Tarihte 1973 Petrol Krizi By: ayten Date: 14 Eylül 2010, 14:00:19
Tarihte 1973 Petrol Krizi
1967 savaþý sonunda nasýl Araplar, Filistin komandolarýný Ýsrail´e karþý bir yýpratma savaþýnýn vasýtasý olarak kullanmaya karar verdilerse, 1973 Savaþý´nýn sonunda da, "petrolü" Ýsrail´e karþý deðil, fakat Batý´ya karþý siyasi silah olarak kullanmaya karar verdiler ve bunun neticesinde de bütün dünyada bir petrol krizi ortaya çýktý.
Aslýna bakýlýrsa, 1973 petrol krizi doðrudan doðruya 1973 Arap-Ýsrail Savaþý´nýn sonucu deðildir. Bu savaþ bu krizi hýzlandýrmýþtýr. Yoksa üretici ülkeler için petrol problemleri yýllardan beri oluþma halinde bir mesele idi. Nitekim, OPEC (Organization of Petroleum Exporting Countries), yani Petrol Ýhraç Eden Ülkeler Teþkilatý, daha 1960 Aðustosu´nda kurulmuþtu. Üye sayýsý 13´e kadar çýkan bu teþkilatýn kuruluþ maksadý, özellikle petrol fiyatlarýnýn tesbiti baþta olmak üzere, hepsini müþtereken alakadar eden meselelerin birlikte çözümünü saðlamaktý.
OPEC kurulduðunda, hemen bütün petrol üreticisi ülkelerde, petrol kaynaklarý, Batý teknolojisi gereði, Batýlý ve bilhassa Amerikan petrol þirketlerince iþletilmektedir. Ýkinci bir husus da þudur: Bugün, yani 1982 yýlý baþýnda varili 34 dolara kadar yükselmiþ olan ham petrolün fiyatý, 1970 Ocak ayýnda, Orta Doðu petrolleri için varili 1.80 ve daha yüksek vasýflý Libya petrolu için de 2.17 dolardýr.
Bununla beraber, OPEC´in 1973 Arap-Ýsrail Savaþý´na kadar bir þey yaptýðý söylenemez. Yalnýz þu var ki, 1970´den itibaren, hemen bütün Orta Doðu ülkelerinde, petrol þirketlerine el koyma eðilimi baþladý. Mesela Irak, 1972´de Iraq Petroleum Company´yi tamamen millileþtirdi. Ýran da 1973´de hemen hemen ayný þeyi yaptý ve petrol þirketlerini sadece bir idareci haline getirerek, üretimi tamamen Ýran Milli Þirketi´nin (INOC) eline verdi. Diðer Arap ülkeleri ve bilhassa Basra Körfezi ülkeleri de, yabancý þirketlerdeki hisselerini arttýrdýlar.
1967 Arap-Ýsrail savaþýndan sonra, petrolün Batý´ya ve bilhassa Amerika´ya karþý bir siyasi silah olarak kullanýlmasý söz konusu edildi. Hatta bu maksatla OAPEC (Organization of Arab Petroleum Exporting Countries), yani Petrol Ýhraç Eden Arap Ülkeleri Teþkilatý da kuruldu. Fakat petrolün siyasi silah olarak kullanýlmasý mümkün olmadý. Çünkü, her þeyden önce, Batý´nýn ve bilhassa Amerika´nýn tek petrol kaynaðý Orta Doðu deðildi. Amerika´nýn kendi üretimi olduðu gibi, Venezuela, Nijerya ve Endonezya gibi baþka petrol ihracatçýsý ülkeler de vardý.
Petrol ambargosunda dayanýþmayý saðlamak zordu. Ýkincisi, petrolün fiyatýnýn gayet düþük olduðu bir sýrada, Arap ülkeleri için mühim bir gelirden yoksun kalmak, kolay göze alýnamýyacak bir þeydi. Diðer taraftan, petrolün siyasi vasýta olarak kullanýlmasýnda Batý ve Amerika üzerinde baský yapabilmek için iki yol vardý: Biri üretimi ve dolayýsiyle ihracatý kýsmak, diðeri de fiyatlarý yükseltmek. Üretimi kýsmanýn iki sakýncasý vardý. Önce, üretici ülkelerin gelirlerini azaltýrdý, sonra da, bütün Batý endüstrisi enerji bakýmýndan petrole dayandýðý için üretimi kýsmak sert tepkilere yol açabilirdi.
Ýþte bu sebeplerden, 1973 savaþýndan sonra ikinci yola, yani fiyatlarýn yükseltilmesine baþvuruldu. Bu metodun baþarýlý olduðu söylenebilir. Zira, 1973 Ocak ayýnda varili 2.59 dolar olan Arap petrolü, 1973 Ekiminde 5.11 ve 1974 Ocak ayýnda da 11.65 dolara çýktý. Bu, bir yýl içinde dört mislinden fazla bir artýþ demekti. Bu fiyat artýþlarý bilhassa Batý Avrupa´da ve Japonya´da bir paniðe sebep oldu.
Ortak Pazar veya resmi adý ile Avrupa Ýktisadi Ýþbirliði Teþkilatý (E.E.C.), 6 Kasým 1973´de yayýnladýðý bir bildiride, Güvenlik Konseyi´nin 242 ve 338 sayýlý kararlarýný desteklediklerini kuvvet yoluyla toprak kazanýlmasýný kabul etmediklerini, Ýsrai1´in 1967´de iþgal ettiði topraklardan çekilmesini, bununla beraber, bölgedeki her devletin egemenlik, toprak bütünlüðü ve baðýmsýzlýðý ile, "güvenlikli ve tanýnmýþ sýnýrlar içinde" barýþ içinde yaþama hakkýna saygý gösterilmesi gerektiðin ilan ettiler.
Japonya ise, 22 Kasým´da Araplarý tutan öyle bir tavýr aldý ki, sadece Ýsrail ile münasebetlerini kesmediði kaldý. Ýngiltere ise, 6 Ekim 1973´de, Orta Doðu ülkeleri için silah ambargosu ilan etmiþti. Fakat Kasým ayýnda ambargo esas itibariyle Ýsrail´e yönelik bir þekil aldý. Bilhassa Suudi Arabistan, Ýsrail´i kesinlikle tutan Amerika ve Hollanda´ya karþý petrol ambargosu tatbik etti ise de, bu ambargo bilhassa Amerika´nýn Orta Doðu politikasýnda hiç bir deðiþiklik ve tesir yapmadý. Kaldý ki, Amerika´nýn bu ambargoya karþý tepkileri de bir hayli sert oldu. Hatta, petrol üreten Arap ülkelerinin petrol politikasý, Batý´nýn sanayiini çökertecek hale geldiði takdirde, Amerika´nýn Basra Körfezi bölgesine bir silahlý müdahale ihtimalinden veya bunun planlamasýndan dahi söz edildi.
Araplarýn bu petrol silahýna karþý Amerika´nýn baþvurduðu ikinci yol da, Avrupa Ýktisadi Ýþbirliði ve Kalkýnma Teþkilatý (OECD) çerçevesinde, 1974 Ekimi´nde, Amerika, Kanada, Fransa hariç Ortak Pazar ülkeleri, Japonya, Ýspanya, Türkiye, Avusturya, Ýsviçre, Ýsveç ve Norveç´in katýlmasý ile Milletlerarasý Enerji Ajansý´nýn (Ýnternational Energy Agency) kurulmasý oldu.
Bu kuruluþun amacý, enerji ve fakat bilhassa petrolün saðlanmasýnda, kullanýlmasýnda bir iþbirliðini, dayanýþmayý ve ortak planlamayý gerçekleþtirmekti. Ortak Planlama çalýþmalarýnda, daha sonra, her üye ülkenin en az 60 günlük petrol stokuna sahip olmasý prensibi kabul edilmiþ ve daha sonra da bu stok miktarý 90 güne çýkarýlmýþtýr. Bundan baþka, petrol sýkýntýsýna düþmeleri halinde, üye ülkelerin birbirlerine yardým etmeleri esasý da kabul edilmiþti.
Petrol krizinin 1973-1974´de Batý´da yaptýðý ilk þoktan sonra, petrol meselesi, yani her altý ayda bir OPEC ülkelerinin ham petrol fiyatlarýna zam yapmalarý, normal bir hadise mahiyetini aldý. Baþka bir deyiþle, Batý´nýn sanayileþmiþ ve geliþmiþ ülkeleri, fiyat artýþlarýndan doðan sarsýntýyý kýsa sürede atlattýlar. Çünkü, sanayileþmiþ ülkelerin korktuðu üretimin azaltýlmasý idi. Yoksa, fiyat artýþlarýna kolay ayak uydurdular. Zira, artan fiyatlarýn üretici ülkelere saðladýðý gelir, yani petrodolar, yine Batý bankalarýna ve Batý´nýn sermaye ve nakit piyasasýna intikal etti.
Ýkincisi, Batý´nýn sanayileþmiþ ülkeleri, artan petrol fiyatlarýný kolaylýkla kendi sanayi mamullerine ve teknolojilerine aksettirdiler. Burada bilhassa silah fiyatlarýný tekrarlamak gerekir. Halbuki, Batý´nýn sanayiine, teknolojisine, silahýna ve hatta tüketim maddelerine en fazla ihtiyaç duyanlar, petrol paralarý ile ülkelerinin ekonomik kalkýnmalarýný hýzlandýrmak isteyenler, bu petrol üreticisi Arap ülkeleri idi. Yani, Arap ülkeleri pahalý sattýlar ve aldýklarýný da pahalý almaya baþladýlar. Bu arada olan, geliþmekte olan fakir ülkelere oldu.
Türkiye de, artan petrol fiyatlarýnýn büyük acýsýný çekmiþtir. Petrol üreten Arap ülkeleri, bilhassa geri kalmýþ veya geliþmekte olan Müslüman ülkeler için yeterli bir yardým programý da gerçekleþtirmediklerinden, Batý´nýn zengin ülkelerine vurmak istedikleri darbenin acýsý, bu Müslüman fakir ülkelerin sýrtýndan çýkmýþtýr.
Ynt: Tarihte 1973 Petrol Krizi By: Bilal2009 Date: 03 Nisan 2017, 05:22:32
Müslüman milletler batýnen ve zahiren birleþse ortada Müslümanlar açýsýndan sorun teþkil edecek bir þey kalmayacak . Tabi kafir durmuyor , durmayacak . Ýnþallah biz de durmuyoruz , durmayacaðýz...