Namusuyla yasamak By: sumeyye Date: 04 Eylül 2010, 14:11:45
NAMUSUYLA YAÞAMAK
Ýyi ki din var
Günümüzde en büyük yuva düþmanlarýndan birisi, eþlerin namuslarýný korumamalarý, yani birbirlerini aldatmalarýdýr.
Kaçamak yapanlar, çok þeyi kaybedebilirler. En baþta eþini, çocuklarýný, yuvasýný, huzurunu, kendine saygýsýný, belki iþini ve kariyerini, saygýnlýðýný, hatta hayatlarýný...
Birkaç dakikalýk bir zevk, kýsa bir dönemlik macera için her þeyi riske atmýþlardýr. Oysa eþler, Allah’ýn gösterdiði yola uyup temiz olaný seçseler, diðer bir deyiþle, helal olan bir seçim yapsalar, her açýdan rahat ve huzurlarýný koruyacaklar. Kendilerine güvenleri artacak hem karþýlýklý sevgi ve saygý muhafaza edilecek hem de saðlam aile baðlarý oluþacak.
Ailede mutluluða kavuþmanýn ana yolu, eþlerin dinlerini yaþamalarýndan geçer. Çünkü dinin haram olarak belirlediði yasaklara dikkat eden eþ, hem kendisini hem de yuvasýný her türlü olumsuzluktan koruyacaktýr.
Bir mütefekkirin þu sözü ne kadar manidardýr. “Ýyi ki din var. Eðer din olmasaydý, ben hanýmýma (namusunu koruma açýsýndan) ve iþçime (malým mülküme sahip olma açýsýndan) güvenemezdim.”
Ýslam’ýn koyduðu temel esas olan can, mal, akýl ve din emniyetinin yaný sýra, ýrz ve neslin korunmasý ilkesidir. Ýslam’da evliliðin bir gayesi de þehevi arzularýn, ihtiyaçlarýn meþru yollarla tatmin edilmesini saðlamak ve böylece zinadan korunmaktýr
Zina, dinimizce en büyük günahlardan biridir. Zina, sadece taraflarý ve taraflarýn yakýnlarýný ilgilendiren þahsi bir suç deðil, bu, tüm toplumu, toplumun temel nüvesi aileyi kökünden sarsan, insanlardaki namus ve iffet duygusunu rencide eden, ahlaksýzlýðýn yayýlmasýný hýzlandýran toplumsal bir beladýr. Cenabý Hak bu hususta ayeti kerimelerinde þöyle buyuruyor: “Zinaya yaklaþmayýn. Doðrusu o büyük bir hayâsýzlýktýr, kötü bir yoldur.” (Ýsrâ; 32)
Þüphesiz namus ve þerefin korunmasýnýn en güzel yolu, iffetli olmaktan geçmektedir. Zira iffet, insanýn süsü, ziyneti ve namus anlayýþýnýn göstergesidir. Ýffet ve namus duygusu, insanlarda doðuþtan var olan ve onu diðer canlýlardan ayýran en belirgin bir niteliktir.
Ýffet duygusu, bir müminin kötülüklere, çirkinliklere, haramlara bulaþmasýný önleyen bir kalkandýr. Ýffetli müminin kapýsý, Allah ve Resulüne, dolayýsýyla kendisine ve baþkalarýna karþý saygýsýzlýk içeren her türlü çirkinliðe kapalýdýr. Ýffetsiz insan ise her türlü kötülüðü iþlemeye elveriþlidir.
Namus sadece kadýna mý lazým?
Namus, sadece kadýn tarafýna yüklenmesi gereken bir husus deðildir. Ýffetli ve namuslu yaþamak, kadýn-erkek her insanda bulunmasý gereken üstün manevî bir özellik, ahlakî bir güzelliktir. Evli erkek ve kadýn, birbirleri üzerine örtü olmuþ bireylerdir ve birbirlerinin namusunu koruma ve gözetmede ortaktýrlar.
Kur’aný Kerim’de bu husus þöyle ifade edilmektedir. “Mümin erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakýnsýnlar, ýrzlarýný korusunlar. Bu davranýþ onlar için daha nezihtir. Þüphe yok ki, Allah onlarýn yaptýklarýndan hakkýyla haberdardýr. Mümin kadýnlara da söyle, gözlerini haramdan sakýnsýnlar, ýrzlarýný korusunlar, (yüz ve el gibi) görünen kýsýmlar müstesna, ziynet (yer)lerini göstermesinler.” (Nur; 30-31)
Ayeti kerimede belirtildiði gibi Cenabý Hak, hem erkeklerin hem de kadýnlarýn namuslu olmalarýný emretmektedir. Ne yazýk ki ülkemizde, erkeklerin eþlerini aldatmasý normal kabul edilebilmektedir. “Erkektir, elinin kiridir, yapar ama döneceði yer yine evidir” düþüncesi ve söylemi, hem çok çirkindir hem de kesinlikle Ýslam’la baðdaþmaz.
Ailede, sadakat sadece kadýndan beklenmemeli, erkek de hanýmýna karþý sadakat duygusu içinde olmalýdýr. Günümüzde erkeklerin gayrimeþru iþlere girmesi övünülecek bir husus olarak benimsenirken, kadýnýn gayri meþru hareketlerinin cezasý, ölüm olarak telakki edilmektedir.
Þu iyi bilinmelidir ki; Ýslam’da kadýn ve erkek, haram ve helal konusunda sorumluluk açýsýndan birdir. Ýslam’a göre zina cezasý, erkek ve kadýn için aynýdýr. Yine, zina yapan erkekle zina yapan kadýnýn kazanacaðý günah da aynýdýr. Erkekler eðer hanýmlarýndan sadakat bekliyorlarsa kendilerinin de bu konuda sadakat göstermeleri gerekir.
Sevgili Peygamberimizin (sallallahu aleyhi vesellem) þu uyarýsýný erkeklerin iyi anlamasý gerekir: “Baþkalarýnýn hanýmlarýna iffetli davranýn ki sizin hanýmlarýnýz da iffetli ve namuslu olsunlar.” (Hakim, Müstedrek, 4/154.)
Bu hadisi þerifin manasýna uygun, þu hikâyeciðe yer vermeyi faydalý görüyoruz. Bir þehirde namuslu bir aile varmýþ. Koca kuyumcu, kadýn ise ev hanýmýymýþ. Bir gün kadýn her gün süt getiren erkek satýcýdan süt almak için kapý aralýðýndan tenceresini uzatmýþ. Ama sütçü önceden yapmadýðý bir þeyi yapmýþ. O gün kadýnýn elini þehvetle tutuvermiþ. Kadýn tencereyi hemen býrakývermiþ. Sütçünün yaptýðýna çok üzülmüþ. Kocasý evine geldiði zaman aðlayarak, söyle bugün ne yaptýn ki benim baþýma þöyle bir iþ geldi” diyerek olaný anlatmýþ.
Bunun üzerine adam þöyle bir itirafta bulunmuþ: “Evet, haným özür dilerim. Bugün hiç yapmadýðým bir iþi yaptým ve bilezik almak isteyen bir kadýn, takamýyorum bana yardým et, deyince, bileziði koluna takarken, bunu sanki zor oluyormuþ gibi geciktirerek yaptým ki, kolu bir iki saniye daha çok elimde kalsýn, diye düþündüm. Ýþte senin baþýna gelenin sebebi budur.” demiþ.
Zina’ya götüren þeylerden kaçýnýn!
Ýslam, zinayý yasakladýðý gibi insanlarý zinaya sürükleyebilecek þeyleri de yasaklamýþtýr. Merak eden, bakmak isteyecek, bakan; sonra onu tutmak isteyecektir. Tutsa bu kez de sahip olmak isteyecektir. Çünkü þehvetin mayasýnda bu vardýr. Sonra zina vuku bulacaktýr. Zina ise yasaklanmýþtýr. Bir þey yasaksa ona götüren her þey de yasaktýr.
Cinslerin serbestçe karýþýmýný önlemek, kadýnlarýn süsleri ve makyajlarýyla yabancý erkeklere görünmesinin önüne set çekmek, erkeklerle kadýnlarý uzun süre bekâr kalmamaya teþvik etmekten baþka; toplumun bir baþka deyiþle halkýn gözlerini, dillerini, kulaklarýný, kalplerini herhangi bir çirkeflikten kurtarmak, ancak Ýslâm’ýn edep anlayýþýnýn hâkim olmasýyla mümkündür.
Ýnsanýn, organlarýný zinaya götürecek hareketlerden korumasý gerekir. Organlarýn zinasý olabileceðini Peygamberimizin þu hadisinden öðrenmekteyiz: “Hiç þüphe yok ki, Allah Âdemoðluna zinadan nasibini yazmýþtýr. Buna kesinlikle eriþecektir. Gözlerin zinasý bakmak, dilin zinasý da konuþmaktýr. Nefis temenni eder ve þehvetlenir. Ferç (avret mahalli) de ya bunu tasdik eder ve (yahut da) yalanlar.” (Buhari, Ýstizan 12)
Evli veya bekâr olan Müslüman kardeþlerimizin hem büyük hem de küçük zinadan korunabilmeleri için dinimizin tavsiye ettiði tedbirleri biraz daha detaylý ele alalým.
Tesettür en büyük korunak
Dinimiz, kadýnlarýn örtünmelerini emrederken erkeklerin de bakýþlarýný tutmalarýný isteyerek cinsel günahlara geçit vermemiþtir.
Giyinmenin nedeni, iffetin ve namusun sembolü olmasýndan da kaynaklanýr. Örtünme; iki cinsin birbirine karþý gayrimeþru eðiliminin yaygýnlaþmasýný ve kadýnlarýn erkekleri tahrik etmesinin önüne geçmenin adý sayýlabilir. Her ne kadar hanýmlarýn avret yerlerini örtmek þeklinde anlaþýlsa bile asýl tesettürü, kadýnýn yabancý erkeklere karþý bir sýnýr ve mesafe koymasý þeklinde anlamak gerekir.
Tesettürün, özellikle kalbinde art niyet olan erkeklerin tacizlerine karþý hanýmlarýn en büyük sýðýnaðý olduðunu Yüce Rabbimiz þöyle haber vermektedir: “Ey Peygamber! Hanýmlarýna, kýzlarýna ve müminlerin hanýmlarýna söyle; (yabancý erkeklerin yanýnda, üzerlerini vücutlarýný kapatan dýþ elbiselerini giysinler) Böyle giyinmeleri Müslüman olarak tanýnmalarý, dolayýsýyla sataþmaya uðramamalarý için daha uygundur. Allah yargýlayýcýdýr, baðýþlayýcýdýr.” (Ahzab; 59)
Ýslamiyet, hanýmlardan yabancý erkeklere karþý alabildiðine örtünmesine isterken, Müslüman hanýmýn kocasýna karþý da yerine göre; alabildiðine albenili, güzel, alýmlý, bakýmlý, cilveli olmasýný ister. Yine, Ýslam’a göre kadýnýn bütün vücudu kocasýna helaldir. Hanýmlar en güzel kýyafetleri ve güzelliklerini, sadece kocasý için sunmalý ve onu dýþarýnýn büyülü dünyasýndan, evine çekmeyi ve baðlamayý bilmelidir.
Eþler bilmelidir ki; baþkasýnda cazip gibi görünen özeliklerin tamamý kendi eþlerinde de vardýr. Ayrýca, karý ve koca eþlerini baþkalarýyla kýyas etmemelidirler. Çünkü herkesin özelliði farklýdýr. “Çirkin insan yoktur, süslenmeyen insan vardýr” sözü bu açýdan doðrudur. Kiþiler, eþlerinin üstün ve güzel yanlarýný görüp onunla mutlu olmaya ve ailelerini mutlu etmeye çalýþmalýdýrlar.
Bu hususta yaþanmýþ bir hadiseyi, bir arkadaþýmdan dinlemiþtim. Arkadaþýmýn tanýdýðý kiþi, kendi evinde eþiyle beraber bir film seyrederken, filmde gördüðü aktrise, iç geçirircesine “Kadýn dediðin böyle olmalý” der.
Bu sözü duyan hanýmý ise sesini çýkarmaz ama çok aðýrýna gider. Evin hanýmý bir müddet sonra, yine ayný filmde yer alan yakýþýklý aktör ekrana çýkýnca da “Erkek dediðin böyle olmalý” diyerek kocasýna lafý yapýþtýrýr. Bu sözü duyan erkek, çýlgýna döner. Evde büyük bir kavga çýkarýr. Çýkarýr ama aslýnda hatalý olan erkektir. Evet, gerçekten ufacýk bir kývýlcým, ormanlar yakar. Ufacýk bir söz yuvalar yýkar.
Yüce Allah, Kur’aný Kerimde bu hususta þöyle buyurmaktadýr: “Ey peygamber hanýmlarý, siz diðer kadýnlardan herhangi biri gibi deðilsiniz. Eðer takvalý kimseler iseniz, edâlý ve yumuþak söylemeyin. O takdirde kalbinde hastalýk bulunan kimse umutlanýr. Siz hep uygun söz söyleyin. Evlerinizde oturun. Ýlk cahiliye zamanýndaki gibi açýlýp saçýlarak, salýnýp yürümeyin. Namazý da dosdoðru kýlýn, zekâtý verin, Allah’a ve Resulüne itaat edin. Ey ehl-i beyt, Allah sizden ancak kiri giderip tam anlamýyla sizi temizlemek ister.” (Ahzab; 32-33)
Müslüman haným ve erkeklerin, karþý cinsten kiþilerle, ister yüz yüze, ister telefon, ister sanal görüþme (chat) gibi imkanlarla muhabbet etmeleri ve konuþmalarýnýn gayri meþru iliþkilere sebep olduðu da bir gerçektir ve son derece yanlýþtýr.
Ne yazýk ki evli de olsa kimi erkek ve bayanlarýn, internetten tanýþtýklarý karþý cinsten kiþilerle sanal görüþme yapmalarý, samimi muhabbetlere girmeleri, çoðunlukla aile facialarýyla sonuçlanmaktadýr. Böyle uygunsuz görüþmeler neticesinde, nice yuvalar yýkýldý gitti. Ahirette verilecek hesap da cabasý.
Kötüye bakmak
Ýslâm’da namahrem (nikâhý düþen) kadýnlara bakýlmasý haramdýr. Zira bütün ahlak dýþý münasebetler, bakýþmalarla baþlar. Bakýþmalar, ahlaksýzlýðý derece derece yükseltir.
Kalbin ana giriþi gözdür. Þehvetli bir bakýþ, karþý tarafýn belki davetkâr bir gülüþüne sebep olabilir. Bir gülüþ konuþmaya, konuþma buluþmaya, buluþma ise zina gibi korkunç durumlara götürebilir.
Ýnsanoðlu yaratýlýþý icabý, özellikle erkek cinsi, çabuk tahrike kapýlan bir yaratýktýr. Evde, okulda, iþyerinde, pazarda, TV’de ve her yerde, açýk kadýnlarla muhatap olan erkekler, yoðun bir cinsel tahrikin ve yönlendirmenin kurbaný olmaktadýrlar.
Öyleyse zina fiilini önlemek için en mühim ön tedbirlerden biri, göze hâkim olup þehvet nazarýyla harama bakmamaktýr. Ýslâm âlimleri, harama bakmanýn, kalbi bozan en mühim amillerden biri olduðunu kabul etmektedirler. Hatta seleften bazýlarý, “Namahreme nazar etmek, kalbe düþen zehirli bir oktur.” demiþlerdir. Zehir nasýl zahiri vücudumuzu bozarsa manevi bedenimizi de öyle bozacaktýr.
Açýk saçýk görüntülere bakmak, müstehcen içerikli filmler seyretmek ve buna benzer muhtevada yayýn yapan internet sitelerine girmek, namus ve iffet için en büyük düþmanlardandýr.
Ýþte Cenabý Hak, ailelerin, dolayýsýyla toplumun saadetini zedeleyen felaketleri, Kur’aný Kerim’de ayetleriyle ve gönderdiði peygamberiyle bize haber vermiþtir. Kuran’ýn emirlerine ve peygamberimizin hadislerine uyulduðu zaman, karý koca arasýndaki muhabbet ve iyi münasebet devam eder, mutlu bir hayat yaþarlar. Böylece hem dünyada mesut olurlar hem de ahirette saadete kavuþurlar.HASAN ÇALIÞKAN