Mavi By: sumeyye Date: 03 Eylül 2010, 13:48:14
Mavi
Mavi
Mavi… Ýnsan ruhunun hayâl penceresi. Bu ruh penceresinden hayal âleminin doyumsuz seyri… Mavi renkte metafizik bir sonsuzluk duygusu var. Neden mi? Kâinata þöyle bir bakalým; baþýmýzý gökyüzüne çevirdiðimizde sadece mavi deðil, masmavi yekpare bir örtü ile karþýlaþýrýz. Yalnýz flu bir þekilde beyazýn griye yaklaþan hatta grinin tonlarý diyebileceðimiz bir karýþmýþlýk, biraz mavi zemin üzerinde yer yer kendisini gösterir. Ama hâkim olan renk mavidir. Ha keza, dünyamýzýn dörtte üçü su ile kaplý deðil mi? Denizler ve nehirler… Denizler mavi, nehirler yeþilimsi, açýk kahve ve kirli beyazlýðý andýrmazlar mý? Su ile kaplý olmaktan esas maksat denizler olduðuna göre; gözümüzü yeryüzünde, deniz ufkunda gezdirdiðimizde (deniz kýyýsýnda deðilseniz kuþ bakýþý göklerden yeryüzüne baktýðýnýzý düþünün) yeryüzünde su ile kaplý olan alanýn çoðunluðunun mavi olduðunu göreceksiniz.
Bu kadar maviliðin hâkim olduðu evrende yaþayan, idraki ve gönlü muhayyileye açýk olan, bir iradi varlýk, nasýl olurda maviden etkilenmez? Bir hayal mihraký, mimarý, mihmandarý ve de sarhoþu haline gelmez… Ve neden bu kadar mavinin içine atýlmýþtýr idrak sahibi!?... Neden siyah-beyaz bir zeminde býrakýlmamýþ?... Ýmtihansa; nötr bir ortamda imtihana muhatap olmamýþ?... Nedir yapýlmak istenen?... Ne ile karþý karþýyayýz!?.. Akýl sahibiyiz, ayný zamanda duygu sahibiyiz de… Nedir bu karþý karþýya kaldýðýmýz anafor? Aklýmýz ve duygularýmýz nerede müsavi olacak? Nedir bunun ortasý? Herhangi biri öncelenecek mi? yoksa. Yoksa da varsa da… Yoklar yoksa da, varlar varsa da. Yoksa yoklar yok, varlar mý var. Ya da varlar yoksa yoklar mý var. Alýn þu kalemi elimden! Ne ola ki! Sorun ne kalemde nede yazýda, sorun derunî… Bütün bir tahayyülümde; aklýmýn ve gönlümün kesiþtiði yerde… Her ikisi de idrakin tenhalarýnda sükûn bulmak durumunda. Aklýn ve gönlün idraki…
Nereden nereye geldik. Yoksa gelmek durumunda mýydýk? Þu yoksalar, varsalar var ya; iþte bütün suçlu bu kelimeler ve onlarýn derin manalarý… Zevklerinin tatmini için çizilmiþ mükemmel bir L. da Vinci tablosunda, Michelangelo heykelinde, Shakspeare oyununda, Dede efendi bestesinde, Fuzuli’nin þiirinde… Bilmem daha nerelerde bir figüran! Gibiyiz. Yegâne güç (fýrçasý elinde olan - yaratýcý ben) ; kendi âleminde bakalým ne yapacaklar sorusu, biz kendi âlemimizde; ne yapalým, nasýl yapalým sorularý… Burada, yapýlacak olanýn; ana hatlarý, kalýn çizgileri deðil elbette kast ettiðimiz, açýlýmýný yapmaya çalýþtýðýmýz. (çünkü otobanlar insanlarý menzile ulaþtýrmaz, kýyýsýna kadar getirir. Oradan tali yollardýr hedefe götüren.). Bilakis, ara çizgiler, þekil veren, süsleyen hassas çizgiler… Nirengi noktalarýn iþaret ettiði füru noktalar, desenler, nakýþlar… Mana, ayrýntýda gizlidir. Zaten amacýmýz bizatihi sözden ziyade, mana deðil mi?
Sadece renklerin armonisine meseleyi tekrar getirdiðimizde, mavinin hâkimiyet kurmasýnýn tesisindeki irade, biz insanýn idrakine bir þeyler söylüyor. Hayal (felsefe; gerek reel, gerekse hayalî) dünyamýzýn enginlerine dalmak, oradan hayatýn inci, mercan, zümrüt, yakut ve elmaslarýný çýkarmak. Buradan gönül idrakinin hüzün penceresinden, hayatýn realitelerine ýþýk tutmak. Hüzne aþina idraki öncelemek. Mavi ve mavinin tonlarýnda (deniz mavisi, gök mavisi, yýldýz mavisi, bulut mavisi, türkuaz) oluþturacaðýmýz hayal (felsefe; hayat felsefesi) dünyasý, gerçek bir huzurun, asude bir bahar mevsiminin kýyýsýnda yaþamak sevdasý olmalý. Mavinin umut ve mutluluðu çaðrýþtýran sesinde kulaðýmýz kalmalý. Ve yine þunu da bilmeliyiz ki, mutluluðun arzusu onun uzaklýðýný, zorluðunu, çaba harcanmasý gerektiðini de gösterir.
Mavinin özgürlüðü çaðrýþtýran o sesinde, insan idraki kendisine býrakýlan alanlarý zorlayabilir, sýnýrlarý aþýndýrabilir. Ýdrakinde ve gönlünde kurduðu hayal dünyasý (sevdasý) ile özgürlüðe uzanan bir zaman zinciri kurabilir. ‘O, “ kûn fe yekûn” olan (bir þeye ol dediði zaman oluveren) tek üstün güç, maviden mülhem, yine tek irade sahibi olan insana diyor ki: kurduðun hayalînle, bu hayalîni gerçekleþtirecek, özgürlük alanlarýna sahip çýk. Yaratýlýþtan sahip olduðun haklarýnýn, kimsenin sana vermesini bekleme. Dün, bugün, yarýn dediðimiz mekânlaþtýrmadan kurtularak, bütün zamanlarýn usâresini, an’larda mekânsýz yaþa… Yaþat. Mavi hülyalara dal, hakikat yemiþini biteviye devþir…Hasan Tiyek