istiyorum o halde varim By: sumeyye Date: 07 Eylül 2010, 17:15:44
istiyorum o halde varim
Siz de herþeyi istiyorsunuz ve herþeyle birlikte sonsuza dek var olmayý istiyorsunuz. Týpký benim gibi.
DÖNÜYORUM. ETRAFIMDA uçsuz–bucaksýz mekan. Bense o mekanda âdeta bir hiç hükmündeyim. Fakat mekan ve zamanla birlikte, âdeta ben de uçsuz bucaksýz oluyorum. Çünkü zaman ve mekanla birlikte varým. Âdeta, þu dünyayý bile aþýp, gezegenlerle birlikte güneþ sistemini, güneþ sistemiyle birlikte Samanyolunu, Samanyoluyla birlikte galaksi kümelerini ve galaksi kümeleriyle birlikte bütün uzayý ve kâinatý kendi mekaným yapmýþ; görünmez baðlarla kolkola tutuþup zamaný boynuma dolamýþým. Kâinatý dönüm dönüm her noktasýndan geçmek istercesine karýþlýyorum. Bu uçsuz bucaksýz diyarda çevremdekilere bitmez tükenmez baðlarla baðlanmýþým. Herþeyle bir baðým var ve kendimi onlarsýz düþünemiyorum. Aramýzdaki mükemmel âhenk ve düzen, karþýlýklý alýþ–veriþler hep bunu hatýrlatýp duruyor.
Fakat bu diyarda istenmeyen bir misafir daha var. Etrafýmdakileri benden koparýp alan ve çekiminden hiçbir þeyin kurtulamadýðý, dev yýldýzlarý bir lokma gibi yutup kara midesine gömen biri: karadelik!
Ben kâinatýn her bir noktasýna ulaþmak isteðiyle dönüp dururken ve herþeyi bir arada isterken, karadelik bütün bunlarý hiçe sayarcasýna herþeyimi çekip alýyor. Üstelik ben de bu çekimden hariç tutulmuþ deðilim. Siz de benden farklý sayýlmazsýnýz. Bitmez tükenmez istekler, sizin için de geçerli. Ýsteklerinizi bir sayýn bakalým, bitirebilecek misiniz? Veya istemediklerinizi sayýn. Belki daha kolay olur. Gökte bir yýldýz veya bahardan bir gül eksik olsun diyebilir misiniz? Hayýr, razý olamazsýnýz eksikliðe. Olunca hep birlikte olsun istersiniz. Hem sevdiðiniz birine “Seni yüz günlüðüne seviyorum, sen de beni o kadar sev” diyebilir misiniz? Veya âþýksanýz, sevgilinize “Gel þu kadar zaman için âþýk olalým” der misiniz? Bir yýl çok yakýþýklý veya çok güzel olup, sonra çirkin olmayý ister misiniz? Hayýr diyorsunuz, deðil mi? Demek siz de benden farklý sayýlmazsýnýz. Siz de herþeyi istiyorsunuz ve herþeyle birlikte sonsuza dek var olmayý istiyorsunuz. Týpký benim gibi.
Fakat sizin de bir karadeliðiniz var. Ölüm sizi de isteklerinizden ve sevdiklerinizden koparýp alýyor. Her arzumuz onda düðümleniyor ve her isteðimiz onda sönüyor. Üstelik kalbimiz ayrýlýðýn ýztýrabýyla inliyor.
Madem her arzumuz onda sönüyor ve her isteðimiz orada tükeniyor. Gelin isterseniz ölümün düðümünü birlikte çözmeye çalýþalým. Bizi ve sevdiklerimizi her an alýp götürmek için bekleyen ve bize sonsuz ýzdýraplar yaþatan, isteklerimizin gömüldüðü bu kara kutunun sýrrýný birlikte çözmeye giriþelim. Zamaný baþtan sarýp, hayatý yeniden yaþayalým. Neyi isteyip nerede ve kimde bulacaðýmýzý, isteklerimizin ne olduðunu baþtan soralým. Ýsteklerimiz rehber olup, bizi gezdirsin zaman tünelinde.
Belki bir yarýþ bu, belki de deðil. Kimine göre çok dar, bana göre çok geniþ bir diyarda koþturup duruyoruz. Koþturuluyoruz desek daha doðru olur. Çünkü nereye gittiðimizi biz dahi bilmiyor ve durmadan gidiyoruz. Gidiþimiz istek olmuþ ve bizi uzak diyarlara o istek sürüklüyor.
Ýlk buluþmamýz küçük bir yumurta hücresiyle. Ona gömülüp, yep yeni bir vücud veriliyor bize. Onunla birlikte, yeni bir kimliðe bürünüyoruz. Yeni adýmýz: zigot. Ve yolculuk devam ediyor. Bize küçük gelmeye baþlayan bu diyardan yeni dünyamýz olan ana rahmine doðru seyahate koyuluyoruz. Ki, yeni dünyamýzda yeni istekler ve yenilikler bekliyor bizi.
Bir tohumun topraða düþmesi misali, annemizin rahmine atýlýp orada kök salmaya baþlýyoruz. Ve yavaþ yavaþ filizleniyoruz. Yep yeni bir vücud veriliyor. Yeni isteklerle dop dolu oluyoruz. Hani topraða dikilen bir filiz için; bu filiz su ister, güneþ ister, gübre ister, hava ister diyoruz ya; hani filiz büyüyüp geliþmesi için ihtiyaç duyduðu þeyleri istiyor ya, biz de büyüyebilmek ve geliþebilmek için yeni yeni þeyler istiyoruz. Ve büyüyoruz. Büyüyor ve geliþiyor olmamýz, az önceki isteklerimizin karþýlandýðýnýn delili oluyor. El, kol, baþ, kalb, mide ve daha nice azalar veriliyor ve hâlâ büyüyoruz. Büyüdükçe dünyamýz daralmaya baþlýyor. Önceleri içinde görülmeyecek kadar küçükken, þimdi sýðamaz oluyoruz.
Tekmeliyoruz. Bize verilen azalarý rahatça kullanabileceðimiz bir dünyaya çýkmak ve bu daracýk yerden kurtulmak istercesine, tekmeliyoruz. Sanki çýkma vaktini bildiriyoruz onlara. Bir filizin topraðý yararak çýkmasý gibi, tekmeleyerek yeni bir dünyanýn kapýsýný çalýyor, diðer bir ifadeyle yeni dünyamýzýn rahmine düþüyoruz.
Aðlýyoruz. Ýlk anda aðlayýþýmýz, alýþtýðýmýz bir dünyadan ayrýlýþýn üzüntüsü belki. Belki de yeni dünyadaki isteklerimizi ifade tarzýmýz. Aðlýyoruz; karþýlýðýnda memeler musluðundan saf ve berrak bir gýda sunuluyor. Aðlýyoruz; karþýlýðýnda ihtiyaçlarýmýz karþýlanýyor.
Bir bahar sabahý Karacaahmet mezarlýðýnda kuþ cývýltýlarý arasýnda mezar saksýlarýnda yetiþtirilen çiçekleri ve böcekleri seyrediyorum. Bu sýrada gözüme bir gül iliþti. Tarifini yapamayacaðým güzellikte bir gül. Üç parmaklý yeþil eller, dümdüz bir çubuk üzerine muntazaman tutturulmuþ ve üzerine bir saksý konup yerleþtirilmiþ olan kadife yapraklar ve kadife yapraklarýn üzerinde sýra sýra dizilmiþ irili–ufaklý þebnemcikler, ve onlardan yansýyan küçük küçük güneþçikler, bana gece vakti gökte gördüðüm galaksi gülüne serpiþtirilmiþ yýldýzlarý anýmsattý. Gülün kývrýmlarý galaksinin kývrýmlarý gibi; gülün rengi galaksininki gibi koyu. Kadife yapraklarýnýn görünüþündeki yumuþaklýk uzay boþluðundan daha hafif ve rüzgardan daha okþayýcý geldi bana. Gözlerim gördüðüm manzara karþýsýnda büyülenmiþ, bütün duygularým ayaklanmýþtý. Bir türlü ayrýlmak istemiyordum. Gözlerimle her noktasýný dolaþmak, kýzýl yapraklarýný öpmek istiyordum. Elimle gül goncasýný tutmak, baþýma taç yapýp yakama asmak istiyordum. Kopartmaya kýyamadým. Fakat seyretmeye de doyamýyordum. Gördüðüm güzellik karþýsýnda ne yapacaðýmý þaþýrmýþ ve sevincimin ifadesi olan gözyaþlarým dökülmeye baþlamýþ haldeydi ki, o an bana verilmiþ olan baþka duygularýn da varlýðýný farkettim.
Âdeta þu maddî gözün arkasýnda bir manevî göz daha verilmiþti. Onunla kâinatý bir gül demeti þekline sokup, o gül demetinde sonsuz güzellikleri sonsuza dek seyretmek istiyordum. Ve maddî dilimin gerisinde manevî bir dil daha verilmiþti ki, onunla, bülbül misali, kâinat gülünün baþýna konup ondaki sonsuz güzellikleri sonsuza dek ilan etmek istiyordum. Ve þu maddî kulaðýn ardýnda bütün güzellikleri ve kâinatýn o güzellikleri içinde bestelenen sonsuz güzel besteyi sonsuza dek dinlemek isteyen bir manevî kulak verilmiþti bana. Ve hepsinden öte, þu maddî kalbin arkasýnda, herþeyi sonsuz bir sevgi ile sevmek isteyen ve sonsuza dek sevip sevilmek isteyen bir kalb.
Þu maddî varlýðýmýn ardýnda manevî bir varlýðým daha vardý ki, onunla sevgi, merhamet, þefkat, güzellik, acý, ýzdýrap, haz gibi, bu dünyama sýðmayan sonsuz isteklerle dolu duygularýn farkýna varýyordum. Bu duygular dünyayý dar yapýyordu bana. Bu sýnýrlý dünyaya sýðamýyordum. Bana verilenler arasýnda bir de sahiplenme duygusu vardý ki, onunla herþeyi benim yapmaya çalýþýyor, herþeyi sahipleniyordum. Onunla kendime bir sahiplik verdiðim gibi herþeye de bir sahiplik veriyor ve kâinatý varlýklara taksim ediyordum.
Derken ölüm çýktý karþýma. Ve sahiplendiklerimi geri almaya baþladý. Benim diye zannettiðim herþey bir bir beni terketmeye baþladý. Sonunda bana birþey kalmadý. Herþeyimi almýþtý ölüm; veya alacaktý. Anladým ki, ne ben kendimin sahibiyim, ne de ölümlü olan hiçbir þey. Hepimizin hiçbir þeyi yoktu. O halde herþeyin Sahibi olan Biri vardý ki, bunlarý var ediyor ve sonra geri alýyordu. Öyle Biri ki, herþeye sahip olduðu gibi, hiçbir þeye ihtiyacý olmayan biri. Ölümlü olmayan, bitimli olmayan, sonsuz sayýda mevcudlarý yaratan, sonsuz olan biri. Ýþte bu duygumun dahi Onu tanýmak için verilmiþ olduðunu anladým o an. Bana þimdiye kadar sahip olduklarýmý veren, ve bundan sonra da verecek olan, herþeyin sahibi Rabbimi tanýdým onunla.
Demek ki, ben Onu istiyordum. Gözümün görmek istediði, bir gülde kâinatý sonsuz güzelliðiyle görmenin ötesinde, manevî varlýðýmla bu sonsuz güzelliðin sahibini görmekmiþ meðer. Kulaðýmýn duymak istediði, her arzuma cevap verecek olan, herþeyin sahibi olan ve herþeyi bana vereceðini bildiren Yaratýcýmýn sesiymiþ. Dilimle kâinatýn baþýna oturup okumak istediðim beste Onun bestesi imiþ. Kalbimle sonsuza dek seveceðim ve sonsuz sevgiyle sevileceðim O’ymuþ; ve Onun sevgisiymiþ. O bana herþeyimi vermiþ ve herþeyin ötesinde istemeyi vermiþ. Madem vermiþ; o halde istiyorum.
* *
istiyorum
bir bülbül olmayý istiyorum
kâinat gülünün dalýna konup
saplamak istiyorum kalbimi dikenine
bütün sevgimi ona akýtýp
boyamak istiyorum kainatý Onun rengine Abdurresid Sahin