Resimli Konular
Pages: 1
Anne Ben Nereden Geldim By: ezelinur Date: 09 Eylül 2010, 21:20:33


Çocuklarýn 3-4 Yaþlarýnda Yaratýlýþa Dair En Sýk Sorduðu Soru: Anne Ben Nereden Geldim?


Ayþe, arkadaþlarýyla bahçede evcilik oynuyordu. Ona anne rolü vermiþlerdi. Hüseyin’i de baba seçmiþlerdi. Kerem, Mustafa, Ceren ve Meltem de çocuklarý olmuþtu. Oyun sýrasýnda Hüseyin: “Güzel yemekler piþirdiði için karýmý öpmek istiyorum..” dedi. Ceren hemen araya girdi ve baðýrdý:

“Olmaaaaz!” Bütün çocuklar þaþýrmýþ, Ceren’e bakýyorlardý. Ceren tekrarladý:

“Olmaz!” Elini beline koydu, abla edasýyla açýkladý:

“Eðer Hüseyin Ayþe’yi öperse çocuklarý olur!…”

Ayþe korkup Hüseyin’den uzaklaþtý. Bütün çocuklar çok þaþýrdýlar.

Ýlk itiraz Meltem’den geldi: “Hiç öpücükten çocuk olur mu?”

Kerem onu destekledi:

“Evet, çok saçma, öpücükten çocuk olmaz!”

Ceren kendini savundu:

“Siz büyüklerden iyi mi bileceksiniz? Annem öyle dedi…”

Çocuklarýn soru dolu gözlerle kendisine baktýðýný görünce açýklama gereði duydu: “Bebeðimle oynarken, anne ben nerden geldim, yani nasýl oldum, diye sordum. O da, baban beni öptü sen oldun… dedi.”

Kerem tekrar söze karýþtý:

“Ben de anneme nerden geldiðimi sormuþtum. Seni hastahaneden aldýk,” dedi.

Bütün konuþmalarý sessizce dinleyen Mustafa, gülerek:

“Size daha komik bir þey söyleyeceðim…” dedi. Bütün çocuklar Mustafa’nýn söyleyeceði komik þeyin ne olduðunu merak ediyorlardý. Meltem dayanamadý:

“Hadi, söylesene, neymiþ o komik þey!”

Mustafa, bir süre daha bakýþlarýný çocuklarýn üzerinde gezdirdikten sonra anlatmaya baþladý:

“Bizim ana okuluna gelen bir çocuk var, adý Derya. Onun annesi de:

‘Seni leylek getirdi’ demiþ.”

Hüseyin:

“Gerçekten çok komik!” dedi. Hep birlikte gülmeye baþladýlar.

Kerem:

“Aman, nasýl olduysak olduk iþte, haydi oyunumuza devam edelim!” dedi.

Ayþe’nin kafasý karýþmýþtý. Nereden geldiðini merak ediyordu. Düþünmeden edemiyordu:

“Bu söylenenler doðru deðilse, doðrusu nedir? Ben nasýl oldum, nerden geldim?” Oyundan sonra, eve gidince annesine sormaya karar verdi.

Ayþe kapýnýn ziline bastýðýnda annesi Nuray haným televizyonda “Saðlýklý Yaþam” programýný izliyordu. Anne kapýyý açtýktan sonra kýzýna:

“Hoþ geldin!” dedi ve programý izlemeye devam etmek için oturma odasýna geçti. Ayþe de onu takip etti. Nuray haným, kýzýnýn düþünceli olduðunu fark edip, sordu:

“Seni düþünceli gördüm, hayrola üzücü bir þey mi oldu?”

Ayþe annesinin televizyon izlemesine engel olmamak için:

“Merak etme, üzücü bir þey olmadý, sonra anlatýrým” dedi. Nuray haným, uzaktan kumanda ile televizyonu kapattý. “Ýzlediðim program senden daha önemli olamaz,’ dedi kýzýný öperken, ‘nedir seni düþündüren olay, merak ettim doðrusu.”

Ayþe, biraz düþündükten sonra sordu:

“Anne, dedi, öpücükten çocuk olur mu?” Nuray haným beklemediði bu soru karþýsýnda biraz þaþýrdý. Komik bulmuþ olacak ki gülmeye baþladý:

“Ne demek istediðini anlamadým. Bu soru nerden aklýna geldi?”

Ayþe kendince açýklama yapmaya çalýþtý: “Evcilik oynuyorduk. Ben anne olmak istedim. Hüseyin de baba oldu. Kerem, Mustafa, Ceren ve Meltem de çocuklarýmýz oldular. Ben, yapmacýktan, yemek piþirdim. Sofrayý hazýrladým. Hep birlikte yemek yiyecektik. Güzel yemekler piþirdiðim için Hüseyin beni öpmek istedi. Ceren, yani bizim yalancýktan kýzýmýz, Hüseyin’in önüne dikildi:

‘Olmaaaz!’ diye baðýrdý. Hüseyin beni öperse çocuðumuz olurmuþ. Ceren annesine ‘ben nasýl oldum’ diye sormuþ. O da:

‘Baban beni öptü sen oldun,’ demiþ…”

Ayþe’yi dikkatle dinleyen Nuray haným, kýzýný konuþmaya yüreklendirmek için, gülümsedi:

“Ceren’in annesi öyle demiþ ha, çok ilginç… Baþka neler konuþtunuz?” Ayþe hatýrlamaya çalýþtý. “Kerem’in annesi de ‘seni hastahaneden aldýk’ demiþ. Mustafa’nýn ana okulunda bir arkadaþý varmýþ, adý Derya. Onun annesi de ‘seni leylek getirdi’ demiþ… Hepimiz buna çok güldük.”

Nuray haným, kýzýnýn baþýný okþarken:

“Evet, gerçekten çok komik,” dedi. “Hiç insan yavrusunu leylek getirir mi?”

“Getirmez. Leyleðin, leylek yavrusu olur.”

“Evet, doðru söyledin, leylek annenin leylek yavrusu olur. Peki, sence öpücükten çocuk olur mu?”

“Bilmem, olmaz herhalde…”

“Çocuk olmasý için ne gerekir?”

“Bilmem….”

“Bir anne bir de baba olmasý gerekir, deðil mi?”

“Evet.”

“Çocuktan anne baba olmaz. Anne baba olmak için büyümüþ olmak gerekir. Siz daha büyümediðinize göre, sizin çocuðunuz olmaz.”

Ayþe yeni bir þey öðrenmiþ olmanýn sevinciyle gülümsedi. Kendi kendine: “Bunu nasýl da düþünemedim! Tabi ya, çocuklardan anne baba olmaz,” dedi.

Nuray haným kýzýný bilgilendirmeye devam etti: “Büyümüþ bir erkekle, büyümüþ bir bayanýn anne baba olabilmeleri, yani çocuk sahibi olabilmeleri için evlenmeleri gerekir.”

Anne ben nasýl oldum?

Ayþe, bir bebeðin nasýl dünyaya geldiðini hâlâ merak ediyordu. Annesine döndü:

“Hani anlatmýþtým ya…” dedi. “Beraber evcilik oynadýðýmýz arkadaþým var ya… Hülya teyzenin oðlu, Gülay ablanýn kardeþi…”

“Kerem mi?”

“Evet, Kerem. Annesine ‘Ben nerden geldim?’ diye sormuþ. Hülya teyze de: ‘Seni hastaneden getirdik,’ demiþ ya… Bu doðru mu? Siz de beni hastaneden mi getirdiniz?”

“Anladýðým kadarýyla sen bebeðin nerden ve nasýl geldiðini merak ediyor, doðrusunu öðrenmek istiyorsun…”

“Evet. Hem de çok merak ediyorum.”

“Daha önce konuþtuklarýmýzý hatýrlayacaksýn. Bebek olmasý için bir baba bir de anne olmasý gerekir. Anne baba olabilmek için de büyümek ve evlenmek gerekir.”

“Bunlarý biliyorum. Ben bebeðin hastaneden gelip gelmediðini merak ediyorum…”

“Bebeðin hastaneden geldiði doðru olsa bile, hastaneye nerden geldiði önemli…”

“Evet, iþte ben de tam bunu merak ediyordum.”

“Hatýrlarsan, çocuklardan anne baba olamayacaðýný, anne baba olabilmek için büyümek gerektiðini anlatmýþtým. Büyüyen, evlenen, ayný evde karý-koca olarak yaþamaya ve ayný yatakta yatmaya baþlayan bir erkekle bir bayan çocuk sahibi olmak için dua ederler. Çünkü onlarýn duasýný kabul edecek ve bebeði yaratacak olan ALLAH’týr. Birinin duasýnýn kabul olmasý yetmez. Ýki duanýn da kabul olmasý gerekir. ALLAH ikisinin de duasýný kabul edince, iki dua birleþir, annenin karnýnda özel bir yere, gözle görülemeyecek kadar minicik bir bebek olarak yerleþir. Ýki duanýn birleþmesine “döllenme”, minik bebeðin anne karnýnda yerleþtiði özel yere ‘döl yataðý’ veya ‘rahim’ adý verilir.”

“Çok ilginç!… Siz de babamla benim için dua ettiniz demek.”

“Evet. Dualarýmýzý kabul ettiði ve bize senin gibi güzel bir kýz verdiði için ALLAH’a ne kadar teþekkür etsek azdýr. ”

“Bir þeyi daha çok merak ediyorum…”

“Neymiþ, o çok merak ettiðin þey, bakalým?”

“Dua ederken bebeðin kýz olmasýný mý istediniz?”

“Babaný bilmiyorum, ama ben kýz veya erkek olsun diye dua etmedim; ALLAH’ým hayýrlý bir çocuk ver!” dedim. Sanýrým baban da böyle dua etmiþtir. Demek hayýrlý olduðun için ALLAH bize seni verdi.”

“‘Hayýrlý’ ne demek, anneciðim?”

“Saðlýklý, akýllý, terbiyeli, güzel… demek.”

“Beni hayýrlý yaptýðýn için çok teþekkür ederim, ALLAH’ým!”


Ali Çankýrýlý


radyobeyan