ALLAH nelere kadir By: ehlidunya Date: 06 Eylül 2010, 22:45:20
Uhuvvet Risalesini Okudu Daðdan Ýndi
Bu sene Kutlu Doðum Haftasý vesilesiyle gittiðimiz Elazýð’da ilk defa bir PKK’lýnýn dönüþ hikâyesini Diyarbakýrlý Askerî Aðabeyden dinlemiþtim. Askere, polise, masum insanlara göz kýrpmadan silâh çekebilecek derecede gözü dönmüþ, daðlara çýkmýþ bu terörist, Nimet isimli genç gün gelmiþ, iç dünyasýnda geçirdiði bir inkýlâb sonucunda karýncayý dahi incitmekten çekinir hâle gelmiþ, daðdaki arkadaþlarýna da el atýp birlikte eve dönmüþlerdi.
Nimet’le dün bir dostlar meclisinde görüþtüm. Silâhý nasýl býraktýðýný, dönüþ hikâyesini bizzat kendisinden dinlemek istedim. Nimet düþüncelerini þiirleþtirmiþ:
“Fakir Nimet çok ezildin / Daðdan daða çok gezerdin / Nice halklarý ezerdin…”
“Nasýl oldu bu dönüþ?” dedim.
“Birgün köye indim bir cenazeye katýlmak üzere. Hazine bulmuþcasýna sevinen bir kýsým arkadaþlarým beni Ata
Hocanýn ilim meclisine götürdüler. Dostluk, barýþ, kardeþlikle ilgili bir konu okunmaktaydý. Çok etkilenmiþ; ne kadar yanlýþ, zararlý, tehlikeli bir yolda bulunduðumu anlamýþtým.
Sonradan öðrendiðim kadarýyla okunan kýsým Bediüzzaman Said Nursî’nin Uhuvvet, yani Kardeþlik Risâlesi’ymiþ. Bu gerçeklerle yüzyüze geldikten sonra nasýl silâhý alýp masum insanlara doðrultabilirdim? Ýçinde azýcýk imaný olan insan nasýl cana kýyabilirdi? Dedim kendi kendime: ‘Halt ediyorsun, kendine yazýk ediyorsun Nimet! Nasýl ALLAH’tan korkmaz, ALLAH’ýn verdiði cana kýyabilirsin?’ dedim.
Derken devamýnda gelen birkaç sohbet benim daðdan inmeme, silâhý býrakmama yetmiþti. Kimse bana ne bir kaba kuvvet, ne bir baský yapmýþtý. Sadece gerçeklerle yüzyüze gelmiþ, ikna olmuþtum. ALLAH razý olsun o Bediüzzaman’dan ki birçoklarý gibi benim de elimden tutmuþtu.” Nimet, þiirinin bir kýtasýnda diyor ki:
“Bastým kýrkýncý yaþýma / Çýktým daðlarýn baþýna / Olmasaydýn Bediüzzaman / Neler gelirdi baþýma!”
Nimet ve köylüleri Ýstanbul’un daðbaþý denebilecek bir semtinde yolun kenarýnda bir ilim meclisi kurmuþlar. Sohbete ilk defa katýlan yol kenarýnda bilardo salonu sahibi Muzaffer Efendi, “Böyle bir ilim meclisi için dükkâným fedâ olsun” demiþ. Herkes bulabildiði halý ve kilimleri getirmiþ, düzenlemiþler, okunanlarý pürdikkat ve iþtiyakla dinlemekteydiler.
Sevgi, þefkat, ilim ve ikna ile yaklaþýldýðýnda ne kadar kötü ve zararlý yolda olursa olsun insaný kazanmanýn örneklerinden birini daha Nimet’te gördüm.
Kaynak: Yeni Asya
radyobeyan