Hayatüs Sahabe
Pages: 1
Mekke nin Fethedilmesi By: YBNGL Date: 07 Eylül 2010, 09:46:47
Mekke´nin Fethedilmesi

Hz. Peygamber’in Mekke’nin Fethi Ýçin Yola Çýkmasý ve Merru’z-Zahrân’da Konaklamasý


- Hz. Peygamber, Mekke’nin fethi için yola çýktýðýnda Ebû Ruhm Gülsûm b. el-Husayn el-Gafârî’yi Medine’de vali olarak býraktý. Ramazanýn onuncu günü yola çýktý. Hz. Peygamber de halk da oruçluydu. Biz Usvan ile Emeç arasýnda bulunan Küdeyd suyûna vardýðýmýzda Hz. Peygamber orucunu bozdu. Sonra Merru’z-Zahrân denilen yere varýp konakladý. Beraberinde önbin müslüman askeri vardý. Bin kiþi Müzeyne ve bin kiþi de Suleym kabilesinden vardý. Her kabilede silahlar bulunuyordu. Rasûlullah ile beraber bu yolculuða bütün muhacir ve ensar çýkmýþtý. Geride hiç kimse kalmamýþtý.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Tabarani (Ýbn Abbas’tan)

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/148.


Kureyþ Reislerinin Gizlice Durumu Öðrenmeye Çalýþmalarý



- Hz. Peygamber Merru’z-Zahrân denilen yerde konakladýðý zaman bu hadise Kureyþ’ten tamamen gizli kalmýþtý. Onlar Hz. Peygamber’le ilgili hiçbir haber alamýyorlardý ve bu yüzden de ne yapacaklarýný bilmiyorlardý. Ayný gecede Kureyþ’in ileri gelenlerinden Ebu Süfyan b. Harb, Hakim b. Hizam, Budeyl b. Verka bir haber alabilmek gayesiyle gizlice çýktýlar. Abbas b. Abdulmuttalib, Medine’ye gitmek üzere yola çýkmýþ, yolda da peygamberle karþýlaþmýþtý. Ebu Süfyan b. El Haris b. Abdulmuttalib ve Abdullah b. Umeyye b. Muðire, Medine ve Mekke arasýnda Peygamber’le karþýlaþtýlar. Peygamber’in huzuruna girmek talebinde bulundular. Kendilerine izin verilmedi. Ümmü Seleme onlar hakkýnda Hz. Peygamber’le konuþtu:

‘Ey Allah’ýn Rasûlü! Birisi amcanýn oðlu, birisi de halanýn oðlu ve kayýnbiraderindir’ dedi. Hz. Peygamber: ‘Onlarýn ikisine de ihtiyacým yoktur! Amcamýn oðluna gelince, o, Mekke’de (þiirleriyle) benim haysiyetime dokunuyordu. Halamýn oðlu ve kayýnbiraderime gelince, o da Mekke’de bana dediklerini diyen kiþidir’ dedi.

Hz. Peygamber çadýrdan çýktýðýnda Ebu Süfyan beraberinde getirdiði küçük oðlunu omuzuna alarak þöyle dedi: ‘Allah’a yemin ederim ki, ya bana izin vereceksiniz veya ben çocuðumun elinden tutup susuzluk ve açlýktan ölünceye kadar çöle dalýp gideceðiz’ dedi. Hz. Peygamber bu sözleri duyunca þefkate geldi, sonra onlarýn ikisine de izin verdi. Ve ikisi de müslüman oldular.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/148-149.


Hz. Abbas’ýn Kureyþ’i Hz. Peygamber’den Teminat Almaya Teþvik Etmesi



Hz. Peygamber, Merru’z-Zahrân denilen yerde konakladýktan sonra Hz. Abbas: ‘Vay Kureyþ’in haline, andolsun, eðer Hz. Peygamber zorla Mekke’ye girerse onlar eman alamazlar’ dedi. Bu, dünyanýn sonuna kadar artýk Kureyþ’in yok olmasý demektir diyor ki: ‘Böylece Hz. Peygamber’in beyaz katýrýna bindim, Erak denilen yere vardým. Dedim ki, belki bazý odun götürenlere veyahut da koyunlarýný saðmaya gelenlere veya ihtiyaç sahibi olup da Mekke’ye girenlere rastlarým da Hz. Peygamber’in buraya geldiðini onlara haber versin de gelsinler, peygamber Mekke’ye zorla girmezden önce teminat alsýnlar’.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/149.


Ebu Süfyan’ýn Hz. Peygamber’in Ahlâkýnýn Üstünlüðünü Ýtiraf Etmesi ve Ýslâm’a Girmesi


Hz. Peygamber, Ebu Süfyan’ý gördüðünde:

‘Ey Eba Süfyan! Azab olasýca! Allah’tan baþka ilahýn olmadýðýna þahidlik edeceðin zaman gelmemiþ midir) diye sordu. Ebu Süfyan:

‘Sana annem babam feda olsun! Sen ne kerim ne halim bir insansýn! Akrabalýk baðlarýna riayet edersin. Ben zannediyorum ki eðer Allah ile beraber baþka ilahlar da olursa benim için daha faydalý olur’ dedi. Hz. Peygamber:

‘Azab olasýca, ya Ebu Süfyan! Benim Allah’ýn Rasûlü olduðumu kabul etmenin zamam gelmedi mi?’ dedi. Ebu Süfyan:

‘Yine annem babam sana feda olsun. Sen ne halim, ne kerim bir insansýn! Akrabalýk baðlarýna çok riayet edersin. Allah’a yemin ederim ki, þu ana kadar bu hususta þüphedeydim’ dedi. Hz. Peygamber:

‘Azab olasýca, Ey Eba Süfyan! Beni yormazdan evvel müslüman ol. Allah’tan baþka ilah olmadýðýna, Muhammed’in Allah’ýn Rasûlü olduðuna þahidlik et’ dedi. Böylece Ebu Süfyan þehadet getirdi ve müslüman oldu”. [1]





--------------------------------------------------------------------------------

[1] Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/150.


Hz. Peygamber’in Fetih Günü Eman Verdiði Kimseler


Hz. Abbas þöyle anlatýyor:

‘Ey Allah’ýn Rasûlü! Ebu Süfyan gösteriþi sever. Ona bir paye ver’ dedim. Hz. Peygamber de:

‘Kim ki Ebu Süfyan’ýn evine girerse emniyettedir. Kim ki kapýsýný kapatýrsa emniyettedir. Kim ki mescide girerse o da emniyettedir’ dedi. Ebu Süfyan gitmek istediði zaman Hz. Peygamber:

‘Ey Abbas! Onu daðýn bittiði noktada, tam vadinin kapýsýnda durdur. Tâ ki Allah’ýn askerlerini görsün’ buyurdu. Abbas diyor ki:

‘Ebu Süfyan’ý aldým, vadinin daraldýðý tam uçta, Rasûlullah’ýn emrettiði noktada durdurdum. Kabileler sancaklarýný takib ederek yanýmdan geçtiler. Her kabile geçerken bunlarýn kim olduðunu soruyordu. Ben de

“Bu Benî Süleym kabilesidir” dedim.

‘Benimle Benî Süleym’in bir iliþkisi yoktur’ dedi. Sonra ikinci kabile geçti. Bunlarýn kim olduðunu sordu. Ben de:

‘Müzeyne kabilesidir’ dedim. Ebu Süfyan:

‘Müzeyne ile de bizim aramýzda birþey yoktur’ dedi. Tüm kabileler böylece geçti. Her geçen kabileyi soruyor, ben de bunlarýn hangi kabile olduðunu söylüyordum. O da

‘Bunlarla bizim aramýzda birþey yoktur’ diyordu. Böylece bütün kabileler geçti. Arkadan Hz. Peygamber’in de içinde bulunduðu Ensar ve Muhacir kafilesi geçmeye baþladý. Miðfer ve zýrhlara bürünmüþlerdi. Gözlerinden baþka bir yerleri görünmüyordu. Bundan dolayý onlara ‘Yeþil kafile’ denmiþti. Onlar geçerken Ebu Süfyan:

‘Sübhanallah! Ey Abbas, bunlar da kimlerdir?’ diye sordu.

‘Bu Rasûlullah’týr. Beraberinde muhacir ve ensar vardýr’ dedim. Ebu Süfyan:

‘Bunlara hiç kimse karþý gelemez. Andolsun, ey Eba Fadl! Yeðeninin hükümdarlýðý çok büyümüþ’ dedi. Ben de ona:

‘Ey Eba Süfyan, bu peygamberliktir, krallýk deðildir’ dedim. Ebu Süfyan:

‘Evet, öyledir’ dedi. Ben:

‘O halde kavminin yanýna git’ dedim. Ebu Süfyan çýktý, Mekke’ye vardý. Orada gür bir sesle:

‘Ey Kureyþ, Muhammed öyle bir ordu ile geldi ki onlara karþý koymaya gücümüz yetmez. Kim Ebu Süfyan’ýn evine girerse emniyettedir’ diye baðýrdý. O esnada Ebu Süfyan’ýn hanýmý Hind binti Utbe ayaða kalkarak Ebu Süfyan’ýn býyýðýndan tuttu ve dedi ki:

‘Bu siyah alçaðý öldürünüz! Bu, korkak bir adamdýr!’ Ebu Süfyan:

‘Azab olasýca!.. Bu kadýn sizi kandýrmasýn. O öyle bir ordu ile gelmiþtir ki siz ona güç yetiremez, karþý duramazsýnýz. Kim ki Ebu Süfyan’ýn evine girerse o öldürülmeyecektir, emniyettedir’ dedi. Onlar:

‘Azab olasýca, senin evin artýk bize fayda saðlamaz’ dediler. Ebu Süfyan:

‘Kim ki evine girer, kapýsýný kapatýrsa o da emniyettedir. Kim ki mescide girerse o da emniyettedir’ diye ilave etti. Böylece halk evlerine ve mescide doðru daðýldý”[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Heysemi, VI/167. (Bu hadisi Tabarani rivayet etmiþtir. Senedi sahihtir.)

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/150-151.



Hz. Peygamber’in Mekke’ye Giriþi


- Yine Hz. Abbas þöyle anlatýyor: Hz. Peygamber bana þöyle dedi:

‘Ebu Süfyan’ý derenin daraldýðý noktada, daðýn burnunda beklet ki, Allah’ýn askerlerinin geçiþini seyretsin’. Ben, onu vadinin dar yerine getirdim. ‘Ihm daðýn burnunun ucundaydý. Onu kötü bir niyetle orada durdurduðumu zannetti ve korktu. Bana

‘Ey Haþimoðullarý, bu bir hile midir, benim baþýma bir þey mi getirmek istiyorsunuz?’ diye sordu. Ben de ona:

‘Peygamber’in ehli hiç kimseye hile yapmaz. Fakat seninle biraz iþim var’ dedim. Ebu Süfyan:

‘O halde niçin bunu daha önce söylemedin?’ deyince,

‘Ben senin böyle korkuya kapýlacaðýný bilmiyordum’ dedim. Bu sýrada Hz. Peygamber de hazýrlýklarý tamamlamýþ ve hareket emrini vermiþti. Kabileler sýrayla geçmeye baþlamýþlardý. Önce Benî Süleym kabilesi, baþlarýnda Halid b. Velid olduðu halde geçmeye baþladý. Bunlar bin kiþiydi. Üç tane bayraklârý vardý. Bayraðýn birini Abbas b. Mirdas, birini Hufaf b. Nüdbe, diðerini ise Haccac b. Ýlad taþýyordu. Ebu Süfyan bunlarýn kim olduðunu sordu. Ben de:

‘Bu Halid b. Velid’dir’ dedim. Ebu Süfyan,

‘Ha þu genç mi?’ dedi. Ben,

“evet” dedim. Halid b. Velid hizamýza geldiðinde üç defa tekbir alarak geçti. Halid’i Zübeyir b. Avvam takip ediyordu. Arkasýnda Muhacirlerden ve halktan beþyüz kiþi vardý. Elinde de siyah bir bayrak vardý. Ebu Süfyan’ýn hizasýna gelince üç defa tekbir getirdi. Ebu Süfyan, bu kimdir, dedi. Ben,

“Bu Zübeyir b. Avvam’dýr” dedim. Ebu Süfyan,

senin yeðenin mi? dedi. Ben de

“evet” dedim. Sonra Benî Gýfar kabilesinden üçyüz kiþinin baþýnda Ebu Zer Gýfarî elinde bayrakla geçmeye baþladý. Bazý rivayetlere göre bayraðý taþýyan kiþi Ýman b. Rahda’dýr. Onlar da Ebu Süfyan’ýn hizasýna geldiklerinde üç defa tekbir getirdiler. Ebu Süfyan

“Ya Ebu’l-Fadl! Bunlar kimlerdir?” diye sordu. Ben,

“Bunlar Gýfar kabilesidir” dedim. Ebu Süfyan,

“Benim Gýfar’la bir iþim yoktur!” dedi. Sonra Eslem kabilesi dörtyüz kiþiyle geçmeye baþladý. Ýkibayraklarý vardý. Birini Bureyde b. Husayb, diðerini ise Naciye b. A’cem taþýyordu. Ebu Süfyan’ýn hizasýna geldiklerinde üç defa tekbir getirdiler. Ebu Süfyan, yine sordu. Ben de

“Bu Eslem kabilesidir” dedim. Ebu Süfyan

“Benim Eslem kabilesiyle bir iþim yoktur. Bizimle onlar arasýnda hiçbir anlaþmazlýk olmamýþtýr. Bizden neyin intikamým alacaklar?” dedi. Ben de

“Onlar Ýslâm’a giren, müslüman bir kavimdir’ dedim. Sonra Benî Kâ’b b. Amr beþyüz kiþilik bir kitle halinde, bayraklarý Biþr b. Þeyba’nýn elinde olduðu halde geçtiler. Ebu Süfyan yine bunlarýn kim olduðunu sordu. Ben de

“Bunlar Kâ’b b. Amr kabilesidir’ dedim. Ebu Süfyan:

‘Evet, bunlar Muhammed’in dostlarýdýr. Onunla anlaþma yapanlardýr’ dedi. Onlar da Ebu Süfyan’ýn hizasýna geldiklerinde üç defa tekbir getirdiler. Sonra bin kiþilik Muzeyne kabilesi üç bayraklarý olduðu halde geçtiler Ýçlerinde yüz atlý vardý. Bayraklarýný Numan b. Mukarrin, Bilal b. Hâris ve Abdullah b. Amr taþýyordu. Ebu Süfyan’ýn hizasýna geldiklerinde tekbir getirdiler. Ebu Süfyan bunlarýn kim olduðunu sordu. Ben de

“Bunlar Müzeyne kabilesidir” dedim. Bunun üzerine Ebu Süfyan:

‘Ey Ebel Fadl! Müzeyne ile alýþveriþimiz yok. Neden karþýmýza geçip silahlarýný þakýrdatýyorlar?’ dedi. Sonra Cüheyne kabilesi kumandanlarýyla beraber sekiz yüz kiþiyle geçtiler. onlarýn dört bayraklarý vardý. Birini Ebu Zur’a Mabed b. Halid, birini Süveyd b. Sahr, birini Râfi b. Mukeys, ötekini ise Abdullah b. Bedr taþýyordu. Ebu Süfyan’ýn hizasýna geldiklerinde tekbir getirdiler. Sonra Leys, Damre ve Sa’d b. Bekr’in oðullarý olan Kinane kabilesi iki yüz kiþi olarak geçtiler. Onlarýn bayraðý da Ebu Vakýd el-Leys’in elinde bulunuyordu. Ebu Süfyan’ýn hizasýna geldiklerinde üç defa tekbir getirdiler. Ebu Süfyan yine bunlarýn kim olduðunu sorunca, ben,

‘Bunlar Benî Bekr oðullarýdýr’ dedim. Ebu Süfyan

‘Ýþte bunlarýn yüzünden Muhammed’le aramýz bozuldu. Dikkat et, Allah’a yemin ederim ki onlarýn bu hususta yaptýklarýný bilmiyordum. Benimle istiþare de etmediler. Bunu duyduðum zamanda hoþuma gitmedi. Fakat olan olmuþ, herþey birbirine karýþmýþtý.[1]

Ben, Ebu Süfyan’a hitaben ‘Hz. Muhammed’in size açmýþ olduðu savaþta sizin için bir hayr vardýr. Çünkü böylece hepiniz müslüman oldunuz’ dedim.[2]

- Benî Leys kabilesi ikiyüzelli kiþi olduklarý halde, bayraklarý Sa’d bin Cüsame’nin elinde geçtiler. Ebu Süfyan’ýn hizasýna geldiklerinde üç defa tekbir getirdiler. Ebu Süfyan

‘Bunlar kimdir?’ dedi. Abbas da,

‘Bunlar Benî Leys kabilesidir’ dedi. Sonra Eþ’câ kabilesi geçti. Bunlar en son geçenlerdi. Üçyüz kiþi idiler. Beraberlerinde Ma’kil b. Sinan ile Nuaym b. Mes’ud’un taþýdýðý iki bayrak vardý. Ebu Süfyan

‘Bunlar Araplarýn içinde peygambere en çok düþman olanlardý’ dedi. Hz. Abbas cevab olarak

‘Allah Ýslâm’ý onlarýn kalbine soktu. Bu da Allah’ýn fazlýdýr’ dedi ve Ebu Süfyan süküt etti. Sonra Ebu Süfyan sordu,

‘Hz. Muhammed geçmedi mi?’ Hz. Abbas,

‘Daha geçmedi’ dedi.

‘Eðer Hz. Muhammed’in içinde bulunduðu askeri birliði görsen silah, at ve askerlerden baþka bir þey göremezsin. Onlarla savaþmaya hiç kimsenin takati yoktur’ dedi. Ebu Süfyan,

‘Ey Ebel Fadl, andolsun, ben zannediyorum ki bunlarla hiç kimse baþa çýkamaz’ dedi. Rasûlullah’ýn içinde bulunduðu yeþil grup göründüðünde atlarýn ayaklarýndan kalkan tozlar kara bulutlar oluþturuyordu. Ýnsanlar geçtikçe geçiyorlardý. Ebu Süfyan da

“Muhammed daha geçmedi mi?” diye soruyordu. Hz. Abbas daha geçmediðini söylüyordu. Ta ki Hz. Peygamber, Kasva isimli devesine binmiþ olduðu halde, Ebubekir’le Üseyd b. Hudayr’ýn arasýnda, onlarla konuþarak, geçmeye baþladý. Hz. Abbas,

‘Ýþte bu, Allah’ýn Rasûlü’dür. Onun kafilesi Muhacir ve Ensar’dan oluþuyor. Gördüðün gibi hepsi zýrhlara bürünmüþ, gözlerinden baþka bir yerleri görünmüyor ve her askerde bir bayrak bulunuyor’ dedi. Hz. Ömer’in bu kitle içerisinde sesi duyuluyordu. Komut veriyordu. Sýrtýnda zýrh vardý ve yüksek sesle emirler veriyordu. Askerleri tertibe sokuyor, savaþ saflarý haline getiriyordu. Ebu Süfyan,

‘Ey Ebel Fadl! Bu konuþan kimdir?’ diye sordu. Hz. Abbas,

‘Bu, Ömer b. Hattab’dýr’ dedi. Ebu Süfyan,

‘Desene, Benî Adiy kabilesi azlýk ve zilletten kurtuluþa öne geçti’ dedi. Hz. Abbas,

‘Ey Eba Süfyan! Cenab-ý Hak dilediðini dilediði þekilde yükseltir. Bunlar da Cenab-ý Hakk’ýn Ýslâm’la yükselttiði kahramanlardan birisidir’ dedi. Ravi diyor ki; bu askeri birlikte ikibin zýrhlý vardý. Hz. Peygamber bayraðýný Sa’d b. Ubade’ye vermiþti, askeri birliðin önünde gidiyordu. Sa’d, Hz. Peygamber’in sancaðýyla beraber bizim önümüzden geçerken, ‘Ey Eba Süfyan! Bugün savaþ günüdür. Bugün artýk haram olan þeyler helâl kýlýnacaktýr. Bugün Allah Kureyþ’i zelil edecektir’ dedi. Hz. Peygamber de ilerleyip geliyordu. Ebu Süfyan’ýn hizasýna geldiðinde Ebu Süfyan, ‘Ey Allah’ýn Rasûlü! Sen kavminin öldürülmesini mi emrettin? Sa’d ve onunla beraber olanlar bizim yanýmýzdan geçerken, “bugün savaþ günüdür, bugün haramlar helâl kýlýnacaktýr, bugün Kureyþliler zelil edilecektir” dediler. Allah için kavmine acý, çünkü sen insanlarýn en hayýrlýsý ve akrabalýk baðlarýný en çok gözeten kimsesin’ dedi. Abdurrahman b. Avf ve Osman b. Affan da,

‘Ey Allah’ýn Rasûlü! Sa’d’ýn Kureyþ’e saldýrmayacaðýndan emin deðiliz’ dediler. Hz. Peygamber bunun üzerine,

‘Ey Eba Süfyan! Bugün merhamet günüdür. Bugün Allah Kureyþ’i aziz kýlacaktýr’ dedi ve hemen Sa’d b. Ubade’yi kumandanlýktan azletti. Bayraðý oðlu Kays’ýn eline vermesini emretti. Hz. Peygamber, bayrak Sa’d’ýn oðluna verildiðinde, Sa’d’dan alýnmýþ sayýlmaz kanaatindeydi. Sa’d

“Ancak Hz. Peygamber’den iþaret gelirse bayraðý veririm” dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber sarýðýný ona gönderdi. O da sarýðý tanýdý ve bayraðý oðlu Kays’a verdi.[3]

- Biz Hz. Peygamber ile beraberdik. Ebu Süfyan’ýn Erak’da olduðunu söyledi. Biz Erak vadisine girdik ve onu yakaladýk. Müslümanlar onun etrafýný çevirdiler. Onu Hz. Peygamber’in yanýna getirdik. Hz. Peygamber,

‘Ey Eba Süfyan! Azab olasýca, getirdiðim din, hem dünya hem de âhiret mutluluðunu saðlayan bir dindir. Müslüman olun ki kurtulasýnýz’ dedi. Abbas Ebu Süfyan’ýn dostuydu. Hz. Peygamber’e

‘Ey Allah’ýn Rasûlü! Ebu Süfyan gösteriþi seven bir kiþidir’ dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber Mekke’ye bir adam göndererek, ‘Evine girip kapýsýný kapatan emniyettedir. Ebu Süfyan’ýn evine giren emniyettedir’ diye ilan ettirdi. Abbas’ý da Ebu Süfyan’la beraber gönderdi. Vadinin geçiþ noktasýnda oturdular. Benî Süleym kabilesi geçerken, Ebu Süfyan bunlarýn kim olduðunu sordu. Hz. Abbas,

‘Benî Süleym’dir’ dedi. Ebu Süfyan,

‘Benim Benî Süleym ile alýp vereceðim birþey yoktur’ dedi. Sonra Hz. Ali muhacirlerle beraber geldi. Ebu Süfyan,

‘Ey Abbas! Bu kimdir?’ diye sordu. Hz. Abbas,

‘Bu, Ali b. Ebî Talib’tir ve muhacirlerle beraberdir’ dedi. Sonra Hz. Peygamber ensarla beraber geçti. Ebu Süfyan,

‘Ey Abbas! Bunlar kimlerdir?’ diye sordu. Abbas da,

‘Ýþte bunlar kýzýl ölümdür. Bunlar Hz. Peygamber ve Ensar’dýr’ dedi. Ebu Süfyan,

‘Ben Kisrâ’nýn saltanatýný gördüm. Kayser’in saltanatýný da gördüm. Ancak kardeþinin oðlunun hükümdarlýðý gibisini görmedim’ dedi. Abbas da,

‘Bu hükümdarlýk deðil, peygamberliktir’ dedi.[4]

- Sonra Hz. Peygamber muhacir ve ensardan oluþan oniki bin kiþiyle Ebu Süfyan ile Hz. Abbas’ýn önünden geçtiler. Eslem, Dufer, Cüheyne, Ben-i Süleym’in hepsi onunla beraberdiler. Bunlar atlarýný sürüp Merrü’z-Zehran denilen yerde konakladýlar. Kureyþ, onlar bu noktaya gelinceye kadar onlardan haberdar olmadý. Kureyþliler Hakim b. Hizan’ý ve Ebu Süfyan’ý Rasûlullah’a gönderdiler, ya barýþ anlaþmasýný tazelemek veya savaþ ilân etmek istiyorlardý. Ebu Süfyan b. Harb ile Hakim b. Hizam yola koyuldular. Yolda Budeyl b. Verka’ya rastladýlar. O da onlarla beraber Peygamber’e gitti. Erak vadisine geldiklerinde yatsý vaktiydi. Çadýrlarý ve orduyu gördüler, atlarýn kiþnemesini iþittiler ve bundan ürktüler. Dediler ki:

“Bunlar Benî Kâ’b’týr, savaþ onlarý bir araya getirmiþtir”. Budeyl ise,

‘Bunlar Benî Kâ’b’dan daha kalabalýktýrlar. Benî Kâ’b bu kadar yoktur. Yoksa Hevazin kabilesi bizim topraklarýmýzý mý istila etti. Andolsun biz bunu bilmiyoruz. Bunlar hacý kafilesine benziyor’ dedi. Hz. Peygamber casuslarý yakalamak için öncü süvariler göndermiþti. Bunlar casuslarý yakalýyorlardý. Ayrýca Huzâa’ kabilesi de yollarýnýn üzerindeydi. Yolcularý ileriye býrakmýyorlardý. Ebu Süfyan ve arkadaþý müslüman askerlerin arasýna girdiklerinde, atlýlar onlarý yakaladýlar ve onlarý karargâha getirdiler. Hz. Ömer, Ebu Süfyan’ýn yanýna vardý ve onun boynuna vurdu. Fakat diðerleri onu Hz. Peygamber’e götürmek için Ömer’in elinden aldýlar. Ebu Süfyan bu kargaþada öldürülmekten korkuyordu. Abbas b. Abdulmuttalib cahiliye döneminde onun dostuydu. Ebu Süfyan yüksek sesle,

‘Neden Abbas’ý benim hakkýmda hakem yapmýyorsunuz?’ dedi. Abbas böylece onun sesini iþitti. Yanýna geldi. Onu müdafaa etti. Hz. Peygamber’den onu çadýrýna götürme izni aldý ve onu halkýn arasýndan çýkararak yerine götürdü. Askerin hepsi onu gördüler. Denir ki, Hz. Ömer, Ebu Süfyan’ýn boynuna vururken ona

‘Hz. Peygamber’in yanýna varmadan seni öldüreceðim’ demiþ ve bunun üzerine Ebu Süfyan feryad ederek Abbas’ý yardýma çaðýrmýþ ve Abbas da onu, halkýn elinden kurtarmýþ, bunun üzerine Ebu Süfyan,

‘Ben ömrümde bu kadar kalabalýk ve büyüklerine itaat eden insanlar görmedim’ demiþti. Hz. Abbas da ona, ‘Eðer þehadet getirip müslüman olmazsan öldürüleceksin?’ dedi. O, Hz. Abbas’ýn kendisine emrettiðini bir türlü söyleyemedi. Fakat Abbas yine onu sabaha kadar muhafaza etti. Hakim b. Hizam ve Budeyl b. Verka, ikisi de Rasûlullah’ýn huzuruna vardýlar ve müslüman oldular. Hz. Peygamber onlardan Mekke ehlinin haberlerini aldý. Halk sabah namazýna çaðrýldýðýnda herkes dýþarý çýkarak namaza katýldý. Ebu Süfyan dehþete kapýldý ve dedi ki,

‘Ey Abbas, bunlar ne yapmak istiyorlar?’ Hz. Abbas,

‘Müslümanlar Hz. Peygamber’in çýkmasýný bekliyorlar’ dedi. Ebu Süfyan’ý alarak beraber çýktýlar. Ebu Süfyan toplanan kalabalýðý görünce

‘Ey Abbas! Muhammed bunlara ne dese onu yaparlar mý?’ diye sordu. Abbas

‘Eðer onlarý yemekten ve içmekten menetse dahi ona itaat ederler’ dedi. Ebu Süfyan,

‘Ey Abbas! Kavmim hakkýnda Muhammed’le konuþ. Belki onlarý affeder’ dedi. Hz. Abbas, Ebu Süfyan’ý Peygamber’in huzuruna götürdü. Ve dedi ki:

‘Ey Allah’ýn Rasûlü! Bu, Ebu Süfyan’dýr’. Ebu Süfyan da,

‘Ey Allah’ýn Rasûlü! Ben ilahlarýmýzdan yardým istedim. Sen de ilahýndan yardým istedin. Andolsun, bakýyorum sen bana galib geldin. Eðer benim ilahlarým hak, seninki batýl olsaydý ben sana galib gelirdim’ dedi. Bunun üzerine þehadet kelimesini getirdi. Abbas,

‘Ey Allah’ýn Rasûlü! Bana izin verirsen gidip kavmini uyarýr ve onlarý Allah ve Rasûlü’nün yoluna davet ederim’ dedi. Böylece Hz. Peygamber ona izin verdi. Abbas,

‘Ya Rasûlallah! Onlara ne diyeyim?’ Hz. Peygamber

‘Onlara de ki: ‘Kim Allah’tan baþka ilah yoktur, Muhammed onun kulu ve Rasûlü’dür, derse o emniyettedir. Kim Kâbe’nin yanýnda oturup silahýný býrakýrsa o emniyettedir: Kim evine girip kapýsýný kapatýrsa o emniyettedir’ buyurdu. Abbas,

‘Ey Allah’ýn Rasûlü! Ebu Süfyan bizim amcamýzýn oðludur ve benimle beraber Mekke’ye dönmek istiyor. Ona da bir özellik verirsen ne güzel olur!’ dedi. Hz. Peygamber

‘Kim ki Ebu Süfyan’ýn evine girerse emniyettedir’ buyurdu. Böylece Ebu Süfyan hadisatý hiç durmadan Hz. Abbas’tan soruyordu. Ebu Süfyan’ýn evi Mekke’nin yukarýsýnda, en yüksek noktasýnda olduðu için, ‘Kim ki Hakim b. Hizam’ýn evine girerse, elini savaþtan çekerse o emniyettedir’ diyordu. Hakim’in evi de Mekke’nin en alt kýsmýndaydý. Böylece Hz. Peygamber, Abbas’ý, Dýhyetü’l-Kelbî tarafýndan kendisine hediye edilen beyaz katýrýna bindirdi. Abbas da Ebu Süfyan’ý terkisine alarak gitti. Abbas yola çýktýktan sonra Hz. Peygamber, Abbas’ýn arkasýndan birisini göndererek onu kendisine getirmesini emretti. Elçi, Hz. Abbas’a yetiþti. Ancak geri çaðrýlmasý Hz. Abbas’ýn hoþuna gitmedi. Acaba Allah’ýn Rasûlü Ebu Süfyan’ýn insanlar azdýr diye, Ýslâm olduktan sonra dönüþ yapmasýndan, kâfir olmasýndan mý korkuyor, dedi. Bunun üzerine Hz. Peygamber, bâri onu yolda bekletsin diye Abbas’a haber gönderdi. Abbas da onu yolda bekletti. Ebu Süfyan, Abbas’a

‘Ey Benî Hâþim! Hile mi yapýyorsunuz?’ deyince Hz. Abbas,

‘Biz hile yapmayýz. Fakat bizim seninle bazý iþlerimiz vardýr’ ded. Ebu Süfyan,

‘Onlar nedir? Söyle de yerine getireyim’ dedi. Hz. Abbas,

‘Halid b. Velid’le Zübeyr b. Avvam geldiklerinde anlarsýn’ dedi ve Merrü’z-Zehran’ýn altýndaki Erak vadisinin en dar boðazýnda durdular. Sonra Hz. Peygamber Ebu Süfyan’a göstermek üzere atlýlarý peþpeþe sevketti. Hz. Peygamber atlýlarý iki kýsma ayýrmýþtý. Önce Zübeyir’i gönderdi, onun arkasýndan Eslem, Gýfar ve Kudâa kabilelerinden müteþekkil bir ordu vardý. Ebu Süfyan, ‘Bu Hz. Peygamber midir?’ diye sordu. Hz. Abbas, ‘Hayýr, bu Halid b. Velid’dir’ dedi. Ondan sonra Hz. Peygamber Sa’d b. Ubade’yi ensar kýtasýyla gönderdi. Sa’d b. Ubade geçerken,

‘Bugün savaþ günüdür, þeref ve haysiyetlerin ayaklar altýna alýnacaðý gündür’ diyordu. Sonra Hz. Peygamber muhacir ve ensardan oluþan imam kýtasýyla beraber hareket etti. Ebu Süfyan hiç tanýmadýðý yüzleri görünce,

‘Ey Allah’ýn Rasûlü! Acaba ordunun sayýsýný mý artýrmak istedin, yoksa onlarý bize tercih mi ettin?’ dedi. Hz. Peygamber,

‘Bu iþi senin kavmin yaptý. Siz beni yalanladýðýnýz zaman bunlar beni tasdik ettiler. Siz beni memleketimden hicrete mecbur ettiðiniz zaman, yardýmcým oldular’ dedi. O sýrada Akra b. Hâris, Abbas b. Mirdas, Uyeyne b. Hasn b. Bedr el-Fezarî de Hz. Peygamber ile beraberdiler. Ebu Süfyan onlarý peygamberin etrafýnda görünce Hz. Abbas’tan bunlarýn kimler olduðunu sordu. Hz. Abbas,

‘Bu peygamber gurubudur. Kýzýl ölüm bunlarla beraberdir. Bunlar muhacir ve ensarlardýr’ dedi. Ebu Süfyan,

‘Ey Abbas! Git! Ben bugün gördüðüm bir orduyu, böyle bir cemâatý hiç görmedim’ dedi. En önde giden Zübeyir Hacun denilen yerde durdu. Halid b. Velid ise hiç durmadan yoluna devam etti. Onu Benî Bekir’den bazý serseriler karþýladý, ona karþý koymak istediler. Fakat Halid b. Velid onlarý Allah’ýn izniyle Hazure denilen yerde öldürdü. Bir kýsmý ise kaçarak evlere ve daðlara sýðýndýlar. Müslümanlar da onlarý takip etmeye baþladýlar. Ýþte bu sýrada Hz. Peygamber son kafileyle beraber Mekke’ye girdi ve bir münadi, ‘Kim evine girip kapýsýný kapatýrsa, savaþtan vazgeçerse emniyettedir’ diye seslendi. Ebu Süfyan da Mekke’de, ‘Müslüman olunuz ki, kurtulasýnýz’ diye baðýrýyordu. Bu sýrada karýsý Hind b. Utbe gelip Ebu Süfyan’ýn sakalýndan tutarak,

‘Ey Benî Galib ailesi! Bu ahmak adamý öldürünüz!’ Ebu Süfyan, Hind’e,

‘Sakalýmý býrak, Allah’a and içerim ki eðer sen müslüman olmazsan senin boynun vurulacaktýr. Azab olasýca! O hak bir din getirdi. Sen artýk odana git ve dilini tut’ dedi.[5]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Hudeybiye barýþýndan sonra, Huzaa kabilesi Hz. Peygamber’le, Beni Bekr kabilesi ise Kureyþ’le anlaþma yapmýþtý. Sonra Beni Bekr ve Kureyþ Huzaa kabilesine saldýrdýlar. Böylece Hz. Peygamber’le olan anlaþmalarýný bozdular. Bu da Hicret’in sekizinci senesinde Mekke’nin fethine sebep oldu.

[2] Beyhaki (uzun bir þekilde); Bidaye, IV/291; Ýbn Asakir; Tabarani; Kenzü’l-Ummal, V/295

[3] Vakýdý (Abdullah b. Amr ve Ebu Amr b. Hammas’dan)

[4] Tabarani (Ebu Leyla’dan); Heysemi, VI/174 (Bu hadiste Harb b. Hasan el-Bahan vardýr. Bu kiþi zayýftýr. Fakat bazý muhaddisler onu sika kabul etmiþlerdir.)

[5] Tabarani (Urve’den mürsel olarak; Heysemi, VI/173; el-Feth, VIII/4; Beyhaki, IX/119 (Ayrýca Buhari’de Urve’den kýsa olarak rivayet etmiþtir.)

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/151-158.



Süheyl b. Amr’ýn Müslüman Olmasý ve Hz. Peygamber’in Yüce Ahlâkýna Þahitlik Etmesi


- Süheyl b. Amr þöyle anlatýyor: “Hz. Peygamber Mekke’ye girip oraya hakim olduðunda ben evime girip kapýmý kapattým. Oðlum Abdullah’ý teminat almak üzere Muhammed’e gönderdim. Çünkü ben öldürülmekten emin deðildim. Abdullah da gidip, ‘Babam senden teminat istiyor’ dedi. Hz. Peygamber de, ‘Baban Allah’ýn teminatýyla teminatlýdýr. Ýstediði gibi gezip dolaþabilir’ dedi. Hz. Peygamber sonra etrafýndakilere dönerek, ‘Hanginiz Süheyl’e rastlarsa ona þiddetli davranmasýn. Hayatýma yemin ederim ki, Süheyl akýl ve þeref sahibidir. Süheyl gibi bir kiþi Ýslâm’ý nasýl tanýmaz. Gerçi hiçbir þey kaderi geri çeviremez’ dedi. Abdullah gelip bana Hz. Peygamber’in söylediklerini nakletti. Ben de, ‘O küçükken de büyükken de iyidir’ dedim ve ondan sonra çýkýp serbestçe dolaþtým”.

Suheyl, Hz. Peygamber’e gelip gidiyordu. Müþrik olduðu halde Rasûlullah ile beraber Huneyn savaþýna katýldý ve sonra Ci’rane’de müslüman oldu. Hz. Peygamber ona Huneyn ganimetlerinden yüz deve verdi.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Vakidi, Ýbn Asakir, Ýbn Sa’d (Süheyl b. Amr’dan); Kenzü’l-Ummal, V/294; Hakim, Müstedrek, III/281

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/158.



Hz. Peygamber’in Fetih Günü Mekkelilere Hitabý


- Hz. Ömer þöyle anlatýyor: “Fetih günü Hz. Peygamber, Mekke’ye girdi. Saffan b. Ümeyye, Ebu Süfyan b. Harb, Haris b. Hiþam’ý huzuruna çaðýrdý. Ben de kalbimden ‘Allah bunlarý elimize düþürdü. Onlara daha önce yaptýklarýný hatýrlatacaðým’ dedim. Bu sýrada Hz. Peygamber, ‘Benimle sizin durumunuz, Hz. Yusuf ile kardeþlerinin durumu gibidir. Bugün sizin üzerinize herhangi bir kýnama yok. Allah sizi affetsin. Allah merhametlilerin en merhametlisidir’ dedi. Bunun üzerine ben düþündüklerimden utandým.[1]

- Rasûlullah Mekke’yi fethettiðinde, Kâbe’ye girdi. Sonra dýþarý çýktý. Ellerini Kâbe kapýlarýnýn yanlarýna koyarak Mekkelilere,

‘Size ne yapacaðýmý düþünüyorsunuz?’ dedi. Bunun üzerine Süheyl b. Amr,

‘Biz hayýr düþünüyor, hayýr umuyoruz. Çünkü sen kerim bir kardeþ, kerim bir kardeþin oðlusun’ dedi. Hz. Peygamber onlara,

‘Ben, kardeþim Yusuf’un kardeþlerine söylediði sözü söylerim. Bugün sizin üzerinize bir kýnama yoktur.[2]

- Sonra Hz. Peygamber Kâbe’ye vardý. Kâbe kapýsýnýn iki tarafýný tuttu ve Kureyþ’e hitaben

‘Siz ne diyorsunuz? Sizin hakkýnýzda vereceðim hükmün ne olacaðýný sanýyorsunuz?’ dedi. Onlar,

‘Sen merhametli bir kardeþsin, yumuþak ve merhametli bir amcanýn oðlusun’ dediler. Mekkeliler bunu üç kez tekrarladýlar. Hz. Peygamber de,

‘Ben size, Yusuf’un dediði gibi diyorum. Bugün sizin için herhangi bir kýnama yoktur. Allah sizi baðýþlar. Çünkü O, merhametlilerin en merhametlisidir’ dedi. Böylece Mekkeliler mescidden çýktýlar. Sanki mezarlarýndan kalkýp haþre giden insanlar gibiydiler. Hepsi de Ýslâm’a girdiler.[3]

- Kureyþliler mescide toplandýklarýnda, Hz. Peygamber,

‘size ne yapacaðýmý sanýyorsunuz’, dedi. Onlar da,

‘bize hayýrla davranacaðýný umuyoruz. Çünkü sen kerem sahibi bir kardeþ ve kerem sahibi bir kardeþin oðlusun’ dediler. Hz. Peygamber,

‘o halde gidiniz, hepiniz serbestsiniz’ buyurdu.[4]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ýbn Asakir, (Hz. Ömer’den); Kenz, V/292

[2] Ýsabe, II/93 (Ýbn Zenceveyh’in el-Emval’inden)

[3] Beyhaki (Ebu Hureyre’den)

[4] Beyhaki (Þafii ve Ebu Yusuf’tan)

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/158-159.

Ynt: Mekke nin Fethedilmesi By: ceren Date: 11 Ocak 2019, 16:36:56
Esselamu aleykum. Rabbim razý olsun bilgilerden kardeþim. ...
Ynt: Mekke nin Fethedilmesi By: Bilal2009 Date: 11 Ocak 2019, 20:32:25
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Ýslam yolundan ayýrmasýn Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Mekke nin Fethedilmesi By: Sevgi. Date: 12 Ocak 2019, 00:40:04
Aleyküm Selam.  Paylaþým için Allah razý olsun. Rabbim ilmimizi artýrsýn...

radyobeyan