Denemeler
Pages: 1
Perde arkasindaki nur By: sumeyye Date: 04 Eylül 2010, 13:35:20
PERDE ARKASINDAKÝ NUR

Aþk, ötesine hurufat yetmez.

Aþk, ötesi yazýlmaz müntehir yapraklara.

Aþk, ötesine titrenilir ve sükût çýðlýklara gömülür.

 

Bir kýrk ikindi yaðmuru gibi ansýzýn süzülür bedene zemheri. Sancýnýn doruk noktasýnda sevgi kelebekleri soluklanýr, al gelincikler temaþa eder uçurum kýyýlarýný. Hasret, sýrýlsýklam eder teni, ten kafesinden çýkýp asumanlara varana dek deryada nalân ve hummalý hýçkýrýklarýyla su taþýr çöllere karýnca, serçeler meczup derviþ zikrini gözyaþlarýyla besleyip ölüme ninni söylerler…

 

Miraç fezasýný kana bulayan gözler, serzeniþini suskusuna bürümüþ idamlýk kuþlarýn topraðý eþelemesini izliyor. Daraðacýna götürülmesinin vaktinin geldiðini iþaret ediyor hilâl. Acziyet ufkunda güneþin doðmasýný beklemeden alevler saçmasýna devam ediyor aþkýn mahkûm hali. Geceler týlsýmýdýr süveydâya yudumlanan þarkýlarýn. Notalarýn kifayetsizliði kadar mazlumdur öksüz fecirlere süt emziren gök, yetim kalmýþ taþlarýn baðrýna asýlmýþ Süreyya kadar da içlidir. Ne yapacaðýný bilemez, aþkýn çekim alanýnda bulunmaktan Mecnûn olmuþtur.

 

Aþka “ol” dendiðinden itibaren susuzdur toprak, yaðmur doyuramaz aþka kanmýþ topraklarý.

 

Çamur ne kadar yumuþak olursa, yaðmur o kadar içli yaðmýþ demektir topraða. Çamur olmazsa saçlarý âþýklarýn, gamzelerine al Leyla düþlemelerini resmedemezler sancýlarýna.

 

Daðý delebilmek, çölleri aþabilmek için derviþ zikri mütebessimliðinde acziyeti nakýþ nakýþ iþlemek gerekir yüreðe.

 

Gülistanýn boynu bükük, gül baðrýnda taþýdýðý Anka Kuþu ile ölümsüzlüðe /mavera sürgünlere/ uçmaya hazýr. Gözlerine mil çekilerek mesture yaþlarý Leyla için akýtmaya hazýr…

 

Ruhunun derinliklerine saplanan hançeri çýkarýp ta süveydasýna saplamasýna ramak kaldý. Kýzýl kýyametlere karþý gemisi hazýr gülün, karanlýk çöl imbatlarýna karþý hazýrladýðý iksirde göðsünde taþýdýðý mehveþ ateþiyle ve eleðimsaðmalarda beslediði hicran türküleriyle hazýr lâl-ü aþka.

 

Ölümün en güzel köprü olduðu rânâ yollarda, münzevi yüreðiyle nazar ediyor idamlýk kuþlara. Her idamlýk kuþun boynuna bir katresini damýtýyor, her yaðan yaðmurla nâmeleþiyor, her açýlan makberde yeþeriyor gül.

 

Yeþerdikçe vefa hanýnda med cezir zikirler çekiyor, dualarý ulvileþtikçe sedef sedef açýlýyor inciler.

 

Beste ki, bestelerin bestesi olmuþtur, vakit tamamdýr; Ayn, Þýn ve Kaf.

 

O an Leyla’ya odaklanmýþtýr ilahi âþýk. Yaratýlýþýnýn hikmetine mazhar olmuþçasýna þâhid olur azra sema, gök hüznünü ikrar eden kumrulara odaklanýr, güneþ secde etmeye gider.

 

Leyla sayýklanarak aþk zindanýnda açan nadide çiçeðin rayihasýna ulaþýlýr.

 

Gözler donuklaþýr perde arkasýna, sular çekilir, ateþ yakmaz olur, adayýþ merhemiyle býçak kesmez olur…

 

Gönlünü Leyla’ya kaptýrmýþlarýn dillerinde her an Leyla’yý sayýklamalarýnýn hikmeti o an izah edilir hýralarda:

 

dinleyelim Leyla Leyla
ne söyler þu Leyla, Leyla
oturalým biz diz dize
hu çekelim Leyla, Leyla*

 

Vahyin iniþ sürecinde, yüreklerin ilahi aþkla buluþmaya baþlayýp Rabbin insanla konuþmaya baþlamasý, kâinatý mesrur etmiþ, gül bülbülün kanýyla hüzünlenerek al renge bürünmüþtü. Güller tekrar Ýlahinin kelamýyla acziyet hýrkasýna bürünüp açýlýnca gülistanda, rayiha tütecek semaya dimaðlarýn sermestliðinde.

 

Dað baþýnda inen vahiy ile insanlar, aþkýn sahibinin zikrine gönül verecekler, ‘Yusuf’unu bulabilmek için gerekirse pazar pazar gezeceklerdir.

 

Teslimiyet ateþine gönlünü kaptýrýp zindanlarý nurla dolduracak, içi Musa dolu kundaklarda ilerleyecektir sevda nehrinde.

                                                                 

Ýbrahimî aþk, korlarý gülistanýn bahçesine çevirecek, Ýsmailî teslimiyetse býçaklarý lâl edecektir.

 

Rabbe Muhammedî bir adanýþ, Nur-u Muhammediye ye çevirecektir yüreði. Rabbe Muhammedî bir adayýþ, eþref-i mahlûkat yapacaktýr insanoðlunu.

 

Bulutlar hýçkýrýklarýný Gül-ü Muhammed için yaðdýracak, gül aþkýný ifade etmek için açacaktýr.

 

Su anlaþýlmak için akacak, taþ ise aþkýný ifade etmek için yuvarlanacaktýr.

 

Aþk, ötesine hurufat yetmez.

Aþk, ötesi yazýlmaz müntehir yapraklara.

Aþk, ötesine titrenilir ve sükût çýðlýklara gömülür.

 
* Erzurumlu Emrah


Yunus Emre TOZAL


radyobeyan