Lügatca Harfi - M By: hafız_32 Date: 06 Eylül 2010, 16:39:22
Lügatca Harfi - M
maa-l-memnûniyet: memnunlukla.Maa-t-teessüf: yazık ki. Mâbed: ibâdet edilen yer; cami. Mağrib-i aksa: Fas, Merakeş. Mahalle-yi emvât: Ölüler mahallesi, mezarlık.Mahdum: Oğul. .Mahfuz: Saklanılmış.
Mahfuzât-i şîiriyye: Ezberde olan şiirler.MaMûk-ı asil: Asâletli yaratık (!)Mahrem-i esrar: Gizh" sırlar.Mahsûl-i mesâi: Çalışmaların mahsulü.Mahsûsât: Gözle görülen şeyler.Mahşer-i edvar: Devirlerin kalabalığı, mahşeri.Mahzâ: Ancak, sâdece.Mahzûz: Hoşlanmış, memnun.Maişet:Yaşayış.Makber: Mezar.Makhûr: Kahrolmuş, yenilmiş.Ma*kûs: Aksolunmuş, tersine çevrilmiş.Manâ-yı cüz*iyyât: Ufak, ehemmiyetsiz şeylerin manâsı.Ma*ni-i terakki: İlerlemeye engel.Ma´reke: Savaş meydanı. . . .Mg-sadak: Uygun, tıpkı.Ma-sivâ: Allah´dan gayri bütün varlıklar.Masruf: Sarf olunmuş.Mâsun: Saklanmış; sağlam.Matiyye: Binek hayvanı.Matlub:İstenilen şey.Ma´tuh: Bunak.Mazarrat: zarar vermek.Mazhar-i tevfik: Yardıma nail olma.Meâsir-i irfan: İrfan dolu güzel eserler.Mebâhis-i felsefiyye: Felsefî bahisler.Mebrûr: Hayırlı, makbul.Mebzul: Bol.Mecruh: Yaralanmış.Medeniyyet-i hasara: Şimdiki medeniyet.Medhûl: Ayıplanacak kusuru olan.Medhûş: Şaşırmış, korkmuş.Medhûş-ı cemâl: Korkmuş çehre.Medîd: Uzatılmış.Medlul: Delil getirilmiş şey.Mefahir: İftihar edilecek şeyler.Mefluç: Felçli.Meftûr: Yaratılmış.Mef´ul: Bir işe mâruz kalan. Mehâlik: Helak olacak, tehlikeli yerler.Mehaz: Kaynak.Mehib: Heybetli.Melrîb-î ervah: Ruhlar kafilesi.Mekkî: Peygamber Efendimiz Mekke´de bulunduğu sırada inen(âyet)Meknûn: Dizilmiş.Mekteb-i Sultanî: Galatasaray Lisesi.Mel´abe: Oyun, oyuncak,Meleke-i îcâd: Bulma kabiliyeti.Mel´un: Lanetlenmiş.memâlilc-i İslâmîyye: müslümanlar.Memduh: Övülmüş.Me*mûl: Emel edinilen.Memzûc: Kanştıralmış.Menâzir: Manzaralar.Menfez: Nufûz edecek yer, delik,Menhus: Uğursuz.Merdüm-girîz: İnsanlara karışmaktan hoşlanmıyan.Merlîâle-i ûlâ: Birinci, ilk merhale.Meriyyet: Sözü, hükmü geçen.Merzûls: Rızıklanmış.Mesabe: Derece, rütbe.Messai-i gâirnz: Karışık meseleler.Meshûr: Sihirlenmiş.Meskenet: Miskinlik.Meskukât: Akçeler.Meskûn: İçinde insan oturan yer.Mesrur: SevinçliMeşâhir: Meşhurlar.Meşa-i tevhîd: Birlik meşalesi.Mes’âl-i tevhîd: Birlik meşalesi.Meşîme: Kese, torba.Meşiyyet: İrade.Meşiyyet-i İlâhî: İlâhî irade.Meşkûr: Makbul, beğenilmiş.Meşveret: Danışma.Meta´: Satılacak mal, eşya.Metâib: Seçilmiş şeyler.Mevadd: Maddeler, cisimler.Mevadd-i îbtidâiyye: Ham maddeler.Meve-a-mevc: Dalga ile.Mevdu´: Emânet edilmiş.Mev´ize: Öğüt.Mev´ud:Vadolunmuş, sözverinmişMeyus: Ümitsiz.Meyyit: Ölmüş.Mezâhim: Eziyetler.
Mezec: Katma, karıştırma.Mezmûm: Yerinmis, kötülenmiş.Miâd-i istikâz: Uyanma zamanı.Mihmân: Misafir.Mîhman-pervaz: misafir seven.Mikyas: Ölçü, kıyas edecek âletMillet-i merhume: Ölmüş millet.Mirâs-i diyanet: Dinîn mirası.Mizah: Şaka, eğlence.Muahede: Karşılıklı yemin etme, anlaşma.Muaheze: Azarlama; tenkit.muakkad: Kolay kolay manâ çıkmayan şiir.Muarefe: Tanışma.Muarız: Karşı gelen.muasır: Çağdaş.Muavenet: Yardım etme.Muazzez: Hürmet ve saygı ile kabul olunan.Mugayir: Aykırı, uymaz.Muhakkar: Hakarete uğramış, muhal: imkânsız.Muhal: Sürekli olarak kalan, ebedî.Muhasamat: Düşmanlık.Muhdes: Sonradan meydana gelmiş.Muhît-i nâim: Uyuyan çevre.Muhkem: Sağlamlaştırılmış.Muhrik: Yakan, yakıcı.Muhtasar: Kısaltılmış.Mukabil: Karşısında bulunan.Mukaffa: Kafiyelenmiş.Mukayyed: Kayıtlı, bağlanmış.Muktezâ: Lazımgelmiş, icabetmiş.Munsif-âne: İnsaflılıkla.Murahhas:İizinli.
Murakabe: İç derinleşme.Murtâz: Aıştırılmış, talimli.Musâb: İsabet etmiş.Musahebe: Sohbet etme.Musannif: Eser yazan.Masallı: Beş vakit namazım kılan.Musarrah: Açık söylenmiş. Musavvir: Tasvîr eden, anlatan.Musirr-âne: Israrla.Mutantan: Gösterişli, gürültülü.Mutazarrır: Zarar gören.Mutmain: Gönlü rahat.Muttali´: Öğrenmiş, haberli.Muttarid: Sıralı, belli bir sıraya göre yürüyen.Muttasıl: Aralıksız.Muvâfık: Uygun, yerinde.Muvahhid: Allah´ın birliğine inanan.Muvâzaa: Bahse girişme; karşılıklı anlaşma.Muzirr: Zararlı.Muzmahill: Çökmüş, yokoîmug.Mübâhase: Karşılıklı bahsetme bahisleşme.
Müberra: Temize çıkmış, temizlenmiş;.Mübtedî: Acemi.Mücahedât: Din düşmanlarıyla yapılan mücadeleler.
Mücehhez: Donatılmış.Müdâvât: Deva arama.Müdavim: Bir yere devam. eden.Müeddâ: Manâ.Müddeayat: İddialar.Müekked: Sağlamlaştırılmış..Müellif: Eser yazan.
Müesses: Kurulmuş.Müeyyed: Doğruluğu kuvvetlendirilmiş.
Müfekkire: Düşünme gücü.Müfessir: Kur´ân-ı Kerîm´i tefsir eden din âlimi.Müfessirin: Müfessirler.müfîd: Faydalı.Müfsid: Bozan.Müheyyic: Heyecan veren.Mühlik: Helak eden, öldüren.Mülâabe: Oynaşma.
Mülâki: Buluşan, kavuşan.Mülâtafa: Şakalaşma.mülâyemet: Uygunluk.
Mülemma: Bir kısmı türkçe, bir kısmı arapça veya farşça söylenmiş.
olan manzume. .Mülevves: Pis.Mülhimane: İlham edercesine.Mültecâ: Sığınılacak yer.Mümanaat: Menetme engel olma.Mümtezic: Uyuşan, kaynaşan. .
Münbasit: Yayılan, genişliyen.
Mündemic: Dürülûp sarılan, içine yerleşen.Mündericât: İçindekiler.Münebbih: Tenbih eden, uyandıran.Münkad: Boyun eğen.Münker: İnkâr edilmiş. . Münkerât: Şeriatça yapılması yasak edilmiş şeyler.Münkesir: Kırılan, kırılmış.Müntahabât: Seçme eserler.Müntehâ: Nihayet bulmuş; son nokta.Münteheb: Yağma edilen.
Müntehî: So, biten.Müntekid: Tenkid eden. Mürşid: Doğru yolu gösteren kişiMürtekîb: Kötü iş yapan; rüşvet alan.Mürûr-ı zaman: Zamanı geçme.Müsahhâr: Büyülenmiş.Müsebbibât: Sebeb olanlar.Müseceâ: Süslü.Müsellem: Teslim edilmiş.Müselsel: Zincirleme.Müsta´cel: Acele yapılması gereken.Müstahkem: Sağlamlaştırılmış.Müstefîd: Faydalanan.Müstehzi: Alaycı.Müstekreh: İğrenç.Müstemirr-âne: Devamlı.Müstemlekât: Sömürgeler.Müstensih: Kopyesini çıkaran.Müsteşrik: Şark topluluklarının kültürü üzerinde araştırma yapan.Müstevli: Ele geçiren istilâ eden.Müşabehet: Benzeme.Müşâfehe: Karşı karşıya konuşma.Müşarün-ileyh: Adı geçen.Müşavere: Danışma. Müşebbeh: Benzeyen.Müşebbehün-bih: Kendisine benzetilen.
Müşkil-pesend: Zor beğenen.Müşrik: Allah´a ortak koşan.Müştak: Özleyen.Müştekât: Türemiş kelimeler.
Müteahhirin-i ulemâ: Son zamanlarda yetişen âlimler.Mütebaki: Geri kalan.Mütecellî: Görünen.Mütefenni: Fen dalında bilgi sahibi olan.Mütehassis: HislenenMütemeddin: Medenî.Mütenâim: Bolluk içinde, nazlı büyüyen.Mütenâsib: Uygun.Mütenazır: Karşılıklı birbirine bakan.
Mütenebbih: Uyanan, intibah eden.Mütenevvi: Türlü türlü.MütelezzîK: Tad alan.Müteşeddid: Şiddetlenen.mütevaklaf: Duran, bekliyen, bağlı olan,Müteveccih: Bir tarafa yönelen.Mütezâyid: Çoğalan.Müttekî: Dayanmış.Müvelled: Doğmuş.Müzayaka: Sıkıntı, darlık.Müzdâd:Artmış, çoğalmış.