Erkek Sahabeler
Pages: 1
Ca'fer B. Ebi Talib (r.a) By: fakir Date: 05 Mart 2009, 00:16:19
CA'FER B. EBÝ TALÝB       (?-8/629)



Hz. Peygamber'in amcasý Ebû Tâlib'in oðlu. Ebû Tâlib'in Tâlib, Akîl, Câ'fer ve en küçükleri Hz. Ali olmak üzere dört oðlu vardý. Hz. Câfer, Rasûlullah (s.a.s) daha Erkam'ýn evine girip Ýslâm'ý yaymaya baþlamadan önce müslüman olmuþ; ikinci Hicret kâfilesine katýlarak hanýmý Esma binti Üveys ile birlikte Habeþistan'a hicret etmiþti. (Ýbn Sad, Tabakât, Beyrut, 1376/1957, IV, 34; Ýbn Abdilber, el-Ýstiâb, Kahire (t-y), I, 242).

Habeþ muhacirlerinin sayýsý sekseniki erkek ve on kadýna ulaþtý. Daha sonra bunlardan otuzdokuz kadarý, bazý Kureyþ büyüklerinin Ýslâm'a girdiði haberi üzerine Mekke'ye geri döndü. Fakat bu haberin asýlsýzlýðý ortaya çýkýnca, bazýlarý gizlice bazýlarý da Mekkeli müþrik akrabalarýnýn himayesi altýnda, Mekke'ye girebildiler. (Ýbn Ýshak, es-Sîre, Mýsýr 1355/1936, II, 3-10).

Kureyþ müþrikleri, muhacirleri Habeþistan'dan geri çevirmek üzere Abdullah b. Ebi Rabîa ile Amr b. el-Âs'ý deðerli hediyelerle Habeþistan'a gönderdiler. Elçiler Habeþ Necâþîsi nezdinde müslümanlarý kötüleyince, Câ'fer b. Ebi Talib müslümanlarýn temsilcisi olarak konuþtu ve müþriklere üç soru sorulmasýný istedi:

1) Biz Kureyþ'in köleleri miyiz?
 
2) Mekke'de bir cinayet mi iþledik ki, zorla iade edilmemizi istiyorlar?

3) Mekke'de mal gasbettik de, üzerimizde baþkalarýnýn haklarý mý vardýr?

Kureyþ elçileri bütün bu sorulara olumsuz cevap verdiler. Ancak, puta tapmayý býrakýp Ýslâm dinine girmelerinin suç olduðunu bildirdiler. Bunun üzerine Necaþî, Câ'fer'e Ýslâm dini ile ilgili sorular sordu. Hz. Câ'fer, Ýslâm'ýn getirdiði iman, ahlâk ve fazilet esaslarýndan söz etti. Necaþî'nin isteði üzerine Meryem Suresi'nin* baþ tarafýndan okumaya baþladý. Ankebut* ve Rûm* surelerini de okudu. Bu sýrada Necaþî'nin gözlerinden yaþlar akýyordu. Ýstek devam edince, Hz Câfer Kehf* sûresini okudu. Necaþî, kendisini tutamayarak "Vallahi, bu ayný kandilden fýþkýran bir nûrdur ki, Mûsa da, Ýsa da ayný mesajla gelmiþtir." dedi. Hz. Muhammed'in bir peygamber olduðuna kanaat getirdi. Bunu açýkladý ve Müslümanlarý himaye etti (Ýbn Ýshak, es-Sîre, I, 356-362; Ahmet b. Hanbel, H. no:1740, 4400; Ýbnû'l Esir el-Kâmil, Mýsýr 1301, II, 37-38; Ýbn Haldun, Tarih, Mýsýr 1355/1936, II, 178; Ýbn Kayyim, Zâdü'l Meâd, Mýsýr (t.y), I, 301 ).

Câ'fer b. Ebi Tâlib ve arkadaþlarý hicretin yedinci yýlýnda Habeþistan'dan Medine'ye döndüler. Bu sýrada Hz. Peygamber Hayber gazvesinde bulunuyordu. Hayber ganimetlerinden Habeþistan'dan gelenlere de pay verildi (Buhârî, Sahîh, Ýstanbul 1329, V, 80; Müslim, Sahîh, (Nþr. M. F. Abdülbâki), 1375/1956, IV, 1946).

Hz. Câ'fer, Hicret'in sekizinci yýlýnda vuku bulan Mute gazvesine katýldý ve orada þehit düþtü. Mûte, Þam'a yakýn bir köy olup, halký Gassanîlerden ve Rumlar'dan oluþuyordu. Hz. Peygamber, Hâris b. Umeyr'i Þam'a, Gassânî hükümdarýna elçi olarak göndermiþti. Mûte'den geçerken, vali Þurahbil b. Amr tarafýndan yakalandý ve Hz. Muhammed'in elçisi olduðu anlaþýlýnca da þehit edildi. Hz. Peygamber olaya çok üzüldü. Düþmana karþý bir ordu hazýrlanmasýný istedi. Üç bin kiþilik bir ordu hazýrlandý. Allah Rasûlü öðle namazýndan sonra, orduya Zeyd b. Hârise'yi komutan tayin ettiðini o þehit olursa yerine Câ'fer b. Ebi Tâlib'in, o da þehit olursa yerine Abdullah b. Revâha'nýn geçmesini bildirdi. (Ýbn Sa'd, Tabakât, II, 128; Ýbn Ýshak, es-Sîre, IV, 15) Düþman hristiyan Arap ve Rumlardan oluþan büyük bir ordu toplamýþtý. Ebû Hüreyre þöyle der: "Mute savaþýnda ben de bulundum. Müþrikleri gördüðümüz zaman onlarýn sayý, silâh, at, atlas, ipek, altýn vb. bakýmýndan bizimle karþýlaþtýrýlamayacak, karþýlarýnda durulamýyacak derecede olduklarýný gördük. Gözüm kamaþtý. Çarpýþma baþlayýnca, baþ kumandan Zeyd b. Hârise, Hz. Peygamber'in sancaðýný elinde tutarak ilerledi. Vücudu Rumlar'ýn mýzraklarýyla delik deþik oluncaya kadar çarpýþtý ve sonunda þehit oldu." (Ýbn Ýshak, es-Sire, IV,19- 20; Ýbnü'l Esir, el-Kâmil, II, 236).

Zeyd b. Hârise þehit düþünce, Câ'fer b. Ebi Talib sancaðý aldý. Zýrhýný giyerek atýna bindi. Düþmanýn ortalarýna kadar ilerledi. Kurtulamayacaðýný anlayýnca, önce attan inerek, atýný düþmanýn yararlanamamasý için saf dýþý etti. O düþmanla çarpýþýrken, "Cennet de, ona yaklaþmak da ne güzeldir. Onun þerbetleri tatlý ve soðuktur" diye mýrýldanýyordu. Bu sýrada düþman tarafýndan vurulup, bir eli kesildi. Sancaðý diðer eline aldý. O da vurulup kesilince, sancaðý koltuðunun altýna kýstýrdý. Aldýðý yaralarla yere düþtü ve þehit oldu." (Ýbn Ýshak, es-Sîre, IV, 20; Ýbn Sa'd, Tabakât, IV, 38; Buhârî, Sahîh, V, 87).

Abdullah b. Ömer der ki: "Câ'fer b. Ebi Tâlib'i þehitler arasýnda aradýk. Bedeninde doksandan fazla mýzrak, ok ve kýlýç yarasý bulduk." (Ýbn Sa'd Tabakât, IV, 38; Buhârî, Sahih, V, 87) Hz. Cafer'in iki kolunun da kesilmesi üzerine, þehadetinden sonra Rasûlullah ona Cennet'te iki kanat takýldýðýný haber vererek þöyle buyurmuþtur: "Câfer'i, Cennet'te meleklerle birlikte uçarken gördüm." (Tirmizî, Menâkýb, 69) Bundan sonra, kuþ gibi kanatlanýp Cennet'te uçtuðu hadisle sabit olan Câ'fer'e "çok uçan Câfer" anlamýnda "Câfer-i Tayyâr" lâkabý verilmiþtir.


Ynt: Ca'fer B. Ebi Talib (r.a) By: ceren Date: 07 Ekim 2019, 18:28:24
Esselamu aleyküm.Binler salatu selam , binler rahmet  Cafer-i Tayyarýn üzerine olsun inþallah.

radyobeyan