Nurdan Damlalar
Pages: 1
Nurlar Tekrar Tekrar Olsun Diye By: ehlidunya Date: 06 Eylül 2010, 22:22:33
   
Nurlar Tekrar Tekrar Olsun Diye... Safvet SENÝH

Bediüzzaman Hazretleri, Risale-i Nurlarý telif etmekle kalmamýþ, onlarý tekrar tekrar okumuþ, talebelerinin de tekrar tekrar okumalarýný ve yazmalarýný temin etmiþtir. Risaleleri okuyan ve yazanlarý talebe olarak kabul etmiþtir. Hattâ kendisiyle görüþmek isteyenleri, yine Külliyatý mütalâaya teþvik etmiþtir: ''Benimle hakikat meþrebinde sohbet isteyen ve görüþmek isteyen adam hangi Risale'yi açsa benimle deðil, hâdim-i Kur'an olan Üstadýyla görüþür ve hakaik-i imâniyeden zevkle bir ders alabilir.'' (Kastamonu Lâhikasý)

Bediüzzaman, tahkiki imaný elde etmenin yolunu da Nurlarý okumak olarak göstermiþtir: ''Kat'i ve çok tecrübelerle anlaþýlmýþ ki, imaný kurtarmak ve kuvvetlendirmek ve tahkiki yapmanýn en kýsa ve en kolay yolu Risale-i Nur'dadýr. Evet on beþ sene yerine, on beþ haftada Risale-i Nur o yolu kestirir, iman-ý tahkikiye isâl eder.'' (Kastamonu Lâhikasý)

Zübeyir Gündüzalp þöyle der: “Bir gün Emirdað'da Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin birkaç hizmetkârýyla bir çýnar aðacýna gittik. Üstad çýnar aðacýna çýktý: Burasý benim medresemdir. Ders okuyun.' dedi. Biz de okuduk ve iki-üç saat ders yaptýk.” (Son Þahitler)

Bayram Yüksel, Üstad'ýn þöyle ders verdiðini anlatmýþtýr: ''Risale-i Nur'un gýda ve taam hükmündeki hakikatlarýndan hem akýl, hem kalb, hem ruh, hem nefis, hem his hisselerini alabilir. Yoksa yalnýz akýl cüz'î bir hisse alýr, ötekiler gýdasýz kalabilirler. Risale-i Nurlar sair ilimler gibi okunmamalý. Çünkü ondaki imaný tahkiki ilimleri baþka ilimlere ve maariflere benzemez. Akýldan baþka çok letaif-i insaniyenin azýðý ve nurudur.'' (Son Þahitler)

Bayram Yüksel, Bediüzzaman'ýn 1953'teki Mesne-vi-i Nuriye'den yaptýðý dersleri de þöyle anlatýr: ''Çok güzel izah ediyordu. Âdeta 20 yaþýndaki genç ve faal birisi gibi 5-6 saat derse devam ederdi. Okudukça gençleþiyordu. Bizler tahammül edemezdik. Sabah namazýndan sonra baþlar, tâ öðle namazýna kadar sürerdi. (...) Üstad bir gün; ''Evlâtlarým, bu ders yalnýz bizi deðil, bütün kâinatý alâkadar eden bir derstir. Bu dersi mele-i alânýn sakinleri de dinliyorlar. Bu ders çok mühimdir.' dedi. Hakikaten bizlere de acayip bir þey oldu. Yine bir gün dersten sonra; 'Evlâtlarým, siz zannediyor musunuz ki, biz beþ-altý kiþi ders yapýyoruz. Biz bu dersimizle Anadolu'da binler ders yapan cemaatlerin arasýna mânen giriyoruz, beraber ders yapýyoruz.' demiþti. (...) Biz Üstadýmýzýn yanýnda kaldý-ðýmýz uzun seneler, boþ oturduðunu görmedik. Ya okur, ya tashih eder veya okutur dinlerdi. Hattâ son zamanlarda teybe Risale-i Nur okuyorduk. Üstadýmýz da dinliyordu. Üstadýmýz, ziyarete gelenlere: 'Yeni bir âlet çýkmýþ, Risale-i Nur hafýzý, Risale-i Nur'u çok güzel okuyor.' diyor ve alýp dinlemeye teþvik ediyordu.Üstadýmýz bazen de diyordu ki: 'Bugün kaç sayfa okudunuz?' Biz de üç veya beþ dediðimiz zaman; 'Ben 200 sayfa okudum. Hem benim kalemim yok, çok aðýr yazýyorum. Hem de sizin gibi gazete gibi okuyup geçmiyorum. Ben mânâsýný da anlayarak okuyorum. Hem de bakýn ne kadar tashih ettim. Elhamdülillah ben bugün bu kadar okudum. Çok istifade ettim. Bugün imaným çok inkiþaf etti.' derdi. Hayretler içinde bize gösteriyordu. 'Fesubhanallah bu eseri hiç görmemiþ gibi istifade ettim!' derdi. 'Nasýl mübarek günlerde camilerde tecdid-i iman ederler; biz de Risale-i Nur'u okumakla tecdid-i iman ediyoruz." derdi. (Son Þahitler)

Mustafa Ekmekçi diyor ki: ''Üstad'ýn yanýna vardýðýmýzda çok hiddetliydi. Bize þöyle hitap etti: 'Niye þahsýmý ziyarete geliyorsunuz? Benim yerime Risale-i Nur'u okuyunuz. Beni görünce bir istifadeniz oluyorsa, Risale-i Nur'u okursanýz yüz istifadeniz olur.'' (Son Þahitler)

Bizzat Nur Müellifi, Risaleleri okumaktan elde ettiði feyz ve bereketi þöyle dile getiriyor: ''Ben kendim, on deðil, yüz deðil, binler defa müteaddit tecrübelerimle kanaatim gelmiþ ki; Sözler ve Kur'an’dan gelen Nurlar aklýma ders verdiði gibi kalbime de iman hali telkin ediyor, ruhuma iman zevki veriyor. Hattâ dünyevî iþlerimde, keramet sahibi bir þeyhin bir müridi nasýl þeyhinden ihtiyaçlarýna dair medet ve himmet bekliyor. Ben de Kur'an- Hakîm'in kerametli esrarýndan ihtiyaçlarýmýn hallini beklerken, ümit etmediðim ve ummadýðým bir tarzda bana çok defa hasýl oluyor.'' (28. Mektup, 3. Mesele, 5. Nokta, Birinci misal


radyobeyan