Ýtikadi Mezhepler
Pages: 1
Maturidi Mezhebi By: fakir Date: 11 Þubat 2009, 21:07:45
Ýslâm akaidinde imam Ebu Mansur Muhammed b. Muhammed b. Mahmud el-Matüridiyye nisbet edilen mezhep. Ýmam Ebu Mansur el-Mâturidi'nin akaiddeki mezhebine mensub olanlarýn meydana getirdiði topluluða Matüridiyye denilir.

   Alemü'l-Hudâ, Ýmamü'l-Huda ve el-Mütekellim lakablarýyla da anýlan Matüridi takriben 238/852'de Maveraünnehir'de bulunan Semerkand'ýn Matürid köyünde doðmuþtur. 333/944'te Semerkand'da vefat etmiþtir. O, Ýslama çok deðerli hizmetler vermiþ öncü Ýslâm âlimlerinin baþýnda gelir. Maveraünnehir'de Ehli Sünnet'e nisbet edilen Kelâm ekolünün kurucusu ve mümessilidir. Ehli Sünnet kelâmýnýn Irak'taki mümessili ise Ebul Hasen el-Eþ'arî'dir (v. 324/936). Maturîdinin yaþadýðý çaðda, ilim ve edebiyata hizmet etmiþ olan Samanoðullarý devleti (844-999) hüküm sürmekteydi. Bize kadar gelen Te'vilâtu'l-Kur'an ve Kitâbü't-Tevhîd gibi eserlerinden anlýyoruz ki, Matüridi, Kelâm, Tefsir, Mezhebler Tarihi, Fýkýh ve Fýkýh usulünde derin bilgi sahibiydi. Mâturidinin hocalarý, ilimleri Ýmam A'zam Ebu Hanife'ye uzanan Ebu'n-Nasr el-Ýyazi, Ebu Bekr Ahmed el-Cürcânî ve Muhammed b. Mukatil er-Râzî'dir. Bunlarýn hocasý ise Ýmam Ebu Yusuf ve Ýmam Muhammed'den okumuþ olan Ebu Süleyman b. Musa el-Cürcânî'dir. Ýmameyn lakabýyla tanýnan Ýmam Ebu Yusuf ve Ýmam Muhammed, Ýmam A'zam'ýn en seçkin talebeleriydi. Matüridi, hocalarýndan Ýmam A'zam'ýn akaide dair el-Fýkhü'l-Ekber, er-Risale, el-Vasiyye, el-Fýkhü'l-Ebsat, el-Âlim ve'l-Müteallim isimli risalelerini de okuyup rivayet etmiþtir. Matürîdî, imam ismini almaya lâyýk Hâkim es-Semerkandî (340/951), Ebul-Hasen er-Rustuðfeni (v. 345/956), Ebu'l-Leys el-Buhârî, Ebu Muhammed Abdülkerim b. Musa el-Pezdevî (v. 390/999) gibi büyük alimler de yetiþtirmiþtir. Ýmamlarý Mâtürîdiyye büyük bir sevgi ve saygý ile baðlý olan bu âlimler, Maveraünnehir'de Matüridiyye mezhebini delilleri ile kuvvetlendirerek açýklýyorlar ve yaymaya çalýþýyorlardý.

   Eþ'ariyye Kelâm mektebinin doðup geliþtiði yer olan Irak, pek çok bid'at mezhebinin çýktýðý bir bölgeydi. Ýmam Eþ'arî, Revâfýz, Karamita ve özellikle Mu'tezile ile çok þiddetli ve gürültülü cedel ve münakaþalarda bulunmuþtu. Matüridî'nin yetiþtiði Maveraünnehir ise Irak'tan uzak olduðu için az da olsa bid'at akýmlarýndan uzak kalmýþtý. Fakat sonunda bu akýmlardan bir kýsmý Maveraünnehir'e sýzmýþ, Mu'tezile'nin sesi buralara kadar aksetmiþti. Nisbi de olsa, bid'at mezheblerinin mensublarý buralarda da bulunuyordu. Ýmam Matüridî, Maveraünnehir'e kadar gelen Mu'tezile'den baþka, Dehriye, Seneviyye ve Karâmita'ya karþý mantýklý ve istikrarlý mücadeleler vermiþti. Onun Kitâbü't Tevhid'i bunlar gibi sapýk fikir ve bid'at cereyanlarýný içine alan ve bunlarý gereði gibi çürütmeye çalýþan en deðerli ve en eski vesika mahiyetini taþýmaktadýr.

   Metodu:

   Gerek Eþ'arî gerekse Matüridî, Mu'tezile ve diðer bid'at mezheblerine galebe çalabilmek için, hasýmlarýnýn metodlarýnýn akl-ý selime uygun taraflarýný almýþlar ve Ehli Sünnet Kelâmý'nýn kurucusu olmuþlardýr. Fakat, Ehl-i Sünnet'in Kelâm metodunu daha ziyade doðru ve ilmi bir þekilde baþlatan, akla ve nakle de lâyýk olduklarý deðeri vererek bu iki asla baðlý kalan ve bu þekilde Ýslâm akaidini açýklamaya çalýþan, imam Matüridî olmuþtur. Çünkü, dinde akla uymayan bir þey yoktur. Allah'ýn varlýðý, hayat, ilim, kudret, irade gibi sýfatlarý ve Hz. Muhammed (S.A.V)'in peygamberliði akýlla isbat edilir. Yine naklin bildirdiði ahiret ve ahvali gibi gayb haberlerinin imkâný akýl ile gösterilir ve Resul'ün haber verdiði þekilde bunlara iman edilir. Kelâm metodunda iman edilecek esas ve konularýn hepsi haber-i sadýk (sahih bir þekilde bize kadar gelen haber-i Resul ile) tesbit edilir. Bunlarý isbat etmeye yarayacak delillere gelince... Bunlardan duyulur âleme ait olanlar için duyular ve bunun ötesinde kalanlar için akýl kullanýlýr. Bu þekilde bilgilerimizin üç temel kaynaðý ve bunlarýn deðerleri hakkýnda gerekli açýklamayý yapan, Ýmam Matüridî olmuþtur. O, bilgilerimizin sebepleri ve deðeri hakkýnda söz edilen ilk Ýslâm âlim ve mütekellimi olduðu için bu konularda kendisinden sonra gelen kelâmcýlara çýðýr açmýþtýr. Ondan sonra gelen kelâmcýlar da yazdýklarý eserlerin mukaddimelerinde bilgilerimizin kaynaðý ve deðeri hakkýndaki görüþlerini yazmýþlardýr.

   Matüridî, Kitabü't-Tevhidinde, insaný ilme ulaþtýran yollarýn iz'an (saðlam duyu organlarý ve bunlarla yapýlan deney ve gözlem), haberler ve aklî istidlal olduðunu ve bilgiye ulaþabilmek için bu yollarýn hiç birisinden müstaðni olunamayacaðýný söylüyor. Ona göre bunlardan her birinin sahasýna giren bilgiler grubu vardýr. Her bilgi alanýna ancak kendisine götüren yolla gidilir. Duyularla elde edilen bilgiyi inkâr eden, inatçý ve kendisini beðenmiþtir (Kitabü't-Tevhid Beyrut, 1970 s. 7-8).

   Matüridî iki çeþit haber olduðunu söyler:

   1- Mütevatir haber: Bunun doðru olduðunu tesbit etmek için konuyu araþtýrýp tetkik etmek lâzýmdýr.

   2- Peygamberlerin haberleri: Yanlarýnda doðruluklarýný gösteren ayetler (mûcizeler) bulunduðu için, onlarýn verdikleri haberlerden daha doðru bir haber yoktur. Çünkü doðruluklarýnýn açýklýk ve seçikliði bakýmýndan kalbin ýsýnýp yatýþacaðý sözler peygamberlerin haberleridir.

   Matüridî akýl hakkýnda þöyle der:

   Aklýn istidlâline gelince; bunun ilmin sebebi olduðunu kabul etmek gerekir. Çünkü duyular vasýtasý ile elde edilen bilgileri düþünüp tertipleyerek hüküm veren odur. Duyulardan uzak olan ve bunlarýn dýþýnda kalan þeyleri anlayan, haberlerle bilinen þeyler de yanlýþlýk olup olmadýðý ihtimali üzerinde duran, sonra peygamberlerin mucizeleri ile sihirbazlarýn aldatmacalarýný ayýrdeden ve baþka þeylerin doðruluðunu veya yanlýþlýðýný anlayan akýldýr. Aklýn tefekkürü ile mahlukattaki hikmeti ve yaratýcý olan Allah'ýn varlýðýna delâlet eden delilleri anlarýz.

   Nitekim akýl ile, Kadîm olan Allah'ý bilir ve onu hâdis olan mahlukattan ayýrdederiz (Kitabü'l-Tevhid,s. 78). Matüridî, Tevilatü'l-Kur'an ve Kitabü't-Tevhid isimli eserlerinde aklî tefekkür ve istidlâli müdafaa eder; vahyin aklî delil getirmesini mutlaka gerekli görür. Akýl þaþar veya doðruyu bulamaz korkusuyla, sadece nakle dayanmayý gerekli gören fukaha ve hadisçilere karþý çýkar ve þöyle der:

   "Ýnsana aklýný kullanmaktan vazgeçmeyi telkin eden, þeytanî vesveseden baþka bir þey deðildir. Çünkü þeytan, kiþiyi aklýnýn semeresinden alýkoyar, iyi fýrsatlara nail olmak ve istediðini elde etmek için güvencelerini sarsar. Aklý kullanarak eþyayý düþünmek, onun prensip ve sonuçlarýndan gizli olanlarý bilmek içindir. Sonra bunlarda, eþyanýn hâdis olduðuna ve bunlarý yaratanýn varlýðýna, nefislerini þehvetlerine uymaktan alýkoyanlar için deliller vardýr. Bilinsin ki, aklý kullanmaya engel olan, þeytanýn vesvesesi ve iþidir" (Kitabu't-Tevhid s. 136).

   Yine Matüridi'ye göre aklý hata ve sürçmelerden korumak için ihtiyatlý davranmak, makûlün yanýnda nakle de dayanmak gerekir. O bu konuda þöyle der: "Kim nakle dayanarak aklý kullanmada dikkatli ve ihtiyatlý bulunmayý inkâr eder ve akýldan gizli kalan þeylerin mahiyet ve künhünü anlamak ister ve Hz. Peygamber'den bir iþaret olmaksýzýn nakýs ve sýnýrlý aklýyla Allah'ýn hikmetlerinin tamamýný ihata etmeye çalýþýrsa, aklýna zulmeder ve ona kaldýramayacaðý þeyleri yüklemiþ olur" (M. Ebu Zehra Tarihul-Mezahibil-Ýslamiyye fi's-Siyaset-i Vel-Akaid, s. 212-213).

   Matüridî'nin elinde hocalarýndan okuyup rivayet ettiði Ýmam A'zam'ýn risaleleri, akaidden, ilm-i kelama dönüþtü. Bu risaleler inanýlmasý lâzým gelen Ehl-i Sünnet akidesini açýklayan bilgiler idiler. Matüridî bunlarda beyan edilen akaidi baþka nakli delillerle takviye etti ve aklý kesin delillerle destekledi. Akâidin teferruâtýný bürhanlarla kesinleþtirip kuvvetlendirdi. O Maveraünnehir ülkesi ve diðer Ýslam bölgelerinde Ebu Hanife ekolünün kelamcýsý Ehl-i Sünnet vel-Cemaat'ýn reisi oldu. Bu sebeple akaidte Hanefî mezhebi, Matüridi'ye nisbet edildi. Böylece, az bir kýsmý hariç, Hanefî mezhebinde bulunan kelâmcýlara Matüridiyye denildi. Ebu Hanife'nin ismi ancak Hanefî fýkýhçýlarýna nisbet edilmekle yetinildi. Bir çok kelâmcý ve araþtýrýcýlar, Matüridiyye diye anýlan bu Ehli Sünnet mezhebinin asýl kurucusunun Ýmam Matüridi deðil, Ýmam A'zam Ebu Hanife olduðunu, Matüridî'nin ise onun yazdýðý akaid esaslarýný aklî ve naklî delillerle destekleyerek açýkladýðýný ifade ederler. Bazýlarýnýn iddia ettiði gibi Matüridî, Ýmam Eþ'arî'ye baðlý bir kimse deðil, Ýmam A'zam ve arkadaþlarýnýn esaslarýný tedvin ettiði Ehli Sünnet mezhebini açýklayan ve destekleyerek devam ettirenlerdendir.

   Ýmam Ebul-Hasen el-Eþ'arî ile Ýmam Ebu Mansur el-Matüridî, Ehli Sünnet akidesini yayma gayesinde ve pek çok izahlarýnýn neticelerinde birleþiyorlarsa da; her ikisinin Kelâm metodlarý birbirlerininkinden az çok farklýdýr. Þüphesiz her iki kelâmcý da Kur'an'ýn ihtiva ettiði akaidi, akýl ve mantýðý bürhanlarla isbat etmeye çalýþýyorlardý. Çünkü selim akýl ile sahih nakil asla çatýþmazdý.

 

Ynt: Maturidi Mezhebi By: hafizvuslat Date: 07 Kasým 2009, 00:54:45
Degerli Islam buyuklerimizden Rabbimiz ebeden razi olsun.
Bu derece bilgili ve takva ehli alimlerimizi inkar edenlere dogrusu sasirmamak mumkun degil!!!
Kendi findik kadar beyinleri ile,bu degerli buyuklerimize kafa tutuyorlar aklinca!!

Rabbim hepsinde razi olsun,ahirette mekanlarini Resulullahin(S.A.V) yaninda eylesin,biz aciz ummetide onlarla birlikte eylesin...

Hocam Allah cc razi olsun,bu bilgiler cok cok onemli,inkarcilara guzel bir cevap niteligi tasiyor.
Sevgi ve Dua ile...

Ynt: Maturidi Mezhebi By: ceren Date: 24 Mayýs 2016, 20:26:38
Aleykumselam.Maturidi mezhebi Irakda ortaya cikmistir.Esasi tevhid inancina ve risalenin temellerini ele almistir.Rabbim razý olsun bilgilerden kardesim....

radyobeyan