Ebu Eyyub El-Ensari (r.a) By: fakir Date: 05 Mart 2009, 00:07:56
EBÛ EYYUB EL-ENSÂRÎ
(ö.52/672)
Medineli müslümanlardan ve hicret sýrasýnda Hz. Peygamber'i evinde misafir eden sahâbî.
Ebû Eyyûb Hâlid b. Zeyd el-Ensarî en-Neccârî (r.a.); Ensâr'ýn Hazrec kabilesinin Neccâroðullarý koluna mensup olup, annesi Zehra binti Sa'd'dýr. Abdülmuttalib'in vâlidesi tarafýndan Rasûlullah'la akraba olan Ebû Eyyûb, ikinci Akabe bey'atýnda hazýr bulunmuþ, Rasûlullah'a iman etmiþtir (Ýbn Ýshâk, Ýbn Hiþâm, es-Sîre, II, 100; Ýbn Sa'd, et-Tabakat, III, 484; Ýbn Abdülberr, el-Ýstiâb, IV, 1606; Ýbnü'l-Esir, Üsdü'l-Gâbe, VI, 25; ez-Zehebî, Siyer A'lâmü'n-Nübelâ, II, 288).
Medine, müslümanlar için emin bir yer olduktan sonra Mekke'de Rasûlullah (s.a.s.) ile birkaç müslüman kalmýþtý. Rasûlullah da hicret yolculuðuna çýkýnca bunu haber alan Ebû Eyyûb her gün Medine'ye yakýn Hire ad verilen yerde onun yolunu gözlerdi. Nihâyet Rasûlullah görününce bütün Neccar'lýlarý toplayarak Rasûlullah'ý karþýladý. Bütün müslümanlar Rasûlullah'ý kendi evlerinde misafir etmek istiyordu. Bunun üzerine Rasûlullah devesini serbest býraktý. Kusva adlý bu deve Ebû Eyyûb'un evinin önünde çöktü. Ebû Eyyûb bu olayý þöyle nakletmiþtir: "Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) evimizin alt katýna yerleþmiþti. Ben de üst kattaki odada idim. Bir gün yukarýdan yere bir miktar su dökülmüþtü. Suyun tavandan sýzarak Rasûlullah'ýn üzerine gelmemesi için suyu bir bez parçasý ile kurutmaya çalýþtýk. Bunun üzerine Rasûlullah'ýn yanýna inip dedim ki: 'Ya Rasûlallah, senin bulunduðun bir yerin üstünde bulunmak bize yakýþmaz, yukarýdaki odaya teþrif etmez misiniz?' Rasûlullah o günden sonra üst kata çýktý" (Müslim, Sahih II, 192). Ebû Eyyûb ile zevcesi Ümmi Eyyûb Rasûlullah'ýn yemeðini hazýrlardý. Bir gün soðanlý bir yemeði Rasûlullah yemeyip, "Onu yiyemedim, çünkü bu yemekte soðan olduðunu gördüm, ben ise soðandan hoþlanmam; fakat siz isterseniz yiyin onu yemekte bir sakýnca yoktur'' demiþ, Ebû Eyyûb da, "Ya Rasûlallah, sizin hoþlanmadýðýnýz þeyden biz de hoþlanmayýz" demiþtir (Müslim, Sahih, II, 198).
Rasûlullah, Ensâr ile Muhacirler arasýnda gerçekleþtirdiði "kardeþlik" olayýnda Ebû Eyyûb'e kardeþ olarak Hz. Mus'ab b. Umeyr'i seçmiþtir. Ebû Eyyûb'un evinde yedi ay kalan Rasûlullah'a Medine'de mihmandarlýk yapan Ebû Eyyûb, Bedir, Uhud, Hendek ve diðer bütün gazvelerde Rasûlullah'ýn yanýnda Ýslâm cihad hareketlerine katýlmýþtýr (Ýbn Sa'd, et-Tabakat, 485; Hâkim, el-Müstedrek, III, 458; ez-Zehebî, A'lâmü'n-Nübelâ, 290).
Rasûlullah'ýn vefâtýndan sonra da bütün gazâlarda yer almýþtýr. Hz. Ali'nin hilâfeti döneminde onunla birlikte Hâricilere karþý savaþmýþtýr. Hz. Ali'nin Medine'deki kaymakamý olan Ebû Eyyûb'un Halid ve Muhammed adlý iki oðlu, Umre adýnda bir kýzý vardý. Hz. Ali (r.a.) devrinden sonra Muaviye zamanýnda Mýsýr'a gitti. Mýsýr valisi bir akþam namazýna geç kalmýþtý. O zaman namaz konusunda çok titiz davranan her sahâbî gibi Ebû Eyyûb þöyle demiþtir: "Rasulullah'ýn, 'Ümmetim akþam namazýný yýldýzlarýn gökyüzünü kaplamasýna kadar tehir etmedikçe hayýr üzeredir, fýtrat üzeredir' dediðini duymadýn mý? " "Duydum" diyen Ukbe'ye, "O halde neden akþam namazýný geciktirdin?" diye sormuþ; çok meþgul olduðunu söyleyen Ukbe'ye þöyle demiþtir: "Senin bu yaptýðýný görerek, halkýn Rasûlullah da böyle yapardý zehâbýna düþmesinden endiþe ederim" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 147).
Rasûlullah (s.a.s.) Ýstanbul'un fethini ashâbýna anlatýp, "Ýstanbul elbette fetholunacaktýr; onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 335) diye müjdelemiþtir. Hicrî 52. yýlda Muaviye oðlu Yezid kumandasýndaki müslümanlar Ýstanbul'u kuþattýlar. Ýslâm akîdesinin dünyanýn dört bir yanýna yayýlmasý husûsunda çok canlý ve diri bir gayrete sahip olan müslümanlar Ýstanbul'un fethi ve Ýslâm devletinin sýnýrlarýna dahil olmasýný þiddetle arzuluyorlardý. Hz. Ebû Eyyûb el-Ensârý bu seferin hazýrlanmasý için çok çalýþmýþ ve sefere karþý çýkanlara öðütlerde bulunmuþtu. Uzun bir yolculuk yapan Ebû Eyyûb yaþýnýn çok ilerlemesinden dolayý Ýstanbul'a yaklaþtýklarý bir sýrada hastalanmýþ, Yezid'e, öldüðü takdirde cenazesinin hemen gömülmeyerek ordunun varacaðý en ileri noktaya kadar götürülmesini ve o yerde gömülmesini vasiyyet etmiþti. Burada defnedilen Ebû Eyyûb müslümanlarýn Ýstanbul'da bir sembolüdür. Ýstanbul, ashab devrinden baþlamak üzere defalarca muhâsara edilmiþ, nihâyet bu þehri fethetmek 1453 yýlýnda Fatih'e nasip olmuþtur. Ebû Eyyûb'un ölüm döþeðinde þu hadisi rivâyet ettiði zikredilir; "Bir insan Cenâb-ý Hakk'a bir ortak koþmaksýzýn ruhunu teslim ederse, Allah onu cennete koyar."
Kiþiliði, Ahlâký, Fazileti
Ebû Eyyûb'un fazîlet ve kemâl itibariyle yüksek bir makamý vardý. Rasûlullah'ýn eðitiminden geçmiþ bir sahâbî olarak onun sünnetine çok önem verir, bir yanlýþlýk gördüðünde doðrusunu anlatýr, hemen sünnetin uygulamasýna çalýþýrdý. Ýslâm ordusu Ýstanbul'u kuþattýðýnda hastalanan Ebû Eyyûb, o hâliyle bile Allah Rasûlünden þu hadisi nakletmiþtir: "Kostantiniyye surunun dibine sâlih bir kiþi gömülecektir." Umarým ki o kiþi ben olayým (Ýbn Abd Rabbîh, el-Ikdü'l Ferîd, II, 213). Ordu komutaný Yezid Ebû Eyyûb'un tabutunu askerlerin ortasýna almýþ, askerler de çarpýþmalarda bu tabutu koruyarak ilerlemiþlerdir. Ýstanbul surlarýný korumakta olan Bizans kumandaný bu garib durumu görünce, "Bu nedir?" diye sormuþ, Yezid de, "Bu bizim peygamberimizin sahâbisidir. Bize senin ülkende içerilere doðru götürülüp gömülmesini vasiyyet etti. Biz de onun bu isteðini yerine getireceðiz. " Bizans kumandaný: "Sen ne akýlsýz adamsýn. Sen dönüp gidince biz onu köpeklere yem ederiz." Yezid: "Eðer onun kabrini açtýðýnýzý veya cesedine birþey yaptýðýnýzý duyacak olursam ben de bütün Suriye'de öldürmedik hýristiyan, yýkmadýk kilise býrakýrsam bu ölüye ikramýma sebep olan zat-ý Peygamber'i (s.a.s.) inkâr etmiþ olayým." Bunun üzerine kumandan þöyle demiþtir: " Ben onun kabrini elimden geldiðince koruyacaðýmâ Mesih hakký için söz veriyorum." Surlarýn dýþýnda defnedilen Ebû Eyyûb'un kabrinin üzerinde sonradan bir kubbe yapýlmýþ ve bu mübarek adamýn kabri müslümanlarýn ve hýristiyanlarýn saygý gösterdikleri bir yer olarak korunmuþtur. Ebû Eyyûb el-Ensari hazretleri, Hayber savaþýndan dönülürken Rasûlullah'ýn çadýrýnýn çevresinde kendiliðinden bütün gece nöbet tutmuþ, Rasûlullah onun için, "Allah'ým, beni koruyarak gecelediði gibi, sen de Ebû Eyyûb'u koru" diye dua etmiþtir (Ýbn Ýshâk, Ýbn Hiþâm, es-Sire, III 354-355).
Habib b. Ebî Sâbit'in naklettiðine göre, Ebû Eyyûb el-Ensârý Muaviye'ye gidip borçlu olduðundan yakýnarak yardým istedi. Muaviye ona yardým etmedi. Ebû Eyyûb, Muaviye'ye, "Rasûlullah'ýn 'Benden sonra iþ baþýndakilerden bencillik göreceksiniz' diye buyurduðunu iþittim" dedi. Muaviye, "Peygamber efendimiz bunu söylerken size de bir tavsiyede bulunmadý mý?" dedi. Ebû Eyyûb, "Sabretmeyi tavsiye etti" dedi. Muaviye, "O halde siz de sabrediniz" deyince Ebû Eyyûb ona, "Vallahi bundan sonra senden hiçbir istekte bulunmayacaðým" diyerek Hz. Ali'nin Basra valisi Ýbn Abbâs'a gitmiþ ve Ýbn Abbâs evini ona tahsis ettiði gibi yirmi bin dirhem para vermiþti (Kenzü'l-Ummâl, VII, 95). Ýmam Ahmed'den yapýlan bir nakle göre Ebû Eyyûb þöyle demiþtir: ''Kim Allah'a ortak koþmadan ölürse, cennete gider" (el-Bidâye, VIII, 59).
Ebû Eyyûb, savaþ meydanýnda Ýslâm askerlerini aþýp Rumlara tek baþýna saldýrýr, Rumlarýn içine kadar ilerler ve geri dönerdi. Herkes onun kendini tehlikeye attýðýný söylediðinde de, "kendimizi tehlikeye atmak düþmana hücum etmek deðil, asýl tehlike mallarýmýzýn bakýmý ile uðraþýp cihadý terketmektir" demiþtir (Beyhâki, IX, 99; Ýbn Kesir, I, 228).
Sâlim b. Abdullah'ýn rivâyetine göre, Abdullah b. Ömer, onun düðününe Ebû Eyyûb'u da çaðýrmýþ; Ebû Eyyûb, Sâlim'in evinin duvarlarýnýn yeþil perdelerle süslenmiþ olduðunu görünce, "Siz de mi duvarlarýnýza perde asýyorsunuz" demiþ, Abdullah b. Ömer de, "Ya Eba Eyyûb, kadýnlarla baþa çýkamadýk" diye cevap vermiþ; bunun üzerine Ebû Eyyûb "Pek çok kimse kadýnlarla basa çýkamasa da senin baþa çýkamayacaðýný ummazdým. Ben ne sizin evinize girer, ne de yemeðinizi yerim" demiþtir (Kenzü'l-Ummâl, VIII, 63).
Peygamber efendimizden þunu rivâyet etmiþtir:
''Müslüman kiþinin kardeþi üzerinde yerine getirmesi gereken altý hakký vardýr. Bunlardan birini yapmadýðý zaman, altý hakkýndan birini yerine getirmem:
1- Ona rastladýðýnda selâm vermesi,
2- Onu yemeðe çaðýrdýðý zaman dâvetine icâbet etmesi,
3- Aksýrdýðý zaman ona dua etmesi,
4- Hastalandýðý zamaniþ olur ona uðramasý,
5- Öldüðü zaman cenazesinde bulunmasý,
6- Kendisinden nasihat ve yol göstermesini istediði zaman ona yol göstermesi" (Buhâri, el-Edeb, 134).
Ýstanbul muhasarasý sýrasýnda þehid olan Ebû Eyyûb el-Ensârý bugün Ýstanbul'un Eyüp ilçesindeki Eyüb Sultan Camii avlusunda bulunan türbesinde yatmaktadýr. Kabri ile ilgili olarak, (bk. Taberî, Târih, III 2324 ibnü'l-Esir, Üsdü'l-Ðabe, V, 143; Hâfýz Huseyn b. Haccý, Hadîkatü'l Cevâmî, I, 243) adlý kitaplarda sözedilmektedir. Türbesi yýllarca müslümanlarýn ziyaret yeri olmuþtur; bugün de halk Ebû Eyyûb'un türbesini büyük kalabalýklar halinde ziyaret eder. II. Mahmud, Topkapý Sarayý hazinesindeki Hz. Peygamber'e âit kutsal eþyadan "Kadem-i Þerif"i bu camiye koydurtmuþtur .
Ynt: Ebu Eyyub El-Ensari (r.a) By: Üstaz Date: 08 Kasým 2010, 13:11:44
Es selamu aleyküm ,Allahu teala sizlerden razý olsun Eba Eyyup el ensari Ra. kabirlerini ziyaret etmek bu aciz kulada nasip oldu Ýnþallah onlarýn yaþadýklarý o mübarek beldeyi görmeyide bizlere nasip eder artýk hergün takipçiniz olacaðým.Allah bizleri bu mübareðin Þefaatine nail eylesin.selam ve dua ile...
Ynt: Ebu Eyyub El-Ensari (r.a) By: reyyan Date: 08 Kasým 2010, 13:17:19
Es selamu aleyküm ,Allahu teala sizlerden razý olsun Eba Eyyup el ensari Ra. kabirlerini ziyaret etmek bu aciz kulada nasip oldu ÝnþALLAH onlarýn yaþadýklarý o mübarek beldeyi görmeyide bizlere nasip eder artýk hergün takipçiniz olacaðým.ALLAH bizleri bu mübareðin Þefaatine nail eylesin.selam ve dua ile...
Aleyna ve aleykum selam, elhamdulillah bizlere de nasip oldu.Duanýza caný gönülden amin diyorum.
Sahabelerin hayatlarýný okumak insanda deruni bir hisse vesile oluyor.Allah c.c. razý olsun bizlere bu güzellikleri tattýrdýðýnýz için.Selam ve dua ile...
Ynt: Ebu Eyyub El-Ensari (r.a) By: Ýbrahimalbay Date: 12 Nisan 2011, 19:01:10
Kim Mü'min Kardesýný bilgilendýrýrse ALLAH onu affeylesin inþallah ellerinize saðlýk
Ynt: Ebu Eyyub El-Ensari (r.a) By: safahat23 Date: 20 Nisan 2011, 01:24:42
ALLAH RAZI LSUN BILGILERINIZ ICIN
Ynt: Ebu Eyyub El-Ensari (r.a) By: özcanx Date: 21 Nisan 2011, 16:03:28
bu ilmi veren herkesten Allah razý olsun.
Ynt: Ebu Eyyub El-Ensari (r.a) By: hafýz sahure Date: 05 Haziran 2011, 17:32:06
rabbim ilim vermede cümlemize yardým etsin
Ynt: Ebu Eyyub El-Ensari (r.a) By: msburasoglu Date: 17 Kasým 2011, 11:54:09
Allah ondan razý olsun
EBÛ EYYUB EL-ENSÂRÎ
(ö.52/672)
Medineli müslümanlardan ve hicret sýrasýnda Hz. Peygamber'i evinde misafir eden sahâbî.
Ebû Eyyûb Hâlid b. Zeyd el-Ensarî en-Neccârî (r.a.); Ensâr'ýn Hazrec kabilesinin Neccâroðullarý koluna mensup olup, annesi Zehra binti Sa'd'dýr. Abdülmuttalib'in vâlidesi tarafýndan Rasûlullah'la akraba olan Ebû Eyyûb, ikinci Akabe bey'atýnda hazýr bulunmuþ, Rasûlullah'a iman etmiþtir (Ýbn Ýshâk, Ýbn Hiþâm, es-Sîre, II, 100; Ýbn Sa'd, et-Tabakat, III, 484; Ýbn Abdülberr, el-Ýstiâb, IV, 1606; Ýbnü'l-Esir, Üsdü'l-Gâbe, VI, 25; ez-Zehebî, Siyer A'lâmü'n-Nübelâ, II, 288).
Medine, müslümanlar için emin bir yer olduktan sonra Mekke'de Rasûlullah (s.a.s.) ile birkaç müslüman kalmýþtý. Rasûlullah da hicret yolculuðuna çýkýnca bunu haber alan Ebû Eyyûb her gün Medine'ye yakýn Hire ad verilen yerde onun yolunu gözlerdi. Nihâyet Rasûlullah görününce bütün Neccar'lýlarý toplayarak Rasûlullah'ý karþýladý. Bütün müslümanlar Rasûlullah'ý kendi evlerinde misafir etmek istiyordu. Bunun üzerine Rasûlullah devesini serbest býraktý. Kusva adlý bu deve Ebû Eyyûb'un evinin önünde çöktü. Ebû Eyyûb bu olayý þöyle nakletmiþtir: "Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) evimizin alt katýna yerleþmiþti. Ben de üst kattaki odada idim. Bir gün yukarýdan yere bir miktar su dökülmüþtü. Suyun tavandan sýzarak Rasûlullah'ýn üzerine gelmemesi için suyu bir bez parçasý ile kurutmaya çalýþtýk. Bunun üzerine Rasûlullah'ýn yanýna inip dedim ki: 'Ya Rasûlallah, senin bulunduðun bir yerin üstünde bulunmak bize yakýþmaz, yukarýdaki odaya teþrif etmez misiniz?' Rasûlullah o günden sonra üst kata çýktý" (Müslim, Sahih II, 192). Ebû Eyyûb ile zevcesi Ümmi Eyyûb Rasûlullah'ýn yemeðini hazýrlardý. Bir gün soðanlý bir yemeði Rasûlullah yemeyip, "Onu yiyemedim, çünkü bu yemekte soðan olduðunu gördüm, ben ise soðandan hoþlanmam; fakat siz isterseniz yiyin onu yemekte bir sakýnca yoktur'' demiþ, Ebû Eyyûb da, "Ya Rasûlallah, sizin hoþlanmadýðýnýz þeyden biz de hoþlanmayýz" demiþtir (Müslim, Sahih, II, 198).
Rasûlullah, Ensâr ile Muhacirler arasýnda gerçekleþtirdiði "kardeþlik" olayýnda Ebû Eyyûb'e kardeþ olarak Hz. Mus'ab b. Umeyr'i seçmiþtir. Ebû Eyyûb'un evinde yedi ay kalan Rasûlullah'a Medine'de mihmandarlýk yapan Ebû Eyyûb, Bedir, Uhud, Hendek ve diðer bütün gazvelerde Rasûlullah'ýn yanýnda Ýslâm cihad hareketlerine katýlmýþtýr (Ýbn Sa'd, et-Tabakat, 485; Hâkim, el-Müstedrek, III, 458; ez-Zehebî, A'lâmü'n-Nübelâ, 290).
Rasûlullah'ýn vefâtýndan sonra da bütün gazâlarda yer almýþtýr. Hz. Ali'nin hilâfeti döneminde onunla birlikte Hâricilere karþý savaþmýþtýr. Hz. Ali'nin Medine'deki kaymakamý olan Ebû Eyyûb'un Halid ve Muhammed adlý iki oðlu, Umre adýnda bir kýzý vardý. Hz. Ali (r.a.) devrinden sonra Muaviye zamanýnda Mýsýr'a gitti. Mýsýr valisi bir akþam namazýna geç kalmýþtý. O zaman namaz konusunda çok titiz davranan her sahâbî gibi Ebû Eyyûb þöyle demiþtir: "Rasulullah'ýn, 'Ümmetim akþam namazýný yýldýzlarýn gökyüzünü kaplamasýna kadar tehir etmedikçe hayýr üzeredir, fýtrat üzeredir' dediðini duymadýn mý? " "Duydum" diyen Ukbe'ye, "O halde neden akþam namazýný geciktirdin?" diye sormuþ; çok meþgul olduðunu söyleyen Ukbe'ye þöyle demiþtir: "Senin bu yaptýðýný görerek, halkýn Rasûlullah da böyle yapardý zehâbýna düþmesinden endiþe ederim" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 147).
Rasûlullah (s.a.s.) Ýstanbul'un fethini ashâbýna anlatýp, "Ýstanbul elbette fetholunacaktýr; onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 335) diye müjdelemiþtir. Hicrî 52. yýlda Muaviye oðlu Yezid kumandasýndaki müslümanlar Ýstanbul'u kuþattýlar. Ýslâm akîdesinin dünyanýn dört bir yanýna yayýlmasý husûsunda çok canlý ve diri bir gayrete sahip olan müslümanlar Ýstanbul'un fethi ve Ýslâm devletinin sýnýrlarýna dahil olmasýný þiddetle arzuluyorlardý. Hz. Ebû Eyyûb el-Ensârý bu seferin hazýrlanmasý için çok çalýþmýþ ve sefere karþý çýkanlara öðütlerde bulunmuþtu. Uzun bir yolculuk yapan Ebû Eyyûb yaþýnýn çok ilerlemesinden dolayý Ýstanbul'a yaklaþtýklarý bir sýrada hastalanmýþ, Yezid'e, öldüðü takdirde cenazesinin hemen gömülmeyerek ordunun varacaðý en ileri noktaya kadar götürülmesini ve o yerde gömülmesini vasiyyet etmiþti. Burada defnedilen Ebû Eyyûb müslümanlarýn Ýstanbul'da bir sembolüdür. Ýstanbul, ashab devrinden baþlamak üzere defalarca muhâsara edilmiþ, nihâyet bu þehri fethetmek 1453 yýlýnda Fatih'e nasip olmuþtur. Ebû Eyyûb'un ölüm döþeðinde þu hadisi rivâyet ettiði zikredilir; "Bir insan Cenâb-ý Hakk'a bir ortak koþmaksýzýn ruhunu teslim ederse, ALLAH onu cennete koyar."
Kiþiliði, Ahlâký, Fazileti
Ebû Eyyûb'un fazîlet ve kemâl itibariyle yüksek bir makamý vardý. Rasûlullah'ýn eðitiminden geçmiþ bir sahâbî olarak onun sünnetine çok önem verir, bir yanlýþlýk gördüðünde doðrusunu anlatýr, hemen sünnetin uygulamasýna çalýþýrdý. Ýslâm ordusu Ýstanbul'u kuþattýðýnda hastalanan Ebû Eyyûb, o hâliyle bile ALLAH Rasûlünden þu hadisi nakletmiþtir: "Kostantiniyye surunun dibine sâlih bir kiþi gömülecektir." Umarým ki o kiþi ben olayým (Ýbn Abd Rabbîh, el-Ikdü'l Ferîd, II, 213). Ordu komutaný Yezid Ebû Eyyûb'un tabutunu askerlerin ortasýna almýþ, askerler de çarpýþmalarda bu tabutu koruyarak ilerlemiþlerdir. Ýstanbul surlarýný korumakta olan Bizans kumandaný bu garib durumu görünce, "Bu nedir?" diye sormuþ, Yezid de, "Bu bizim peygamberimizin sahâbisidir. Bize senin ülkende içerilere doðru götürülüp gömülmesini vasiyyet etti. Biz de onun bu isteðini yerine getireceðiz. " Bizans kumandaný: "Sen ne akýlsýz adamsýn. Sen dönüp gidince biz onu köpeklere yem ederiz." Yezid: "Eðer onun kabrini açtýðýnýzý veya cesedine birþey yaptýðýnýzý duyacak olursam ben de bütün Suriye'de öldürmedik hýristiyan, yýkmadýk kilise býrakýrsam bu ölüye ikramýma sebep olan zat-ý Peygamber'i (s.a.s.) inkâr etmiþ olayým." Bunun üzerine kumandan þöyle demiþtir: " Ben onun kabrini elimden geldiðince koruyacaðýmâ Mesih hakký için söz veriyorum." Surlarýn dýþýnda defnedilen Ebû Eyyûb'un kabrinin üzerinde sonradan bir kubbe yapýlmýþ ve bu mübarek adamýn kabri müslümanlarýn ve hýristiyanlarýn saygý gösterdikleri bir yer olarak korunmuþtur. Ebû Eyyûb el-Ensari hazretleri, Hayber savaþýndan dönülürken Rasûlullah'ýn çadýrýnýn çevresinde kendiliðinden bütün gece nöbet tutmuþ, Rasûlullah onun için, "ALLAH'ým, beni koruyarak gecelediði gibi, sen de Ebû Eyyûb'u koru" diye dua etmiþtir (Ýbn Ýshâk, Ýbn Hiþâm, es-Sire, III 354-355).
Habib b. Ebî Sâbit'in naklettiðine göre, Ebû Eyyûb el-Ensârý Muaviye'ye gidip borçlu olduðundan yakýnarak yardým istedi. Muaviye ona yardým etmedi. Ebû Eyyûb, Muaviye'ye, "Rasûlullah'ýn 'Benden sonra iþ baþýndakilerden bencillik göreceksiniz' diye buyurduðunu iþittim" dedi. Muaviye, "Peygamber efendimiz bunu söylerken size de bir tavsiyede bulunmadý mý?" dedi. Ebû Eyyûb, "Sabretmeyi tavsiye etti" dedi. Muaviye, "O halde siz de sabrediniz" deyince Ebû Eyyûb ona, "Vallahi bundan sonra senden hiçbir istekte bulunmayacaðým" diyerek Hz. Ali'nin Basra valisi Ýbn Abbâs'a gitmiþ ve Ýbn Abbâs evini ona tahsis ettiði gibi yirmi bin dirhem para vermiþti (Kenzü'l-Ummâl, VII, 95). Ýmam Ahmed'den yapýlan bir nakle göre Ebû Eyyûb þöyle demiþtir: ''Kim ALLAH'a ortak koþmadan ölürse, cennete gider" (el-Bidâye, VIII, 59).
Ebû Eyyûb, savaþ meydanýnda Ýslâm askerlerini aþýp Rumlara tek baþýna saldýrýr, Rumlarýn içine kadar ilerler ve geri dönerdi. Herkes onun kendini tehlikeye attýðýný söylediðinde de, "kendimizi tehlikeye atmak düþmana hücum etmek deðil, asýl tehlike mallarýmýzýn bakýmý ile uðraþýp cihadý terketmektir" demiþtir (Beyhâki, IX, 99; Ýbn Kesir, I, 228).
Sâlim b. Abdullah'ýn rivâyetine göre, Abdullah b. Ömer, onun düðününe Ebû Eyyûb'u da çaðýrmýþ; Ebû Eyyûb, Sâlim'in evinin duvarlarýnýn yeþil perdelerle süslenmiþ olduðunu görünce, "Siz de mi duvarlarýnýza perde asýyorsunuz" demiþ, Abdullah b. Ömer de, "Ya Eba Eyyûb, kadýnlarla baþa çýkamadýk" diye cevap vermiþ; bunun üzerine Ebû Eyyûb "Pek çok kimse kadýnlarla basa çýkamasa da senin baþa çýkamayacaðýný ummazdým. Ben ne sizin evinize girer, ne de yemeðinizi yerim" demiþtir (Kenzü'l-Ummâl, VIII, 63).
Peygamber efendimizden þunu rivâyet etmiþtir:
''Müslüman kiþinin kardeþi üzerinde yerine getirmesi gereken altý hakký vardýr. Bunlardan birini yapmadýðý zaman, altý hakkýndan birini yerine getirmem:
1- Ona rastladýðýnda selâm vermesi,
2- Onu yemeðe çaðýrdýðý zaman dâvetine icâbet etmesi,
3- Aksýrdýðý zaman ona dua etmesi,
4- Hastalandýðý zamaniþ olur ona uðramasý,
5- Öldüðü zaman cenazesinde bulunmasý,
6- Kendisinden nasihat ve yol göstermesini istediði zaman ona yol göstermesi" (Buhâri, el-Edeb, 134).
Ýstanbul muhasarasý sýrasýnda þehid olan Ebû Eyyûb el-Ensârý bugün Ýstanbul'un Eyüp ilçesindeki Eyüb Sultan Camii avlusunda bulunan türbesinde yatmaktadýr. Kabri ile ilgili olarak, (bk. Taberî, Târih, III 2324 ibnü'l-Esir, Üsdü'l-Ðabe, V, 143; Hâfýz Huseyn b. Haccý, Hadîkatü'l Cevâmî, I, 243) adlý kitaplarda sözedilmektedir. Türbesi yýllarca müslümanlarýn ziyaret yeri olmuþtur; bugün de halk Ebû Eyyûb'un türbesini büyük kalabalýklar halinde ziyaret eder. II. Mahmud, Topkapý Sarayý hazinesindeki Hz. Peygamber'e âit kutsal eþyadan "Kadem-i Þerif"i bu camiye koydurtmuþtur .
Ynt: Ebu Eyyub El-Ensari (r.a) By: sen istersen Date: 30 Temmuz 2012, 14:38:51
:) Ya rabbi sahabe-i kiramýn hayatýný düstur almak nasip eyle.amin.
Ynt: Ebu Eyyub El-Ensari (r.a) By: ehlidunya Date: 22 Nisan 2013, 12:01:43
Esselamu aleykum ;Birçok kez hayatýný okumuþ olduðumuz Ýstanbul manevi bekçilerinden olan kutlu sahabelerden Eyup
el Ensari hayatýný bir kez daha okuduk bir daha bu mübarek hayatý anladýk ve tefekkür ettik Rabbim sahabi efendilerimiz
gibi yaþamayý nasip etsin allah razý olsun
Ynt: Ebu Eyyub El-Ensari (r.a) By: zerdale Date: 02 Haziran 2013, 11:48:53
rabbim mekanýna gidip ziyaret etmeyi nasip eder inþallah..okuyup öðrenelim...þefaatleri ahlaklarý siret eder inþallah...
Ynt: Ebu Eyyub El-Ensari (r.a) By: Esma35 Date: 26 Haziran 2013, 17:20:38
Esselamu aleykum ; Ýstanbulun manevi Fatihi allah bu mübarek sahabinin yolundan gitmeyi nasibi müyesser eylesin
Tam örnek bir þahsiyet tam bir gönül insaný allah her daim sahabi efendilerimiz gibi islama hizmet etmeyi bize nasip
eylesin allah razý olsun
Ynt: Ebu Eyyub El-Ensari (r.a) By: esratüz zehra 2 Date: 31 Aralýk 2013, 15:27:55
Esselamu aleykum ; gerçekten müthiþ bir insan ilk defa bu kadar ayrýntýlý bir þekilde burada okudum hayatýný maþallah Allah onlardaki sabrý inancý ahlaký tüm iyi huylarý bizlerde nasip etsin bizi de o yolun yolcusu kýlsýn inþAllah.
Ynt: Ebu Eyyub El-Ensari (r.a) By: yagmur_7-c Date: 31 Aralýk 2013, 18:36:22
Medineli müslümanlardan ve hicret sýrasýnda Hz. Peygamber'i evinde misafir eden sahâbî.
Ebû Eyyûb Hâlid b. Zeyd el-Ensarî en-Neccârî (r.a.); Ensâr'ýn Hazrec kabilesinin Neccâroðullarý koluna mensup olup, annesi Zehra binti Sa'd'dýr. Abdülmuttalib'in vâlidesi tarafýndan Rasûlullah'la akraba olan Ebû Eyyûb, ikinci Akabe bey'atýnda hazýr bulunmuþ, Rasûlullah'a iman etmiþtir (Ýbn Ýshâk, Ýbn Hiþâm, es-Sîre, II, 100; Ýbn Sa'd, et-Tabakat, III, 484; Ýbn Abdülberr, el-Ýstiâb, IV, 1606; Ýbnü'l-Esir, Üsdü'l-Gâbe, VI, 25; ez-Zehebî, Siyer A'lâmü'n-Nübelâ, II, 288).
Medine, müslümanlar için emin bir yer olduktan sonra Mekke'de Rasûlullah (s.a.s.) ile birkaç müslüman kalmýþtý. Rasûlullah da hicret yolculuðuna çýkýnca bunu haber alan Ebû Eyyûb her gün Medine'ye yakýn Hire ad verilen yerde onun yolunu gözlerdi. Nihâyet Rasûlullah görününce bütün Neccar'lýlarý toplayarak Rasûlullah'ý karþýladý. Bütün müslümanlar Rasûlullah'ý kendi evlerinde misafir etmek istiyordu. Bunun üzerine Rasûlullah devesini serbest býraktý. Kusva adlý bu deve Ebû Eyyûb'un evinin önünde çöktü. Ebû Eyyûb bu olayý þöyle nakletmiþtir: "Rasûl-i Ekrem (s.a.s.) evimizin alt katýna yerleþmiþti. Ben de üst kattaki odada idim. Bir gün yukarýdan yere bir miktar su dökülmüþtü. Suyun tavandan sýzarak Rasûlullah'ýn üzerine gelmemesi için suyu bir bez parçasý ile kurutmaya çalýþtýk. Bunun üzerine Rasûlullah'ýn yanýna inip dedim ki: 'Ya Rasûlallah, senin bulunduðun bir yerin üstünde bulunmak bize yakýþmaz, yukarýdaki odaya teþrif etmez misiniz?' Rasûlullah o günden sonra üst kata çýktý" (Müslim, Sahih II, 192). Ebû Eyyûb ile zevcesi Ümmi Eyyûb Rasûlullah'ýn yemeðini hazýrlardý. Bir gün soðanlý bir yemeði Rasûlullah yemeyip, "Onu yiyemedim, çünkü bu yemekte soðan olduðunu gördüm, ben ise soðandan hoþlanmam; fakat siz isterseniz yiyin onu yemekte bir sakýnca yoktur'' demiþ, Ebû Eyyûb da, "Ya Rasûlallah, sizin hoþlanmadýðýnýz þeyden biz de hoþlanmayýz" demiþtir (Müslim, Sahih, II, 198).
Rasûlullah, Ensâr ile Muhacirler arasýnda gerçekleþtirdiði "kardeþlik" olayýnda Ebû Eyyûb'e kardeþ olarak Hz. Mus'ab b. Umeyr'i seçmiþtir. Ebû Eyyûb'un evinde yedi ay kalan Rasûlullah'a Medine'de mihmandarlýk yapan Ebû Eyyûb, Bedir, Uhud, Hendek ve diðer bütün gazvelerde Rasûlullah'ýn yanýnda Ýslâm cihad hareketlerine katýlmýþtýr (Ýbn Sa'd, et-Tabakat, 485; Hâkim, el-Müstedrek, III, 458; ez-Zehebî, A'lâmü'n-Nübelâ, 290).
Rasûlullah'ýn vefâtýndan sonra da bütün gazâlarda yer almýþtýr. Hz. Ali'nin hilâfeti döneminde onunla birlikte Hâricilere karþý savaþmýþtýr. Hz. Ali'nin Medine'deki kaymakamý olan Ebû Eyyûb'un Halid ve Muhammed adlý iki oðlu, Umre adýnda bir kýzý vardý. Hz. Ali (r.a.) devrinden sonra Muaviye zamanýnda Mýsýr'a gitti. Mýsýr valisi bir akþam namazýna geç kalmýþtý. O zaman namaz konusunda çok titiz davranan her sahâbî gibi Ebû Eyyûb þöyle demiþtir: "Rasulullah'ýn, 'Ümmetim akþam namazýný yýldýzlarýn gökyüzünü kaplamasýna kadar tehir etmedikçe hayýr üzeredir, fýtrat üzeredir' dediðini duymadýn mý? " "Duydum" diyen Ukbe'ye, "O halde neden akþam namazýný geciktirdin?" diye sormuþ; çok meþgul olduðunu söyleyen Ukbe'ye þöyle demiþtir: "Senin bu yaptýðýný görerek, halkýn Rasûlullah da böyle yapardý zehâbýna düþmesinden endiþe ederim" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 147).
Rasûlullah (s.a.s.) Ýstanbul'un fethini ashâbýna anlatýp, "Ýstanbul elbette fetholunacaktýr; onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 335) diye müjdelemiþtir. Hicrî 52. yýlda Muaviye oðlu Yezid kumandasýndaki müslümanlar Ýstanbul'u kuþattýlar. Ýslâm akîdesinin dünyanýn dört bir yanýna yayýlmasý husûsunda çok canlý ve diri bir gayrete sahip olan müslümanlar Ýstanbul'un fethi ve Ýslâm devletinin sýnýrlarýna dahil olmasýný þiddetle arzuluyorlardý. Hz. Ebû Eyyûb el-Ensârý bu seferin hazýrlanmasý için çok çalýþmýþ ve sefere karþý çýkanlara öðütlerde bulunmuþtu. Uzun bir yolculuk yapan Ebû Eyyûb yaþýnýn çok ilerlemesinden dolayý Ýstanbul'a yaklaþtýklarý bir sýrada hastalanmýþ, Yezid'e, öldüðü takdirde cenazesinin hemen gömülmeyerek ordunun varacaðý en ileri noktaya kadar götürülmesini ve o yerde gömülmesini vasiyyet etmiþti. Burada defnedilen Ebû Eyyûb müslümanlarýn Ýstanbul'da bir sembolüdür. Ýstanbul, ashab devrinden baþlamak üzere defalarca muhâsara edilmiþ, nihâyet bu þehri fethetmek 1453 yýlýnda Fatih'e nasip olmuþtur. Ebû Eyyûb'un ölüm döþeðinde þu hadisi rivâyet ettiði zikredilir; "Bir insan Cenâb-ý Hakk'a bir ortak koþmaksýzýn ruhunu teslim ederse, ALLAH onu cennete koyar."
Kiþiliði, Ahlâký, Fazileti
Ebû Eyyûb'un fazîlet ve kemâl itibariyle yüksek bir makamý vardý. Rasûlullah'ýn eðitiminden geçmiþ bir sahâbî olarak onun sünnetine çok önem verir, bir yanlýþlýk gördüðünde doðrusunu anlatýr, hemen sünnetin uygulamasýna çalýþýrdý. Ýslâm ordusu Ýstanbul'u kuþattýðýnda hastalanan Ebû Eyyûb, o hâliyle bile ALLAH Rasûlünden þu hadisi nakletmiþtir: "Kostantiniyye surunun dibine sâlih bir kiþi gömülecektir." Umarým ki o kiþi ben olayým (Ýbn Abd Rabbîh, el-Ikdü'l Ferîd, II, 213). Ordu komutaný Yezid Ebû Eyyûb'un tabutunu askerlerin ortasýna almýþ, askerler de çarpýþmalarda bu tabutu koruyarak ilerlemiþlerdir. Ýstanbul surlarýný korumakta olan Bizans kumandaný bu garib durumu görünce, "Bu nedir?" diye sormuþ, Yezid de, "Bu bizim peygamberimizin sahâbisidir. Bize senin ülkende içerilere doðru götürülüp gömülmesini vasiyyet etti. Biz de onun bu isteðini yerine getireceðiz. " Bizans kumandaný: "Sen ne akýlsýz adamsýn. Sen dönüp gidince biz onu köpeklere yem ederiz." Yezid: "Eðer onun kabrini açtýðýnýzý veya cesedine birþey yaptýðýnýzý duyacak olursam ben de bütün Suriye'de öldürmedik hýristiyan, yýkmadýk kilise býrakýrsam bu ölüye ikramýma sebep olan zat-ý Peygamber'i (s.a.s.) inkâr etmiþ olayým." Bunun üzerine kumandan þöyle demiþtir: " Ben onun kabrini elimden geldiðince koruyacaðýmâ Mesih hakký için söz veriyorum." Surlarýn dýþýnda defnedilen Ebû Eyyûb'un kabrinin üzerinde sonradan bir kubbe yapýlmýþ ve bu mübarek adamýn kabri müslümanlarýn ve hýristiyanlarýn saygý gösterdikleri bir yer olarak korunmuþtur. Ebû Eyyûb el-Ensari hazretleri, Hayber savaþýndan dönülürken Rasûlullah'ýn çadýrýnýn çevresinde kendiliðinden bütün gece nöbet tutmuþ, Rasûlullah onun için, "ALLAH'ým, beni koruyarak gecelediði gibi, sen de Ebû Eyyûb'u koru" diye dua etmiþtir (Ýbn Ýshâk, Ýbn Hiþâm, es-Sire, III 354-355).
Habib b. Ebî Sâbit'in naklettiðine göre, Ebû Eyyûb el-Ensârý Muaviye'ye gidip borçlu olduðundan yakýnarak yardým istedi. Muaviye ona yardým etmedi. Ebû Eyyûb, Muaviye'ye, "Rasûlullah'ýn 'Benden sonra iþ baþýndakilerden bencillik göreceksiniz' diye buyurduðunu iþittim" dedi. Muaviye, "Peygamber efendimiz bunu söylerken size de bir tavsiyede bulunmadý mý?" dedi. Ebû Eyyûb, "Sabretmeyi tavsiye etti" dedi. Muaviye, "O halde siz de sabrediniz" deyince Ebû Eyyûb ona, "Vallahi bundan sonra senden hiçbir istekte bulunmayacaðým" diyerek Hz. Ali'nin Basra valisi Ýbn Abbâs'a gitmiþ ve Ýbn Abbâs evini ona tahsis ettiði gibi yirmi bin dirhem para vermiþti (Kenzü'l-Ummâl, VII, 95). Ýmam Ahmed'den yapýlan bir nakle göre Ebû Eyyûb þöyle demiþtir: ''Kim ALLAH'a ortak koþmadan ölürse, cennete gider" (el-Bidâye, VIII, 59).
Ebû Eyyûb, savaþ meydanýnda Ýslâm askerlerini aþýp Rumlara tek baþýna saldýrýr, Rumlarýn içine kadar ilerler ve geri dönerdi. Herkes onun kendini tehlikeye attýðýný söylediðinde de, "kendimizi tehlikeye atmak düþmana hücum etmek deðil, asýl tehlike mallarýmýzýn bakýmý ile uðraþýp cihadý terketmektir" demiþtir (Beyhâki, IX, 99; Ýbn Kesir, I, 228).
Sâlim b. Abdullah'ýn rivâyetine göre, Abdullah b. Ömer, onun düðününe Ebû Eyyûb'u da çaðýrmýþ; Ebû Eyyûb, Sâlim'in evinin duvarlarýnýn yeþil perdelerle süslenmiþ olduðunu görünce, "Siz de mi duvarlarýnýza perde asýyorsunuz" demiþ, Abdullah b. Ömer de, "Ya Eba Eyyûb, kadýnlarla baþa çýkamadýk" diye cevap vermiþ; bunun üzerine Ebû Eyyûb "Pek çok kimse kadýnlarla basa çýkamasa da senin baþa çýkamayacaðýný ummazdým. Ben ne sizin evinize girer, ne de yemeðinizi yerim" demiþtir (Kenzü'l-Ummâl, VIII, 63).
Ynt: Ebu Eyyub El-Ensari (r.a) By: 8/A Date: 31 Aralýk 2013, 19:42:17
:) ALLAH bizlerede ahirette PEYGAMBER EFENDÝMÝZÝ görmeyi nasip etsin:)ÝNÞALLAH