Tarihte Lelegler By: ayten Date: 08 Eylül 2010, 04:38:39
Tarihte Lelegler
Antik çaðlarda Ege´de "Karia" olarak adlandýrýlan bölge, Bodrum Yarýmadasý dahil, kabaca günümüzdeki Muðla ilini içine alan bir bölgeydi. Batý Anadolu´da eski Yunanlýlar´dan önce "Mis"ler, "Leleg"ler ve "Kar"lar oturuyorlardý. Misler Anadolu´nun kuzeybatýsýnda, Karlar güneybatýda, Lelegler de Bodrum Yarýmadasý´nda yaþýyorlardý. Eski Yunan kaynaklarýna göre bu iki halk, (Karlar ve Lelegler), Pelasg´larla birlikte Ege´nin en eski halkýydý. Daha sonralarý Karia´mn kuzey kýyýlarýný Ýonlar, güney kýyýlarýný da Dorlar ele geçirmiþlerdi.
Lelegler hakkýnda bilgi veren ilk en önemli kaynak, ünlü tarihçi Herodot... Onun anlattýðýna göre, eski Yunanlýlar Miletos´a ilk geldiklerinde burada Karialýlar bulunuyordu. Giritliler, ona "Karialýlar´m eskiden adalarda oturduðunu, destanlarda adý geçen Girit Kralý Minos´a baðlý bulunduklarýný ve daha o zamanlarda bile ´Lelegler´ diye anýldýklarýný" kendi masalsý bilgilerinden aktarmýþlardý. Tarihçinin Giritlilerin aðzýndan yaptýðý bu aktarmanýn önemi, daha sonra ayný bilgiyi Karialýlar´m aðzýndan da yapmýþ olmasýnda yatýyordu. Herodot, yapýtýnda Lelegler´le Karialýlar arasýnda hiçbir ayrým gözetmemiþti. Üstelik yapýtýnýn bir yerinde "Karialýlar´a eskiden Leleg denildiðinden de söz etmiþti...
Lelegler çok eski bir dönemde yaþadýklarý için bunlar hakkýndaki tüm veriler antik yazar ve tarihçilerin verdiði bilgilere dayanýyor. Günümüz kazýlarýnda her ne kadar Miken aðýrlýklý seramikler çýkýyorsa da, kimi uzmanlar Miletos´un da Lelegler tarafýndan kurulduðunu savunuyor. Bütün bunlarýn yanýnda Lelegler´i ilginç yapan en önemli konu, kireçsiz ve harçsýz yapýlarýnýn tüm izlerinin binlerce yýl sonra bile hala izlerinin sürülebiliyor olmasý... Günümüz batý kültürüne kaynaklýk ettiði öne sürülen Eski Yunan uygarlýðýnýn tüm baskýsýna raðmen bunlarýn silinememiþ olduðu gözleniyor.
Lelegler hakkýnda ilk ve temel bilgileri veren Herodrot "Þu üç þeyi onlar bulmuþlar ve Yunanlýlar da onlardan almýþlardýr" deyip baþlýyor anlatmaya... "Savaþ baþlýðýnýn üzerine konan sorguç, kalkan üzerine iþaretler kazýmak bize onlardan geçmiþtir. Kalkaný tutmak için kulp yapmak da yine onlarýn buluþudur. O zamana kadar kalkan elle kulpundan tutulmaz, boyundan geçirilen bir kayýþla sol omuz üstüne alýnýr ve böyle kullanýlýrdý..."
M.Ö. IV. yüzyýl, yarýmadaya ve Lelegler´e büyük deðiþiklikler getirmiþ, Karia bu sýralarda yeniden Pers denetimi altýna girmiþti. Bölge büyük Pers kralýnýn atadýðý bir "satrap" tarafýndan yönetiliyordu. Yüzyýlýn baþlarýnda satrap olan Hektadomos, M.Ö. 377 yýlýnda satraplýðý oðlu ünlü Mausolos´a býrakmýþtý. Mausolos da, o sýrada küçük bir yerleþim yeri olan Halikarnassos´u askeri savunmaya uygun bulup, baþkentini Mylasa´dan buraya taþýdý. Satrap, burada yeni ve büyük bir baþkent kurmayý tasarlamaktaydý. Mausolos´un bu amaçla yaptýðý iþlerden biri de, komþu Leleg kasabasýnýn halkýný, kimi zaman zor kullanarak yeni baþkente, yani Halikarnassos´a getirip büyük alana yerleþtirmesiydi.
Bu olaydan sonra Lelegler´in sayýsý yarýmada üzerinde azalmaya baþladý. Ancak Myndos ve Syangela varlýklarýný sürdürdüler. Fakat Mausolos, bu iki kenti de daha büyük alanlarda yeniden kurdu. Böylece Myndos ile Syangela Mausolos´un yeni baþkentine baðlanmamýþlardý. Syangela giderek Thiangela´ya dönüþtü ve Leleg özelliðini yitirdi. Böylelikle hemen tüm Karia Yunanlýlaþarak bir Yunan ili durumuna geldi. Myndos´ta ise bir nüfus azalmasý sorunu yaþanýyordu. Kent nüfusu bir türlü beklenilen sayýya ulaþmamýþtý. Söylentiye göre, bu sýralarda kenti ziyaret eden filozof Diogenes, kapýlarýn kente oranla çok büyük olduðunu görerek, Myndoslular´a, "Kentin akýp gitmemesi için kapýlarýný kapalý tutmasýný önermiþ"ti...
Lelegler´in yanmada üzerinde çok sayýda yerleþmeleri vardý. Günümüzde, Bodrum Yarýmadasýnýn en batý ucunda bulunan Gümüþlük, bir zamanlar "Eski Myndos" adýyla anýlan bir Leleg yerleþim yeriydi. Ancak, yapýlarýnda harç kullanmadýklarý için zaman içinde hemen tamamý yerle bir oldu. Sadece yanmada üzerinde bugün Lelegler´e ait dokuz büyük yerleþme kalýntýsý bulunuyor.
M.Ö. 1500 ile M.Ö. 400 yýllarýna kadar varlýklarýný sürdüren bu toplumun bölgede kurduklan kentlerin adlan þöyleydi: Eski Myndos´tan baþlamak üzere, yarýmada üzerinde "Termera", "Uranium", "Telmissos", "Madnasa", "Side" ve "Pedasa"... Yarýmadanýn ya da bir baþka deyiþle, Bodrum´un (Halikarnassos) batýsýnda da iki büyük kent kalýntýsýndan da söz etmek mümkün... Bunlar da "Syangela" ile "Thiangela" adýndaki kale kentler..
Fakat, bunlar birbirinin devamý gibiler. Ünlü coðrafyacý Strabon ise Bodrum Yarýmadasý´nda Lelegler´in 8 kent kurduðunu yazýyor. Plinius ise yarýmadada Lelegler´e ait 6 kentin adýný veriyor. Ancak, bu kale kentlerin dýþýnda yarýmadada çok sayýda küçük yerleþmeler ve yapýlar da mevcut. Bu, kasaba ya da kale yerleþmesi þeklinde nitelendirilebilecek kentlerin "kurgan" ya da "birleþik yapýlar" olarak adlandýrýlan ilginç mimari yapýlar vardý.
Gümüþlük limanýnýn önünde bulunan ve kenti doðal kale gibi örten küçük yarýmadanýn üzerindeki uzun sur kalýntýsý arkeologlarca "Leleg Suru" olarak tanýnýyor. Yerine göre yaklaþýk 1-3 m. eninde ve 200 m. uzunluðundaki bu surun günümüzde çok az temel kalýntýsý görülebiliyor. Yöreyi ayrýntýlý bir biçimde araþtýran George Bean´e bile, "Yarýmadayý böylesine ikiye bölmenin anlamý neydi?" diye sordurtan bu dev duvarýn, 3.500-4.000 yýl önce Lelegler tarafýndan, bugün bile sorun olan Kardak dahil tüm diðer Yunan Adalan´ndan gelecek bir tehlikeye karþý yapýldýðýna hiç kuþku yok...
Leleg mimarisiyle ilgili bir diðer ilgi çekici nokta da, tüm yerleþmelerin daðlarýn en yüksek doruklarýnda kurulmuþ olmalarý ve bu yapýlarýn genel planlarýndaki ortak yöndü. Günümüzde ýssýz ve uzak ören yerleri olarak bilinen bu yerleþim alanlarýnýn tepe doruklarýndaki konumlan, denizi ve çevre adalarýný gözetlemede çok stratejik bir öneme sahipti. Kýyýlarý gözetleyen tüm Leleg kent ve kasabalarý dumanla haberleþiyordu. Bugün kimi yaþlý yöre insanýnýn yakýn zamanlarda bile bu tepelerden dumanla haberleþildiðini hatýrlamasý, bu geleneðin binlerce yýldan günümüze aktarýldýðýný kanýtlýyor.
Günümüzü ilgilendiren bir baþka ilginç yön ise, bu kalýntýlarýn hiçbirinde Lelegler´e ait kazý çalýþmasýnýn yapýlmamýþ olmasý... Lelegler hakkýnda bugüne kadar yapýlan en kapsamlý yüzey araþtýrmasý, ünlü Alman arkeolog Dr. Wolfgang Radt´a ait... Uzun yýllardan beri Bergama kazýsý baþkanlýðýný yapan Dr. Radt, 1960´k yýllarda Bodrum Yarýmadasýnýn Lelegler´e ait önemli bir bölümünü mimari açýdan araþtýrmýþtý. Doktora tezi kapsamýnda yaptýðý çalýþmasýný da daha sonra Leleg mimarisiyle yapýlmýþ en kapsamlý araþtýrma olarak yayýmlamýþtý.
Dr. Radt´a göre, Leleg mimarisi "arkaik ve bölgesel bir yapýda"... Yapýlarýn ilginç bir yaný, taþlarýn arasýnda hemen hiç harç kullanýlmamýþ olmasý... Bu nedenle büyük taþlarýn dýþýnda kalan yapý elemanlarý, Diogenes´in dediði gibi adeta akýp gitmiþ... Fakat Dr. Radt, "Bu arkaik ve primitif özellikli Leleg mimarisinde öyle bir yapý türü var ki, þimdiye kadar hiç bir mimari tarzda bulunmuyor" diyor... "Bunlar, daðlarýn yüksek yamaçlarýnda inþa edilmiþ yuvarlak ve çok amaçlý yapýlar. Ýç içe iki surdan oluþan bu yapýlar arasýnda yarýçapý 20 m. olanlar var. Ýç içe geçmiþ surlar birbirlerine içteki bir noktadan deðecek biçimde inþa edilmiþ ve üstleri kapalý...
Burada çobanlar yaþýyor olmalý; ortadaki geniþ avluda da hayvanlar... Ancak, yapýnýn tamamýnýn üstünün örtülü olup olmadýðým bilemiyoruz. Belki belli bir yükseklikten sonra aðaçlarla örtüyorlardý. Hayvanlarýný hem korsanlardan hem de kaplan gibi vahþi hayvanlardan korumak için bu yapýlarýn duvarlarýný çok kalýn ve yüksek inþa ediyorlardý. Bunlarýn çaðlar içinde, M.Ö. 8-7 yüzyýldan baþlayýp Roma dönemine kadar adým adým deðiþmeler gösterdiðine tanýk oluyoruz. Özgün Leleg tipinde olanlar bütünüyle yuvarlak bir plan sergiliyor. Bölgenin Helenleþmesine paralel olarak, bu yapýlarda köþeli ilaveler ve kulemsi görüntüler ortaya çýkýyor. Yani, bir tür evrimleþme baþlýyor. Roma dönemine gelindiðinde ise bu özgün tip yapýlar kendi özelliklerini iyice yitiriyorlar..."
Lelegler, Roma çaðlarýna doðru geldikçe, yalnýz mimari açýdan deðil, toplum olarak da giderek erimiþler. Ýzleri neredeyse kaybolmak üzere bir Anadolu yerli halký olan Lelegler´in özellikle de þimdiki Bodrum Yarýmdasý´nda yaþamalarý ilginç .. Çünkü, günümüzde böylesine popüler olan bir bölgede binlerce yýl önce yaþamýþ eski bir halk karþýsýnda, hem Bodrum meraklýlarýnýn hem de arkeologlarýn ilgisiz kalmasý bir çeþit ihanet... Ýnsanýnkendi geçmiþine, kendi kültürüne,kendi geleceðine ihanet....
Mausolos´un kurduðu kent: Thiangela.
Bir dað kenti olan Thiangela´nm güney tarafý daha az sarp olup saldýrýya açýktý. Þehrin kuleli ana kapýsý buradaydý ve bu yüzden sur yer yer kulelerle takviye edilmiþti. Bu cephenin batý ucundaki tepeye dýþýnda çok sayýda da, "çiftlik evi", dört kuleli, kare planlý bir hisar yapýlmýþtý. Bu hisar þehrin zayýf olan batý-güneybatý tarafýný güven altýna alýyor ve bu yüzdeki þehir kapýsýný da koruyordu.
Surlarýn planý burada hilale benziyordu. Hisar da bu hilalin bir ucunda yükseliyordu. Hisara þehirden, dirsekli ve üzeri yalancý tonozla örtülü bir kapýdan giriliyordu. Güneydoðudaki kulenin yanýnda, sur duvarýna açýlan küçük bir kapý vardý. Bu kapýdan, hisarýn önündeki kavisli iki siper duvarýna ulaþmak ya da düþmana saldýrmak mümkündü. Thiangela, Mausolos´un kurduðu bir kentti. Surlarýn inþa tarihi kesinlikle 4. yüzyýlýnikinci çeyreði olarak kabul edilebilir. Kent, ayný yüzyýlýn sonunda, Karia´da bir krallýk kurmaya kalkýþan ve kendi adýna sikke de basan Makedonyalý Eupolemos tarafýndan kuþatýlmýþ ve þarta baðlý olarak teslim olmuþtu.
Antik Çað´ýn NATO´su: Delos Birliði...
Hellespontos ve Bosphoros kýyýlarýnýn Persler tarafýndan ele geçirilmesinden sonra, Helen güçlerinin baþkomutaný olan Sparta Kralý Pausanias´ýn sert davranýþlarý, baðlaþýk devletleri ondan soðutmuþ ve onlar da Atina çevresinde kümelenmiþlerdi. Atina, baþlangýçta gönüllü bir nitelik taþýyan bu birliðin önderi oldu. Birliðin üyelerine düþen yükümlülükleri, hangi kentin ne sayýda savaþ gemisi saðlayacaðýný ya da ne tutarda yýllýk gider katkýsý ödeyeceðini saptadý. Toplanan paralar Delos Adasý´nda toplanýyordu.
Daha sonra Atinalýlar ilk olarak Miltiades oðlu Kimnon komutasýnda bir donanmayla, Thrakia-Make-donya sýnýrýnda, Strymon Çayý aðzýndaki Ýran baðýmlýsý Eion kentini alýp (M.Ö. 475) halkýný köleleþtirdiler. Ege Denizi´nde Skyros ve Euboia (Eðriboz) Adasý´ndaki Karystos kentini ele geçirdiler. Bu sýrada Naxos Adasý birlikten ayrýlmak istedi, fakat adanýn kenti Atina birliklerince kuþatýldý ve kent de birliðe tekrar geri dönmek zorunda kaldý. Bu olay, Delos Birliði´nin bir Atina baðýmlýlarý topluluðuna dönüþmesinin ve gönüllü baðlaþýklar birliði olmaktan çýkýþýnýn baþlangýcýydý (M.Ö. 467)...
Bu arada Leleg kentleri de bu Delos Birliði´nin üyesiydiler. Myndos kenti birliðe onikide bir talent haraç ödüyordu. Bu miktar Myndos´un küçük bir kasaba olduðunu gösteriyor. Pedasa kenti ise Delos Birliði´ne iki talent haraç ödemekteydi. Kýyýdaki Halikarnas sos´un 1.65 talent ödediði düþünülürse, daðlýk Pedasa´nýn ödediði miktar oldukça iyiydi. Termera kentinin ise birliðe ödediði iki buçuk talentlik haraç Mydos´un yükümlülüðünün tam 30 katýydý. Madnasa kenti ise, birliðe önceleri iki talentlik haraç ödemesine karþýlýk, sonralarý bu haraç bir talente kadar düþürülmüþtü.
Yarýmadadaki bir diðer Leleg yerleþmesi Side, ya birliðin dikkatinden kaçmýþ olabileceði ya daçok küçük olduðu için haraç ödemiyordu. Uranium adýndaki kent debirliðe baðlý olmasýna karþýn çok önemsiz bir haraç ödüyordu. Syangela ise Delos Birliði´ne, kendisine baðlý mynanda ile birlikte bir talent haraç ödüyordu.
Antik Çað duvar örgü biçimleri
Balýksýrtý duvar örgüsü: Küçük yassý taþ bloklarýnýn bir sýra saða, bir sýra sola eðik olarak tabaka tabaka dizilmesiyle oluþan bir duvar örgüsü... Yaklaþýk M.Ö. 3000 yýllarýnda harçsýz örülmüþ örnekleri görülür. Batý Anadolu´daki kazýlarda toprak harçlý örneklerine de rastlanmýþtýr.
Bosaj duvar: Kenarlarý dikdörtgenler prizmasý biçiminde yontulmuþ taþ bloklarýn ön yüzleri hafif dýþ bükey býrakýlmýþ ve kaba ya da düz olarak iþlenmiþ duvar örgü biçimi...
Kyklop duvar: Düzgün olmayan büyük boyutlu taþlarla, harçsýz olarak yapýlmýþ duvar örme þekli...
Poligonal örgü: Düzensiz duvarlardýr, ancak bu teknikle çeþitli irilikteki taþlarýn birbirine uydurulmasý için çok iþçilik gerekir. Daha çok teras ve sur duvarlarýnda görülür. Antik dönemden sonra kullanýlmaz.
Psudo-Ýsodom: Ýnce ve kalýn taþ dizelerinin almaþýk olarak kullanýlmasýyla oluþturulmuþ, harçsýz Helenistik duvar örgüsü...
Ýsodom: Eþ yükseklikte blok taþ sýralarýndan oluþan harçsýz Helenistik duvar örgüsü... Derz uyumu (duvarlarda iki öðenin arasýndaki dýþtan çizgi biçiminde gözüken birleþme yeri) olmayabilir ya da birleþme derzleri bir ara ile birbirlerini dikey olarak izleyebilir.
Ynt: Tarihte Lelegler By: Bilal2009 Date: 22 Mart 2019, 19:09:49
Esselamu aleyküm Ýlk kez duydum Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Tarihte Lelegler By: ceren Date: 22 Mart 2019, 19:32:02
Esselamu aleyküm. Bizlere tarihi oðreten kardeþimizden Rabbým razý olsun inþallah..