Su gibi ol By: ezelinur Date: 09 Eylül 2010, 20:45:08
Þimdi sen “su” olduðunu düþün. Su kadar özel, su kadar faydalý ve su kadar çok, tükenmez…
Ýnanýyorum ki gerçekten de öylesin. Ama ister çeþmelerden dökül, ister göklerden yað, ister nehirler dolusu ak; dibi olmayan bir kovayý dolduramazsýn. Yani Seni dinlemeyenlere sesini duyuramazsýn…
Unutma; Daha çok baðýrdýðýnda daha çok dinlenmezsin… Gürültünün parçasý olursun sadece!..
Ormandaki hiç bir hayvan, ýrmaðýn gürültüler koparan yerinden su içmeye çalýþmadý þimdiye kadar. Hepsi, hep sabahýn en sakin anini bekledi; suyun durgun yerlerini bulabilmek için. Gittiler ve sakin sakin ihtiyaçlarýný giderdiler; Onlar için en uygun olan, kendi istedikleri zamanda…
Ayrýca su gibi sakin olabileceðin gibi, su gibi de “kýyametler” koparýcý olabileceðini unutma… Unutma; Senin iþin rahmet olmak, afet deðil! Vadiler varken önünde ve ovalar varken, yayýlabileceðin; Küçük ýrmaklara ayýrabiliyorsan kendini ve bardaklara bölebiliyorsan, hayat verirsin çevrene. Ve yaþayabilirsin dünya dönmesine devam ettiði müddetçe. Yoksa hep duyulmayan, dinlenmeyen; korkulan ve kaçýlan olursun seller, afetler gibi.
Tercih elindeydi hep ve hep de “senin” ellerinde olacak… Ya
tutmayý öðreneceksin dilini; veya hiç durmadan konuþtuðun için, sadece bomboþ ve anlamsýz sesler çýkartan birisi olduðunu zannettireceksin çevrendeki insanlara! Ama yapman gereken su, deðil mi; Düþüneceksin ne zaman ne söyleyeceðini. Düþüneceksin kimin dinleyip dinlemediðini, kimin anlayýp, anlamadýðýný. Düþüneceksin anlatmak istediklerinin ne kadarýný anlatabildiðini… Hatta anlayanlarýn anladýklarýnýn da senin anlattýklarýnýn ne kadarý olduðunu düþüneceksin…
Ve konuþmak için en uygun zamaný bekleyecek, en az ama en uygun kelimeleri seçmeye çalýþacaksýn…Ahmak olmayan yolcularýn, önceden aldýklarý biletleri ceplerinde olduðu halde, saatlerini kontrol ederek, vakit yaklaþtýðýnda, vapurun kalkacaðý iskelede hazýr olmalarý gibi, sen de fikrini bindireceðin kiþinin “kýyýya yanaþmasýný” bekleyeceksin!.. Demeyeceksin;
“Ben caným isteyince giderim iskeleye, vapur da o saniyede gelmek zorunda!..” Demeyeceksin; “Ben aklýma geleni aklýma geldiði biçimde söylerim. Karþýmdaki de deðil duymak, deðil dinlemek, anlattýðýmdan bile fazlasýný anlamak zorunda!..”
Keþke öyle olsaydý. Keþke haklý olsaydýn, ama maalesef deðil…
Aðzýný açýp “Þelaleden dökülen suyu” içmeye çalýþan bir tavþan gördün mü hiç?.. Veya önüne çýkan aðaçlarý dahi sürükleyen bir selden susuzluk gidermeye uðraþan bir ceylan gördün mü? Kaplanlar bile içebilmek için suyun durulmasýný bekler; Beyni olan her yaratýk gibi!
Hadi… Sen þimdi “su olduðunu” düþün, ve kendini “su gibi” hisset…
Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi berrak, su gibi yararlý… Su gibi hayat kaynaðý ve su gibi bitmez-tükenmez olduðunu hatýrla…
Ama yine su gibi “bir küçük bardaðýn içine” sýðdýr ki kendini;
Girebilmeyi öðren insanlarýn damarlarýna. Hayat ver… Vazgeçilmez ol!
Sen, hep bir su olduðunu düþün. Su gibi güzel, su gibi yararlý, su gibi vazgeçilmez…
Ve su gibi hayat kaynaðý olduðunu düþün. Ama su gibi yaþatýcý ol; Su gibi yýkýcý, sürükleyici ve öldürücü deðil!..
Sen bir su ol… Ama rahmet ol; Afet deðil ! Su isen tarlalarýný basma insanlarýn, yuvalarýný yýkma, ocaklarýný söndürme; Sana “felaket” denmesin!
Su isen bir bardaða sýðabil ki; Damarlara giresin!.. Su; Yüce Mevla’nýn insanlar için yarattýðý en büyük nimetlerden biri…
Unutma; Ve suya benzediðini unutma.
Su gibi özel, su gibi güzel, su gibi faydalý, su gibi lüzumlu ve su gibi bitmez-tükenmez olduðunu da unutma.
Suyun yanýnda olanlar suyu en az içenlerdir.
Çünkü; “su nasýlsa burada, lüzum yok ki suyu kana kana içmeye” diye düþünürler…
Aynen, sesini sürekli duyanlarýn seni dinlemedikleri gibi!