Hz.Peygamber sav in Hicreti By: YBNGL Date: 07 Eylül 2010, 08:39:50
Kureyþ Ýleri Gelenlerinin Peygamber’e Suikast Yapmak Ýçin Toplanmalarý
Hz. Peygamber hac mevsiminden sonra Mekke’de Zilhicce, Muharrem, Safer aylarýný geçirdikten sonra, Mekke müþrikleri onun Mekke’den çýkýp Medine’ye gideceðini zannediyorlardý. Medinelilerin bir kýsmýnýn müslüman olduklarýný da biliyorlardý. Böylece, Allah’ýn Medine’yi Ýslâm’ýn kalesi yapacaðýndan korkuyorlardý. Onun için Hz. Peygamber’i öldürmek, hapsetmek veya sürgün etmek için toplandýlar. Enfâl suresinin “Kafirler seni tutup baðlamalarý, öldürmeleri, ya da (yurtlarýndan) çýkarmalarý için sana tuzak kuruyorlardý. Onlar tuzak kurarlarken Allah da tuzak kuruyordu. Allah tuzak kuranlarýn en hayýrlýsýdýr” ayetinin iniþ sebebi budur. Hz. Peygamber de Ebubekir’in evine gittiði gün, müþriklerin geceleyin kendisine baskýn yaparak yataðýndayken öldürmeye karar verdiklerini öðrendi.[1]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Tabarani ( Urve’den)
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/323.
Hz. Peygamber’in Hz. Ebubekir Ýle Birlikte Hicret Ýçin Mekke’den çýkmasý ve Sevr Maðarasýnda Saklanmalarý
- Hz. Peygamber ile Ebubekir gece karanlýðýnda Sevr maðarasýna doðru gittiler. Bu maðarayý Allah Teâlâ Kur’an’da zikretmektedir.[1] Hz. Ali de Hz. Peygamber’in izini kaybettirmek için Rasûlullah’ýn yataðýna yattý. Müþrikler de onu yakalamak için sabaha kadar müzakere edip durdular. Böylece sabah oldu. Sabah olunca baktýlar ki Hz. Ali kapýdan çýkýyor. Hz. Ali’den Peygamber’i sordular Hz. Ali
“Ben bilmiyorum” dedi. Böylece anladýlar ki Peygamber Mekke’den çýkmýþtýr. Her yöne koþtular, Peygamber’i aramaya baþladýlar. Konaklarýn halkýna onu yakalamalarýný, buna karþýlýk kendilerine þu kadar mükâfat verileceðine dair haberler gönderdiler. Rasûlullah ile Ebubekir’in içinde bulunduðu maðaraya da geldiler. Maðaranýn tam tepesine çýktýlar. Hz. Peygamber onlarýn seslerini iþitti ve Ebubekir korktu. Ve
“Üzüntü ile korku bana hücum ettiler” dedi. Ýþte o zaman Hz. Peygamber Ebubekir’e
“Sakýn üzülme, kesinlikle Allah bizimle beraberdir” buyurdu ve dua etti. Bunun üzerine Allah onun kalbine güven verdi. Nitekim Kur’an da buna iþaret eder:
“Allah onun üzerine sekinesini indirdi. Onu, onlarýn görmediði askerlerle takviye etti. Kafir olan kimselerin kelimesini en alçak kýldý. Allah’ýn kelimesi de en yücedir. Allah galiptir, hikmet sahibidir” (Tevbe: 9/40).
Ebubekir’in saðmal koyunlarý vardý. Geceleyin Hz. Peygamber ile Ebubekir’e süt vermek üzere Sevr daðýna gelirler, gündüzleyin de Mekke’ye giderlerdi. Ebubekir, emin ve iyi bir müslüman olan azatlýsý Amir b. Füheyre’yi Benî Abd b. Adiy’den Ýbnu’l-Eykat isimli bir kiþiyi yolu göstermesi için kiraladý. Bu kiþi Kureyþ’in anlaþmalýsý olup Benî Sehm b. As b. Vail mahallesinde oturuyordu. Ayný zamanda da müþrikti. Fakat yolu biliyordu. Hz. Peygamber ile Ebubekir’in maðarada kaldýklarý o gecelerde Ebubekir’in oðlu Abdullah her akþam gelerek, Mekke’de olup bitenleri haber veriyordu. Amir b. Füheyre de her gece onlara davarlarý getiriyor, onlar da ihtiyaçlarý kadar süt saðar, bazan da keserek et ihtiyaçlarýný karþýlarlardý. Amir b. Füheyre sabah olunca davarlarý alýp diðer çobanlarýn yanýna gider. Böylece durumu kimseye sezdirmezdi. Nihayet ortalýðýn sakinleþip, kimsenin artýk onlardan söz etmediðini öðrenince Amir b. Füheyre ile Ýbnü’l-Eykat onlara develerini getirdi. Maðarada iki gün kalmýþlardý. Amir b. Füheyre’yi kendilerine yardým ve hizmet etmek üzere yanlarýna alýp yola çýktýlar. Ebubekir, Amir’i bazan terkisine alýyor, bazan da onunla nöbetleþiyordu. Berâberlerinde Amir b. Füheyre ile onlara kýlavuzluk eden Benî Adiy kabilesinden Ýbnü’l-Eykad’dan baþka kimse yoktu.[2]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Tevbe: 9/40.
[2] Heysemi VI/51 (Tabarani’den)
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/323-324.
Hz. Ebubekir’in Hicret Ýçin Hazýrlanmasý
- Hz. Aiþe þöyle anlatýyor: Hz. Peygamber bize ya sabah ya akþam gelirdi. Ancak, Allah’ýn kendisine hicret için izin verdiði gün, tam öðle saatinde bize geldi. O saatte hiç gelmezdi. Babam onu görünce
“Hz. Peygamber bu saatte gelmezdi. Mutlaka önemli bir sebebi var” dedi. Hz. Peygamber içeri girince, babam oturduðu yerden kalkýp yerini ona verdi. Babamýn yanýnda ben ve kýzkardeþim Esma vardý. Hz. Peygamber babama
“Onlarý dýþarý çýkar” dedi. Babam
“Ey Allah’ýn Rasûlü, onlar benim kýzlarýmdýr. Anam babam sana feda olsun. Acaba bu iþ nedir?” diye sordu. Hz. Peygamber
“Allah bana Mekke’den çýkmaya ve hicrete izin verdi” dedi. Babam
“Ey Allah’ýn Rasûlü! Sana arkadaþ olmak istiyorum” dedi. Hz. Peygamber de
“Ben de seni beraber götürmek için geldim” dedi. O güne kadar bir kimsenin sevincinden aðladýðýný görmemiþtim. O gün babam sevincinden hüngür hüngür aðladý ve
“Ey Allah’ýn Rasûlü, þu iki deveyi bunun için hazýrlamýþtým” dedi. Sonra kendilerine yol göstermek için, Benî Buil b. Bekir kabilesinden Abdullah b. Erkad’ý kiraladýlar. Bunun annesi Benî Sehm b. Amr kabilesindendi ve kendisi henüz müþrikti. Hareket edecekleri güne kadar bakmak için develeri ona teslim ettiler.[1]
- Hz. Aiþe þöyle anlatýyor: Babam
“Ey Allah’ýn Rasûlü, beni de beraberinde götür” dedi. Hz. Peygamber
“Evet, seni de beraber götüreceðim” dedi. Babam
“Benim iki devem var. Onlarý altý aydan beri bu iþ için besliyordum. Birisini sen al” dedi. Hz. Peygamber
“Ben onu ancak satýn alýrým” dedi. Devenin birini satýn aldý. Sonra yola çýkýp maðaraya gittiler.[2]
- Esma þöyle anlatýyor: Hz. Peygamber Mekke’de bize her gün iki defa geliyordu. Fakat hicret gününde tam öðle vakti geldi ve ben de
“Ey baba! Bak, Hz. Peygamber geliyor” dedim. Babam
“Anam babam Rasûlullah’a feda olsun. Onu bu saatte buraya getirten mutlaka önemli bir þeydir” dedi. Hz. Peygamber babama
“Biliyor musun, Allah bana Mekke’den çýkma izni verdi?” dedi. Babam
“Ey Allah’ýn Rasûlü! Arkadaþ olacak mýyým?” diye sorunca Hz. Peygamber
“Evet, olacaksýn!” dedi. Babam
“Benim iki devem vardýr. Falan zamandan beri onlarý besliyor, bu günü bekliyordum. Onlardan birisini al” dedi. Hz. Peygamber
“Onu ancak parasýyla alýrým” dedi. Babam
“Anam babam sana feda olsun, istersen parasýyla al” dedi. Onlara bir azýk sofrasý hazýrladýk. Sonra ben sýrtýmdaki kemerimi parçaladým, onun bir parçasýyla sofrayý baðladým. Onlar çýktýlar ve Sevr daðýndaki maðarada durdular. Maðaraya vardýklarýnda babam, Peygamber’den önce maðaraya girdi, her deliðe parmaðýný koyarak orada Peygamber’e zarar verecek bir haþerat olup olmadýðýný kontrol etti. Kureyþ de Peygamber ile Ebubekir’i kaybettikleri için onlarý aramaya koyuldular. Peygamber’i getirene yüz deve ödül vaadettiler. Mekke daðlarýnda ikisini aramaya baþladýlar. Bulunduklarý Sevr daðýna geldiler. Ebubekir, maðaranýn tam karþýsýnda duran bir kiþiyi iþaret ederek
“Ey Allah’ýn Rasûlü! Bu kiþi buraya bakýyor” dedi. Hz. Peygamber
“Hayýr, melekler bizi kanatlarýyla gizliyorlar” buyurdu. Bu sefer orada duran kiþi maðaranýn karþýsýnda olduðu halde çiþ etmeye baþladý. Hz. Peygamber
“Eðer bizi görseydi bunu yapmazdý” dedi. Böylece maðarada üç gün kaldýlar. Amir b. Füheyre onlara bizim koyunlarý getiriyor, gece karanlýðýnda yanlarýnda kalýyor, sabahlarý da çobanlarla beraber merada bulunuyordu. Onlarla beraber akþamlan gidiyordu. Fakat yavaþ hareket ederek akþam olduðunda koyunlarý Peygamber’le babama götürüyordu. Çobanlar zannederlerdi ki, o da kendileriyle beraberdir. Kardeþim Abdullah da gündüzleri Mekke’de dolaþýyor, haber topluyordu. Karanlýk çökünce de maðaraya gelip, onlara haber veriyordu. Sonra karanlýkta onlardan ayrýlýyor, sabahleyin de Mekke’de oluyordu.[3]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Ýbn Ýshak
[2] Kenzü’l-Ummal, VIII/334 (Begavi ve Ýbn Ýshak’dan).
[3] Tabarani
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/324
Hz Peygamber’in Maðaradan Çýkýp Medine’ye Hareket Etmesi
- Sonra iki arkadaþ maðaradan çýktýlar, sahil yoluyla Medine’ye doðru gittiler. Ebubekir, baþlangýçta Peygamber’in önünde gidiyordu. Arkadan bir tehlike gelir korkusu hissettiðinde de arkasýna geçiyordu. Bütün yolculuk müddetince böyle hareket etmiþtir. Ebubekir halkýn tanýdýðý bir kiþiydi. Onlara halktan birisi rastladýðýnda Ebubekir’e
“Seninle birlikte olan kiþi kimdir?” diye sorarlardý. O da
“Benim kýlavuzumdur, bana yol gösterir” derdi. Ebubekir bu sözüyle din kýlavuzluðunu kasdediyor, soranlar ise yol kýlavuzu anlýyorlardý. Nihayet Kudeyd denilen köye vardýlar. Onlarý gören bir adam, Benî Müdlic kabilesine gidip
“Sahile doðru giden iki kiþi gördüm. Sanýrým ki, onlar Kureyþ’in aradýðý adamlardý” dedi. Süraka b. Mâlik ona
“Gördüðün o iki süvari, onlarý aramak için gönderdiðimiz süvarilerdendir” dedikten sonra cariyesini çaðýrýp, gizlice atýný hazýrlamasýný emretti ve binip onlarý takibe çýktý. Bu olayýn devamý ilerde gelecektir.[1]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Heysemi VI/54.
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/326.
Hz. Ömer’in, Hz Ebubekir’i Hz. Peygamber’le Beraber Maðaraya Girerken Yaptýðý Hizmetlerden Dolayý Övmesi
- Bazý kimseler, Hz. Ömer döneminde,
“Hz. Ömer, Ebubekir’den daha üstündür” dediler. Bu haber Hz. Ömer’in kulaðýna geldiðinde
“Allah’a yemin ederim, Ebubekir’in bir gecesi vardýr ki, Ömer ailesinden daha hayýrlýdýr. Ebubekir’in bir günü vardýr ki, Ömer ailesinin hepsinden daha hayýrlýdýr” dedi ve devamla “Hz. Peygamber maðaraya gittiði gece evden çýkarken Ebubekir de yanýndaydý. Bazen Peygamber’in önünden bazen de arkasýndan gidiyordu. Rasûlullah bunu farkedince
“Ey Ebubekir! Ne yapýyorsun? Bazen önümde, bazen de arkamda gidiyorsun?” dedi. Bunun üzerine Ebubekir
“Ey Allah’ýn Rasûlü! Bizi arayanlarýn bulunabileceði hatýrýma gelince senin arkana geçiyorum. Bizi gözetenlerin varlýðýný düþününce de önüne geçiyorum” dedi. Hz. Peygamber
“Ey Ebubekir! Eðer bir þey olsa, bunun benim baþýma deðil de senin baþýna gelmesini tercih eder misin?” diye sordu. Ebubekir buna
“Evet, seni hak Peygamber olarak gönderen Allah’a yemin ederim, bana musibet gelsin, fakat sana gelmesin” dedi. Onlar maðaraya geldiklerinde Ebubekir
“Ey Allah’ýn Rasûlü! Dur, ben senin için maðarayý temizleyeyim, sen sonra girersin” dedi. Böylece Ebubekir maðaraya girdi, içini temizledi ve sonra da oradaki delikleri kontrol etmediðini hatýrladý. Bunun üzerine
“Ey Allah’ýn Rasûlü! Dur, maðarayý tekrar temizleyeyim” dedi. Oralarý da temizledi ve
“Ey Allah’ýn Rasûlü! Þimdi girebilirsin!” dedi. Böylece Rasûlullah orada konakladý. Sonra Ömer
“Nefsimi elinde tutana yemin ederim ki, o gece Ömer’in ailesinden daha hayýrlýdýr” dedi.[1]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Bidaye, III/180; Kenzü’l-Ummal, IV/348, Hakim de kaydetmiþtir. Begavi de Ýbn Muleyke’den mürsel olarak rivayet etmiþtir.
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/326-327
Hz. Ebubekir’in Maðaradayken Hz. Peygamber Ýçin Endiþelenmesi
- Rasûlullah ile Ebubekir maðaraya girdiler. Kureyþ Peygamber’i aramaktaydý. Baktýlar ki maðaranýn aðzýnda bir örümcek aðý vardýr. “Buraya kimse girmemiþtir. Eðer girmiþ olsaydý örümcek aðýný yýrtardý!” dediler. Rasûlullah o zaman namaz kýlýyordu, Ebubekir de etrafý gözetliyordu. Ebubekir, Peygamber’e hitaben “Ýþte bunlar senin kavmindendir. Seni arýyorlar. Allah’a yemin ederim ki, ben kendim için üzülmüyorum. Fakat hoþuma gitmeyen bir þeyin sana ulaþtýðýný görürsem çok üzülürüm!” dedi. Hz. Peygamber “Ey Ebubekir! Korkma! Kesinlikle Allah bizimle beraberdir” dedi.[1]
- Hz. Ebubekir, Enes’e þöyle anlattý: Biz maðaradayken, Hz. Peygamber’e “Eðer Kureyþlilerden birisi ayaklarýnýn ucuna baksa bizi maðarada görebilir” dedim. Hz. Peygamber “Ey Ebubekir! Üçüncüleri Allah olan, iki kiþi için seni üzen þey ne olabilir?” dedi.[2]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Hafýz Ebubekir el-Kadý (Hasan Basri’den).
[2] Bidaye, III/182 (Ýmam Ahmed’den); Kenzü’l-Ummal, VIII/329, Hadisi Buhari, Müslim, Tirmizi, Ýbn Sa’d ve Ýbn Ebi Þeybe de rivayet etmiþtir.
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/327.
Hz. Ebubekir’in Hz. Peygamber’le Birlikte Hicret Etmesi ve Süraka’nýn Onlarla Olan Kýssasý
Bera’ b. Azib þöyle anlatýyor: Hz. Ebubekir babam Azib’den onüç dirheme bir eyer satýn aldý. Ebubekir, babama
“Bera’ya söyle, eyeri evime getirsin” dedi. Babam ise
“Hayýr! Sen Rasûlullah ile birlikte çýktýðýnda karþýlaþtýðýn hadiseyi anlatmadan bunu yapmam” dedi. Ebubekir Hicret olayýný þöyle anlattý: Gece yola çýktýk. O gün ve o gece süratle yola devam ettik. Ta öðle oluncaya kadar... Öðle olunca da acaba bir gölgelik bulabilir miyim diye saða sola baktým. Bir taþ gördüm. Onun yanýna vardým. Baktým ki onun dar bir gölgeliði vardýr. Orayý Rasûlullah için düzelttim. Ona bir kürk serdim
“Ey Allah’ýn Rasûlü! Buna dayan” dedim. Hz. Peygamber uzandý. Sonra ben çýktým. Acaba arkamýzdan bir kimse geliyor mu diye baktým. Bir çoban gördüm. Ona kimin çobaný olduðunu sordum.
“Kureyþ’ten falanca kiþinin çobanýyým” deyince onu tanýdým,
“Koyunlarýnda süt var mý?” diye sordum. O da buna olumlu cevab verince, bana biraz süt saðmasýný istedim. Bir koyunu yakaladý. Koyunun memelerini toprakla güzelce temizlemesini söyledim. Böylece yanýmda bulunan bir daðarcýða biraz süt saðdý. Ben de onu getirdim, bir kaba koydum. Altýna biraz su serpmek suretiyle soðumasýný saðladým. Peygamber’e vardýðýmda uyanmýþ olduðunu gördüm,
“Ey Allah’ýn Rasûlü! Ýç” dedim. Rasûlullah kanýncaya kadar içti. Sonra artýk yola çýkma zamanýnýn geldiðini söyledim. Ve böylece yola devam ettik. Kureyþ ise bizi sað ve solda arýyordu. Onlardan hiç birisi bize yetiþemedi. Yalnýz Süraka b. Malik bir atýn sýrtýnda bize yetiþmek üzereydi. Ben
“Ey Allah’ýn Rasûlü! Bu adam bizi arýyor, bize yetiþti” dedim. Hz. Peygamber
“Üzülme! Kesinlikle Allah bizimle beraberdir” buyurdu. Süraka bize bir veya iki mýzrak boyu kadar yaklaþýnca
“Ey Allah’ýn Rasûlü, bu bize yetiþti” dedim ve aðladým. Hz. Peygamber niçin aðladýðýmý sorunca
“Allah’a yemin ederim ki, ben kendim için deðil, senin için aðlýyorum” dedim. Rasûlullah elini kaldýrarak
“Ey Allah’ým! Dilediðin þekilde bizi bu adamýn þerrinden koru!” dedi. Bu duanýn hemen akabinde Süraka’nýn bindiði atýn ayaklarý biraz da sert olan yere o þekilde battý ki atýn karný topraða deðdi. Süraka hemen attan indi ve
“Ey Muhammed! Biliyorum ki bu, senden gelmiþtir. Allah’a yalvar da beni bu felaketten kurtarsýn. Allah’a and içerim, arkamdan gelenlerin hepsini þaþýrtýr, onlarý geri döndürürüm. Ýþte okdanlýðým! Oradan bir ok al. Sonra develerimin ve koyunlarýmýn falan yerde olduklarýný göreceksin ki ne kadar ihtiyacýn varsa onlardan al!” dedi. Rasûlullah
“Onlara ihtiyacým yoktur” dedi ve Süraka için dua etti. Allah Teâlâ, Süraka’yý o felaketten kurtardý. O da arkadan gelen arkadaþlarýna doðru bindi gitti. Biz de Medine’ye gelinceye kadar yolumuza devam ettik. Halk Hz. Peygamber’i karþýladý. Yollara ve evlerin damlarýna toplandýlar. Hizmetkârlar ve çocuklar koþarak
“Allahu Ekber! Allah’ýn Peygamber’i geldi, Muhâmmed geldi” diye baðýrýyorlardý. Ve Medineliler Peygamber’in kime misafir olacaðý konusunda þiddetli bir münazâaya tutuþtular. Rasûlullah
“Ben bu gece dedem Abdulmuttalib’in dayýlarý olan Benî Neccar kabilesine misafir olacaðým. Onlarý bununla þereflendirmek istiyorum” dedi. Ertesi gün Hz. Peygamber neresi emredilmiþse oraya gitti.[1]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Bidaye, III/187-188 (Ýmam Ahmed’den); Hadisi Ýbn Ebi Þeybe, Ýbn Sa’d, Ýbn Huzeyme, Buhari, Müslim de rivayet etmiþtir.
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/327-329.
Hz Peygamber’in Medine Yakýnýnda Kuba’ya Varmasý ve Halkýn Hz Peygamber’in Geliþine Sevinmeleri
- Allah’ýn Rasûlü müslümanlarla beraber Þam’dan gelen ve Zübeyr’in baþkanlýk yaptýðý bir kervanla yolda karþýlaþtý. Zübeyr Allah Rasûlü’ne de kayýnpederi Ebubekir’e de beyaz elbiseler verdi. Medine’deki müslümanlar da Peygamber’in Mekke’den çýktýðýný haber almýþlardý. Onlar her sabah, öðleye kadar, çýkýyor, yollarý gözetliyorlardý. Öðle hararetinde ise evlerine dönüyorlardý. Bir gün uzun uzun yollara baktýktan sonra evlerine döndüler. Yahudilerden birisi herhangi bir ihtiyacý için dýþarý çýkmýþ, etrafa bakýyordu. Rasülullah ile Ebubekir’i uzaktan serab gibi beyazlar giyinen iki kiþi þeklinde gördü. Kendini zaptedemeyerek en yüksek sesiyle
“Ey Arablar! Ýþte beklediðiniz Peygamberiniz” deyince müslümanlar silahlarýný alarak Rasûlullah’ý Harre’de karþýladýlar. Hz. Peygamber onlarýn sað tarafýndan giderek Benî Amr b. Avf kabilesine misafir oldu. O gün Rebiü’l-Evvel ayýnýn Pazartesi günüydü. Hz. Peygamber susarak oturuyordu. Ebubekir de ayakta duruyordu. Ensardan olup da Rasûlullah’ý daha önce görmeyenler Ebubekir’e gelerek selam veriyorlardý. Bu durum gölgeler kaybolup Rasûlullah güneþte kalýncaya kadar devam etti. Bunun üzerine Ebubekir gelerek Rasûlullah’a abasýyla gölgelik yaptý. Böylece halk anladý ki oturan zat Hz. Peygamber’dir. Hz. Peygamber, Benî Amr b. Avf nezdinde on küsur gün kaldý. Takva üzerine tesis edilen o mescidi, bina edip içinde namaz kýldýktan sonra devesine binerek halkla beraber Medine’ye girdiler. Devesi bugün Medine’deki Peygamber camiinin bulunduðu yere çöktü. Burasý müslümanlarýn bazýlarýnýn namaz kýldýklarý bir yerdi. Esasýnda Süheyl ve Sehl isimli ve Sa’d b. Zürare’nin himayesindeki iki yetimin harman yeriydi. Deve oraya çökünce Hz. Peygamber
“Eðer Allah dilerse bu benim konaðýmdýr” dedi. Sonra Hz. Peygamber o harman yerinin sahibleri olan iki zatý çaðýrdý. Kendilerinden mescid yapmak üzere burasýný satýn almak istediðini bildirdi. Çocuklar da
“Ey Allah’ýn Rasûlü! Biz satmayýz, fakat sana hibe ederiz” deyince Hz. Peygamber bu teklifi kabul etmedi, araziyi onlardan satýn alarak mescidi bina etti. Müslümanlarla beraber mescidin kerpiçlerini çekiyor, bu esnada da þu þiiri okuyordu:
“Bu, Hayber’in yükü deðildir. Ey Rabbimiz! Bu yük daha sevablý ve daha temizdir” ve “Ecir, kesinlikle ahiret ecridir, yarab! Ensar ve muhacire merhamet et![1]
- Enes b. Mâlik þöyle anlatýyor: Çocuklarýn arasýnda koþuyordum. Onlar
“Muhammed geldi” diyorlardý. Ben koþuyordum, fakat birþey görmüyordum. Sonra tekrar
“Muhammed geldi” diyorlardý. Koþuyordum, yine birþey görmüyordum. Tâ ki Hz. Peygamber ve arkadaþý Ebubekir gelinceye kadar. O zaman biz Medine’nin bazý harabelerinde gizlendik, sonra onlar göçebelerden bir kiþiyi gönderdiler ki, ensara geldiklerini haber versin. Ensar beþyüz kiþilik bir gurub halinde Peygamber ve arkadaþýný karþýladýlar. Ensar
“Emin olarak, itaat edilerek buyurunuz” dedi. Böylece Hz. Peygamber ve arkadaþý ensarýn arasýnda Medine’ye girdi. Medine halký yollara dökülmüþtü. Hatta genç kýzlar binalarýn damlarýnda Rasûlullah’ý görmek için sabýrsýzlanýylar ve
“Hangisi Rasûlullah’týr” diyorlardý. Biz buna benzer bir manzara daha görmemiþtik. Hz. Peygamber’in Medine’ye geldiði ve sonra da vefat ettiði günü gördüm. Onlara benzer iki günü bir daha görmedim.[2]
- Hz. Peygamber, Medine’ye geldiðinde kadýnlar ve çocuklar
“Ondörtlük ay bizim üzerimize doðdu.
Seniyyetü’l-Veda denilen yoldan.
Þükür bizim boynumuza farz oldu.
Allah’a çaðýrýcý çaðýrdý bizi...” mealinde beyitler okuyarak sevinç gösterisi yapýyorlardý.[3]
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Bidaye, III/186 (Buhari’den); Müslim de rivayet etmiþtir. Ravi diyor ki, bu þiir, müslümanlardan birisine aittir. Fakat ismi bana söylenmedi. Ýbn Þihab da “Bu iki beyitten baþka, Hz. Peygember’in herhangi bir þiirin bir beyitini tam olarak okuduðu bize nakledilmemiþtir” diyor.
[2] Bidaye, III/197 (Ýmam Ahmed’den) Bunun benzerini Beyhaki de rivayet etmiþtir.
[3] Bidaye, III/197.
Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/329-330.
Ynt: Hz.Peygamber sav in Hicreti By: ceren Date: 08 Ocak 2019, 17:10:54
Esselamu aleyküm.Rabbim razý olsun bilgilerden kardeþim...
Ynt: Hz.Peygamber sav in Hicreti By: Bilal2009 Date: 09 Ocak 2019, 13:21:40
Ve aleykümüsselam Rabbim bizlerin ilmini artýrsýn Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Hz.Peygamber sav in Hicreti By: Sevgi. Date: 10 Ocak 2019, 02:33:34
Rabbim bizleri Peygamber Efendimizin yolundan hiç ayýrmasýn inþaAllah
radyobeyan