Denemeler
Pages: 1
Yolculuk nereye By: sumeyye Date: 05 Eylül 2010, 19:18:30
Yolculuk nereye



Çöle düþmüþ hasret adýmlarý vardý gecede. Rabtedilen yýldýzlý hüzne gök olmaktý murâd… Bir aðaç gölgesi dinleniþte aðaç kurur muydu? Ve sorar mýydý bütün mahlûkât: Yolculuk nereye?...

Eriye eriye ham kalmazdý meyve. Ateþ renk verecekti, renk ise hayat… Ýffet pýnarlarý akacak, ark çoðalacaktý. Emsâli elifti susmuþluðu bol, ermiþliði doðruluk olan dalýn. Tekmil eczâsý bir tablacý duygularýmýn. Sinema koltuðundan hiç kalkmayan izleyici gibiyim. Vizyonda görüntüm. Gör, üzüntümde günah. Ellere ne gam; bana yazýlýyor ayrýlýðýn kâffesinin târihçesi. Takvim kâðýtlarýnda adýmýn dilekçesi. Maddesi mânâya akamamýþ çelimsiz gidiþler... Tahakküm edici bir iç ses, emredici bir nefs. Zümremde firkat þirâzesi. Müntehâma dayanacak bir fânus titreyiþi... Hîbe etmeliyim kendimden kendimi. Vîrân olmuþ bir düþe üþümeler býrakarak...

Ey hasta! Hadi kalk; kalk ve titre, titre ve sokul. Aþk mektebine çaðrýldýn, gönlünde ezel ibaresi... Her þey bir rüyadan ibaret, uyanacaksýn imdi. Nefer olduðunu unuttuðun o günden beri seferdesin, adýn seferî... Sefer tasýnda katýk edeceðin bir umut var, mataranda gözyaþý þerbeti... Tuzluyu tatlý eyliyorlar bu bahar, haberin olmadý mý? Yer-gök seyrangâh, mürekkebin seyir defterine akmadý mý?

Posta kutusu dolu, her bakýþýn bir mektup. Ýçimin kuytusunda harfler grup grup... O vav’ýn kývrýlýþý, elif’in ve he'nin dert yakan sadrý... Kaç kez yýkýldýn, kaç kez bitti sandýn zamaný? Bakraçlarda týklým týklýmdý acý... Dünyâya patlamak mý yoksa çiçek olup açmak mý?... Tütsüleri nereye sakladýn ey hasta? Kokun gelmiyor kalbim; yolculukta bir yerlerde neye eðlendin? Rüzgâr, âvâze sessizliktir terasta... Yanýna fazla eþya alma, kaldýramazsýn! Hücre gezginisin, yerlerde duramazsýn!...

Nahîf yakarýþlarýn göç alan bir yörede. Tel örgüleri, sýnýr boylarý, vize... Pasaportsuz gezebilir miyim hüzün müzemi? Mâzimde bir ilâhi iz uðruna, görmezden gelebilir miyim süveydâ mahþerini?... Mülhem gel-gitlerde seyyah, rehber ister!... Aç önümü ey aþk! Tercüme et hâlimi, yolumu göster! Nemli topraðýmda nebâtât, ayrýk otu garipliðinde. Yolculuk nereye, savrulmuþluðum eker mi beni her menzile? Duraksýz mý kaldým sarmaþýk sarýlýðýnda?...

Güz güzlüðünü bilir iki gözüm; gelir mevsimsiz, üzgünüm. Yolculukta gariptir yürek, öksüzdür. Baþý çöker böðrüne. Böðür, yeni yazýlmýþ kitâbe. Evvelde olan ve þimdi bulunan bir mezar baþý gibi, râyiha dolanýrsa dört bir yanda, kabristan anne duâsýyla þenlenmiþtir biline!... Ölüler mi diri, diriler mi ölü, ne biline?...

Kaderde Yusuf kuyuda. Pay ettiler zindaný Züleyhâ'ya... Dairelerin keþfi, samanyolu sergisiydi. Ýç örgüsü bir keþmekeþ, ortalýk yalan, riyakâr ve serkeþ. Âlemi kurtarmaya gidiyordu, kendisi müebbet çilekeþ... Bir zahmet ezele kadar git dedim içime, içine yerleþ... Yer bulamadým, yorgunum,ey ayakta kalmaktan tâkatsiz olan rûhum; özündeki cevhere dalgýç olma sözü ver!... Engerek vadisinden altýn tozu getiriver. Sim ve zere yakýþýr bir sözle, aþkýn dilsizliðinde direnç kazan! Ýrkil ve uyan!... Uyandýrýlmayý bekleme! Vakit bile gezgin, emir almýþ gitmekte...

Dað þelâlesinde mersiye okunur, ölüler doðrulur, duâlar buyrulur... Pâre pâredir leylî. Siyah ücra, beyaz kefen ve kundak. Doruklar, vefa semineri. Kürsüde Kelâm-ý Hakk... Teçhizât, dürüst deðnek; dergâh, halka halka zincir izi... Kabul edin kölenizi. Ey aþk; ciðerimde piþmiþ bir somun gibi veriyorum heybemi...

Atým, çakýlý kaldý bir yokuþta. Kaftaným sýrmalý, mürassâ bir nakýþta... Aklýmý târumâr eden bu hengâmda, merkezde kudretli bir ses: "Fe eyne tezhebûn.../ Nereye gidiyorsunuz? O Kur'ân ancak bir öðüttür, bütün âlemler için. Ýçinizden dürüst olmak isteyenler için."(Tekvîr Suresi,26–28)

***

Kanlý sayfalarda þehid olunan bir er... Seferde nefer ölmek lâzým geldi, yevm-i aþk dirildi. Köpüklenen dalgalar ve kýrýlan kalemlerde koru aklýný, tut saklýný... Kirâmen Kâtibin her dem yazýcý. Zeytunî gök bezminde, kalbin reþhâsý ne âlemde? Tutyâ akar, ulyâ zemine. Derbederim, beyhûdeyim, bitkinim... Her yanýmda acýdan mâmul alevler sarýlý. Gidenler nasýl gitti de, ben kaldým geride? Gayb perdesi açýlsa, sýrrým kalýr mý gecelerin diline? Çapulcu derlerse bedesten giriþinde, zünûbuma zonklayan bir aðrý kalýr. Eþiðine düþtüðüm aþk, tutar acûzeyi kaldýrýr. Her gençlik ihtiyarlýktan bir hatýra taþýr...

Yaþlý gelsem de çamurlanan yollardan, nikâbýný zühremden aralar mýsýn? Þehbâl açar mý þehlâ gözlerin? Muhtýrasý verilir mi bu bilmecenin? Çözemedim seni ey aþk; ne çok baðlanmýþsýn, þefkate mi karýþmýþsýn, düðüm düðüm yanmýþsýn. Seyr ü seferimde tek bir adým bile atamazken ben; þehrâyin bir gülüþle ruhsatnâmeni yazmýþsýn. Topal olsam da ya da sürüngen, kýzmazsýn deðil mi? Çok ötelere ilâhî bestenle güfte ederken gölgemi, içimin ýþýklarýna yedek enerji vererek," Yâr'dan uzaklýk cân fenâlýk" dersin,deðil mi?...

Fenâ olduðumu bile bile yollardayým. Bekâma gün saymaktayým. Kekeme hâlimi de bilir bu yollar ama ben yollarý bilemem. Cehâlet, ünitelerce çaðýmda. Yol tezkereme 'lâ edri' yazýyorum, derdimi soranlara tek kelime söylüyorum, bilmiyorum... Yolculukta büyük dertlerin anlatýmý ne fayda? Aç haritayý, yol kendini anlatmakta!

Ýlk basamak, secde izinden kalma burak. Yol düz olsa da, dik çýkýyor bu sefer. Midenden kalbine, kalbinden göklere; fikriyâtýn ayaklarý, haydi ileriye!... Derûnumdaki gezegenlerde seyrân eyliyorum. Gözlerimi açýyorum bir rüyadan uyanmýþ gibi kalbimden kalbime göçüyorum. Kabristan bekçileri dikiliyor önüme, birer Fâtiha ile hayâta yeniden baþlýyorum.

 Ey Aþk; doðum yerim neresi? Çadýrlar, çimenler, þehirler... Memleketim hangisi? Mim sýcaklýðýnda, buralý deðilim; susuyorum! Seyyahým; yýllardýr, aylardýr, yollardýr gidiyorum... Bir arpa boyu yol almamýþým. Çulsuzum, fakirim, kendimi sultan sanmýþým. Katmanlý sanrýlarda hasarzede yüreðimi sarraf diye kanmýþým. Vehmim devirler geçirmiþ, selsebil aðlayýþlarda vefâtlar kazanmýþým...

Bugün kumbaramdan bir ölü daha çýktý. Yine de esîrim nefse, standart med-cezîre... El-pençe divanda Ol Þâhýn huzurunda, gâfil cânýmýn hüzzam makâmýnda ömür barajýmý dolduruyorum. Dostlar 'yolculuk nereye' dediðinde sükûtumu sunuyorum. Hâl böyleyken bile yaz yaz neticelenmiyor kavruk hazanlar. Müptelâ olmuþum gizli tünellerin, leyl geçitlerin gedâlýk bildirisine... Tasmamý asýyorum; Allah’ým, aþk kervanýna "yolcu" diye ruhumu sunuyorum.

Kestirme yolunu öðret, açýkta býrakma bizi. Tâdât et sevdiklerinle, zillete verme biletimizi. Nâmütenâhi hazinende nasipli kýl sessizliðimizi. Âdâbýnla edepkâr eyle bâtýn ve zâhirimizi. Vefana ver de bizi, ellere verme... Tazarrûmuzu yol hâllerimizdeyken koru. Birine müracaat etmek her dem elzemli.

Münâcâtýmýz çöle düþmüþ hasret adýmlarýmýzdýr. Murâdýmýz, raptedilen yýldýzlý hüzne gök olmaktýr. Esfel-i sâfilîne dûçâr eyleme bizi... Yersizlerin yerde iþi ne? Yolculuk, ezelden ebede... Ebed, Allah yârenliðinde...

Mevlana:  "Ben aþk kervaný içinde, sonsuzluða doðru gece gündüz yol almadayým."


Fâtýmâ Zehrâ MERÝNOS

radyobeyan