki: "Rabbiniz geniþ rahmet sahibidir. O´nun þiddetli çarpmasý, suçlu-günahkarlar topluluðundan geri çevrilemez." (6/147)
Sonra biz Musa´ya, iyilik yapanlarýn üzerinde (nimetimizi) tamamlamak, her þeyi ayrý ayrý açýklamak ve bir hidayet ve rahmet olarak Kitabý verdik. Umulur ki Rablerine kavuþacaklarýna inanýrlar. (6/154)
Ya da: "Kitap bize de indirilseydi, elbette onlardan daha çok doðru yolda olurduk" dememeniz (için) iþte size Rabbinizden apaçýk bir belge, bir hidayet ve bir rahmet gelmiþtir. Allah´ýn ayetlerini yalanlayandan ve (insanlarý) ondan alýkoyup-çevirenden daha zalim kimdir? Ayetlerimizden alýkoyup-çevirenlere, bu ´engelleme ve çevirmelerinden´ dolayý pek çetin bir azabla karþýlýk vereceðiz. (6/157)

"Kendilerine Allah´ýn bir rahmet eriþtirmeyeceðine yemin ettiðiniz kimseler bunlar mýydý? (Cennettekilere de) Girin cennete. Sizin için korku yoktur ve mahzun olmayacaksýnýz." (7/49)
Andolsun, biz onlara bir Kitap getirdik; iman edecek bir topluluða bir hidayet ve bir rahmet olmak üzere bir bilgiye dayanarak onu çeþitli biçimlerde açýkladýk. (7/52)
Düzene konulmasý (ýslah)ýndan sonra yeryüzünde bozgunculuk (fesad) çýkarmayýn; O´na korkarak ve umut taþýyarak dua edin. Doðrusu Allah´ýn rahmeti iyilik yapanlara pek yakýndýr. (7/56)
Rahmetinin önünde rüzgarlarý bir müjde olarak gönderen O´dur. Bunlar aðýrca bulutlarý kaldýrýp yüklendiðinde, onlarý (kuraklýktan) ölmüþ bir þehre sürükleyiveririz ve bununla oraya su indiririz de böylelikle bütün ürünlerden çýkarýrýz. Ýþte biz, ölüleri de böyle diriltip-çýkarýrýz. Ki ibret alasýnýz. (7/57)
"Sakýnýp rahmete kavuþmanýz için, içinizden sizi uyarýp korkutacak bir adam aracýlýðý ile bir zikir (Kitap) gelmesine mi þaþtýnýz?" (7/63)
Böylece onu ve onunla birlikte olanlarý katýmýzdan bir rahmet ile kurtardýk. Ayetlerimizi yalan sayarak inanmamýþ olanlarýn kökünü kuruttuk. (7/72)
(Musa yalvarýp) Dedi ki: "Rabbim, beni ve kardeþimi baðýþla, bizi rahmetine kat. Sen merhamet edenlerin en merhametli olanýsýn." (7/151)
Musa kabaran öfkesi (gazabý) yatýþýnca Levhalar´ý aldý. (Onlardan bir) Nüshasýnda "Rablerinden korkanlar için bir hidayet ve bir rahmet vardýr" (yazýlýydý.) (7/154)
Bize bu dünyada da, ahirette de iyilik yaz, þüphesiz ki biz Sana yöneldik. Dedi ki: "Azabýmý dilediðime isabet ettiririm, rahmetim ise her þeyi kuþatmýþtýr; onu korkup-sakýnanlara, zekatý verenlere ve bizim ayetlerimize iman edenlere yazacaðým." (7/156)

Onlara bir ayet getirmediðin zaman: "Sen onu (inmeyen ayeti) derleyip-toplasana" derler. De ki: "Ben, yalnýzca bana Rabbimden vahyolunana uyarým. Bu, Rabbinizden olan basiretlerdir; iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve bir rahmettir." (7/203)
Rableri onlara katýndan bir rahmeti, bir hoþnutluðu ve onlar için, kendisine sürekli bir nimet bulunan cennetleri müjdeler. (9/21)
Ýçlerinden Peygamberi incitenler ve: "O (her sözü dinleyen) bir kulaktýr" diyenler vardýr. De ki: "O sizin için bir hayýr kulaðýdýr. Allah´a iman eder, mü´minlere inanýp-güvenir ve sizden iman edenler için bir rahmettir. Allah´ýn elçisine eziyet edenler... Onlar için acý bir azab vardýr." (9/61)
Mü´min erkekler ve mü´min kadýnlar birbirlerinin velileridirler. Ýyiliði emreder, kötülükten sakýndýrýrlar, namazý dosdoðru kýlarlar, zekatý verirler ve Allah´a ve Resûlü´ne itaat ederler. Ýþte Allah´ýn kendilerine rahmet edeceði bunlardýr. Þüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (9/71)
Bedevilerden öyleleri de vardýr ki, onlar Allah´a ve ahiret gününe iman eder ve infak ettiðini Allah katýnda bir yakýnlaþmaya ve elçinin dua ve baðýþlama dileklerine (bir yol) sayar. Haberiniz olsun, bu gerçekten onlar için bir yakýnlaþmadýr. Allah da onlarý kendi rahmetine sokacaktýr. Þüphesiz Allah, baðýþlayandýr, esirgeyendir. (9/99)

Ýnsanlara, þiddetli bir sýkýntý dokunduktan sonra, bir rahmet dokundurduðumuz zaman, ayetlerimiz konusunda hileli bir düzen kurmak (bir entrika çevirmek) onlar için (bir alýþkanlýk ve kötü bir edinim)dir. De ki: "Düzen kurmada (karþýlýk vermede) Allah daha hýzlýdýr. Þüphesiz, bizim elçilerimiz, sizin ´geliþtirmekte olduðunuz düzenleri´ yazmaktadýrlar." (10/21)

Ey insanlar, Rabbinizden size bir öðüt, sinelerde olana bir þifa ve mü´minler için bir hidayet ve rahmet geldi. (10/57)
De ki: "Allah´ýn bol ihsanýyla (fazlýyla) ve rahmetiyle, yalnýz bunlarla sevinsinler. Bu, onlarýn toplayýp yýðmakta olduklarýndan hayýrlýdýr." (10/58)

"Ve bizi, kafirler topluluðundan rahmetinle kurtar." (10/86)
Andolsun, biz insana tarafýmýzdan bir rahmet tattýrýp sonra bunu kendisinden çekip-alsak, kuþkusuz o, (artýk) umudunu kesmiþ bir nankördür. (11/9)
Rabbinden apaçýk bir delil üzerinde bulunan, onu yine ondan bir þahid izleyen ve ondan önce bir önder ve rahmet olarak Musa´nýn kitabý (kendisini doðrulamakta) bulunan kimse, (artýk onlar) gibi midir? Ýþte onlar, buna (Kur´an´a) inanýrlar. Gruplardan biri onu inkar ederse, ateþ ona vaadedilen yerdir. Öyleyse, bundan kuþkuda olma, çünkü o, Rabbinden olan bir haktýr. Ancak insanlarýn çoðunluðu inanmazlar. (11/17)

Dedi ki: "Ey Kavmim, görüþünüz nedir söyleyin? Eðer ben Rabbimden apaçýk bir belge üzerinde isem ve Rabbim bana kendi katýndan bir rahmet vermiþ de (bu,) sizin gözlerinizden saklý tutulmuþsa? Siz bunu istemiyorken biz sizi buna zorlayacak mýyýz?" (11/28)

Emrimiz geldiði zaman, tarafýmýzdan bir rahmet ile Hud´u ve O´nunla birlikte iman edenleri kurtardýk. Onlarý þiddetli-aðýr bir azabtan kurtardýk. (11/58)
Ve bu dünyada da, kýyamet gününde de lanete tabi tutuldular. Haberiniz olsun; gerçekten Ad (halký), Rablerine (karþý) inkar ettiler. Haberiniz olsun; Hud kavmi Ad´a (Allah´ýn rahmetinden) uzaklýk (verildi). (11/60)

Dedi ki: "Ey kavmim, görüþünüz nedir söyler misiniz? Eðer ben Rabbimden apaçýk bir belge üzerindeysem ve bana tarafýndan bir rahmet vermiþse, bu durumda O´na isyan edecek olursam Allah´a karþý bana kim yardým edecektir? Þu halde kaybýmý arttýrmaktan baþka bana (hiç bir yarar) saðlamayacaksýnýz." (11/63)

Emrimiz geldiði zaman, tarafýmýzdan bir rahmetle Salih´i ve O´nunla birlikte iman edenleri o günün aþaðýlatýcý azabýndan kurtardýk. Doðrusu senin Rabbin, güçlü olandýr, aziz olandýr. (11/66)
Sanki orada hiç refah içinde yaþamamýþlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (halký) gerçekten Rablerine (karþý) inkar etmiþlerdi. Haberiniz olsun; Semud (halkýna Allah´ýn rahmetinden) uzaklýk (verildi.) (11/68)
Dediler ki: "Allah´ýn emrine mi þaþýyorsun? Allah´ýn rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir, ey ev halký þüphesiz O, övülmeye layýk olandýr, Mecid´tir." (11/73)

Emrimiz geldiði zaman, tarafýmýzdan bir rahmetle Þuayb´ý ve O´nunla birlikte iman edenleri kurtardýk; o zulmedenleri dayanýlmaz bir ses sarýverdi de kendi yurtlarýnda dizüstü çökmüþ olarak sabahladýlar. (11/94)

Sanki orada hiç refah içinde yaþamamýþlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (halkýna) nasýl bir uzaklýk verildiyse Medyen (halkýna da Allah´ýn rahmetinden öyle) bir uzaklýk (verildi). (11/95)
Rabbinin rahmet ettikleri dýþýnda. Onlarý bunun için yarattý. Böylece Rabbinin (þu) sözü tamamlanýp gerçekleþmiþtir: "Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan, (kafirlerin) tümüyle dolduracaðým." (11/119)
Ýþte böylece biz yeryüzünde Yusuf´a güç ve imkan (iktidar) verdik. Öyle ki, orada (Mýsýr´da) dilediði yerde konakladý. Biz kime dilersek rahmetimizi nasib ederiz ve iyilik yapanlarýn ecrini kayba uðratmayýz. (12/56)

"Oðullarým, gidin de Yusuf ile kardeþinden (duyarlý bir araþtýrmayla) bir haber getirin ve Allah´ýn rahmetinden umut kesmeyin. Çünkü kafirler topluluðundan baþkasý Allah´ýn rahmetinden umut kesmez." (12/87)
Andolsun, onlarýn kýssalarýnda temiz akýl sahipleri için ibretler vardýr. (Bu Kur´an) düzüp uydurulacak bir söz deðildir, ancak kendinden öncekilerin doðrulayýcýsý, her þeyin ´çeþitli biçimlerde açýklamasý´ ve iman edecek bir topluluk için bir hidayet ve rahmettir. (12/111)

Biz Kitab´ý ancak, hakkýnda ihtilafa düþtükleri þeyi onlara açýklaman ve inanan bir kavme rahmet ve hidayet olmasý dýþýnda (baþka bir amaçla) indirmedik. (16/64)

Her ümmet içinde kendi nefislerinden onlarýn üzerine bir þahid getirdiðimiz gün, seni de onlar üzerinde bir þahid olarak getireceðiz. Biz Kitabý sana, her þeyin açýklayýcýsý, müslümanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik. (16/89)

Eðer Rabbinden ummakta olduðun bir rahmeti beklerken (darlýkta olduðundan) onlara sýrt çevirecek olursan, bu durumda onlara yumuþak söz söyle. (17/28)

Onlarýn taptýklarý da, -hangisi daha yakýndýr diye- Rablerine (yaklaþmak için) bir vesile arýyorlar. O´nun rahmetini umuyorlar ve azabýndan korkuyorlar. Þüphesiz senin Rabbinin azabý korkunçtur. (17/57)
Kur´an´dan mü´minler için þifa ve rahmet olan þeyleri indiriyoruz. Oysa o, zalimlere kayýplardan baþkasýný arttýrmaz. (17/82)
(Vahyi sende býrakan) Rabbin rahmetinden baþka (sý deðildir). Þüphesiz O´nun lütfu senin üzerinde çok büyüktür. (17/87)
De ki: "Eðer siz Rabbimin rahmet hazinelerine malik olsaydýnýz, bu durumda harcama endiþesiyle gerçekten (cimrilik edip elinizde) tutardýnýz. Ýnsan pek cimridir. (17/100)

O gençler, maðaraya sýðýndýklarý zaman, demiþlerdi ki: "Rabbimiz, katýndan bize bir rahmet ver ve iþimizden bize doðruyu kolaylaþtýr (bizi baþarýlý kýl). (18/10)

(Ýçlerinden biri demiþti ki:)"Madem ki siz onlardan ve Allah´tan baþka taptýklarýndan kopup-ayrýldýnýz, o halde, (daðlara çekilip) maðaraya sýðýnýn da Rabbiniz size rahmetinden (bolca bir miktarýný) yaysýn ve iþinizden size bir yarar kolaylaþtýrsýn." (18/16)

Senin Rabbin rahmet sahibi (ve) baðýþlayýcýdýr. Eðer, kazandýklarýndan dolayý onlarý (azabla) yakalasaydý, þüphesiz onlara azabý (bir an önce) çabuklaþtýrýrdý. Hayýr, onlar için bir buluþma zamaný vardýr, onun dýþýnda asla baþka bir sýðýnak bulamayacaklardýr. (18/58)

Derken, katýmýzdan kendisine bir rahmet verdiðimiz ve tarafýmýzdan kendisine bir ilim öðrettiðimiz kullarýmýzdan bir kulu buldular. (18/65)
"Duvar ise, þehirde iki öksüz çocuðundu, altýnda onlara ait bir define vardý; babalarý salih biriydi. Rabbin diledi ki, onlar erginlik çaðýna eriþsinler ve kendi definelerini çýkarsýnlar; (bu,) Rabbinden bir rahmettir. Bunlarý ben, kendi iþim (özel görüþüm) olarak yapmadým. Ýþte, senin sabýr göstermeye güç yetiremediðin þeylerin yorumu." (18/82)

Dedi ki: "Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin va´di geldiði zaman, O, bunu dümdüz eder; Rabbimin va´di haktýr." (18/98)

(Bu,) Rabbinin, kulu Zekeriya´ya rahmetinin zikridir. (19/2)
"Ýþte böyle" dedi. "Rabbin, dedi ki: -Bu benim için kolaydýr. Onu insanlara bir ayet ve bizden bir rahmet kýlmak için (bu çocuk olacaktýr)." Ve iþ de olup bitmiþti. (19/21)
Onlara rahmetimizden armaðan(lar) baðýþladýk ve onlar için yüce bir doðruluk dili verdik. (19/50)

Ona rahmetimizden kardeþi Harun´u da bir peygamber olarak armaðan ettik. (19/53)

Onu rahmetimize soktuk, çünkü o, salihlerdendi. (21/75)
Böylece onun duasýna icabet ettik. Kendisinden o derdi giderdik; ona katýmýzdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katýný daha verdik. (21/84)
Onlarý rahmetimize soktuk, þüphesiz onlar salih kimselerdi. (21/86)
Biz seni alemler için yalnýzca bir rahmet olarak gönderdik. (21/107)

Eðer Allah´ýn sizin üzerinizde fazlý ve rahmeti olmasaydý ve Allah gerçekten tevbeleri kabul eden hüküm ve hikmet sahibi olmasaydý (ne yapardýnýz)? (24/10)
Eðer Allah´ýn dünyada ve ahirette sizin üzerinizde fazlý ve rahmeti olmasaydý, içine daldýðýnýz dedikodudan dolayý size büyük bir azab dokunurdu. (24/14)
Eðer Allah´ýn sizin üzerinizde fazlý ve rahmeti olmasaydý ve Allah gerçekten Rauf (þefkat eden ve) Rahim olmasaydý (ne yapardýnýz)? (24/20)
Ey iman edenler, þeytanýn adýmlarýna uymayýn. Kim þeytanýn adýmlarýna uyarsa, (bilsin ki) gerçekten o (þeytan) çirkin utanmazlýklarý ve kötülüðü emreder. Eðer Allah´ýn üzerinizde fazlý ve rahmeti olmasaydý, sizden hiç biri ebedi olarak temize çýkamazdý. Ancak Allah, dilediðini temize çýkarýr. Allah, iþitendir, bilendir. (24/21)
Dosdoðru namazý kýlýn, zekatý verin ve elçiye itaat edin. Umulur ki, rahmete kavuþturulmuþ olursunuz. (24/56)
Ve kendi rahmetinin önünde rüzgarlarý müjdeciler olarak gönderen O´dur. Biz, gökten tertemiz su indirdik; (25/48)
(Süleyman) Bu sözü üzerine tebessüm edip güldü ve dedi ki: "Rabbim, bana, anne ve babama verdiðin nimete þükretmemi ve hoþnut olacaðýn salih bir amelde bulunmamý ilham et ve beni rahmetinle salih kullarýn arasýna kat." (27/19)
Ya da karanýn ve denizin karanlýklarý içinde size yol gösteren ve rahmetinin önünde rüzgarlarý müjde vericiler olarak gönderen mi? Allah ile beraber baþka bir ilah mý? Allah, onlarýn þirk koþtuklarýndan yücedir. (27/63)

Ve gerçekten o, mü´minler için bir hidayet ve bir rahmettir. (27/77)
Andolsun, ilk nesilleri yýkýma uðrattýktan sonra, Musa´ya, insanlar için (gözleri hikmetle açýp aydýnlatacak) basiretler, hidayet ve rahmet olmak üzere Kitap verdik. Umulur ki, öðüt alýp-düþünürler diye. (28/43)
(Musa´ya) Seslendiðimiz zaman da, sen Tur´un yanýnda deðildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarýcý gelmemiþ olan bir kavmi uyarman için (gönderildin). Umulur ki, öðüt alýp düþünürler diye. (28/46)

Kendi rahmetinden olmak üzere O, sizin için, dinlenmeniz ve O´nun fazlýndan (geçiminizi) aramanýz için geceyi ve gündüzü var etti. Umulur ki þükredersiniz. (28/73)
Kitabýn sana (kalbine vahy ile) býrakýlacaðýný umud etmezdin; (bu,) Rabbinden ancak bir rahmettir. Öyleyse sakýn kafirlere arka olma. (28/86)
Allah´ýn ayetlerini ve O´na kavuþmayý ´yok sayýp inkar edenler´; iþte onlar, benim ahmetimden umut kesmiþlerdir; ve iþte onlar, acý azab onlarýndýr. (29/23)
Kendilerine okunmakta olan Kitabý sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? Þüphesiz, bunda iman eden bir kavim için gerçekten bir rahmet ve bir öðüt (zikir) vardýr. (29/51)

Ýnsanlara bir zarar dokunduðu zaman, ´gönülden katýksýz baðlýlar´ olarak, Rablerine dua ederler; sonra kendinden onlara bir rahmet taddýrýnca hemencecik bir grup Rablerine þirk koþarlar. (30/33)
Biz insanlara bir rahmet taddýrdýðýmýz zaman, onunla sevinirler; kendi ellerinin takdim ettiði dolayýsýyla onlara bir kötülük isabet ettiðinde, hemen umutsuzluða kapýlýrlar. (30/36)
Size kendi rahmetinden taddýrmasý, emriyle gemileri yürütmesi ve O´nun fazlýndan (rýzkýnýzý) aramanýz ile umulur ki þükretmeniz için, rüzgarlarý müjde vericiler olarak göndermesi, O´nun ayetlerindendir. (30/46)
Þimdi Allah´ýn rahmetinin eserlerine bak; ölümünden sonra yeryüzünü nasýl diriltmektedir? Þüphesiz O, ölüleri de gerçekten diriltecektir. O, her þeye güç yetirendir. (30/50)

Muhsin olanlara bir hidayet ve bir rahmettir. (31/3)
De ki: "Size bir kötülük isteyecek olsa sizi Allah´tan koruyacak, veya size bir rahmet isteyecek olsa (buna engel olacak) kimdir?" Onlar, kendileri için Allah´ýn dýþýnda ne bir veli, ne bir yardýmcý bulamazlar. (33/17)
O´dur ki, sizi karanlýklardan nura çýkarmak için size rahmet etmekte; melekleri de (size dua etmektedir). O, mü´minleri çok esirgeyicidir. (33/43)
Allah, insanlar için rahmetinden her neyi açacak olsa, artýk onu kýsýp-tutacak yoktur; her neyi kýsar-tutarsa, artýk onu da ondan sonra salýverecek yoktur. O, üstün ve güçlü olandýr, hüküm ve hikmet sahibidir. (35/2)
Ancak bizden bir rahmet olmasý ve (onlarý) belirli bir zamana kadar yararlandýrmamýz baþka. (36/44)

Katýmýzdan ona bir rahmet ve temiz akýl sahiplerine bir öðüt olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir benzerini de baðýþladýk. (38/43)
Yoksa o, gece saatinde kalkýp da secde ederek ve kýyama durarak gönülden itaat (ibadet) eden, ahiretten sakýnan ve Rabbinin rahmetini umud eden (gibi) midir? De ki: "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Þüphesiz, temiz akýl sahipleri öðüt alýp-düþünürler." (39/9)
Andolsun, onlara: "Gökleri ve yeri kim yarattý?" diye soracak olsan, elbette "Allah" diyecekler. De ki: "Gördünüz mü-haber verin; Allah´tan baþka taptýklarýnýz, eðer Allah bana bir zarar dileyecek olsa, O´nun zararýný kaldýrabilirler mi? Ya da bana bir rahmet vermeyi istese, O´nun rahmetini tutup-önleyebilecekler mi" De ki: "Allah, bana yeter. Tevekkül edecek olanlar, O´na tevekkül etsinler." (39/38)

(Benden onlara) De ki: "Ey kendi aleyhlerinde olmak üzere ölçüyü taþýran kullarým. Allah´ýn rahmetinden umut kesmeyin. Þüphesiz Allah, bütün günahlarý baðýþlar. Çünkü O, baðýþlayandýr, esirgeyendir." (39/53)

Arþ´ý yüklenmekte olanlar ve çevresinde bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih etmekte, O´na iman etmekte ve iman edenlere maðfiret dilemektedirler: "Rabbimiz, rahmet ve ilim bakýmýndan her þeyi kuþatýp-sardýn, tevbe edenler ve senin yoluna tabi olanlara maðfiret et ve onlarý cehennem azabýndan koru." (40/7)
"Ve onlarý kötülüklerden koru. O gün Sen, kimi kötülüklerden korumuþsan, gerçekten ona rahmet etmiþsin. Ýþte büyük ´kurtuluþ ve mutluluk´ budur. (40/9)
Oysa ona dokunan bir zarardan sonra tarafýmýzdan bir rahmet taddýrsak, mutlaka: "Bu benim (hakkým)dýr. Ve ben kýyamet-saatinin kopacaðýný da sanmýyorum; eðer Rabbime döndürülsem bile, muhakkak O´nun katýnda benim için daha güzel olaný vardýr." der. Ama andolsun biz, o kafirlere yaptýklarýný haber vereceðiz ve andolsun onlara, en kaba bir azabtan taddýracaðýz. (41/50)

Eðer Allah dileseydi, onlarý her halde tek bir ümmet kýlardý. Ancak O, dilediðini kendi rahmetine sokar. Zalimlere gelince; onlar için ne bir veli vardýr, ne bir yardýmcý (bulursun). (42/8)
O´dur ki, onlar umutlarýný kestikten sonra yaðmuru indirir ve rahmetini serip-yayar. O, Veli´dir, Hamid´dir. (42/28)

Þayet onlar, sýrt çevirecek olurlarsa, artýk Biz seni onlarýn üzerine bir gözetleyici olarak göndermiþ deðiliz. Sana düþen, yalnýzca tebliðdir. Gerçek þu ki, Biz insana tarafýmýzdan bir rahmet taddýrdýðýmýz zaman, ona sevinir. Eðer onlara kendi ellerinin takdim ettikleri dolayýsýyla bir kötülük isabet ederse, bu durumda insan bir nankör kesiliverir. (42/48)
Senin Rabbinin rahmetini onlar mý paylaþtýrýyorlar? Dünya hayatýnda maiþetlerini aralarýnda biz paylaþtýrdýk ve onlardan bir bölümü (diðer) bir bölümünü ´teshir etmesi için, bir bölümünü bir bölümü üzerinde derecelerle yükselttik. Rabbinin rahmeti; toplayýp-yýðdýklarýndan daha hayýrlýdýr. (43/32)
Rabbinden bir rahmet olarak. Þüphesiz O, iþitendir, bilendir. (44/6)
Ancak Allah´ýn rahmet ettiði baþka. Þüphesiz O, üstün ve güçlü olandýr, esirgeyendir. (44/42)
Bu (Kur´an), insanlar için basiret (nuruyla Allah´a yönelten ayet)lerdir, kesin bilgiyle inanan bir kavim için de bir hidayet ve bir rahmettir. (45/20)
Artýk iman edip salih amellerde bulunanlara gelince; Rableri onlarý kendi rahmetine sokar. Ýþte apaçýk olan ´büyük mutluluk ve kurtuluþ´ budur. (45/30)
Bundan önce de, bir rehber (imam) ve bir rahmet olarak Musa´nýn kitabý var. Bu da, zulmedenleri uyarmak ve ihsanda bulunanlara bir müjde olmak üzere (kendinden önceki kitaplarý) doðrulayýcý ve Arapça bir dil ile olan bir kitaptýr. (46/12)

Ki onlar, inkar ettiler, sizi Mescid-i Haram´dan ve durdurulmakta (bekletilmekte) olan hediyeleri (kurbanlarý), yerlerine varmaktan alýkoydular. Eðer kendilerini bilmediðiniz mü´min erkekler ve mü´min kadýnlarý, bilgisizlik dolayýsýyla darmadaðýn edip de bu yüzden size ´dayanýlmaz bir sýkýntý´ dokunmayacak olsaydý (o zaman durum farklý olurdu. Durumunun böyle olmasý,) Allah´ýn dilediðini rahmetine sokmasý içindir. Eðer (karýþýk yaþayan mü´minler), seçilip ayrýlmýþ olsalardý, muhakkak içlerinden inkar edenleri acý bir azab ile azablandýrýrdýk. (48/25)
Ve gökten mübarek (bereket ve rahmet yüklü) su indirdik; böylece onunla bahçeler ve biçilecek taneler bitirdik. (50/9)
O gün, münafýk erkekler ile münafýk kadýnlar, iman edenlere derler ki: "(Ne olur) Bize bir bakýn, sizin nurunuzdan birazcýk alýp-yararlanalým." Onlara: "Arkanýza (dünyaya) dönün de bir nur arayýp-bulmaya çalýþýn" denilir. Derken aralarýnda kapýsý olan bir sur çekilmiþtir; onun iç yanýnda rahmet, dýþ yanýnda o yönden azab vardýr. (57/13)

Ey iman edenler, Allah´tan sakýnýp-korkun ve O´nun elçisine iman edin, size kendi rahmetinden iki kat (güzel karþýlýk) versin. Size kendisiyle yürüyeceðiniz bir nur kýlsýn ve size maðfiret etsin. Allah çok baðýþlayandýr, çok esirgeyendir. (57/28)

Böylece kendi günahlarýný itiraf ettiler. Çýlgýnca yanan ateþin halkýna (Allah´ýn rahmetinden) uzaklýk olsun. (67/11)

Dilediðini kendi rahmetine sokar. Zalimlere ise, onlar için acý bir azab hazýrlamýþtýr. (76/31)

Ynt: Rahmet By: ceren Date: 26 Eylül 2017, 18:01:38
Esselamu aleykum.rabbim bizleri onun rýzasý dairesinde yaþayan onun rahmetini merhametini kazanan kullardan olalim inþallah. ..
Ynt: Rahmet By: Bilal2009 Date: 26 Eylül 2017, 21:15:28
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri rahmetten yoksun kalanlardan eylemesin
Ynt: Rahmet By: Sevgi. Date: 27 Eylül 2017, 03:34:31
Mevlam bizlerden Rahmetini hiç eksik eylemesin inþaAllah.

radyobeyan