Hayatüs Sahabe
Pages: 1
Sahabelerdeki Cihad Arzusu By: YBNGL Date: 07 Eylül 2010, 06:40:56
SA’D b. EBÎ VAKKAS’IN ÝNSANLARI CÝHADA TEÞVÝK ETMESÝ

Sa’d b. Ebî Vakkas’ýn Kadisiye Gününde Bir Hutbe Ýrat Etmesi


Kadisiye gününde, baþkumandan olmak hasebiyle Sa’d b. Ebî Vakkas bir hutbe irat etti. Bunda, Allah’a hamd ü senâdan sonra þunlarý söyledi: “Þüphe yoktur ki mülkünde ortaðý bulunmayan Allah, hakkýn tâ kendisidir. O’nun için, verdiði sözleri yerine getirmeme ihtimali sözkonusu deðildir. Allah Teâlâ, Kur’an’da “Andolsun ki biz Zikir’den (Tevrat’tan) sonra Zebur’da da ‘Arza (yeryüzüne) mutlaka sâlih kullarýmýz vâris olacaklardýr’ diye yazmýþtýk”. (Enbiyâ: 21/105) buyurmaktadýr. Ýþte bu yeryüzü sizlerin olacaktýr. Bunu size Rabb’iniz va’detmiþtir. Bu topraklar üç yýldan beri sizlerin elindedir; ondan yeyip içiyor, ahalisini öldürüp ganimetler alýyorsunuz ve kendilerine esir muamelesi yapýyorsunuz. Bunu da sizlere içinizden daha önce gâlip gelenler saðlamýþtýr. Þimdi ise sizler gelmiþ bulunuyorsunuz. Siz Araplarýn en seçkin kiþileri ve önderlerisiniz. Her biriniz kendi kabilesinin en iyileri olup geride kalanlarýn iftihar edecekleri kimselerdir. Eðer dünyayý býrakýp yalnýzca âhirete yönelecek olursanýz Allah Teâlâ sizlere hem bu dünyayý hem de âhireti verecektir. Þunu biliniz ki bu savaþ sizden hiç birinizin ecelini öne alacak deðildir. Þayet zayýflýk gösterip daðýlacak olursanýz kuvvetiniz gider. Âhiretiniz tehlikeye düþtüðü gibi son neferinize kadar da helak olursunuz”.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/439



Âsým b. Amr’ýn Kadisiye Gününde Bir Konuþma Yapmasý


- Sa’d dan sonra da Âsým b. Amr kalktý ve þunlarý söyledi: “Þu topraklar Allah Teâlâ’nýn, üzerinde yaþayanlarýnýn herþeyini sizlere helal kýldýðý topraklardýr. Siz gâlip olduðunuz halde þu üç senedir onlardan çok daha fazla sýkýntýlar çektiniz. Eðer bu uðurda sabredip sadece Allah rýzasý için hareket edecek olursanýz. Allah sizlerle beraber olacaktýr. Ýþte o zaman bu topraklar üzerinde yaþayanlarýn mallarý, kadýnlarý, çocuklarý ve memleketleri sizlerin olur. Zayýflýk ve gevþeklik gösterip savaþtan kaçmanýz halinde ise þu karþýnýzda durmakta olan muazzam ordularý ikinci kez saldýrýrsýnýz korkusuyla -Allah korusun- sizden hiç kimseyi sað býrakmayacaktýr. Allah’tan korkunuz! Allah’tan korkunuz ve o gâlib geldiðiniz günleri ve Allah’ýn o günlerde size verdiklerini hatýrlayýnýz. Bir de geride býraktýðýnýz topraklarý hatýrlayýnýz ki orasý geniþ ve ýssýz bir çöldür. Susuz, insansýz, bitkisiz bir sahadýr. Orada ne bir aðaç ve ne de sýðýnacak bir yer vardýr. Eðer oraya tekrar dönecek olursanýz ne hale geleceðinizi düþününüz. Bütün bunlar bir yana sizin asýl hedefiniz Allah’ýn rýzasýný ve âhireti kazanmak olmalýdýr.”[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ýbn Cerir et-Taberi IV/44 (Sayf tarikiyle Muhammed, Talha ve Ziyad’dan).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/440



Ebu Ümâme’nin Bedir Savaþýna Katýlmaya Çok Ýstekli Olmasý



- Ebu Ümâme þöyle anlatýyor: Hz. Peygamber Bedir’e çýkmak istediklerinde ben de onunla birlikte gitmeye karar verdim. Dayým Ebu Bürde b. Neyyâr (doðrusu Dînâr olmalýdýr) beni görerek

“Annen hastadýr, kal ve ona yardýmcý ol!” dedi. Ben de

“Hayýr, ben kalmýyorum. Hem o benim annemse senin de kýzkardeþindir; sen bekle!” dedim. Dayým bunu Hz. Peygamber’e söyledi. O da bana kalmamý emretti. Dayýmsa onunla birlikte Bedir’e katýldý. Hz. Peygamber ve ordusu Bedir’den döndüklerinde annem de vefat etti; onun cenaze namazýný Hz. Peygamber kýldýrdý.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ebu Nuaym, Hilye IX/37.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/441



Hz. Ömer’in Allah Yolundaki Cihada Olan Arzusu ve Cihat Hacdan Üstündür, Buyurmasý


- Hz. Ömer þöyle diyor: “Eðer þu üç þey olmasaydý ölüp Allah Teâlâ’ya kavuþmayý arzu ederdim: Birincisi Allah için cihada çýkýp yolculuk yapmak; ikincisi secde ederek alnýmý O’nun için topraða koymak; üçüncüsü ise hurmanýn güzelini seçtikleri gibi sözün güzelini de seçmeye çalýþan bir kavim içerisinde bulunmaktýr.”[1]

- Hz. Ömer müslümanlara þöyle demiþtir: “Hacca gidiniz; çünkü o Allah Teâlâ’nýn emretmiþ olduðu sâlih amellerden biridir. Ancak cihat ondan daha üstündür.”[2]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Kenz II/288 (Ýmam Ahmed, Zühd adlý kitabýnda, Said b. Mansur, Ýbn Ebi Þeybe ve baþkalarýndan).

[2] Kenz II/288 (Ýmam Ahmed’den, o da Ebi Þeybe’den).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/441



Abdullah b. Ömer’in Cihada Aþrý Ýstek Duymasý



- Ýbn Ömer þöyle anlatýyor: “Bedir günü Hz. Peygamber’e gösterilerek savaþa katýlýp katýlamayacaðým soruldu. O da yaþýmý küçük görerek müsaade etmedi. Bunun üzerine o kadar üzüldüm ve aðladým ki bu yüzden sabaha kadar uyuyamadým. Bütün ömrüm boyunca böyle bir gece geçirdiðimi hatýrlamýyorum.

Ertesi sene gösterildiðimde Hz. Peygamber savaþa katýlmama izin verdiler. Ben Allah’a bu hususta çok hamdettim”.

- Bir gün adamýn biri Abdullah b. Ömer’e

“Ey Ebâ Abdirrahman! Duyduðuma göre iki ordu karþý karþýya geldiðinde onlara sýrtýnýzý dönüp kaçmýþsýnýz?” dedi. Bunun üzerine Abdullah b. Ömer

“Evet, kaçtýk; ben bunu inkar etmiyorum. Ancak Allah Teâlâ bizim hepimizi affetti. O’na binlerce þükürler olsun!” dedi.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Kenz V/231 (Ýbn Asakir’den).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/441-442



Hz. Ömer’in Cihada Gitmek Ýsteyen Bir Kiþiyle Olan Kýssasý:


- Bir kiþi Hz. Ömer’e gelerek

“Ey müminlerin emiri! Bana bir binek ver, cihada gitmek istiyorum” dedi. Hz. Ömer orada bulunan birisine

“Onu elinden tut, beytülmala götür. Ýstediðini alsýn” dedi. Adam beytülmala girdi. Orada altýn ve gümüþ yýðýnlarýný görerek

“Bunlar nedir? Ben bunu istemiyorum. Ben bir yol azýðý ile bir binek istiyorum” dedi. Bunun üzerine adamý Hz. Ömer’e geri getirip onun sözlerini Hz. Ömer’e naklettiler. Hz. Ömer ona azýk ve bir binek verilmesini emretti. Onun bineðine eðeri kendi eliyle vurdu. Adam deveye binince Allah’a hamdetti. Sonra Ömer’i övmeye baþladý. Ömer de adamýn arkasýnda yürüyor. Adamýn kendine dua etmesini temenni ediyordu. Nihayet adam “Allah’ým, Ömer’e iyi bir karþýlýk ver” diye dua edince Ömer geri döndü.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Kenzü’l- Ummal, II/288.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/442



Hz. Ömer’in Allah Yolunda Savaþa Çýkýp Nöbet Tutanýn Üstünlüðü Hakkýndaki Sözü


- Hz. Ömer yanýnda oturanlara

“Ecir yönünden insanlarýn en büyüðü kimlerdir?” diye sordu. Onlar da oruçtan, namazdan söz ederek

“Mü’minlerin emirinden sonra, ecir bakýmýndan falan falan kimseler büyüktür” diye cevap verdiler. Hz. Ömer

“Kimin büyük olduðunu size söyleyeyim mi?” dedi.

“Söyle” dediler. Hz. Ömer

“Atýnýn gemini tutarak Ýslâm ülkesinde koruyuculuk yapan ve canavar mý yiyecek zehirli bir hayvan mý sokacak, düþman mý yakalayacak diye hiç bir tehlikeyi umursamayan o meçhul adam var ya, iþte o saydýðýnýz kimselerden de, mü’minlerin emirinden de kat kat üstündür” dedi.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Kenzü’l- Ummal, II/289.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/442



Hz. Ömer’in Ebubekir’le Beraber Savaþa Çýkmak Ýsteyen Muaz b. Cebel ile Ýlgili Kýssasý


- Hz. Ömer þöyle anlatýyor: Muaz savaþa gitti. Andolsun onun gitmesi Medine’ye de Medine ehline de fýkýh hususunda zarar getirdi. Zira onlara o fetvalar veriyordu. Bundan dolayý o savaþa gitmeden Ebubekir’e

“Halkýn Muaz’a ihtiyacý var” diyerek onu göndermemesini rica ettim. Ebubekir

“þehidlik isteyen bir kimseyi ben alýkoyamam” dedi. Ben de

“Vallahi adam, evinde ve yataðý içinde de ölse, Allah yine ona þehitlik derecesini verir. Çünkü bütün halk ona muhtaçtýr” dedim. Muaz, Hz. Peygamber ile Ebubekir’in saðlýklarýnda da fetva verirdi.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Kenzü’l- Ummal, VII/287 (Vakýdi kanalýyla Ýbn Sa’d’dan).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/443



Hz. Ömer’in Ýlk Muhacirleri Arap Ýleri Gelenlerinden Üstün Tutmasý


- Hâris b. Hiþam ile Süheyl b. Amr, Hz. Ömer’e geldiler. Hz. Ömer’i aralarýna alarak oturdular. Ondan sonra ilk muhacirler geldi. Her bir muhacir geldikçe Ömer, Haris ile Süheyl’i kaldýrýp gelen muhacirleri oturtuyordu. Ensar geldiðinde de yine onlarý yerlerinden kaldýrýp ensarý oturtuyordu. Öyle ki onlar meclisin son noktasýna kadar kaydýrýldý. Haris’le Süheyl, Hz. Ömer’in yanýndan çýkýnca Haris, Süheyl’e

“Adamýn bize yaptýðýný gördün mü?” dedi. Süheyl de

“Onu kýnamaya bizim hakkýmýz yoktur. Bunu, baþýmýza biz getirdik. Onlar Ýslâm’a çaðrýldýklarý zaman, beklemeden kabul ettiler. Bizse bu çaðrýya uymakta çok geç kaldýk” dedi. Halk Hz. Ömer’in yanýndan daðýlýnca, Haris ile Süheyl tekrar onun yanýna gidip

“Gördün mü, bugün bize ne yaptýn? Fakat bunun sebebi yine biziz. Bunu biliyoruz. Acaba bu hatanýn telâfisi mümkün deðil mi?” dediler. Hz. Ömer

“Hatanýzýn telâfisi ancak Rum sýnýrýna gitmenizle mümkün olur” dedi. Bunun üzerine onlar da çýkýp Þam’a gittiler ve ölünceye kadar bir daha dönmediler.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Kenzü’l- Ummal, VII/136 (Ýbn Asakir’den).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/443


Hz. Ömer’in Muhacirleri Kendilerinden Üstün Tuttuðu Arap Ýleri Gelenlerine Süheyl b. Amr’ýn Söyledikleri



- Bazý kimseler Hz. Ömer’in kapýsýna geldiler. Onlarýn arasýnda Süheyl b. Amr, Ebu Süfyan b. Harb ve Kureyþin yaþlýlarý vardý. Hz. Ömer’in hizmetçisi çýkýp Süheyl, Bilal ve Ammar gibi Bedir’e katýlan sahabileri önce içeri aldý. Diðerlerine aldýrmadý. Hz. Ömer Bedir’e katýlanlardandý, onlarý severdi ve onlar hakkýnda vasiyyeti de vardýr. Bu esnada Ebu Süfyan “Bugünkü gibisini hiç görmedim. Halife bu kölelere izin veriyor da bize hiç iltifat etmiyor” dedi. Ebu Süfyan’a karþýlýk olarak Süheyl b. Amr da -Süheyl akýllý bir insandý-

“Ey arkadaþlar, öfkelendiðinizi yüzünüzden anlýyorum, Eðer öfkelenecekseniz kendinize öfkelenin. Þu içeri alýnanlar Ýslâm’a çaðrýldýlar siz de çaðrýldýnýz. Onlar süratle Ýslâm’a girdiler, sizse geciktiniz. Bizim þu kapýda bekleyiþimiz geçici bir þeydir. Esas üzücü olan, onlarýn bizden önce Ýslâm’da þeref ve üstünlük kazanmalarýdýr. Allah’a yemin ederim ki, siz buna çare bulamaz ve artýk onlara yetiþemezsiniz. Hiç olmazsa þu cihad fýrsatýný deðerlendirip cihada koþun. Umulur ki Allah Teâlâ size þehidlik nasip eder de yüzünüz aðarýr” dedikten sonra ayaða kalkýp elbisesinin tozlarýný silkeledi ve hemen Þam’ýn yolunu tuttu. Vallahi Süheyl doðru söylemiþtir. Allah Teâlâ hiç bir zaman, emirlerini geç yerine getiren bir kul ile hemen yerine getiren bir kulu denk tutmaz.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Hakim, III/282; Ýstiab, II/110; Heysemi, VIII/246; Ýsabe, II/294.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/443-444



Süheyl’in Allah Yolunda Cihada Çýkmasý ve Ölünceye Kadar Savaþa Devam Etmesi



- Ebu Said b. Fudale þöyle anlatýyor: Süheyl b. Amr’la beraber Þam’a kadar gittik. Yolda bana

“Rasûlullah’tan duydum ki, herhangi birimizin Allah yolunda bir saat kalmasý, çoluk çocuðu içinde hayat boyu kalmasýndan daha hayýrlýdýr” dedi. Süheyl devam ederek

“Bunun için ben de ölünceye kadar cihada devam edeceðim ve bir daha Mekke’ye dönmeyeceðim” dedi. Gerçekten de Süheyl, Amvas[1] da çýkan vebada ölünceye kadar hep Þam’da kalarak cihada devam etti.[2]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Amvas, Filistin’de Kudüs yakýnlarýnda bir kasabanýn adýdýr.

[2] Ýbn Sa’d, V/335; Ýsabe, II/94; Hakim, III/282.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/444


Haris b. Hiþam’ýn Cihada Çýkmasý ve Mekke’lilerin Üzülmeleri


- Haris b. Hiþam, Mekke’den çýkýp cihad için hududa gitmek istediðinde Mekke’liler çok üzüldüler. Öyle ki canlý hiç bir kimse kalmamak üzere; onu uðurlamaya çýktýlar. O, El-Batha’nýn en üst noktasýna veya herhangi bir noktasýna geldiðinde durdu. Halk da etrafýnda durup aðlýyordu. Halkýn üzüldüðünü görünce: “Ey Ýnsanlar, yemin ederim ki, Mekke’den gitmem, aranýzda kalmak istemediðim veya kendim için daha uygun bir yer bulduðumdan deðildir. Fakat Ýslâm gelince Kureyþlilerden bazý kimseler ona kucak açtýlar. Halbuki kabilenin ileri gelen hatýrý sayýlýr kimselerinden deðildiler. Vallahî eðer Mekke’nin bütün daðlarý altýn olsa ve onlar da bizim olsa ve hepsini de Allah yolunda harcasak, yine de onlarýn bir günlük hayatlarý kadar üstünlük elde edemeyiz. Dünyada bu fýrsatý kaçýrdýk, hiç olmazsa ahirette onlara ortak olmaya çalýþalým” dedi ve Þam’a doðru gitti. Kendisi gittikten sonra, arkasýndan aðýrlýðý da gitti ve bir savaþta þehid oldu.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ýstiab, I/310; Hakim, III278.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/444-445



Halid b. Velid’in Cihada Olan Tutkusu ve Allah Yolunda Þehid Olmayý Ýstemesi


- Halid vefat ederken “Yeryüzünde benim katýmda suyun donduðu bir gecede muhacirlerden bir gurubun içinde, sabahýn erken saatlerinde düþmana hücum etmek üzere hazýrlanmaktan daha sevimli bir þey yoktur. O halde cihada devam ediniz” dedi.[1]

- Halid b. Velid “Sevdiðim bir gelinin bana hediye edildiði veya erkek bir çocuðumun doðduðu müjdesinin verildiði gece benim için, muhacirlerden oluþan bir müfreze içinde olup sabahýnda düþmanla karþýlaþmayý beklediðim ayaz ve buzlu bir gece kadar güzel deðildir” dedi.[2]

- Halidb. Velid “Allah yolunda cihad, çok defa beni okumaktan alýkoydu” demiþtir. Yine, Halid b. Velid “Cihad yüzünden Kur’an’ýn birçok yerini öðrenemedim” demiþtir.[3]

- Halid b. Velid ölümü sýrasýnda “Savaþlarda hep ölüm tehlikesinin çok olduðu yerleri aradýðým halde, bugün yataðýmda ölmekten baþka bir þey nasip olmadý. Amellerim içinde þehadet kelimesinden sonra, sabaha kadar saðnak halinde devam eden yaðmurun altýnda kalkanýmý elime alýp düþmana baskýn yapmayý beklediðim bir gece kadar bana ümit veren bir amelim yoktur” dedikten sonra “Ben Ölünce atýmý ve silahýmý Allah yoluna vakfedin” dedi. Halid b. Velid öldüðü zaman, Ömer cenazenin baþýna gelerek “Baðýrýp çaðýrarak aðlamamak ve yaka paça yýrtmamak þartýyla velid ailesinin kadýnlarý Hâlid için gözyaþý dökmelidirler” dedi.[4]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ýsabe, I/414 (Ýbn Sa’d’dan).

[2] Mecma, IX/350 (Ebu Ya’la’dan).

[3] Ýsabe, I/414 (Ebu Ya’la’dan).

[4] Ýsabe, I/415, Bu rivayetten Halid’in Medine’de öldüðü anlaþýlýyor. Fakat tarihçilerin çoðu Halid’in, Suriye’nin Humus kasabasýnda öldüðünü kaydetmiþtir.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/445



Hz. Bilâl’in Allah Yolunda Savaþa Çýkma Ýsteði



- Bilal, Hz. Ebubekir’e gelerek

“Ey Rasûlullah’ýn halifesi! Ben Rasûlullah’tan dinledim ki “Mü’minlerin en üstün amelleri Allah yolunda cihadlarýdýr” buyurdu. Ben Allah yolunda ölünceye kadar nöbet beklemek ve cihat etmek istiyorum” diyerek izin istedi. Hz. Ebubekir

“Ey Bilal! Allah aþkýna ve benim senin üzerindeki hakkýmýn hürmetine bunu yapma. Yaþýmýn ilerleyip gücümün azaldýðý ve ecelimin yaklaþtýðý þu sýrada beni býrakman doðru deðildir” dedi. Halifenin bu ýsrarý üzerine, Bilal onun yanýnda kaldý. Hz. Ebubekir vefat ettiðinde Bilal Hz. Ömer’e geldi. Hz. Ömer de Hz. Ebubekir’in dediði gibi söyledi, fakat Bilal, Hz. Ömer’in isteðini kabul etmedi. Hz. Ömer

“O halde kimi müezzin býrakýrsýn, ey Bilal?” deyince, Bilal

“Müezzinligi Sa’d’a býrakýyorum. Çünkü o, Rasûlullah zamanýnda Kuba mescidinde müezzinlik yapmýþtýr” dedi. Böylece Hz. ömer müezzinliði Sa’d ve onun soyuna býraktý.[1]

- Hz. Peygamber vefat ettiði zaman Bilal ezaný okudu. Hz. Peygamber henüz gömülmemiþti. Bilal

“Eþhedü enne Muhammeden Rasûlullah” dediðinde halk feryad kopardý. Hz. Peygamber defnedildikten sonra Ebu Bekir Bilâl’e ezan okumasýný söyledi. Bilal, Ebubekir’e

“Eðer beni seninle beraber olmam için azad etmiþsen senin emrini kabul etmekten baþka çare yok. Yok eðer beni Allah için âzat ettiysen, o zaman beni kim için âzat ettiysen ona býrak” dedi. Ebubekir

“Ben seni ancak Allah için azat ettim” dedi. Bilal

“O halde ben peygamberden sonra hiç kimse için ezan okuyamam” dedi. Hz. Ebubekir de

“Bu senin bileceðin bir iþtir” diye mukabelede bulundu. Bilâl, ordular Þam’a gönderilinceye kadar Medine’de kaldý. Ordular Þam’a gönderilirken onlarla beraber Þam’a gitti.[2]

- Hz. Ebubekir halife seçilip cuma günü mimbere çýktýðýnda Bilal ona:

“Ey Ebubekir sen beni Allah için mi, yoksa kendin için mi âzat ettin” deyince, Hz. Ebubekir

“Allah için âzat ettim” dedi. Bilâl de

“O halde bana izin ver de Allah yolunda savaþmak üzere gideyim” dedi. Bunun üzerine Hz. Ebubekir ona izin verdi. O da Þam’a gidip vefat edinceye kadar orada kaldý.[3]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Heysemi, V/274 (Taberani’den); Ýbn Sa’d, III/168.

[2] Musa b. Muhammed b. Ýbrahim et-Teymi, babasýndan).

[3] Hilye, I/150.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/446



Mikdad’ýn “Cihadýn Herkese Farz Olduðu Hakkýnda Ayet Vardýr” Diyerek Cihada Çýkmamayý Doðru Bulmayýþý


- Mikdad ile Ebû Eyyüb, Tevbe: 9/41 ayetini “Her halûkârda savaþa çýkmak farzdýr” diye yorumlarlardý.[1]

- Ebu Raþid el-Habrânî þöyle anlatýyor: Hz. Peygamberin suvarisi Mikdad b. Esvedi, Humus’da sarraflarýn tezgâhlarýndan birisinin üzerine otururken gördüm. Ýri vücutlu olduðu için yanlarý boþlukta kalmýþtý. Savaþa gitmek istiyordu. Ona “Allah seni mazur kýlmýþtýr” dedim. O da “Hayýr, Tevbe suresinin ayeti hepimizi zorunlu kýlmaktadýr” dedikten sonra Tevbe: 9/41 ayetini okudu.[2]

- Biz Mikdad b. Esved’in yanýnda oturduk. O bir, tezgâhýn üzerinde oturmuþtu. Ve tezgâhtan dýþarýya taþýyordu. Birisi ona

“Bu sene savaþa gitmezsen olmaz mý?” dedi. O da

“Tevbe suresi bize ruhsat vermemiþtir. Çünkü Allah Teâlâ “Hafif ve aðýr olarak Allah Yolunda savaþa çýkýn” diyor, Kaldý ki ben kendimi hâlâ hafif hissediyorum” dedi.[3]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Hilye, IX/47.

[2] Hilye, I/176; Heysemi, VII/30 (Taberani’den); Ýbn Sa’d, III/150; Hakim, III/349.
[3] Beyhaki, IX/21.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/446-447



Ebu Talha’nýn Bu Konudaki Kýssasý


- Ebu Talha Berâe suresini okudu. “Allah yolunda hafif ve aðýr olarak savaþa katýlýnýz” ayetine geldiðinde

“Bu ayet genç de olsak, ihtiyar da olsak bize savaþa çýkmayý emretmektedir. Ey evlatlarým, hazýrlýk yapýn” dedi. Çocuklarý ona

“Allah sana merhamet etsin. Rasûlullah vefat edinceye kadar onun yanýnda savaþtýn. Ebubekir vefat edinceye kadar onun yanýnda savaþtýn. Hz. Ömer vefat edinceye kadar onun yanýnda savaþtýn. O halde bizi býrak da biz senin yerine savaþalým” dediler. Ebu Talha

“Hayýr, beni teçhiz ediniz!” dedi. Böylece deniz savaþýna çýktý ve denizde vefat etti. Onu defnedecekleri bir ada bulamadýlar. Ancak yedi gün sonra bir ada buldular ve orada (Kýbrýs adasýnda) defnettiler. Cesedi yedi gün kaldýðý halde bozulmadý.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ýstiab, I/550; Ýbn Sa’d, III/66; Beyhaki, IX/21; Hakim, III/353; Mecma, IX/321.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/447



Ebu Eyyüb el-Ensarî’nin Bu Husustaki Kýssasý


- Ebu Eyyub, Hz. Peygamberle beraber Bedir savaþýna katýldý. Sonra müslümanlarýn her savaþýna iþtirak etti. Ancak birisine katýlmadý. O da ordunun baþýna genç bir kiþi getirilmiþti. O sene Ebu Eyyub savaþa katýlmadý. O seneden sonra, o savaþa katýlmadýðý için üzülüyordu. Ve “Kim kumandan olursa olsun bana ne! Ben neden katýlmadým” derdi. Sonra hastalandý, o sýrada Yezid b. Muaviye ordunun baþýnda bulunuyordu. Yezid onu ziyaret etti ve “Bir ihtiyacýn var mý?” diye sordu. O da “Evet, öldüðüm zaman beni bindir ve düþman topraðýnda ilerleyebildiðin kadar ilerle ve artýk daha ilerleyemediðin yerde beni göm ve geri dön” dedi. Vefat ettiði zaman vasiyeti aynen tatbik edildi. Ebu Eyyüb her zaman “Allah Teâlâ, “Hafif veya aðýr olarak savaþa çýkýnýz” buyurmuþtur. Ben de bu iki vasfýn haricinde deðilim” derdi.[1]

- Ebu Eyyub, Muaviye devrinde savaþa çýktý, hastalandý. Aðýrlaþtýðýnda arkadaþlarýna “Ben öldüðüm zaman benim cenazemi götürün. Düþman ile çarpýþtýðýnýz noktaya vardýðýnýzda beni ayaklarýnýzýn altýna defnediniz” dedi. Onlar da öyle yaptýlar, dedikten sonra hadisin tamamýný okudu.[2]

- Ebu Eyyub, Yezid b. Muaviye ile beraber savaþa çýktý. “Ben öldüðüm zaman beni düþmanýn arazisine sokup orada defnediniz” dedi. Sonra “Ben Hz. Peygamberden duydum” Kim Allah’a ortak koþmadan ölürse Cennete girer” diyordu.[3]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Hakim, III/458; Ýbn Sa’d, III/49, Bu rivayette ordunun baþýna tayin edilen gencin Abdulmelik b. Mervan olduðu kayýtlýdýr.
[2] Ýstiab, I/404.

[3] Bidaye, VIII/59 (Ýmam Ahmed’den); Ýbn Sa’d, III/49.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/447-448



Ebu Hayseme’nin Dünya Nimetlerini Terkederek Allah Yolunda Savaþa Katýlmasý


- Ebu Hayseme, Hz. Peygamber Tebük savaþýna gittikten birkaç gün sonra sýcak bir günde ailesinin yanýna gitti. Bostanýnda iki gölgelik gördü. Ýki hanýmýndan her birisi bir gölgelikteydi. Her birisi gölgeliðine su serpmiþti. Ve Hayseme için soðuk su hazýrlanmýþtý. Ona yemek de hazýrlamýþlardý. Bostana girdiðinde gölgeliðin kapýsýnda durdu. Ýki hanýmýna ve onlarýn kendisi için hazýrladýklarýna bakýnca “Rasûlullah güneþin önünde, hararete maruzdur; Ebu Hayseme ise serin bir gölgelikte güzel bir kadýnýn yanýndadýr. Bu, adalet deðildir” dedikten sonra “Allah’a yemin ederim ki, hiçbirinizin gölgeliðine girmeyeceðim ve Resûlullah’a yetiþinceye kadar da gideceðim” dedi. “Bana azýk hazýrlayýn” diye ilave etti. Onlar da azýk için hazýrlýk yaptýlar. Sonra devesine varýp yükünü ona yükledi ve sonra da Rasûlullahýn arkasýný takiben yola çýktý. Hz. Peygamber, Tebük’teyken ona yetiþti. Ebu Hayseme’ye yolda Umeyr b. Vehb el Cumahi de yetiþmiþti. O da Rasûlullahýn yanýna gitmek istiyordu. Ýkisi arkadaþ oldular. Ta ki Tebük’e yaklaþtýklarýnda, Ebu Hayseme, Umeyr b. Vehb’e

“Benim bir günahým vardýr. Biraz geride kalýrsan, Rasûlullah’a tek baþýma varýrsam senin hiçbir zararýn olmaz” dedi. Umeyr onun teklifini kabul etti. Ebu Hayseme, Hz. Peygambere yaklaþtýðýnda, Rasûlullah, Tebük’te konaklamýþtý,

“Yolda yönelip gelen bir süvari vardýr” dediler. Hz. Peygamber

“O Ebu Hayseme’dir” dedi. Onlar da

“Ey Allah’ýn Rasûlü! andolsun, o, Ebu Hayseme’dir” dediler. Ebu Hayseme devesinden indikten sonra Rasûlullaha yönelerek selâm verdi. Hz. Peygamber ona

“Ey Eba Hayseme!. Sen helâk olmaya yaklaþtýn” dedi. Sonra Ebu Hayseme hadiseyi Rasûlullaha anlatýnca Bu sefer Rasûlullah onun için güzel þeyler söyledi ve dua etti.[1]

- Sa’d b. Hayseme þöyle anlatýyor: Hz. Peygamberle beraber Tebük seferine çýkmamýþtým. Bahçeye gittiðimde, karýmýn serinletmek için bahçedeki gölgeliðe su serpmiþ olduðunu gördüm. Bunun üzerine

“Bu insaf deðildir; Allah’ýn Rasûlü kýzgýn güneþin altýnda, sýcak su içerek savaþsýn da, ben serin gölgelerde oturup keyif yapayým” ve hemen heybeme biraz hurma koyup, devenin sýrtýna yükledim ve yola çýktým. Karým bana

“Ey Eba Hayseme, nereye gidiyorsun?” dedi. Ben de

“Hz. Peygamber’in yanýna gideceðim” dedim. Yolda Umeyr b. Vehb’e rastladým. Ona

“Ey Umeyr, sen cesaretli bir kiþisin. Senin de Hz. Peygambere gittiðini biliyorum. Fakat ben günahkâr bir insaným. Benden biraz geride kal da, Hz. Peygamberle baþbaþa görüþeyim” dedim. Bunun üzerine Umeyr biraz geride kaldý. Orduya yaklaþtýðýmda Hz. Peygamber

“Ýnþallah bu gelen Ebu Hayseme’dir” dedi. Yanýna varýnca

“Ey Allah’ýn Rasülû nerdeyse helâk oluyordum” dedim ve ona olanlarý anlattým. Hz. Peygamber bana güzel þeyler söyledi ve dua etti.[2]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ýbn Ýshak.
[2] Mecma, VI/192 (Taberani’den).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/448-449



SAHABENÝN ALLAH YOLUNDA CÝHADA ÇIKMAYA ve ÝNFAK ETMEYE GÜÇLERÝ YETMEDÝÐÝ ÝÇÝN MAHZUN OLMALARI

Ebu Leylâ ile Abdullah b. Mugâffel’in Kýssasý


- Duyduðuma göre Ýbn Yamîn en-Nadrî, Ebu Leylâ ile Abdullah b. Muðaffel’i aðlarken görmüþ ve

“Neden aðlýyorsunuz” diye sormuþ. Onlar da

“Biz kendisiyle beraber savaþa çýkmak için Hz. Peygamberden binek istedik. Fakat bize binek bulamadý” diye cevap verdiler. Bunun üzerine Ýbn Yamîn onlara bir deve ile her birine yetecek kadar azýk vererek yola çýkarmýþtýr.[1]

- Ulbe b. Zeyd de binek bulamadýðý için geceleyin bir kenara çekilip aðlamýþ ve o gece namaz kýldýktan sonra

“Ey Allah’ým! Sen cihadý emrettin ve insanlarý ona teþvik buyurdun. Sonra cihada gitmek için bana bir mal vermedin. Rasûlünün elinde beni bindirecek bir imkân yoktur. Malýmda, canýmda, namusumda bana yapýlan her zulmü, müslümanlar için helâl ettim” demiþ ve sonra halkla beraber sabah namazýna katýlmýþ. Hz. Peygamber

“Bu gece sadaka veren nerededir?” diye sormuþ. Kimse cevap vermediðinden, bir daha

“Bu gece sadaka veren kimse ayaða kalksýn” deyince Ulbe ayaða kalkarak durumu kendisine anlatmýþ Hz. Peygamber

“Müjdeler olsun. Canýmý elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, senin sadakan, kabul edilen sadakalar arasýna yazýldý” demiþtir.[2]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Ýbn Ýshak.
[2] Bidaye, V/5 (Ýbn Ýshak’dan).

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/450


Ulbe b. Zeyd’in Kýssasý


- Ulbe b. Zeyd b. Harise, Allah Rasûlünün sahabîlerindendi. Peygamber sahabileri sadaka vermeðe teþvik ettiðinde her kiþi gücü yettiði kadar sadaka getirdi. Fakat Ulbe’nin yanýnda birþey yoktu. Ulbe

“Ey Allah’ým! Benim yanýmda sadaka verecek birþey yoktur. Ey Allah’ým! ben namusuma, þerefime saldýran her kulun için onu sadaka yapýyorum” dedi. Hz. Peygamber

“Dün akþam izzet ve þerefine dokunanlara, bunu sadaka eden nerede” diye çaðýrttý. Bunun üzerine Ulbe ayaða kalktý. Hz. Peygamber

“Senin sadakan kabul edildi” dedi.[1]



--------------------------------------------------------------------------------

[1] Kenzü’l- Ummal, VII/80; Bezzar da bunu Ulbe’den rivayet etmiþ ve “Bu Ulbe, ensardan meþhur bir kiþidir. Onun bundan baþka hadisini bilmiyoruz” demiþtir.

Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahabe, Akçað Yayýnlarý: 1/450




Ynt: Sahabelerdeki Cihad Arzusu By: Bilal2009 Date: 09 Ocak 2019, 18:56:29
Esselamu aleyküm Rabbim bizleri can ve mal ile cihad edenlerden eylesin Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Sahabelerdeki Cihad Arzusu By: ceren Date: 13 Ocak 2019, 15:52:53
Esselmau aleyküm.Ýslamý yaymak islam için allahýn rýzasý için cihad yapan ve ömrünü feda eden sahabelere binler rahmet olsun inþallah.Rabbim razý olsun bilgilerden kardeþim...
Ynt: Sahabelerdeki Cihad Arzusu By: Sevgi. Date: 14 Ocak 2019, 02:33:00
Aleyküm Selam.  Rabbim bizlere razý olucaðý hayýrlý ameller iþlemeyi nasip etsin inþaAllah

radyobeyan