Efendimizde (asm) vefa duygusu By: ehlidunya Date: 06 Eylül 2010, 20:25:31
Peygamber Efendimizde (asm) vefa duygusu
Resul-i Ekrem (asm) Efendimizin her türlü güzel duygusu da zirve yapmýþtýr. Ýþte onlardan birisi de vefa duygusudur.
Vefa sözlükte, dostluk ve sevginin gerektirdiði davranýþlarda devamlý olma anlamýna gelmektedir. Eski dostluðu korumaya da “vefakârlýk” denir.
Bilindiði gibi Peygamber Efendimiz’in (asm) babasý, Abdullah; annesi ise Vehb’in kýzý Âmine’dir. Babasý, Kureyþ Kabîlesinin Hâþimoðullarý kolundan, annesi ise Zühreoðullarý kolundandýr. Her ikisinin soyu, bir kaç göbek yukarýda, “Kilâb”da birleþmektedir. Her ikisi de Mekke’nin yerlisidir.
Peygamber Efendimizin (asm) soyu, çok temiz ve çok þerefli bir soy zinciri ile Hz. Ýbrahim’e (as) kadar uzanýr. Kâinat Hz. Muhammed’in (asm) doðumuyla sevgilisine, efendisine kavuþmuþtu. Kâinatýn rengi deðiþmiþ, adeta nura bürünmüþtü. Mekke ise eþsiz olaylara sahne olmuþtu.
Hz. Muhammed’in (as.m) doðumundan iki ay kadar önce babasý, Suriye seferinden dönerken Medine’de hastalanarak 25 yaþýnda vefât etmiþ ve orada defnedilmiþti. Peygamberimize (asm) babasýndan mirâs olarak beþ deve, birkaç koyun, doðduðu ev ve Ümmü Eymen (Bereke) adlý bir câriye kalmýþtýr.
Hz. Âmine, huzurlu ve sevinçli idi. Nur topu yavrusu ona tatlý gülücükleriyle, kocasýnýn acýsýný bir derece unutturuyordu. O, ayný zamanda geleceðe umutla bakmasýna vesile olan bir teselli kaynaðý idi. Hayatta en yakýný annesinden sonra dedesi Abdülmuttalib ve amcasý Ebu Talib olacaktý. Bunlar sýrasýyla yetim Muhammed’e (asm) hayatta olduklarý sürece kol kanat gereceklerdi.
Baþlangýçta kýsa bir süre onu annesi Âmine emzirdi. Sütü yetmediði için, daha sonra kýsa bir süre amcasý Ebû Leheb’in câriyesi Süveybe Hatun emzirdi. Süveybe Hatun daha önce Hz. Hamza’yý (ra), ondan sonra da Ebu Seleme’yi emzirmiþti. Böylece amcasý ile sütkardeþi olmuþlardý.
Peygamber Efendimiz (as.m) Hz. Hatice (ra) ile evlendikten sonra bu süt anneyi hiç unutmamýþtýr. Süt anne Süveybe Hatun fýrsat buldukça Hz. Hatice’nin evine gelip giderdi. Peygamberimiz de (asm) ona çok hürmet eder ve ikramda bulunarak vefa duygusunu sürdürürdü. Gönlü onun hür ve Müslüman olmasýndan yanaydý.
Vefa duygusu, Peygamber Efendimizin (asm) dünyaya getirdiði güzel ahlakýn temeli idi. Hz. Hatice, Ebu Leheb’e Süveybe’yi ýsrarla azat etmek üzere kendisine satmasýný teklif etmiþti. Ebu Leheb bu teklifi kabul etmemiþ ve ancak Resul-i Ekrem’in (asm) Medine’ye hicretinden sonra kendiliðinden azat etmiþti. Ebu Leheb ve karýsý, onun peygamberliðini tasdik etmemiþler, hayatlarý boyunca da karþýsýna dikilmekten, ona zulmetmekten geri kalmamýþlardý. Bu nedenle de Allah’ýn lanetine maruz kalmýþlardýr. Bu husus Kur’an-ý Kerim’de Tebbet suresinde þöyle açýklanmaktadýr:
“Kahrolsun Ebu Leheb! Zaten kahrolup gitti ýsý da odun taþýyýcýsý olarak beraber (ateþe) girecek. Ve boynunda da bükülmüþ bir ip olduðu halde.”
Ebu Leheb, kölesinin týrnaðý kadar bile deðer kazanamamýþtý. Kaynaklarda sadece, Süveybe Hatun’u azat etmesi nedeniyle bir miktar lutfa mazhar olduðu anlatýlmaktadýr.
Bir rivayette, Ebu Leheb’i ölümünden sonra rüyada Cehennemde susuzluktan feryat ettiði anlatýlýr. Sebebi sorulduðunda, hiçbir hayra, iyiliðe ermediðini, yalnýz Süveybe’yi azat ettiðini, o da Hz. Muhammed’i (asm) emzirdiði için (iki parmaðý arasýndaki bir deliði göstererek) orayý emerek sulandýðýný söylemiþtir. Dünyada dolaylý yapýlan bir iyilik dahi karþýlýksýz kalmamaktýr.
Peygamber Efendimiz (asm) Mekke’de olduðu gibi Medine’de de unutmamýþtýr. Hicretten sonra Süveybe’ye elbiseler göndermiþtir. Resul-i Ekrem (asm) Efendimiz, Hayber’in fethinden sonra Süveybe’nin vefat ettiðini duyunca üzülmüþ ve daha sonra oðlunu sormuþtu. Onun da öldüðünü öðrenince, akrabalarýndan kimlerin yaþadýðýný araþtýrmýþtýr.
Resul-i Ekrem Efendimiz (asm) yalnýzca ilk süt annesi Süveybe Hatuna deðil, daha sonraki süt annesi Halime’ye ve “annemden sonra annem” dediði amcasý Ebu Talib’in hanýmý Fatýma’ya ayný vefa duygusuyla yaklaþmýþtýr. Hatta onlarýn akrabalarýna bile ayný ilgiyi göstermiþtir. Bunu siyer kitaplarýnda görmek mümkündür.
Ýnsanlar vefalý olmalý, dostlarýnýn eski hukukunu unutmamalýdýr. Ýhtiyar olmuþ akrabalara bakmak, hem büyük sevap almakla beraber, o ihtiyarlarýn -ve özellikle baba ve anne ise- dualarýný almak ve kalblerini hoþnut etmek ve vefâkârâne hizmet etmek, hem bu dünyadaki saadete, hem âhiretin saadetine medar olduðu, sahih rivayetler ile ve çok tarihi olaylar ile sabittir.1
Dayý ve teyze, anne; amca ve hala, baba hükmünde olduðunu düþünürsek dünya ve ahret mutluluðuna gidecek çok güzel yollar var demektir.2
Dinimizde sýla-yý rahimin emredilmesinin hikmetleri ise anlatýlmakla bitmez.
Ynt: Efendimizde (asm) vefa duygusu By: ceren Date: 24 Haziran 2017, 17:35:52
Esselamu aleykum.rabbim bizleri peygamber efendimizin yolunda giden ve ona layik ummet olan kullardan eylesin insallah...
radyobeyan