Sizden Gelenler (Peygamber Efendimiz )
Pages: 1
Bir insan ki By: sumeyye Date: 07 Eylül 2010, 18:57:58
Bir insan ki…

Yâ Muhammed! (asm) Vicdanýma sordum.

En samimi, en halis ve en derinden gelen ve beni asla þaþýrtmayan

ve kendisi de asla þaþmayan ve daima (sýrf) iyinin ve doðrunun tasdikçiliðini yapan edasýyla ve bütün kuvvetiyle baðýrýyor.

Seni tasdik ediyor. Ra’d kuvvetinde haykýrýyor ki;

Yâ Muhammed! (asm) sen Allah’ýn elçisisin.

Bir insan ki; küçük bir çocuðun, küçük kuþunun vefatýna taziyede bulunuyor. Onunla (onun anlayacaðý dil ve üslup ile) dertleþip teselli ediyor. Hanýmýyla yarýþ yapýyor. Bazen geçip ve bazen de geri kalýyor. Yanýnda korkudan titreyen bir kiþiye, “ben kurutulmuþ et yiyen bir kadýnýn evladýyým” diyecek kadar alçak gönüllü ve mütevazý. Ayný insan, huzurunda, þecaat kahramaný Hz. Âli’yi titretecek kadar azametli. Ayný insan miraçta, gök ehlini selamlayacak kadar ulviyetli.

 

Bir insan ki; masumiyet kelimesi O’ndan alýr manasýný. Asalet kelimesi, O’ndan alýr feyzini. Vakar kelimesinin manasýný tanýmlayan o’dur. Ve merhamet O’nda tecessüm etmiþtir.

Bir adam ki; adam gibi denildiðinde anlatýlmak istenen ve hayal edilen ve zihinlerde tasavvur edilen bütün hasen ahlaka ve bütün Memduh kemalata ve aþýkunun meftun olduðu bütün cemalata sahiptir.

Bir yetim ki; âlemlerin sahibi, O’nun bakým ve himayesini kimseye býrakmayýp bizzat korumuþ. Ne babasýný görebilmiþ, ne annesine doyabilmiþ, ne de muhterem dedesini doyumluk görememiþ. Her þeyin hakiki vekili ve kefili olan Allah (cc)hem vekâlet ve hem de kefalet etmiþ.

Bir masum ki; ardýndan hile çeviren ve planlar yapan ve tuzaklar hazýrlayanlarýn sayýsý ne birdir ve ne de bindir. Böyle iken O’na hazýrlanan bütün suikastlar akim kalýr. O’na hazýrlanan bütün tuzaklar neticesiz kalýr. O’na yapýlan bütün planlar bozulur. O’na hürmetsizlikle uzanan bütün eller büzülür.

Bir sadýk ki; gökte bir elif çizer, Ay O’nu doðrulamak için yarýlýr. Bir aðacý çaðýrsa yerinden çýkýp davasýný doðrular. Bir kertenkeleye bile sorsa ben kimim? Sen Allah’ýn Resulüsün der ve davasýný doðrular. Bir dilsize sorsa ben kimim? Hemen dile gelir ve davasýnda O’nu doðrular.

Bir sadýk ki; hayatýnýn evvelinde, ahirinde, gizlisinde, açýðýnda, hiddetinde, sükûtunda, hatta þakasýnda da ne bir yalan ve ne de yalaný iþmam eden bir söz, bir hal, bir tavýr görülmemiþ.

Bir sadýk ki; verdiði hiçbir haber ihbarýný zýddýyla vaki olmamýþ. Ve vaki olmayacak hiçbir þeyi haber vermemiþ. Verdiði bir haberin doðruluðu için arz vazifesini aksatmýþ.

Bir hatip ki; ne çocukluðunda, ne gençliðinde, ne ihtiyarlýðýnda, ne sevincinde ve ne de en mahzun hallerinde, aðz-ý mübarekinden; kýþýr veya kabuk nevinden lüzumsuz bir kelime veya cümle çýkmamýþ.

 

Bir nur ki; O nura bakmakla nurlandý bütün gözler.

O nura yönelmekle çürümekten kurtuldu özler.

O nura söylenince butlandan kurtuldu sözler.

O nura tabi olmakla ebeden kurtulduk bizler.

 

 

Bir þerif ki; zayýf bir eþeðe binse iltifattan en öne geçer. Bir deve dokunsa, sevinçten týrýs koþar. Müþrik bir kalbe dokunsa, imanla dolup taþar. Bir þehre girse, bütün þehirlere Sertaç olur. Bir haneye girse bolluktan taþar. Bir yüze dokunsa kandiller gibi yanar. Bir baþý mesh eylese, doksan yaþýnda da genç kalýr. Bir saçý sývazlasa sevincinden simsiyah kalýr.

Bir mübarek ki; girdiði bütün haneler berekete boðulur. Bir suya nefes etse miskler gibi kokar. Bir kuyuya tükürse nehirler gibi coþar. Bir yemeðe dokunsa bir dua etse, üç kiþilikken, o iltifattan yetiþir üç yüz kiþiye. Girdiði beldeler hep yaðmur görür.

Bir adil ki; bazen harp meydanýnda incittiði askerine kýsasa izin verir. Bazen daðdaki kurtlar gelip O’ndan hak talep eder. Aþýrý yük çekmekle ve türlü eziyetle incinen bir deve derdini O’na þikâyet eder. Kýzým Fatýma da olsa çalanýn elini keserim der. Kuvvetsiz mazlumlar O’nunla kuvvet bulur. Kuvvetli zalimler O’nunla zayýf kalýr.

Bir dâî ki; her ne vakit, her ne için, her nerede, her ne þekilde, her neyi kastederek, her ne ölçüde dua edip istiyor. Hem istediði anda, istediði þekilde, istediði yerde, kastettiði surette ve ölçüde veriliyor. Demek bütün dualara yegâne icabet edici olan Zat-ý zülcelalin katýnda o kadar sevgilidir ki, hiçbir duasýný ve ricasýný ve niyazýný kýrmýyor veya kýramýyor.   

Bir kumandan ki; harpte kýlýcý kýrýlan aslan yürekli ve teslimiyetine bir hudut tayin edemeyeceðimiz bir askerine kuru bir çubuðu verip el’avn kýlýcýna çevirir.

Bir kumandan ki; kolu koparýlmýþ bir askerinin kolunu bir nefes ve bir mesh ile yerine yapýþtýrýr ve tekrar harbe yollar.

 

Bir kumandan ki; ordusuna taarruz eden bin adet düþmana bir ÞÂHETÜL VÜCUH der, bin sayha olarak kulaklarýna çarptýrýr. Bir avuç topraðý bin adet küffara bin avuç olur. Her birinin gözüne birer avuç doldurur.

Bir kumandan ki; ani bir baskýnla neredeyse tamamý daðýlmýþ olan ordusunun en zor anýnda ve kendisi de en korunmasýz, savunmasýz anýnda, avcý hattýnda þecaat-i kutsiyesiyle ileri atýlýp, gök gibi gürleyen ve þimþek gibi þakýyan ve “Ben Allah’ýn Resulüyüm” diyerek davasýndaki nihayet vüsukunu gösteren bir kumandan.

Bir vezir ki; O’nun geliþiyle cümle âlemler þenlenmiþ. Bütün mahlûkat envaý, geliþiyle þereflenip O’na hoþ amedi etmiþ. Hem de birer mucizesine mazhariyetle O’nu davasýnda tasdik etmiþ.

Bir nebi ki; Hz. Ýsa (as), O’nun ümmetinden olmayý dilemiþ.


Yâ Muhammed! (asm) Vicdanýma sordum. En samimi, en halis ve en derinden gelen ve beni asla þaþýrtmayan ve kendisi de asla þaþmayan ve daima (sýrf) iyinin ve doðrunun tasdikçiliðini yapan edasýyla ve bütün kuvvetiyle baðýrýyor. Seni tasdik ediyor. Ra’d kuvvetinde haykýrýyor ki; Yâ Muhammed! (asm) sen Allah’ýn elçisisin. Sen Habib-i Rabbül âleminsin. Sen hatemül enbiyasýn. Sen mahbub-u mahlûkatsýn.

Zatýný görmedim fakat feyzini alýyorum. Sen manevi bir güneþsin. Vicdan aynamda aksini görüyorum. Bunu bizzat yaþýyorum.


Kürþad ÝMANLI

radyobeyan