Sahabelerin Faziletleri By: YBNGL Date: 12 Eylül 2010, 07:01:10
SAHABELERÝN FAZÝLETLERÝ
Ebu Bekr Sýddýk (r.a.) þöyle anlatýr:
Biz Maðarada iken baþlarýmýzýn üstünde (bizi aramaða gelen) müþriklerin ayaklarýna baktým: "Ey Allah´ýn Resulü! Bunlardan biri eðilip de iki ayaðý hizasýndan baksa bizi muhakkak ayak hizasýnýn altýnda görecektir" dedim. Allah Resulü (a.s.): Ey Ebu Bekr! Üçüncüsü Allah olan iki kiþiyi ne zannediyorsun? buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4389
Ebu Saîd´in (r.a.) anlattýðýna göre:
Resulüllah (a.s.) minbere oturdu ve: "Bir kul ki yüce Allah onu, dünyanýn nimetlerinden vermek ile kendi nezdinde olanlar arasýnda muhayyer býraktý. O da Allah nezdindekini seçti" buyurdu. Bu söz üzerine Ebu Bekr aðladý da aðladý: Atalarýmýz ve analarýmýz sana feda olsun! dedi. Ravi der ki: Ýþte Allah Resulü, o muhayyer kýlýnan kul imiþ, Ebu Bekr onu hepimizden iyi biliyordu. Allah Resulü þöyle buyurdu: "Muhakkak ki bana karþý, malý ve arkadaþlýðý hususunda insanlarýn en cömerti Ebu Bekr´dir. Bir dost edinecek olsaydým, mutlaka Ebu Bekr´i dost edinirdim. Lâkin din kardeþliði (þahsi dostluktan efdaldir). Mescitte Ebu Bekr´in kapýsýndan baþka hiçbir kapý býrakýlmasýn."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4390
Amr b. As´ýn (r.a.) anlattýðýna göre:
Allah Resulü (a.s.) onu Zatu Selasil ordusuna kumandan olarak göndermiþ. (Amr diyor ki:) Bu seferden döndüðümüzde Allah Resulü´ne geldim ve: Ýnsanlar içinde sana en sevgili olan kimdir? diye sordum. Allah Resulü: Aiþe´dir buyurdu. Ben: Erkeklerden kimdir? dedim. Allah Resulü: Aiþe´nin babasý, buyurdu. Sonra kimdir dedim? Allah Resulü: Ömer buyurdu. Sonra bir takým kimselerin adlarýný saydý.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4396
Cubeyr b. Mut´im´den (r.a.) bildirildiðine göre:
Bir kadýn Allah Resulü´nden (a.s.) bir þey istemiþti. Allah Resulü de kadýna, tekrar gelmesini emretmiþti. Bunun üzerine kadýn: Ey Allah´ýn Resulü! Ya gelir de seni bulamazsam? dedi. Babam Cubeyr Kadýn, bu sözü ile sanki ölümü kastediyordu, dedi. Allah Resulü: Þayet beni bulamazsan Ebu Bekr´e gidersin, buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4398
Hz. Aiþe (r.ah.)
Resulü´nün (a.s.) hastalýðýnda kendisine þöyle buyurduðunu nakletmiþtir: "Baban Ebu Bekr ile kardeþini bana çaðýr da bir yazý yazacaðým. Çünkü ben bir isteklinin temenni etmesinden ve birinin, "ben daha layýðým" demesinden endiþe ediyorum. Halbuki Allah ve Müminler bunu kabul etmez. Yalnýz Ebu Bekr böyle yapmaz."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4399
Ebu Hureyre (r.a.)
Allah Resulü´nün (a.s.) þöyle buyurduðunu rivayet etmiþtir: "Vaktiyle bir adam, üzerine yük yüklediði öküzünü götürürken, öküz ona dönerek: Ben bu iþ için yaratýlmadým. Lâkin ben ancak çift sürmek için yaratýldým, dedi" buyurdu. Bunun üzerine insanlar, öküz konuþur mu? diye þaþkýnlýk ve dehþetle: Sübhanallah! dediler. Allah Resulü: "Ben buna inanýyorum, Ebu Bekr ile Ömer de" buyurdu. Ebu Hureyre´nin dediðine göre Allah Resulü þöyle buyurdu: "Bir çoban, koyunlarýnýn içinde bulunurken sürüye bir kurt saldýrdý ve koyunlardan birini alýp götürdü. Çoban da onu takip etti ve nihayet koyunu kurtardý. Bunun üzerine kurt çobana dönüp: Bu koyunlara yýrtýcý günde, benden baþka çobanlarý olmadýðý günde kim bakacak? dedi." Cemaat: Sübhanallah! dediler. Bunun üzerine Allah Resulü: "Ben buna iman ediyorum, benimle birlikte Ebu Bekr ve Ömer´de "buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4401
Ali´nin (r.a.) rivayetinde Ýbn Abbas þöyle anlatýr:
Ömer b. Hattab (vefat ettiðinde) yataðýnýn üzerine konuldu. Ýnsanlar etrafýna toplanýp dua, sena ve salat ediyorlardý. Ben de onlarýn içinde bulunuyordum. Beni arkamdan omuzumu tutan bir adamdan baþka hiç bir þey heyecanlandýrmadý. Dönüp baktýðýmda onun Ali olduðunu gördüm. Ali, Ömer´e rahmet okudu ve þöyle dedi: Ameli ile Allah´a kavuþmayý sevebileceðim hiç bir kimse býrakmadýn. Allah´a yemin ederim ki Allah´ýn muhakkak seni iki dostunla (Resulüllah ve Ebu Bekr) beraber bulunduracaðýný zannetmekteyim. Bu zanným þundandýr: Ben Allah Resulü´nü (a.s.): "Ben Ebu Bekr ve Ömer´le geldim, ben Ebu Bekr ve Ömer´le girdim, ben Ebu Bekr ve Ömer´le çýktým" buyururken iþitirdim. Ve Allah´ýn seni onlarla beraber bulunduracaðýný umuyor ve zannediyordum.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4402
Ebu Saîd Hudrî´nin (r.a.) anlattýðýna göre:
Allah Resulü (a.s.) þöyle buyurmuþtur: Uyuduðum esnada insanlarýn bana arzolunduklarýný gördüm; üstlerinde de gömlekler vardý. Bu gömleklerin kimi memelere varýyor, kimi daha aþaðýya iniyordu. Ömer b. Hattab da geçti; üzerindeki gömleði yerde sürüyordu. Ey Allah´ýn Resulü! Bunu neye yordun? diye sordular. "Dine" cevabýný verdi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4403
Abdullah b. Ömer (r.ahm.),
Allah Resulü´nün (a.s.) þöyle buyurduðunu söylemiþtir: "Bir defa ben uyurken bana, içinde süt bulunan bir tas getirildi. Ondan, týrnaklarýmýn ucuna kadar kanýncaya dek içtim. Sonra benden artaný Ömer b. Hattab´a verdim." Bunu neye yordun Ey Allah´ýn Resulü? dediler. "Ýlme" diye cevap verdiler.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4404
Ebu Hureyre (r.a.)
Allah Resulü´nün (a.s.) þöyle buyururken iþittiðini bildirmiþtir: "Bir defa ben uyurken kendimi bir kuyu baþýnda gördüm. Kuyunun üzerinde bir kova bulunuyordu. Ben hemen o kuyudan Allah´ýn dilediði kadar su çýkardým. Sonra kovayý Ebu Kuhafe´nin oðlu aldý, o da bir yahut iki kova su çekti. Allah ona maðfiret eylesin! onun su çekiþinde bedence bir zayýflýk vardý. Sonra o kova, daha büyük bir kova hâline dönüþtü. Onu Hattab´ýn oðlu aldý. Ben insanlardan Ömer b. Hattab gibi su çeken bir yiðit görmedim. Nihayet insanlar develerini aðýllarýna kapadýlar."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4405
Abdullah b. Ömer´den (r.ahm.) rivayet edildiðine göre:
Allah Resulü (a.s.) þöyle buyurmuþtur: "Bana rüyada þöyle gösterildi: Sanki kendim bir kuyu baþýnda bulunuyor ve deve kovasý ile su çekiyordum. Derken Ebu Bekr geldi, o da bir yahut iki kova su çekti. Allah Tebareke ve Teala ona maðfiret buyursun! O nisbeten zayýf bir þekilde su çekti. Sonra Ömer geldi ve su çekmeye baþladý. Kova da daha büyük bir kova hâline dönüþtü. Artýk ben insanlardan onun yaptýðýný yapabilecek bir yiðit görmedim. Nihayet bütün insanlar suya kandýlar ve develeri aðýllarýna kapadýlar."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4407
Cabir (r.a.)
Hz. Peygamber´in (a.s.) þöyle buyurduðunu haber vermiþtir: " (Bir kere rüyamda) ben Cennete girdim ve orada bir ev yahut bir köþk gördüm. Bu kimindir? diye sordum. Melekler: Ömer b. Hattab´ýn, dediler. Oraya girmek istedim, fakat senin kýskançlýðýný hatýrladým" buyurdu. Bunun üzerine Ömer aðladý ve: Ey Resulüllah! Hiç senden de kýskanýlýr mý? dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4408
Ebu Hureyre´den (r.a.) nakledildiðine göre:
Allah Resulü (a.s.) þöyle buyurdu: "Ben bir kere uyurken kendimi Cennette gördüm. O sýrada bir kadýn bir köþkün yanýnda abdest alýyordu. Bu köþk kimin? diye sordum. Onlar: Ömer b. Hattab´ýn dediler. Ömer´in kýskançlýðýný hatýrladým da hemen dönüp geldim." Ebu Hureyre dedi ki: Bunun üzerine Ömer aðladý. Bizler de topluca bu mecliste Allah Resulü´yle birlikteydik. Sonra Ömer Babam sana kurban olsun, ya Resulüllah! Senden mi kýskanacaðým? dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4409
Sa´d b. Ebu Vakkas´ýn (r.a.) anlattýðýna göre:
Bir kere Ömer Allah Resulü´nün huzuruna girmek için izin istemiþti. Halbuki bu sýrada Allah Resulü´nün yanýnda Kureyþ (kabilesin) den bir takým kadýnlar vardý. Bunlar Allah Resulü (a.s.) ile yüksek sesle konuþuyorlar ve ondan çok þeyler istiyorlardý. Ömer izin isteyince bu kadýnlar hemen kalktýlar ve perdeye doðru koþuþtular. Allah Resulü Ömer´in gelmesine müsaade etti. Ömer huzura girdiðinde Allah Resulü (kadýnlarýn bu hâline) gülüyordu. Bunun üzerine Ömer Ey Allah´ýn Resulü! Allah seni bütün ömrünce güldürsün, dedi. Allah Resulü: Þu yanýmda bulunanlara þaþtým. Senin sesini iþitince perdeye koþtular, buyurdu. Bunun üzerine Ömer Ey Allah´ýn Resulü! Onlarýn çekinmelerine Sen daha layýksýn dedi ve Ömer kadýnlara hitaben de: Ey nefislerinin düþmanlarý! Allah Resulü´nden çekinmeyip de benden mi çekiniyorsunuz? dedi. Kadýnlar: Evet senden çekiniyoruz. Çünkü sen, Allah Resulü´nden daha sert ve katýsýn, dediler. Allah Resulü: Hayatým elinde olan Allah´a yemin ederim ki (ya Ömer) þeytan seninle bir yolda karþýlaþsa o muhakkak senin yolundan baþka bir yol tutar, buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4410
Ömer b. Hattab (r.a.) þöyle anlatýr:
Ben üç þeyde Rabbime muvafakat ettim: Makamu Ýbrahim hakkýnda (Bakara, 125), hicap hakkýnda (Ahzap, 53) ve Bedr esirleri hakkýnda (Enfâl, 68).
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4412
Ýbn Ömer (r.a.) þöyle anlatýr:
Abdullah b. Ubey b. Selul öldüðü zaman onun oðlu Abdullah b. Abdillah (r.a.) Allah Resulü´ne (a.s.) gelerek ondan, babasýný kefenlemek için gömleðini kendisine vermesini istedi. Peygamber de gömleðini ona verdi. Sonra cenaze namazýný kýldýrmasýný da rica etti. Allah Resulü, namazý kýldýrmak için davrandýðýnda Ömer de kalktý ve Allah Resulü´nün elbisesini tutarak: Ey Allah´ýn Resulü! Allah sana onun namazýný kýlmayý yasakladýðý halde sen yine ona cenaze namazý mý kýlacaksýn? dedi. Bunun üzerine Allah Resulü: Allah beni sadece muhayyer býraktý ve: Onlar için istiðfar et, ya da etme. Onlar için yetmiþ defa istiðfar etsen de...buyurdu. "Ben yetmiþten fazla istiðfar edeceðim" dedi. Ömer: Hiç þüphesiz o bir münafýktýr dedi. Neticede Allah Resulü onun namazýný kýldý. Aziz ve Celil Allah da: Onlardan ölen bir kimseye ebediyen namaz kýlma; kabrinin baþýnda da durmaayetini indirdi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4413
Ebu Musa Eþarî´nin (r.a.) anlattýðýna göre:
Allah Resulü (a.s.) Medine´nin bahçelerinden birinde bulunduðu esnada bir yere dayanmýþ, yanýndaki bir deðneði su ile çamur arasýna dikmeðe uðraþýrken aniden bir adam kapýnýn açýlmasýný istedi. Resulüllah: Kapýyý aç ve onu Cennetle müjdele buyurdu. Gelen Ebu Bekr idi. Ona kapýyý açtým ve kendisini Cennetle müjdeledim. Sonra baþka bir kimse daha kapýnýn açýlmasýný istedi. Allah Resulü yine: Kapýyý aç ve geleni Cennetle müjdele buyurdu. Ben kapýya gittim, gelen Ömer idi. Ömer´e kapýyý açtým ve kendisini Cennetle müjdeledim. Sonra bir baþkasý daha kapýnýn açýlmasýný istedi. Bu sefer Peygamber oturdu ve: Kapýyý aç ve onu, meydana gelecek musibet þartýyla Cennetle müjdele buyurdu. Ben kapýyý açmaya gittim. Bu gelen de Osman b. Affan idi. Kapýyý açtým da kendisini Cennetle müjdeledim ve Peygamber´in söylediði sözü söyledim. Bunun üzerine Osman: Allahým! sabýr ihsan et dedi. Yahut da: Yardým istenecek ancak Allah´týr (Yusuf, 18) dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4416
Sa´d b. Ebu Vakkas´ýn (r.a.) anlattýðýna göre:
Allah Resulü (a.s.) Ali´ye hitaben: "Senin bana yakýnlýðýn, Harun´un Musa´ya yakýnlýðý gibidir. Ancak benden sonra Peygamber yoktur" buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4418
Sehl b. Sa´d´ýn (r.a.) bildirdiðine göre:
Allah Resulü (a.s.) Hayber günü: "Ben þüphesiz bu sancaðý öyle birine vereceðim ki Allah fethi onun eliyle müyesser kýlacaktýr. O Allah´ý ve Resulünü sever, Allah ve Resulü de onu sever" buyurdu. Bunun üzerine insanlar geceyi sancaðýn kime verileceðini konuþarak geçirdiler. Ertesi gün sabah olunca Allah Resulü´nün huzuruna vardýlar. Hepsi de sancaðýn kendisine verilmesini umuyordu. Allah Resulü:" Ali b. Ebu Talib nerededir?" diye sordu. Sahabeler: Ey Allah´ýn Resulü! O gözlerinden rahatsýzdýr dediler. "Ona haber gönderin" buyurdu. Akabinde Ali getirildi. Allah Resulü Ali´nin gözlerine tükrüðünü sürdü ve ona dua etti. Ali hemen iyileþti; sanki hiç aðrýsý yokmuþ gibi oldu. Allah Resulü sancaðý ona teslim etti. Bunun üzerine Ali Ey Allah´ýn Resulü! Onlarla bizim gibi (müslüman) oluncaya kadar savaþýrým! dedi. Allah Resulü de: Onlarýn topraklarýna gizlice gir. Sonra onlarý Ýslâm´a davet et ve Ýslâm´da üzerlerine vacip olan Allah haklarýný onlara haber ver. Allah´a yemin ederim ki Allah´ýn senin sayende bir tek kiþiye hidayet vermesi sana, senin bir çok kýrmýzý develerin olmasýndan daha hayýrlýdýr, buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4423
Seleme b. Ekva´nýn (r.a.) rivayet ettiðine göre:
Ali, Hayber´de bir ara gözünden hasta olduðu için Peygamber´den geride kalmýþtý. Ben Allah Resulü´nden geride mi kalacaðým! dedi ve Ali hemen yola çýkarak Peygamber´e yetiþti. Nihayet sabahýnda Allah´ýn Hayber´in fethini müyesser kýldýðý gecenin akþamý olunca, Allah Resulü (a.s.): "Muhakkak yarýn sancaðý öyle bir kimseye vereceðim yahut, yarýn sancaðý öyle bir kimse eline alacak ki onu Allah da, Resulü de sever. Yahut da: O, Allah´ý ve Resulünü sever. Allah fethi ona nasip edecektir" buyurdu. Hiç ummadýðýmýz halde bir de gördük ki bu zat Ali imiþ. Sahabeler. Ýþte Ali! dediler. Allah Resulü sancaðý ona verdi ve neticede Allah fethi ona müyesser kýldý.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4424
Sehl b. Sa´d´ýn (r.a.) anlattýðýna göre:
Allah Resulü (a.s.) bir gün kýzý Fatýma´nýn evine geldi. Ali´yi evde bulamadý. "Amcanýn oðlu nerde?" diye sordu. Fatýma: Aramýzda bir þey geçti, beni kýzdýrdý. Bu yüzden gündüz uykusunu yanýmda uyumadý; çýkýp gitti, dedi. Allah Resulü bir adama. "Bak, o nerede?" buyurdu. O zat (gidip) geldi ve: Ey Allah´ýn Resulü! O mescitte uyuyor dedi. Bunun üzerine Allah Resulü mescide Ali´nin yanýna geldi. Ali uzanmýþ, ridasý bir yanýndan sýyrýlmýþ, vücudu topraða bulanmýþtý! Allah Resulü: "Ebu Turab! Kalk, Ebu Turab! Kalk" diye diye bedeninden topraðý silkmeðe baþladý.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4426
Hz. Aiþe (r.ah.) þöyle dedi:
Allah Resulü (a.s.) bir gece uyuyamadý da: "Keþke sahabelerimden uygun bir kimse bu gece beni korusa" dedi. Biz de tam bu sýrada bir kýlýç sesi iþittik. Bunun üzerine Allah Resulü: Kim o? diye seslendi, Sa´d b. Ebu Vakkas, ya Resulüllah! Seni korumaya geldim dedi. Aiþe dedi ki: Bunun üzerine Allah Resulü uyudu, hatta horlamasýný iþittim.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4427
Ali´den (r.a.) nakledildiðine göre:
Allah Resulü (a.s.), Sa´d b. Malik (yani Sa´d b. Ebu Vakkas) dýþýnda hiç bir kimse için babasýyla annesini bir arada zikretmemiþtir. Çünkü Allah Resulü Uhud günü ona: "Babam, anam sana feda olsun! at!" demeye baþlamýþtý.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4429
Sa´d b. Ebu Vakkas (r.a.)
Allah Resulü (a.s.) Uhud günü benim için babasý ile anasýný birlikte zikretti, dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4430
Talha ve Sa´d´ýn, Ebu Osman´dan rivayet ettiðine göre:
Allah Resulü´nün savaþ yaptýðý günlerin bazýsýnda (öyle anlar oldu ki) Allah Resulü´nün beraberinde Talha ile Sa´d b. Ebu Vakkas´tan baþka kimse kalmadý. Bu söz onlarýn hadislerinden alýnmadýr.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4435
Cabir b. Abdullah (r.a.)
Allah Resulü (a.s.) Hendek günü insanlarý bir iþe çaðýrdý. Bu çaðrýya Zubeyr icabet etti. Sonra Allah Resulü insanlarý tekrar çaðýrdý. Bu sefer de Zubeyr icabet etti. Sonra onlarý yine çaðýrdý, yine Zubeyr icabet etti. Bunun üzerine Peygamber: "Her peygamberin bir Havarisi vardýr. Benim Havarim de Zubeyr´dir "buyurdu, demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4436
Abdullah b. Zubeyr (r.a.) þöyle anlatýr:
Hendek harbi günü ben ve Ebu Seleme´nin oðlu Ömer (küçük olduðumuz için) Hassan´ýn kalesinde kadýnlarla beraber bulunduk. Orada bir Ömer eðiliyor, ben dýþarýya bakýyordum. Bazen da ben onun için belimi eðer, o bakardý. Atýnýn üzerinde silahlý olarak Kurayza oðullarý tarafýna geçtiði zaman babam Zubeyr´i tanýrdým. Ravi þöyle dedi: Keza bana Abdullah b. Urve, Abdullah b. Zubeyr´in þöyle söylediðini bildirmiþtir: Ben bunu babama söyledim de babam: Yavrucuðum, sen beni gördün mü? dedi Ben: Evet, gördüm dedim. Babam: Allah´a yemin ederim ki, Allah Resulü (a.s.) o gün benim için babasý ile anasýný bir arada zikrederek:" (Zubeyr!) Babam anam sana feda olsun" buyurdu dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4437
Hz. Aiþe´nin (r.ah.) rivayetinde Urve b. Zübeyr þöyle dedi:
Aiþe bana: "Vallahi, senin iki baban (deden Ebu Bekr ile baban Zubeyr), yaralandýktan sonra bile yine Allah´ýn ve Resulü´ne icabet edenlerdendirdedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4440
Enes b. Malik (r.a.)
Allah Resulü (a.s.): "Her ümmetin bir emini vardýr. Ey ümmet! Bizim eminimiz de Ebu Ubeyde b. Cerrah´dýr "buyurdu demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4442
Huzeyfe´nin (r.a.) anlattýðýna göre:
Necran ehli Allah Resulü´ne geldiler ve: Ey Allah´ýn Resulü! Bize emin bir kimse gönder, dedirler. Allah Resulü (a.s.) de: "Size gerçekten ve gerçekten emin bir kimse göndereceðim" buyurdu. Allah Resulü´nün bu sözü üzerine sahabeler o yüce emniyete mazhar olmak heyecaný ile beklediler. Allah Resulü ise Ebu Ubeyde b. Cerrah´ý gönderdi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4444
Ebu Hureyre (r.a.)
Hz. Peygamber´in (a.s.) Hasan için þöyle buyurduðunu rivayet etmiþtir: "Allahým! Ben bunu seviyorum, bunu sen de sev ve bunu seveni de sev!"
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4445
Berâe b. Azib (r.a.)
Ben Ali´nin oðlu Hasan´ý, Peygamber´in omuzunda gördüm. Peygamber (a.s.): "Allahým! Ben bunu seviyorum, sen de sev!" buyuruyordu, demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4447
Abdullah b. Ömer (r.ahm.)
Biz Zeyd b. Harise´yi, Kur´an´daki Onlarý babalarýnýn adlarýyla çaðýrýn. Allah indinde bu daha doðrudur.ayeti nazil oluncaya kadar Zeyd b. Muhammed diye çaðýrýrdýk, demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4451
Ýbn Ömer (r.ahm.) þöyle söylemiþtir:
Allah Resulü (a.s.) bir ordu gönderdi; baþlarýna da Usame b. Zeyd´i kumandan tayin etti. Bazý kimseler onun kumandanlýðýna itiraz ettiler. Bunun üzerine Allah Resulü: "Siz þimdi Usame´nin kumandanlýðýna itiraz ediyorsunuz, siz bundan önce onun babasýnýn kumandanlýðýna da itiraz etmiþtiniz. Allah´a yemin olsun ki, Zeyd kumandanlýða layýk idiyse ve o bana insanlarýn en sevimlilerinden biri ise hiç þüphesiz Usame de babasýndan sonra bana insanlarýn en sevimlilerindendir" buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4452
Abdullah b. Cafer´in rivayetinde Abdullah b. Ebu Müleyke þöyle anlatýr:
Abdullah b. Cafer, Ýbn Zübeyr´e Hatýrlar mýsýn, ben, sen ve Ýbn Abbas Allah Resulü´nü karþýlamýþtýk, dedi. Ýbn Zübeyr: Evet, hatýrlarým, dedi. (Abdullah): Allah Resulü (a.s.) bizi terkisine almýþtý da seni býrakmýþtý, dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4454
Abdullah b. Cafer (r.a.)
Allah Resulü (a.s.) bir seferden geldiði zaman Ehl-i Beytinin çocuklarý tarafýndan karþýlanýrdý. Bir defasýnda yine bir seferden geldi. Allah Resulü´ne herkesten önce beni götürdüler. O da beni hayvanýnýn önüne bindirdi. Sonra Fatýma´nýn iki oðlundan biri getirildi. Allah Resulü onu da terkisine aldý. Böylece bir hayvan üzerinde üç kiþi olarak Medine´ye girdik.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4455
Hz. Ali (r.a.)
Allah Resulü´nün (a.s.) þöyle buyurduðunu söylemiþtir: "Zamanýndaki kadýnlarýn en hayýrlýsý Imran kýzý Meryem ve yine zamanýndaki kadýnlarýn en hayýrlýsý Huveylid kýzý Hatice´dir."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4458
Ebu Hureyre (r.a.) þöyle anlatýr:
Hz. Peygamber´in (a.s.) yanýna Cibrîl gelerek: "Ey Allah´ýn Resulü! Ýþte þu Hatice´dir; sana doðru gelmektedir. Yanýnda bir kap var, içinde katýk yahut yiyecek veya içecek vardýr. Hatice yanýna geldiðinde ona Aziz ve Celil olan Rabbinden ve benden selam söyle. Ve kendisine Cennette inciden yapýlmýþ bir sarayý da müjdele. Onun içinde ne gürültü olacak, ne de meþakkat" demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4460
Abdullah b. Ebu Evfa´nýn (r.a.) rivayetinde
Ýsmail þöyle dedi: Abdullah b. Ebu Evfa´ya Allah Resulü, Hatice´ye Cennette bir ev müjdeledi mi? diye sordum. O da: Evet, ona Cennette inciden, içinde gürültü ve meþakkat olmayan bir ev müjdeledi, diye cevap verdi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4461
Hz. Aiþe (r.ah.)
Allah Resulü (a.s.) Huveylid kýzý Hatice´yi Cennette bir ev ile müjdelemiþtir, demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4462
Hz. Aiþe (r.ah.) þöyle anlatýr:
Bir kere Hatice´nin kýz kardeþi Hâle bt. Huveylid Allah Resulü´nün huzuruna girmek için izin istemiþti. Allah Resulü Hatice´nin izin istemesini hatýrladý ve bundan memnuniyet duyarak: "Allahým! Bu Huveylid kýzý Hâle´dir "deyiverdi. Bunun üzerine ben kýskandým: Aðzýnýn iki tarafý kýpkýrmýzý olmuþ ve ölüp gitmiþ ihtiyar Kureyþ kadýnlarýndan bir kocakarýyý ne anýp durursun? Allah sana, ondan daha hayýrlýsýný vermiþtir! dedim.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4467
Hz. Aiþe (r.ah.)
Allah Resulü´nün (a.s.) þöyle buyurduðunu nakletmiþtir: "Bana üç gece rüyamda gösterildin. Melek senin suretini bana ipekli bir kumaþ içinde getirdi: Bu senin (mustakbel) hanýmýndýr! dedi. Bir de yüzünü açýnca baktým ki o senmiþsin. Cibrîl´in o sözü üzerine ben: Eðer bu Allah´tan ise Allah kendi takdirini yerine getirir," diyordum.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4468
Hz. Aiþe (r.ah.) dedi ki:
Allah Resulü (a.s.) bana: Ben senin benden razý olduðun zamaný ve bana dargýn bulunduðun zamaný pekâlâ biliyorum, dedi. Ben de: Bunu nereden biliyorsun? diye sordum: Benden razý isen: Muhammed´in Rabbine yemin olsun ki hayýr! diye yemin ediyorsun. Dargýn bulunduðun zaman ise: Ýbrahim´in Rabbine yemin olsun ki hayýr! diyorsun buyurdu. Ben: Evet vallahi, Ey Allah´ýn Resulü böyledir. Fakat senin ancak ismini býrakýyorum, dedim.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4469
Hz. Aiþe (r.ah.),
Allah Resulü´nün yanýnda birçok kýzlarla beraber oynadýðýný, söylemiþ ve þöyle devam etmiþtir: Arkadaþlarým benim yanýma gelirlerdi de Allah Resulü´nden (a.s.) utandýklarý için saklanýrlardý. Allah Resulü de onlarý benim yanýma yollardý.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4470
Hz. Aiþe´nin (r.ah.) anlattýðýna göre:
Ýnsanlar Peygamber´e hediye takdim etmek için Aiþe´nin nöbet gününü gözetirler, bununla da Allah Resulü´nün memnunluðunu dilerlermiþ.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4471
Hz. Aiþe (r.ah.) þöyle anlatýr:
Hz. Peygamber´in hanýmlarý, Allah Resulü´nün kýzý Fatýma´yý Allah Resulü´nün yanýna gönderdiler. Allah Resulü (a.s.) benim yanýmda, örtümün içinde uzanmýþtý. Fatýma içeri girmek için izin istedi. Allah Resulü ona izin verdi. Girer girmez Fatýma: Ey Allah´ýn Resulü! beni senin yanýna hanýmlarýn gönderdiler. Onlar senden Ebu Kuhafe´nin kýzý hakkýnda eþitlik istiyorlar dedi. Ben susuyordum. Allah Resulü ona: "Ey kýzcaðýzým! Benim sevdiðimi sen sevmez misin?" buyurdu. Fatýma: Evet severim dedi. Allah Resulü: "Öyle ise Aiþe´yi de sev!" buyurdu. Fatýma Allah Resulü´nden bu sözleri iþitince kalkýp Peygamber´in eþlerinin yanýna döndü ve onlara, hem kendi söylediðini, hem de Allah Resulü´nün söylediði sözü haber verdi. Kadýnlar Fatýma´ya: Bizim için bir þey yaptýðýný zannetmiyoruz. Sen tekrar Allah Resulü´ne dön ve ona: Gerçekten hanýmlarýn, Ebu Kuhafe´nin kýzý hakkýnda senden adalet istiyorlar de, dediler. Fakat Fatýma Vallahi bu konuda Allah Resulü´ne kesinlikle bir kelime söylemem, dedi. Aiþe der ki: Peygamber´in kadýnlarý bu defa da Peygamber´in zevcesi Cahþ kýzý Zeyneb´i gönderdiler. Zeynep, Allah Resulü´nün yanýnda, diðer kadýnlarý arasýnda bana rakip olan bir kadýndý. Din hususunda Zeynep´ten daha hayýrlý; onun kadar Allah´tan korkan, onun kadar doðru sözlü, onun kadar akrabayý ziyaret edip gözeten, onun kadar çok sadaka veren ve verdiði sadakada ve Allah´a yaklaþmaya vesile olan her türlü hayýr iþlerinde nefsini onun kadar horlayan yoktu. Ancak sert mizacýndan dolayý bir parlamasý vardý ki ondan da çabuk dönerdi. Zeynep Allah Resulü´nün huzuruna girmek için izin istedi. Allah Resulü de, Fatýma´nýn girdiði zaman ki halde, örtüsü içinde Aiþe ile beraber bulunuyordu. Allah Resulü ona izin verdi. Zeynep içeriye girince: Ey Allah´ýn Resulü! Kadýnlarýn beni sana gönderdiler. Onlar senden Ebu Kuhafe kýzý hakkýnda âdil davranmaný istiyorlar, dedi. Sonra benim hakkýmda atýp tuttu ve aleyhime uzun uzun konuþtu. Ben de Allah Resulü´nü gözetiyor ve Zeyneb´e cevap vermem hususunda bana izin verecek mi diye gözüne bakýp duruyordum. Zeynep konuþmasýna devam etti. Nihayet anladým ki, Allah Resulü, benim Zeyneb´e karþý kendimi savunmamý kerih görmeyecek. Ben Zeynep hakkýnda konuþmaya baþlayýnca, ona yaptýðým hücumda kendisine aman vermedim. Bunun üzerine Allah Resulü gülümseyerek: "Bu, Ebu Bekr´in kýzýdýr" buyurdular.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4472
Hz. Aiþe (r.ah.) þöyle anlatýr:
Allah Resulü bakýnýyor ve Aiþe´nin nöbet günü gecikti düþüncesiyle: "Bugün neredeyim, yarýn nerede olacaðým?" diyordu. Benim günüm gelince, Allah O´nun ruhunu benim ciðerimle boðazým arasýnda aldý.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4473
Hz. Aiþe´nin (r.ah.) anlattýðýna göre:
Allah Resulü (a.s.) bir sefere çýkmak istediðinde eþleri arasýnda kura çekerdi. Bir seferde kura Aiþe ile Hafsa´ya çýktý. Ýki kadýn Allah Resulü´nün maiyetinde beraberce yola çýktýlar. Allah Resulü gece olunca Aiþe ile birlikte yürür ve onunla konuþurdu. Bir gün Hafsa, Aiþe´ye Bu gece sen benim deveme binsen, ben de senin devene binsem de sen görmediklerini görsen, ben de görmediklerimi görsem olmaz mý? dedi. Aiþe: Peki diye cevap verdi. Bunun üzerine Aiþe Hafsa´nýn devesine, Hafsa da Aiþe´nin devesine bindi. Allah Resulü Aiþe´nin devesine geldi. Üzerinde Hafsa bulunuyordu. Allah Resulü Hafsa´ya selam verdi. Sonra onun beraberinde yola devam etti. Nihayet bir yerde indiler. Aiþe Allah Resulü´nü kaybettiði için kýskançlýða kapýldý. Durak yerinde indiklerinde Aiþe ayaðýný izhir otlarýnýn arasýna soktu ve: Ey Rabbim! Bana bir akrep ya da yýlan musallat et de beni soksun. Ben Allah Resulü´ne bir þey söyleyemiyorum! demeye baþladý.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4477
Enes b. Malik (r.a.)
Allah Resulü´nden (a.s.) þunlarý iþittiðini söylemiþtir: "Aiþe´nin sair kadýnlara üstünlüðü, tiridin diðer yemeklere karþý üstünlüðü gibidir."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4478
Hz. Aiþe (r.ah.)
Hz. Peygamber (a.s.) bana: "Cibrîl sana selam ediyor" dedi. Ben de: Ve aleyhi´s-selamu ve rahmetullah (Selam ve Allah´ýn rahmeti onun üzerine de olsun) dedim, demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4479
Hz. Aiþe´nin (r.ah.) rivayet ettiðine göre:
Onbir kadýn bir yerde oturmuþlar ve kocalarýnýn durumlarýndan bir þey saklamamaya dair aralarýnda söz verip anlaþmýþlar. Birinci kadýn: Benim kocam sarp bir dað baþýndaki arýk bir deve etidir. Kolay deðil ki çýkýlsýn, semiz deðil ki götürülsün! demiþ. Ýkinci kadýn: Kocamýn hâlini ifþa edemem. Korkarým ki onlarý bitiremem. Çünkü onu söyleyecek olsam irisini ufaðýný sayýp dökmek zorunda kalacaðým, demiþ. Üçüncü kadýn da: Benin zevcim, upuzundur. Konuþursam beni boþar, susarsam beni terkeder, demiþtir. Dördüncü kadýn ise: Kocam Tihame gecesi gibidir. Ne sýcaktýr ne soðuk. Ondan ne korkulur ne de býkýlýr, demiþtir. Beþinci kadýn: Benim kocam evine geldiðinde sanki bir parstýr. Evden çýkýnca da bir arslan kesilir. Güvendiði þeyi sormaz, dedi. Altýncý kadýn: Kocam yerken siler süpürür, içerken de kurutur. Yatarken yorganýna bürünür, (evin bir köþesinde tek baþýna uyur). Benim üzüntümü anlamak için elbiseme elini sokmaz, demiþ. Yedinci kadýn da: Kocam erlik vazifesini yerine getirmekten aciz ve iþini bilmez ahmak bir kiþidir. Her dert onu bulur. Baþ yarýðý mý dersin yahut kol kýrýðý mý istersin; ya da her ikisini de senin için bir araya toplayýversin, demiþtir. Sekizinci kadýn: Eþimin kokusu hoþ kokulu bir bitki gibi, teni de tavþandýr, dedi. Dokuzuncu kadýn: Kocamýn evinin direði yüksek, kýný uzundur. Ocaðýnýn külü çok, evi de meclise yakýndýr, dedi. Onuncu kadýn da: Zevcim maliktir, hem ne malik! Hayalinizden geçen her hayra sahiptir. Onun çok oturan, az dolaþan bir sürü develeri vardýr. Develer ud sesi duyunca boðazlanacaklarýný anlarlar, demiþtir. Onbirinci kadýn ise: Kocam Ebu Zera´dýr. Ama ne Ebu Zera Mücevherden kulaklarýmý þakýrdattý. Pazularým yaðla doldu. Beni sevindirdi, benim de gönlüm ferah oldu. O beni dað baþýnda küçük bir koyun sürüsü sahibinde buldu. Sonra beni atlarý kiþneyen, develeri böðüren, harman döðen, daneler savuran bir aileye kattý. Þimdi ben onun yanýnda konuþurum, horlanmam; uyuyor, sabahlýyorum; içiyor, kanýyorum, demiþtir. (Devam ederek:) Ebu Zera´nýn anasý da var. Ebu Zera´nýn anasý ne kadýndýr, bilir misiniz? Onun ambarlarý gayet büyük, evi de geniþtir... Ebu Zera´nýn oðlu da ne Ebu Zera´nýn oðlu! Onun yataðý, soyulmuþ hurma lifi gibidir. Onu bir kuzunun budu doyurur. Ebu Zera´nýn kýzý! Ne Ebu Zera´nýn kýzý! Ne terbiyeli kýzdýr, birlir misiniz? Babasýna, anasýna itaatlýdýr. O, elbisesini doldurur; akranlarýný çatlatan cinsten... Ebu Zera´nýn cariyesi, Ebu Zera´nýn ne cariyesi ama? Laflarýmýzý yaymaz. Yiyeceðimizi döküp saçmaz. Evimizi de kuþ yuvasýna çevirmez, temiz tutar. Ümmü Zera anlatmaya devam ederek þöyle der: Bir gün Ebu Zera evden çýktý. Her tarafa süt tulumlarý konmuþ, çalkanmakta idi. Yolda bir kadýna rasgeldi. Kadýnýn yanýnda pars gibi iki çocuðu vardý. Böðürlerinin altýndaki iki nar tanesiyle oynuyorlardý. Beni boþayýp onu nikâhladý. Ondan sonra ben eþraftan bir adamla evlendim. O da þimþek gibi bir ata biner, Hatt yapýmý mýzraðýný alýrdý. Akþam üstü birçok deve getirirdi. Her hayvandan bana bir çift verirdi. Bu kocam da bana: Ey Ümmü Zera! Ýstediðin gibi ye; akrabana da ver derdi. Bununla beraber ben onun bana verdiði her þeyi toplasam, Ebu Zera´nýn en küçük kabýný bile dolduramaz. Aiþe der ki: Allah Resulü (a.s.) bana: "Ben senin için Ümmü Zera´ya nisbetle Ebu Zera gibiyim" buyurdular.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4481
Misver b. Mahreme (r.a.)
Allah Resulü´nü (a.s.), minberde þöyle buyururken iþittiðini söylemiþtir: "Hiþam b. Muðira oðullarý kendi kýzlarýný Ebu Talib´in oðlu Ali´ye nikâhlamak için benden izin istediler. Ben onlara izin vermiyorum. Sonra yine izin vermem, sonra yine izin vermem. Ancak Ebu Talib´in oðlu benim kýzýmý boþayýp onlarýn kýzý ile evlenmek isterse (olur). Çünkü kýzým Fatýma ancak benden bir parçadýr. Ona þüphe veren þey beni de þüphelendirir, ona eziyet veren þey bana da eziyet verir."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4482
Hz. Aiþe´nin (r.ah.) anlattýðýna göre:
Allah Resulü (a.s.) kýzý Fatýma´yý yanýna çaðýrýp bir þeyler fýsýldadý ve Fatýma aðladý. Sonra Allah Resulü kýzýna bir þeyler daha fýsýldayýnca, bu defa Fatýma güldü. Aiþe, Fatýma´ya Allah Resulü sana neler fýsýldadý ki aðladýn, sonra tekrar bir þeyler söyledi, güldün? diye sordum. Fatýma: O, bana fýsýldayarak öleceðini haber verdi. Ben de aðladým. Sonra yine gizlice, ailesinden ilk olarak ardýndan benim takip edeceðimi söyledi. Bundan dolayý da güldüm, dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4486
Üsame b. Zeyd (r.a.) þöyle söylemiþtir:
Cibrîl´in (a.s.) Allah´ýn Peygamber´ine geldiðini haber aldým. Bu sýrada Peygamber´in yanýnda Ümmü Seleme bulunuyordu. Cibrîl Peygamber´le konuþmaya baþladý. Sonra kalkýp gitti. Allah´ýn Peygamber´i, Ümmü Seleme´ye Bu kimdir? diye sordu. Yahut nasýl dediyse öyle dedi. Ümmü Seleme: Bu Dýhye´dir dedi. Ümmü Seleme yine þöyle dedi: Allah´a yemin ederim ki Allah Peygamberinin Cibrîl ile bizim haberimizi sahabelere haber vermek üzere irat ettiði hutbesini iþitinceye kadar ben Cibrîl´i kesinlikle Dýhye sanmýþtým. (Ravi): Ümmü Seleme´ye böyle veyahut buna benzer bir söz söyledi, dedi. Ben, Ebu Osman´a: Sen bunu kimden duydun? diye sordum. Usame b. Zeyd´den dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4489
Hz. Aiþe (r.ah.) þöyle anlatýr:
Allah Resulü (a.s.): "Sizin (ölümümden sonra) bana en çabuk kavuþacak olanýnýz, eli uzun olanýnýzdýr" buyurdu. Aiþe dedi ki: Bu söz üzerine kadýnlar, hangisinin kolu daha uzundur diye ölçmeye baþladýlar. Yine Aiþe dedi ki: Ýçimizde kolu en uzun olanýmýz Zeynep idi. Çünkü o kendi el emeði ile çalýþýr, sadaka verirdi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4490
Enes b. Malik (r.a.) anlattýðýna göre:
Hz. Peygamber (a.s.) zevceleri dýþýnda Ümmü Suleym´in yanýndan baþka hiç bir kadýnýn yanýna girmezdi. Peygamber Ümmü Suleym´in yanýna girerdi. Bir gün Peygamber´e bunun sebebi soruldu da Peygamber: "Ben Ümmü Suleym´e çok acýyorum, çünkü onun kardeþi benim beraberimde þehit oldu!" buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4493
Cabir b. Abdullah (r.a.) Allah Resulü´nün (a.s.)
þöyle buyurduðunu söylemiþtir: "Bana Cennet gösterildi. Orada Ebu Talha´nýn karýsýný gördüm. Sonra da önümde bir ayak hýþýrdamasý iþittim, bir de baktým ki Bilâl imiþ."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4495
Ebu Hureyre (r.a.) þöyle söylemiþtir:
Allah Resulü (a.s.) bir sabah namazýnda Bilâl´e "Ey Bilâl! Ýslâm´da iþlediðin ve senin nazarýnda en karþýlýðýný beklediðin amelini bana söyle. Çünkü ben bu gece Cennette önümde senin ayakkabýlarýnýn sesini iþittim," buyurdu. Bilâl Ben Ýslâm´da gecenin veya gündüzün herhangi bir anýnda tertemiz paklanýp bu temizlikle Allah´ýn bana takdir ettiði kadar namaz kýlmamýn dýþýnda daha fazla menfaatini beklediðim bir amel yapmadým, dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4497
Ebu Musa (r.a.) þöyle anlatýr:
Ben kardeþim ile beraber Yemen´den geldiðim zaman bir müddet bekledik. Bu esnada Ýbn Mesûd ile annesinin Allah Resulü´nün yanýna çok girip çýkmalarý ve onunla çok irtibatta bulunmalarýndan dolayý biz bu ikisini Allah Resulü´nün ev halkýndan zannederdik.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4499
Abdullah b. Mesûd (r.a.) þöyle anlatýr:
Bana kimin kýraatý üzere okumamý emredersiniz? Yemin ederim ki ben Resulüllah´ýn (a.s.) huzurunda yetmiþ kadar sure okumuþumdur. Gerçekten Allah Resulü´nün sahabeleri, benim Allah´ýn Kitabýný en iyi bilenleri olduðumu bilirler. Eðer benden daha iyi bilen birinin mevcudiyetini bileydim, muhakkak ona giderdim, ravi Þakik Muhammed´in sahabeleri içinde oturmuþtum. Bu sözleri reddeden ve Ýbn Mesûd´u ayýplayan kimseyi iþitmedim, demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4502
Abdullah b. Amr´ýn (r.a.) rivayetinde Mesruk þöyle anlatýr:
Bizler Abdullah b. Amr´a gelirdik de onunla konuþurduk. Ýbn Numeyr Onun yanýnda konuþurduk demiþtir. Bir gün Abdullah b. Mesûd´u anmýþtýk. Bunun üzerine Abdullah b. Amr (r.a.) þöyle dedi: Öyle birini zikrettiniz ki Allah Resulü´nden (a.s.) iþitmiþ olduðum bir þeyden sonra artýk onu hâlâ seviyorum. Allah Resulü´nü þöyle buyururken iþittim: "Kur´an´ý dört kiþiden alýnýz: Ýbnu Ümmi Abd´den Allah Resulü söze Ýbn Mesûd´dan baþladý Muaz b. Cebel´den, Ubey b. Kaab´dan ve Ebu Huzeyfe´nin azatlýsý Salim´den."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4504
Enes b. Malik (r.a.) þöyle anlatýr:
Allah Resulü (a.s.) zamanýnda Kur´an´ý dört zat ezberlemiþti ki bunlarýn hepsi de Ensar´dandý Muaz b. Cebel, Ubey b. Kaab, Zeyd b. Sabit ve Ebu Zeyd.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4507
Cabir b. Abdullah (r.a.)
Allah Resulü (a.s.), Sa´d b. Muaz´ýn cenazesi cemaatin önlerinde bulunurken: "Bu cenaze için Rahmanýn arþý titremiþtir" buyurdu, demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4511
Bera´nýn (r.a.) rivayet ettiðine göre:
Allah Resulü´ne ipekten yapýlmýþ bir elbise hediye edildi. Allah Resulü´nün sahabeleri elbiseye dokunmaya ve onun yumuþaklýðýna hayret etmeðe baþladýlar. Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.): "Siz bunun yumuþaklýðýna mý þaþýyorsunuz? Sa´d b. Muaz´ýn Cennetteki mendilleri bundan daha hayýrlý ve daha yumuþaktýr" buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4514
Enes b. Malik´in (r.a.) anlattýðýna göre:
Allah Resulü´ne ince ipekten yapýlmýþ bir cübbe hediye edildi. Allah Resulü ise ipek kullanmayý yasaklýyordu. Ýnsanlar bu duruma þaþýrdýlar. Bunun üzerine Allah Resulü (a.s.): "Muhammed´in nefsi elinde olan (Allah)a yemin ederim ki Sa´d b. Muaz´ýn Cennetteki mendilleri bundan daha güzeldir" buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4515
Cabir b. Abdullah (r.a.) þöyle anlatýr:
Uhud harbi olduðu zaman babam örtülü olarak getirildi. Müsle yapýlmýþtý (burun, kulak gibi azalarý kesilmiþti). Ben üstündeki örtüyü kaldýrmak istedim. Kavmim beni bundan nehyetti. Sonra tekrar örtüyü kaldýrmak istedim. Kavmim yine beni nehyetti. Derken örtüyü, ya Allah Resulü kaldýrdý, yahut emretti de kaldýrýldý. Bu sýrada aðlayan veya feryat eden bir kadýn sesi iþitti. Bunun üzerine: "Bu kadýn kimdir?" diye sordu. Oradakiler: Amr´ýn kýzý, yahut kýz kardeþidir dediler. Allah Resulü (a.s.): "Niçin aðlýyorsun? Kaldýrýlana kadar melekler onu kanatlarý ile gölgelendirip duruyorlar ya" buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4517
Ebu Zerr (r.a.) þöyle anlatýr:
Biz, haram ayý helal kýldýklarý için kavmimiz olan Ðýfar kabilesinden ayrýldýk. Ben, kardeþim Uneys ve annemizle birlikte yola çýkýp dayýmýz olan birine misafir olduk. Dayýmýz bizlere ikram etti ve ihsanda bulundu. Derken dayýmýzýn kavmi bize haset etti ve: Sen ailenin yanýndan dýþarýya çýktýðýnda Uneys onlara muhalefet etti dediler. Dayýmýz geldi ve hakkýmýzda söylenen sözleri bize söyledi. Ben de dayýmýza: Bize yaptýðýn iyiliklerin hepsini berbat ettin. Bundan sonra seninle bir araya gelinmez, dedim. Hemen develerimizi yanaþtýrýp üzerlerine bindik. Bu sýrada dayýmýz elbisesine bürünerek aðlamaða baþladý. Biz yola çýktýk ve nihayet Mekke yakýnlarýnda konakladýk. Derken Uneys, deve sürümüze karþýlýk bir o kadar deve için þiir müsabakasýna girdi. Ýkisi de kâhine geldiler. Neticede kâhin Uneys´i daha üstün gördü. Bunun üzerine Uneys bizim deve sürümüzü, beraberinde bir mislini daha ilâve ederek getirdi. Ebu Zerr, ravisi olan ben Abdullah b. Samit´e: Ey kardeþimin oðlu! Ben Allah Resulü´ne kavuþmamdan üç sene önce namaz kýlmýþýmdýr dedi. Kime? diye sordum. Allah´a, dedi. Nereye doðru yöneliyordun? dedim. Rabbim beni nereye çevirirse oraya doðru. Yatsý namazýný kýlýyordum, gecenin sonu geldiði zaman ta güneþ üzerime vuruncaya kadar bir örtü gibi serilir kalýrdým. Bir defa Uneys Benim Mekke´de bir iþim var, sen benim iþlerimi de gör dedi. Müteâkiben Uneys yola çýkýp Mekke´ye gitti. Oradan dönmekte biraz gecikti. Sonra geldi. Ben kendisine: Ne yaptýn? diye sordum. Uneys: Mekke´de senin dininde olan bir adamla karþýlaþtým. O, Allah´ýn kendisini Peygamber olarak gönderdiðini söylüyor dedi. Ben: Ya insanlar onun hakkýnda ne diyorlar? dedim. Uneys: Þairdir, kâhindir, sihirbazdýr diyorlar dedi. Uneys de þairlerden biri idi. Uneys Gerçekten ben kâhinlerin sözünü iþitmiþimdir. Onun sözü kâhinlerin sözü deðildir. Onun sözünü þiir çeþitlerine tatbik ettim. Fakat benden sonra ona þiir demeye hiçbir kimsenin dili varmaz. Allah´a yemin ederim ki o muhakkak doðru sözlü bir kimsedir. Ötekiler ise yalancýdýrlar dedi. Ebu Zerr dedi ki: Bu sefer sen benim buradaki iþlerime bak da ben gidip onu göreyim dedim. Müteâkiben Mekke´ye geldim. Mekkelilerden zayýf bir adam buldum ve ona: Kendisine Sabii dediðiniz kimse nerededir? diye sordum. Beni iþaret ederek: Ýþte sabii! dedi. Bunun üzerine Mekke vadisinin ahalisi bütün kezek ve kemiklerle bana hücum ettiler. Nihayet ben bayýlarak yere kapandým. Sonra kendime gelip de kalktýðým zaman sanki kýpkýrmýzý olmuþ dikili taþlar gibiydim. Hemen zemzeme geldim; üzerimden kanlarý yýkadým ve suyundan içtim. Yemin olsun ki kardeþim oðlu, geceli gündüzlü otuz gün orada kaldým. Zemzem suyundan baþka bir yiyeceðim yoktu. Bununla beraber ben semizlendim, hatta karnýmýn etleri bükülüp katlandý. Ben karnýmda açlýk zafiyeti hissetmedim. Mehtaplý bir gecede Mekke halký yatýp uyuduklarý ve Kâbe´yi hiç kimsenin tavaf etmediði bir sýrada Mekkelilerden iki kadýn gördüm. Onlar Ýsaf ve Naile putlarýna dua ediyorlardý. Tavaflarý sýrasýnda benim yanýma geldiler. Ben: Siz bunlarýn birini diðerine nikâh edin dedim. Fakat onlar sözlerinden vazgeçmediler. Tekrar benim yanýma geldiklerinde: Odun gibi þey! yalnýz ben kinaye söylemiyorum, dedim. Bunun üzerine kadýnlar velvele kopararak: Keþke neferlerimizden biri burada olsaydý, deyip gittiler. Derken Allah Resulü ile Ebu Bekr yukardan aþaðýya inip gelirlerken bu iki kadýnla karþýlaþtýlar. Allah Resulü: "Size ne oldu?" diye sordu. Kadýnlar: Kâbe ile örtüsü arasýnda dinsiz var, dediler. Allah Resulü: "O size ne söyledi?" buyurdu. Kadýnlar: O bize karþý aðza alýnmayacak bir laf etti dediler. Allah Resulü geldi, Hacer-i Esved´i istilâm etti. Arkadaþý ile beraber Beyti tavaf ettikten sonra namazýný kýldý. Allah Resulü namazýný bitirince Ebu Zerr es-Selamu aleyke ya Resulüllah! diyerek onu Ýslâm selamý ile selamlayan ilk kiþi oldum. Allah Resulü: "Ve aleyke ve rahmetullah" diyerek selamýmý aldýktan sonra: "Sen kimsin?" diye sordu. Ðýfar kabilesindenim dedim. Allah Resulü elini kaldýrdý ve parmaklarýný alnýnýn üzerine koydu. Ben içimden: Allah Resulü benim Ðýfar kabilesine mensup olmamdan hoþlanmadý dedim ve elini tutmaya davrandým. Arkadaþý beni bundan menetti. O þüphesiz Peygamber´i benden daha iyi biliyordu. Sonra Peygamber baþýný kaldýrdý ve arkasýndan: "Ne zamandan beri buradasýn?" dedi. Geceli gündüzlü otuz gündür buradayým, dedim. Öyle ise seni kim doyuruyordu? buyurdu. Benim zemzem suyundan baþka yiyeceðim yoktu. Böyle iken semizledim. Hatta karnýmýn etleri katlanýp büküldü. Karnýmda açlýk zaafý da hissetmiyorum dedim. Allah Resulü: O gerçekten mübarektir; yemek gibi doyurucudur, buyurdu. Ebu Bekr Ey Allah´ýn Resulü! Bu gece onu doyurmak için bana izin ver dedi. Müteâkiben Ebu Bekr ve Allah Resulü yürüdüler. Ben de onlarla birlikte yürüdüm. Nihayet Ebu Bekr bir kapý açtý ve bizim için Taif´in kuru üzümünden avuçlamaya baþladý. Ýþte bu kuru üzüm benim yediðim ilk yemek oldu. Sonra orada kaldýðým kadar kaldým. Sonra Allah Resulü´ne geldim. Allah Resulü: Bana gerçekten hurmalýk bir yer gösterdi. Ben oranýn Yesrib´den baþka bir yer olacaðýný zannetmiyorum. Sen benim adýma kendi kavmine teblið eder misin? Umulur ki Allah senin sayende onlara fayda verir, onlar hakkýnda da sana karþýlýðýný verir, buyurdu. Sonra Uneys´e geldim: Ne yaptýn? diye sordu. Þunu yaptým ki, müslüman oldum ve tasdik ettim, dedim. Uneys: Ben senin dinine karþý deðilim. Zira ben de müslüman oldum ve tasdik ettim, dedi. Ardýndan annemize geldik. O da: Ben sizin dininize karþý deðilim. Çünkü ben de müslüman oldum ve tasdik ettim, dedi. Bunun üzerine develerimize binerek kavmimiz Ðýfar´a geldik. Onlarýn da yarýsý müslüman oldu. Onlara Eyma b. Rahada Ðýfari imam oluyordu. Bu zat onlarýn reisleri idi. Ðýfar kabilesinin yarýsý da: Biz Allah Resulü Medine´ye geldiði zaman müslüman oluruz dediler. Nihayet Allah Resulü Medine´ye gelince hakikaten onlarýn geri kalan yarýsý da müslüman oldu. Derken Eslem kabilesi geldi ve onlar da: Ey Allah´ýn Resulü! Bunlar bizim kardeþlerimizdir. Onlarýn müslüman olduklarý hususlarda biz de müslüman oluruz, diyerek müslüman oldular. Bunun üzerine Allah Resulü:" Ðýfar! Allah ona maðfiret eylesin! Eslem´e de Allah selamet versin!" buyurdular.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4520
Cerir b. Abdullah (r.a.)
Ýslâm´a girdiðimden beri hiçbir vakit Allah Resulü (a.s.) beni huzuruna girmekten menetmedi. Beni gördüðünde de muhakkak gülmüþtür, demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4522
Ýbn Abbas (r.a.) þunlarý söylemiþtir:
Hz. Peygamber (a.s.) abdesthaneye gitti. Ben de kendisine su býraktým. Heladan çýkýnca: "Bunu kim koydu?" diye sordu. Zuheyr´in rivayetinde: Ýbn Abbas dediler; Ebu Bekr´in rivayetinde ise ben: Ýbn Abbas dedim. Allah Resulü: "Allahým! onun anlayýþýný artýr!" buyurdular.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4526
Ýbn Ömer (r.ahm.) þöyle anlatýr:
Uyku esnasýnda bir rüya gördüm. Güya elimde ipekten dokunmuþ kalýn bir kumaþ parçasý bulunuyordu. Ben Cennetten bir yer istemeye göreyim, hemen oraya uçardý. Ben bu rüyamý Hafsa´ya anlattým. Hafsa da Peygamber´e arzetti. Peygamber (a.s.): "Ben Abdullah´ý iyi bir kimse olarak görüyorum" buyurdu.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4527
Enes´in (r.a.) rivayetinde Ümmü Süleym
Ey Allah´ýn Resulü! Enes hizmetçindir. Onun için Allah´a dua buyurunuz, demiþ. Allah Resulü (a.s.) da: "Allahým! Bu çocuðun malýný, evladýný çoðalt ve verdiklerinde kendisine bereket ihsan eyle!" diye dua etmiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4529
Enes b. Malik (r.a.)
þöyle söylemiþtir: Ben çocuklarla beraber oyun oynarken Allah Resulü (a.s.) benim yanýma geldi ve bize selam verdi ve beni bir iþe yolladý. Bu yüzden ben annemin yanýna dönmekte geciktim. Geldiðim zaman annem bana: Nerede kaldýn? diye sordu. Ben de: Allah Resulü beni bir iþ için göndermiþti dedim. Annem: Allah Resulü´nün bu iþi ne idi? diye tekrar sordu. Ben: O, bir sýrdýr dedim. Annem: Sakýn Allah Resulü´nün sýrrýný hiçbir kimseye söylemeyesin! dedi. Enes, Sabit´e: Vallahi eðer bunu bir kimseye söyleyecek olsaydým, sana söylerdim ey Sabit! demiþ.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4533
Sa´d b. Ebu Vakkas (r.a.)
Allah Resulü´nün, Abdullah b. Selam dýþýnda yürüyen bir canlý için, "Bu Cennettedir," buyurduðunu iþitmedim, demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4535
Abdullah b. Selam´ýn (r.a.) rivayetinde Kays b. Ubad þöyle anlatýr:
Medine´de bir takým insanlarýn arasýnda bulunuyordum. Aralarýnda Peygamberin bazý sahabeleri de vardý. Derken yüzünde huþu eseri bulunan birisi geldi. Cemaatten biri: Ýþte bu Cennet ehlinden bir kimsedir, iþte bu Cennet ehlinden bir kimsedir dedi. O zat, uzatmadan iki rekât namaz kýldý, sonra dýþarýya çýktý. Ben de peþine düþtüm. Evine girdi, ben de girdim. Bir süre konuþtuk. Bana ýsýnýnca ona: Sen insanlarýn yanýna girdiðin zaman bir kimse senin hakkýnda þöyle þöyle söyledi dedim. Abdullah b. Selam þöyle dedi: Sübhanallah! Hiç bir kimseye bilmediði þeyi söylemesi yakýþmaz. Bunu niçin söylediðini sana anlatayým: Ben Allah Resulü (a.s.) zamanýnda bir rüya gördüm ve onu Allah Resulü´ne anlattým. Þöyle ki: Rüyamda kendimi bir bahçe içinde gördüm. Abdullah, (o bahçenin geniþliðini, çimenlerini ve yeþilliklerini zikretti) Bahçenin içinde demirden bir direk vardý. Bu direðin alt tarafý yerde, yukarýsý gökte idi. Tepesinde bir kulp vardý. Bana: Haydi bu direðe çýk denildi. Ben: Yapamam, dedim. Bunun üzerine yanýma bir minsaf geldi. (Ravi Abdullah b. Avn Mýnsaf, hizmetçi demektir dedi). Ve arkamdan elbisemi tutup yukarý kaldýrdý. Abdullah b. Selam, onun kendisini arkasýndan kaldýrýþýný eliyle tarif etmiþ Bunun üzerine ben direðin ta tepesine kadar çýktým ve kulpu yakaladým. Bana: Ýyi tut, denildi. Bir de uyandým ki kulp elimdedir. Bu rüyamý Allah Resulü´ne anlattým. Peygamber: "O bahçe Ýslâm´dýr. Direk de Ýslâm´ýn direðidir. O kulp da Urve-i Vuska´dýr. Sen vefat edinceye kadar Ýslâm üzere kalacaksýn" buyurdu. Ravi: Ýçeriye gelen huþulu adam Abdullah b. Selam´dý dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4536
Hassan b. Sabit´in (r.a.) rivayetinde Sait b. Museyyib þöyle anlatýr:
Bir kere Hassan b. Sabit mescitte þiir okurken Ömer yanýna uðradý. Bunun üzerine Hassan: Ben bu mescitte senden daha hayýrlýsý varken de þiir okurdum, dedi. Sonra Hassan Ebu Hureyre´ye dönerek: Allah aþkýna sana sorarým. Sen Allah Resulü´nün Hassan´a: "Benim adýma sen cevap ver!" dediðini ve: "Allahým! Onu Ruhul Kuds ile destekle" buyurduðunu iþittin mi? dedi. O da: Allahým! evet, dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4539
Berâe b. Azib (r.a.)
Allah Resulü´nü (a.s.) Hassan b. Sabit´e "Sen de onlarý hicvet ya da onlara hücum et; Cibrîl seninle beraberdir" buyururken iþittiðini söylemiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4541
Hz. Aiþe´nin (r.ah.) rivayetinde Urve þöyle anlatýr:
Hassan b. Sabit, Aiþe aleyhine çok konuþanlardan idi. Bundan dolayý ben de ona sövdüm. Bunun üzerine ben: Ey bacýmýn oðlu! Onu býrak. Çünkü Allah Resulü´nü (a.s.) müdafaa ederdi, dedi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4542
Hz. Aiþe´nin (r.ah.) anlattýðýna göre:
Hassan Ey Allah´ýn Resulü! Ebu Süfyan´a hicvedip kötülemek hususunda bana izin ver, dedi. Allah Resulü (a.s.): Benim akrabalýðým varken nasýl olacak? buyurdu. Hassan da: Seni kerim kýlan Allah´a yemin ederim ki, seni onlardan tereyaðýndan kýl çeker gibi çeker çýkarýrým, dedi. Ardýndan Hassan þu kasidesini söyledi:
Muhakkak þerefin en yükseði Haþim oðullarýnda, Mahzum kýzýnýn oðullarýndadýr. Senin baban ise köledir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4544
Ebu Hureyre (r.a.) þöyle anlatýr:
Siz zannediyorsunuz ki Ebu Hureyre Allah Resulü´nden çok hadis rivayet ediyor. Varýlacak yer Allah´ýn huzurudur. Ben fakir bir adam idim. Muhacirler çarþýlarda alýþveriþle meþgul olurlarken, Ensar da mallarýnýn baþýnda dururken, ben karýn tokluðuna Allah Resulü´ne hizmet ediyordum. Bir gün Allah Resulü: "Kim elbisesini açýp yayarsa artýk benden iþittiði hiçbir þeyi asla unutmayacaktýr" buyurdu. Bunun üzerine ben Allah Resulü sözünü bitirinceye kadar hemen elbisemi yaydým. Sonra da onu kendime doðru toplayýp dürdüm. Bir daha kendisinden iþitmiþ olduðum hiçbir þeyi unutmadým.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4547
Hz. Aiþe (r.ah.) Urve b. Zübeyr´e hitaben þöyle demiþtir:
Ebu Hureyre sana hayret vermiyor mu? Geldi odamýn yaný baþýna oturdu da Peygamberden hadis söylüyor ve bunu bana da iþittiriyordu. Ben de nafile namaz kýlýyordum. Ben namazýmý bitirmeden gitti. Eðer ona yetiþseydim O´nu red edecektim. Çünkü, Allah Resulü (a.s.) sizin yaptýðýnýz gibi sözü uzatmazdý, demiþtir.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4548
Hz. Ali (r.a.) þöyle anlatýr:
Allah Resulü (a.s.) benimle Zubeyr ve Mikdad´ý gönderdi ve: "Hemen Hah bahçesine gidin. Orada mahfe içinde yolcu bir kadýn var. Yanýnda da bir mektup vardýr. O mektubu ondan alýn," buyurdu. Biz hemen çýktýk, atlarýmýzý koþturarak bahçeye vardýk. Hakikaten orada kadýnla karþýlaþtýk. Kadýna: Mektubu çýkar dedik. Kadýn: Yanýmda mektup yoktur dedi. Biz kadýna: Ya mektubu çýkarýrsýn, yahut da elbiseni soyunursun dedik. Bunun üzerine kadýn mektubu örülü saç baðlarý arasýndan çýkardý. Biz de onu Allah Resulü´ne getirdik. Bu mektubta: "Hatýb b. Ebu Beltea´dan, Mekkeli müþriklerden bazý insanlara!" deniliyor, onlara Allah Resulü´nün bazý iþlerini haber veriyordu. Bunun üzerine Allah Resulü: Ey Hatýb! Bu ne? diye sordu. Hatýb: Ey Allah´ýn Resulü! Üzerime varmakta acele etme. Ben Kureyþ içinde alâkasý olan bir kimseyim. (Ravi Süfyan Onlarýn müttefiki idi, fakat Kureyþ´ten deðil idi dedi). Maiyetinde bulunan Muhacirlerin Mekkelilere akrabalýklarý vardýr. Mekke´deki ailelerini o sebeple himaye ederler. Benim ise Mekkelilere nesep bakýmýndan münasebetim olmadýðý için, yakýnlarýmý himaye edecek bir dost kazanmak istedim. Yoksa ben bunu ne bir küfür, ne dinimden dönmek, ne de Ýslâm´dan sonra kâfirliðe razý olmak için yaptým, dedi. Peygamber de: Doðru söyledi, buyurdu. Ömer Ey Allah´ýn Resulü! Beni býrak da þu münafýðýn boynunu vurayým! dedi. Allah Resulü de: Hatýb, Bedr gazasýnda hazýr bulundu. Ne biliyorsun, Allah´ýn Bedr ehli hakkýnda bir bildiði var ki onlara: Dilediðinizi yapýn, sizi affettim, buyurdu. Bunun üzerine Aziz ve Celil Allah: Ey iman edenler, düþmanýmý ve düþmanýnýzý dost edinmeyin!ayetini indirdi.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4550
Ebu Musa (r.a.) þöyle söylemiþtir:
Hz. Peygamber (a.s.) Mekke ile Medine arasýndaki Cirane mevkiine indiðinde ben onun yanýnda idim. Yanýnda Bilâl da vardý. Bu sýrada Allah Resulü´ne bir bedevi geldi ve: Ey Muhammed! Bana yaptýðýn vaadi hâlâ yerine getirmeyecek misin? dedi. Allah Resulü ona: Müjde! buyurdu. Bedevi Arab da Allah Resulü´ne: Bana karþý bu "müjde" sözünü çok söyledin dedi. Bunun üzerine Allah Resulü kýzgýn bir þekilde Ebu Musa ile Bilâl´e dönerek: Bu adam müjdeyi reddetti. Sizler kabul ediniz, buyurdu. Onlar derhal: Kabul ettik ya Resulüllah! dediler. Sonra Allah Resulü içi su dolu bir kap istedi, bu kap içinde ellerini ve yüzünü yýkadý. Ýçine püskürdü. Sonra Ebu Musa ile Bilâl´e: Bundan içiniz ve yüzlerinize, göðüslerinize serpiniz, size müjdeler olsun, buyurdu, Ebu Musa ile Bilâl de su kabýný aldýlar ve Allah Resulü´nün emrettiðini yaptýlar. Ümmü Seleme perde arkasýndan: Kabýnýzýn içindekinden annenize de býrakýnýz! diye seslendi. Bunun üzerine onlar, o sudan bir miktar da Ümmü Seleme´ye býraktýlar.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4553
Ebu Musa´nýn (r.a.) anlattýðýna göre:
Hz. Peygamber (a.s.) Huneyn gazasýndan döndükten sonra, Ebu Âmir´i bir fýrka asker üzerine kumandan yaparak Evtas´a gönderdi. Ebu Âmir, Dureyd b. Sýmme ile karþýlaþtý. Dureyd öldürüldü. Askerlerini de Allah hezimete uðrattý. Ebu Musa rivayetine devam ederek dedi ki: Allah Resulü beni de Ebu Âmir ile beraber göndermiþti. Ebu Âmir dizinden vuruldu. Cuþem oðullarýndan bir adam ok atýp dizine isabet ettirmiþti. Ben hemen Ebu Âmir´in yanýna koþtum ve: Ey amca! Sana kim ok attý? diye sordum. Ebu Âmir Ebu Musa´ya Benim katilim þudur; görüyor musun, iþte beni o vurdu, diye iþaret edip gösterdi. Ben hemen katile doðru yönelip koþtum ve ona yetiþtim. Katil beni görünce dönüp kaçmaya baþladý. Ben onun peþine düþtüm: Utanmýyor musun? Sen Arap deðil misin? Yerinde dursana? diye demeye baþladým. Adam kaçmaktan vazgeçti: Biribirimizle karþý karþýya geldik. Her ikimiz de kýlýçlarýmýzla vuruþmaya baþadýk. Nihayet ona kýlýcýmla bir darbe indirip öldürdüm. Sonra Ebu Âmir´in yanýna döndüm ve: Allah senin düþmanýný öldürdü dedim. Amcam bana: Þu oku dizimden çek, çýkar dedi. Ben de hemen o oku çýkardým. Fakat okun yerinden pek çok kan boþandý. Bana: Ey kardeþim oðlu! Allah Resulü´ne git ve ona benden selam söyle de ona: Ebu Âmir sana "benim için Allah´tan maðfiret isteyiver" diyor de! dedi. Ebu Âmir beni, kendi yerine kumandan yaptý. Ve az bir zaman yaþadýktan sonra vefat etti. Ben peygamber´in yanýna dönüp geldiðimde, huzuruna girdim. Allah Resulü bir ev içinde, hurma dallarýndan örülmüþ bir divan üzerindeydi. Divanda bir þilte vardý. Hurma dalý örgüleri Allah Resulü´nün sýrtýnda ve yanlarýnda iz býrakmýþtý. Ben kendisine, haberlerimizi ve Ebu Âmir´in baþýna gelenleri bildirip: Allah Resulü benim için Allah´tan maðfiret istesin! diye vasiyet ettiðini arzettim. Bunun üzerine Allah Resulü su istedi ve abdest aldý. Sonra ellerini kaldýrýp: "Allahým! Kulcaðýzýn Ebu Âmir´e maðfiret eyle!" diye dua etti. Dua ederken ellerini o kadar kaldýrdý ki ben, iki koltuðunun beyazlýðýný gördüm. Sonra Allah Resulü: "Allahým! Kýyamet gününde Ebu Âmir kulunu yarattýðýn halkýn yahut insanlarýn çoðundan üstün kýl!" niyazýnda bulundu. Bunun üzerine ben: Ey Allah´ýn Resulü! Benim için de maðfiret dile! diye rica ettim. Peygamber benim için de: "Allahým! Abdullah b. Kays´ýn günahýný maðfiret eyle ve onu Kýyamet gününde makbul bir makama koy!" diye dua etti.
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4554
Ebu Musa´nýn (r.a.) rivayet ettiðine göre:
Allah Resulü (a.s.) þöyle buyurdu: "Ben Eþarî cemaatýnýn geceleyin evlerine girdikleri zaman okuduklarý Kur´an seslerini pek iyi tanýrým. Her ne kadar gündüzleyin evlerine girdiklerini görmemiþ olsam bile onlarýn evlerini yine gece vakti Kur´an seslerinden bilirim. Onlardan biri de Hakim´dir. O, süvarilere veya düþmana rastladýðý zaman onlara: Arkadaþlarým size burada kendilerini beklemenizi emrediyor! der."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4555
Ebu Musa (r.a.)
Allah Resulü´nün (a.s.) þöyle buyurduðunu nakletmiþtir: "Hakikaten Eþ´ariler, gazada azýklarý biter yahut Medine´de ailelerinin yiyeceði azalýrsa hemen yanlarýndaki erzaký bir örtü içine toplayýp, sonra bir kap içinde (ölçerek) aralarýnda eþit surette taksim ederler. Binaenaleyh Eþ´ariler bendendir, ben de Eþ´arilerdenim."
Sahih-i Müslim´deki hadis numarasý: 4556
Ebu Musa (r.a.) þöyle anlatýr:
Biz Yemen´de iken Allah Resulü´nün peygamber olarak ortaya çýkýþý kulaðýmýza geldi. Ben ve iki kardeþim (ki biri Ebu Burde, diðeri de Ebu Rühm´dür, ben onlarýn en küçüðü idim) kavmimizden elli küsur kiþi; ya elli üç veya elli iki kiþi O´nun yanýna gitmek üzere yola çýktýk. Bir g
Ynt: Sahabelerin Faziletleri By: YBNGL Date: 12 Eylül 2010, 07:02:26
Esselamu Aleyküm arkadaþlar konuyu bilerek yarým býrakmadým aldýðým siteden yarýmdý ama gene de paylaþmak istedim.....selam ve dua ile...
Ynt: Sahabelerin Faziletleri By: ceren Date: 15 Aralýk 2016, 18:46:46
Esselamu aleyküm.Rabbim bizleri sahabelerimizin yolunda giden islam için hizmet eden ve peygamber efendimize layýk olan ümmetlerden eylesin inþallah...
Ynt: Sahabelerin Faziletleri By: Sevgi. Date: 05 Mayýs 2021, 00:32:48
Aleyküm selam. Rabb'im bizleri sevdiklerinin yolundan hiiç ayýrmasýn inþaAllah
Bilgiler için Allah sizlerden razý olsun kardeþim