Erkek Sahabeler
Pages: 1
Abdullah Bin Atik (r.a) By: fakir Date: 04 Mart 2009, 23:36:22


Medîne’de, hicretten önce Hz. Es’ad binZürâre’nin ve Peygamberimiz tarafindan oraya Kur’ân-ý kerîmi ve Ýslâmiyetiöðretmek için gönderilen Hz. Mus’ab bin Umeyr’in teblið hizmetleri sebebiylebirçok kimse îmân etmiþti. Daha Peygamberimizin hicreti gerçekleþmeden Müslümanolmakla sereflenenlerden biri de Hz. Abdullah bin Atîk idi.

Hz. Abdullah bin Atîk, Bedir ve Uhud harplerinde, Resûlullahýn yanýnda birçok hizmetlerde bulunmuþtur. 627 yýlýnda Medîne’nin savunulmasý için yapýlanHendek harbine de katýlmýþtýr.

Her hususta yardýmcý oldular

Mekke’de müþriklerin zulmünden kurtulmak içinPeygamberimiz ve Müslümanlar Medîne’ye hicret etmiþlerdi. Burada yaþayan Evs veHazrec kabîlelerinin tamamý Ýslâmiyeti kabûl etmiþler, Resûlullaha her husustayardýmcý olmuþlardý.

Öteden beri bunlara düþman olan Yahûdilerin kini,Ýslâm düþmanlýðý ile birleþmiþti. Resûlullah efendimize düþmanlýkta çokileri gidenlerden biri de, Hayber Yahûdilerinin reisi olan Ebû Râfi Selâm bin EbûHukayk idi.

Hayber Yahûdilerinin reisi olan Ebû Râfi, azýlýÝslâm düþmaný birisi idi. Sýk sýk Resûlullahý rahatsýz ettiði gibi, Eshâbýnýda rahat býrakmýyor, fýrsat buldukça onlara eziyet ediyordu. Müslüman olmayanlarý,Ýslâma karþý düþmanlýkta bir araya topluyor, devamlý onlarý kýþkýrtýyordu.

Zengin olduðu için, Resûlullahýn düþmanlarýnadünyalýk yardým da yapýyordu.

Eshâb-i kirâm, kendilerine yapýlan sýkýntýyakatlanýyor, fakat Resûlullaha verilen rahatsýzlýða bir türlü râzýolamýyorlardý. Bunun için kendi aralarýnda toplanýp, bunun bir çâresini aradýlar.Sonunda
Ebû Râfi’yi öldürmeye karar verdiler. Beþ kiþi bu iþ için izin almak üzereResûlullaha gittiler.

Peygamber efendimiz izin vererek, baþlarýna Hz. Abdullahbin Atîk’i emîr tâyin etti. Sâdece Ebû Râfi’nin öldürülmesini, kadýnlara,çocuklara dokunulmamasýný emretti.

Ebû Râfi’nin kendisine âit muhkem bir kalesi vardý.Buradan
dýþarý çýkmazdý.

Kaleye yaklaþtýklarýnda, Hz. Abdullah arkadaþlarýnadedi ki:

- Siz burada kalýn, kaleye yaklaþmayýn! Ben kaledekalan birisiymiþ gibi, içeri girmeye çalýþayým.

Herkes içeri girsin!

Kale kapýsýna iyice yaklaþtýðýnda, kapýlar kapanmaküzere idi. Kapýnýn yakýnýndakilerin arasýna girip, onlardan biri gibi birþeylerleoyalanmaya baþladý. O sýrada, kapýcý seslendi:

- Herkes içeri girsin, kapýlarý kapatýyorum, sonradýþarýda kalýrsýnýz!


Bu fýrsatý iyi deðerlendiren Hz. Abdullah, hemen içerigirdi. Bundan sonrasýný kendisi þöyle anlatýr:

Ýçeri girince, ahýra girip saklandým. Saklandýðýmyerden kapýcýyý tâkip ettim. Kapýyý kilitledi, anahtarlarý direðe asýp gitti.Anahtarlarý alýp, her tarafý dolaþtým. Baktým en üst katta, Ebû Râfiarkadaþlarý ile sohbet ediyordu.

Ebû Râfi’nin, sohbet ettiði yerden ayrýlmasýnýbekledim. Sohbet daðýlýp yattýktan sonra, harekete geçtim. Birçok kapýdan geçtim.Her kapýyý açtýkça, kapýyý iç tarafýndan sürgülüyordum. Bunu, eðer EbûRâfi’nin adamlarý beni farkederlerse, adamý öldürünceye kadar, bana yeteri kadarzaman kazandýrsýn, diye yapýyordum. Bu suretle Ebû Râfi’nin yattýðý odaya kadarvardým.

Bir þey mi istediniz?

Odasý karanlýk olduðu için, yatanlardan hangisininolduðunu anlayabilmek için, “Yâ Ebâ Râfi” diye seslendim. “Kim o?” diyeyataðýn birinden ses geldi. Hemen sesin geldiði tarafa fýrlayýp, kýlýcýmýindirdim. Fakat kýlýç tam isâbet etmemiþti.

“Yetiþin, birisi beni öldürmek istiyor!” diyebaðýrdý. O arada hemen dýþarý çýkýp, deðiþik bir sesle dedim ki:

- Yâ Ebâ Râfi, birþey mi istediniz?

- Caný Cehenneme! Sen seslenmeden önce birisi gelip, benioda içinde kýlýçla yaraladý!
 
 
 Artýk hedefimi tam tesbit etmiþtim. Ýyi bir kýlýçdarbesi daha indirdim. Yine yýkýlmadý. Bu defa kýlýcýmý karnýna soktum. Yereyýkýlýnca, odadan çýkýp merdivenleri birer ikiþer atlayarak inmeye baþladým.Nihâyet, merdivenlerin sonuna geldiðimi zannederek, kendimi yere attým. Hâlbuki dahayüksekteymiþim. Yere düþünce, baldýr kemiðim kýrýldý. Bacaðýmý bir bezlesarýp, oraya oturdum ve kendi kendime, “Þunu öldürüp öldürmediðimi iyiceanlayýncaya kadar, bu gece kaleden çýkmam” dedim.

Büyük acýlar içinde kývrana kývrana beklemeyebaþladým. Bir zaman sonra, kalenin surlarýna birisi çýkýp baðýrdý:

- Ey Hicaz halký! Büyük tâcir Ebû Râfi, odasýndaöldürülmüþ olarak bulundu. Ýlân ediyorum!

Ebû Râfi’nin iþi tamam!

Artýk maksat hâsýl olmuþtu. Sevinçten bacaðýmýnaðrýsýný çoktan unutmuþtum. Hemen arkadaþlarýmýn yanýna varýp, dedim ki:

- Artýk kurtulduk! Ebû Râfi’nin iþi tamam!

Hep beraber, Resûlullahýn huzûruna varýp, müjdeyiverdik. Resûlullah çok sevindi. Ayaðýmýn kýrýldýðýný duyunca, bana buyurdu ki:

- Ayaðýný uzat!

Ben de, ayaðýmý uzattým. Resûlullah efendimiz,ayaðýmý sývazladý. Sanki hiç aðrý duymamýþ kimseye döndüm. Kýrýk tamameniyileþmiþti.

Hz. Abdullah bin Atîk, bu seriyyesinden sonra, Hayber’infethine katýlarak, burada da büyük yararlýklar gösterdi. Sonra Mekke’nin fethine veHuneyn harbine katýldý ve çok hizmeti görüldü.

Abdullah bin Atîk hazretleri, mürtedlerle yapýlansavaþta çok özlediði þehîdlik rütbesine kavuþtu.


Ynt: Abdullah Bin Atik (r.a) By: ceren Date: 12 Ekim 2019, 21:34:40
Esselamu aleyküm.Rabbim razý olsun bizlere bu bilgileri sunan kardeþimizden...
Ynt: Abdullah Bin Atik (r.a) By: Bilal2009 Date: 14 Ekim 2019, 11:46:03
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri doðrularýn yolundan ayýrmasýn Rabbim paylaþým için razý olsun

radyobeyan