Makale Dünyasý
Pages: 1
Bir numara By: reyyan Date: 05 Eylül 2010, 02:57:38
"Bir numara"

 Çok önemli ve gizli bir gündemle toplanan liderler, o gün bir çözüme ulaþmak istiyorlardý. Ortak ‘düþmanlarýna’ karþý belirleyecekleri bu son hareket planýyla, ‘mesele’ artýk kökünden halledilmeliydi. Bu planýn, tehlikeli bir plan olduðunun da farkýndaydýlar. Çünkü hayatýna kastettikleri Muhammed-ül Emîn aleyhissalatü vesselam, Hâþimoðullarýnýn bir üyesiydi ve aralarýnda hiç kimse, bu sülaleyle sürecek bir düþmanlýk istemiyordu. Onlarla kan davalý olmak vardý zira iþin sonunda...

Ýþte bazý rivayetlerde o kabile reisleri, giriþecekleri bu suikastýn þekli için; ve daha da önemlisi, bunun sorumluluðundan kurtulabilmeleri için, o gün bir ‘beyin fýrtýnasý’ gerçekleþtiriyorlardý. Böylelikle, çeþitli fikirlerin reddinden sonra Ebu Cehil’in önerisi, Necidli bir ihtiyarýn büyük teþvik ve takdirinin de etkisiyle, ortak hareket planý olarak kabul edilecektir. Çünkü önerilen çözüm, pratik ve þeytanî bir ‘zekîliktedir’: Her kabileden seçilecek bir savaþçýyla özel bir suikast timi oluþturulacak ve bu sayede de, tasarlanan cinayetin sorumluluðunun tek bir kabilede olmasý engellenmiþ olacaktý!...

Evet, plan þeytanî bir zekilikteydi; zira o yaþlý adam, insan kýlýðýna bürünmüþ olan þeytanýn ta kendisiydi!.   (Taberi Tefsiri, Enfal Sûresi-8/30)

Ýnsanlýk tarihinin özellikle de tarihî ve toplumsal özelliklere sahip olaylarýna dair dönemeçlerinde, týpký yukarýdaki rivayette olduðu gibi, þeytanýn her kritik anda devreye girdiði fikri, bir gerçeðin de ifadesidir.

Üstelik bu gerçeðin, þeytanýn hayra çalýþan insanlara vesvese, þüphe vs. gibi zorluklarla Allah’ýn yolunda engeller çýkarmaya çalýþmasýndan çok; þer yolunda etkili olabilecek etkili, yetkili ve yetenekli kimselere verdiði ‘ilham’ ve fikirler söz konusu olduðunda, kendisini daha çok gösterdiðini düþünüyorum.

Yani þeytanýn, baþta Peygamberler aleyhimüsselam olmak üzere; insanlýðý hayra sevk edecek bütün rehber zatlarýn maddî ve manevî baþarýsýzlýklarýný amaçlamasý ve bu uðurda ‘dâhiyane’ çalýþmasý; inananlar için pek de sürpriz deðildir zaten. Zira insanlýðýn o iftihar kaynaklarýnýn vesile olabilecekleri hayýrlardaki, “küllî etkinin” farkýndadýr o melun. Onun, ta Adem babamýzýn (a.s) Cennetteki imtihanýndaki aldýðý rolden tutun da, örneðin Hz. Ýsa (a.s)’a çölde vesvese vermeye çalýþmasý gibi Peygamber Kýssalarýnda; ve A.Geylanî, Cüneyd-i Baðdadî, Ý.Gazalî gibi muhterem pek çok zatýn hayat hikayelerine kadar, pek çok kritik noktada sahneye çýkmasý da, bu “küllî hayrý engelleme” sýrrýndandýr iþte.

Ancak o melun ve yardýmcýlarýnýn, aynen “hayýrda geniþ ve küllî neticelere” vesile olabilecek kimselere engel olmaya çalýþmalarý kadar; “þerde geniþ ve küllî neticelerle” insanlýða zarar verebilecek ‘oyuncaklar’ bulma arayýþýnda olmalarý da, yine ayný sýrrýn keþfinden dolayýdýr...

Yani küllî bir þerre ve kitleleri zehirleyebilecek bir yola dair ‘yetenekleri’ keþfedip; onlara bu yolda elinden gelen her türlü desteði ve taktiði vermek, ‘o kesimin’, insanlýða vurduðu en önemli darbelerinden de birisidir ayný zamanda.

Dahasý, tahribatýn kolaylýðýndan da destek bulan bu “þer güçlerin”; fýtraten hýrs, zevk, þöhret, benlik, dünyalýk gibi zafiyetlere sahip insan ýrký arasýndan, kendilerine yardýmcýlar ya da askerler bulmakta pek zorlanmamalarý da; bu þeytanî taktiðin çoðu zaman etkili olmasýnda önemli bir paya sahiptir. 

Yoksa, hevasýna meyyal bir þuur sahibi olarak yaratýlmýþ da olsa; dehþetli ve küllî etkiye sahip en acaip ve ‘ince’ þer fikirlerin tek baþýna insandan çýktýðýna inanmak, çok zor olacak.

Neden mi?
Tarihin Marksist yorumuna bir bakýn isterseniz; ya da Evrim’in ‘kýrk dereden su getirmedeki’ azimli çabasýna... Ayný þekilde Heraklitos’a, Aristo’ya, Mazdek’e; ya da Freud’a, Nietsche’ye, Engels’e...

Kapitalizme, Materyalizme, Deizme; ya da insaný tanrýlaþtýran Antropomorfizm’e ve bilmem baþka ne menem izmlere...

Dehriyyunlara, Haþhaþîlere, Ferisîlere, Paulus’a ve saireye ya da...

Olmadý; Ýslam’ý, ‘çekip-çevirip, modernleþtirmeye’; ya da kavmiyetçilik, dünyevîlik gibi unsurlarla ‘sentezleyerek’ sunmaya soyunanlara...

Veya insanlýðýn önüne seçenek olarak, sadece Ýslam’ýn gayrý olan düzenleri sunmayý, yaþama nedenleri sayan ‘mütekebbirlere’...

Bakalým bunlara bir.
Kitleler üzerindeki ‘küllî etkileri’ itibarýyla þeytanýn hesabýna çalýþtýklarý; baþlangýçtaki ilhamlarýný da kýsmen veya tamamen ondan aldýklarý; veya fikir babalarýnýn o melunca desteklendiði, aþikar deðil mi?

Özellikle son asýrlardaki zehirli düþünceleriyle, sefihlikteki ‘icatlarýyla’ ve kitlelere verdikleri yönlendirmeleriyle, "nev-i beþerin ve belki cinnîlerin de netice-i efkârlarý olan medeniyet-i hâzýra” tanýmlamasýný haklý çýkarmýyorlar mý?

Çünkü o medeniyet-i hâzýra  “Kur'ân'a karþý muâraza vaziyetini almýþtýr” (Sözler, s.407)  derken Bediüzzaman Hz., haksýz mý sizce?..

Ýþte bu gibi sebeplerden dolayý þeytanýn ve onun askerleri olan olan ervâh-ý hâbisenin, insanlar arasýndaki oyuncaklarýna þerde; hele hele küllî bir etkiye sahip þer fikirlerin, sefih yeniliklerin ve adaletsizliði öngören düzenlerin tesis edilmelerinde; direkt müdahil olmamalarýný düþünemiyorum.

Zorba zalimlerin, dinsiz felsefecilerin, sureten tarik-i haktan gözüken münafýklarýn ve benzerlerinin o þer iklimlerdeki yolculuklarýnda; þeytanýn ve temsilcilerinin o kesimler üzerinde direkt bir þekilde müdahil ve yönlendirici olduðuna siz de emin olabilirsiniz yani...

Diðer türlü, insanlarýn canýna okuyan böyle bir medeniyet; sadece insanlarýn ‘becerisiyle’ tesis edilmiþ olamazdý.

Hem, sureten sahibi gözüken zekalarla uyuþmayan bir ustalýkla tasarlanmýþ nice fitne-fücür fikrin; ve insaný hayrete düþüren en ince detaylarýyla nice ‘hareket planýnýn’, memlekette günbegün ortaya atýldýðýna da þahit olamazdýk yoksa.

Ýþte bu türden fikirlerin, düzenlerin, ‘ideallerin’ ve planlarýn þeytanî kökenlerini aklýmýzdan hiç çýkarmamamýz gerekiyor. Bunu aklýmýzdan hiç çýkarmayalým ki, nefis bunlara her meyletmeye çalýþtýðýnda; ona bu iþin sonunda kimlerin oyuncaðý olacaðýný da hatýrlatmýþ olalým.

Bütün bunlardan dolayý, gel de deme þimdi diyorum kendi kendime, “Derin dehþetli komitelerin; fasýk ve münafýklarýn baðlý olduðu gizli hiyerarþik yapýlanmalarýn; ve vicdandan yoksun bu topyekûn düzenlerin en tepesindeki o ‘en birinci bir numara’, aslýnda o Necidli ihtiyarýn ta kendisidir” diye...

Yani bu yolda þerrin ‘mütekebbirlerine’ dýþarýdan, iþin uzmanlarýndan her an pek mühim kopyalar verilmekte, haberimiz olsun!.

Ama þükürler olsun ki, Ferman-ý Ýlâhi ise: ‘Akýbet, muttakînin olacaktýr’ diyor!... (Kasas Süresi-28/83)
 
MUSTAFA KURT


radyobeyan