Konularýna Göre Ayetler
Pages: 1
Yemek By: meryem Date: 02 Eylül 2010, 18:24:56
YEMEK

Siz (ise þöyle) demiþtiniz: "Ey Musa, biz bir çeþit yemeðe katlanmayacaðýz, Rabbine yalvar da, bize yerin bitirdiklerinden bakla, acur, sarmýsak, mercimek ve soðan çýkarsýn." (O zaman Musa:) "Hayýrlý olaný, þu deðersiz, þeyle mi deðiþtirmek istiyorsunuz? (Öyleyse) Mýsýr´a inin, çünkü (orada) kendiniz için istediðiniz vardýr" demiþti. Onlarýn üzerine horluk ve yoksulluk (damgasý) vuruldu ve Allah´tan bir gazaba uðradýlar. Bu, kuþkusuz, Allah´ýn ayetlerini tanýmazlýklarý ve peygamberleri haksýz yere öldürmelerindendi. (Yine) bu, isyan etmelerinden ve sýnýrý çiðnemelerindendi. (2/61)

Birbirinizin mallarýný haksýzlýkla yemeyin ve bile bile günahla insanlarýn mallarýndan bir bölümünü yemeniz için onlarý hakimlere aktarmayýn. (2/188)

Ey iman edenler, faizi kat kat arttýrýlmýþ olarak yemeyin. Ve Allah´tan sakýnýn, umulur ki kurtulursunuz. (3/130)

Yetimlere mallarýný verin ve murdar olanla temiz olaný deðiþtirmeyin. Onlarýn mallarýný mallarýnýza katarak yemeyin. Çünkü bu, büyük bir suçtur. (4/2)

Yetimleri, nikaha eriþecekleri çaða kadar deneyin; þayet kendilerinde bir (rüþd) olgunlaþma gördünüz mü, hemen onlara mallarýný verin. Büyüyecekler diye israf ile çarçabuk yemeyin. Zengin olan iffetli olmaya çalýþsýn, yoksul olan da artýk maruf (ihtiyaca ve örfe uygun) bir þekilde yesin. Mallarýný kendilerine verdiðiniz zaman, onlara karþý þahid bulundurun. Hesap görücü olarak Allah yeter. (4/6)

Ey iman edenler, mallarýnýzý, sizden karþýlýklý anlaþmadan (doðan) bir ticaretten baþka haksýz ´nedenler ve yollarla´ (batýlca) yemeyin. Ve kendi nefislerinizi öldürmeyin. Þüphesiz, Allah, sizi çok esirgeyendir. (4/29)

Ondan nehyedildikleri halde faiz almalarý ve insanlarýn mallarýný haksýz yere yemeleri nedeniyle (öyle yaptýk.) Onlardan kafir olanlara pek acýklý bir azab hazýrlamýþýzdýr. (4/161)

Bugün size temiz olan þeyler helal kýlýndý. (Kendilerine) Kitap verilenlerin yemeði size helal, sizin de yemeðiniz onlara helaldir. Mü´minlerden özgür ve iffetli kadýnlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadýnlar da, namuslu, fuhuþta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemiþler olarak -onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediðiniz takdirde- size (helal kýlýndý.) Kim imaný tanýmayýp küfre saparsa, elbette onun yaptýðý boþa çýkmýþtýr. O ahirette hüsrana uðrayanlardandýr. (5/5)

Meryem oðlu Mesih, yalnýzca bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip geçti. Onun annesi dosdoðrudur, ikisi de yemek yerlerdi. Bir bak, onlara ayetleri nasýl açýklýyoruz? (Yine) bir bak, onlar ise nasýl da çevriliyorlar? (5/75)

Deniz avý ve onu yemek size ve (yeryüzünde) dolaþanlara bir yarar olarak helal kýlýndý. Ýhramlý olduðunuz sürece kara avý ise size haram kýlýnmýþtýr. O´na (götürülüp) toplanacaðýnýz Allah´tan korkup-sakýnýn. (5/96)

(Bu sefer Havariler:) "Ondan yemek istiyoruz, kalplerimiz tatmin olsun, senin de gerçekten bize doðru söylediðini bilelim ve buna þahidlerden olalým" demiþlerdi. (5/113)

Üzerinde Allah´ýn isminin anýlmadýðý þeyi yemeyin; çünkü bu fýsk´týr (yoldan çýkýþtýr). Gerçekten þeytanlar, sizinle mücadele etmeleri için kendi dostlarýna gizli-çaðrýlarda bulunurlar. Onlarla itaat ederseniz þüphesiz siz de müþriklersiniz. (6/121)

Dedi ki: "Sizin onu götürmeniz gerçekten beni üzer ve siz ondan habersiz iken onu kurdun yemesinden korkuyorum." (12/13)

Onunla birlikte iki genç de zindana girmiþti. Biri: "Ben (rüyamda) kendimi þarap sýkýyorken gördüm." dedi. Öbürü: "Ben de kendimi baþýmýn üstünde ekmek taþýyorken gördüm; kuþ da ondan yemekteydi" dedi. "Bunun yorumundan bize haber ver. Doðrusu biz seni, iyilik yapanlardan görmekteyiz." (12/36)

Dedi ki: "Size rýzýklanacaðýnýz bir yemek gelecek olsa, ben mutlaka size daha gelmeden önce onun ne olduðunu haber veririm. Bu, rabbimin bana öðrettiklerindendir. Doðrusu ben, Allah´a iman etmeyen, ahireti de tanýmayanlarýn ta kendileri olan bir topluluðun dinini terkettim." (12/37)

Ve hayvanlarý da yarattý; sizin için onlarda ýsýnma ve yararlar vardýr ve onlardan yemektesiniz. (16/5)

Denizi de sizin emrinize veren O´dur, ondan taze et yemektesiniz ve giyiminizde ondan süs-eþyalarý çýkarmaktasýnýz. Gemilerin onda (sularý) yara yara akýp gittiðini görüyorsun. (Bütün bunlar) O´nun fazlýndan aramanýz ve þükretmeniz içindir. (16/14)

(Varmalarý gereken yere gelip) Geçtiklerinde (Musa) genç-yardýmcýsýna dedi ki: "Yemeðimizi getir bize, andolsun, bu yaptýðýmýz-yolculuktan gerçekten yorulduk." (18/62)

(Yine) Böylece ikisi yola koyuldu. Nihayet bir kasabaya gelip yemek istediler, fakat (kasaba halký) onlarý konuklamaktan kaçýndý. Onda (kasabada) yýkýlmaya yüz tutmuþ bir duvar buldular, hemen onu inþa etti. (Musa) Dedi ki: "Eðer isteseydin gerçekten buna karþýlýk bir ücret alabilirdin." (18/77)

Biz onlarý, yemek yemez cesetler kýlmadýk ve onlar ölümsüz deðillerdi. (21/8)

Böylelikle, bununla size hurmalýklardan, üzümlüklerden bahçeler-baðlar geliþtirdik, içlerinde çok sayýda yemiþler vardýr; sizler onlardan yemektesiniz. (23/19)

Gerçekten hayvanlarda da sizin için bir ders (ibret) vardýr; karýnlarýnýn içinde olanlardan size içirmekteyiz ve onlarda sizin için daha birçok yararlar var. Sizler onlardan yemektesiniz. (23/21)

Kendi kavminden, inkâr edip ahirete kavuþmayý yalanlayan ve kendilerine, dünya hayatýnda refah verdiðimiz önde gelenler dedi ki: "Bu, sizin benzeriniz olan bir beþerden baþkasý deðildir, kendisi de sizin yediklerinizden yemekte ve içtiklerinizden içmektedir." (23/33)

Kör olana güçlük yoktur, topal olana güçlük yoktur, hasta olana da güçlük yoktur; sizin için de, gerek kendi evlerinizden, gerekse babalarýnýzýn evlerinden, annelerinizin evlerinden, erkek kardeþlerinizin evlerinden, kýz kardeþlerinizin evlerinden, amcalarýnýzýn evlerinden, halalarýnýzýn evlerinden, dayýlarýnýzýn evlerinden, teyzelerinizin evlerinden, anahtarýna malik olduðunuz (yerlerden) ya da dostlarýnýzýn (evlerin)den yemenizde bir güçlük yoktur. Hep bir arada veya ayrý ayrý yemenizde de bir günah yoktur. Evlere girdiðiniz vakit, Allah tarafýndan kutlu, güzel bir yaþama dileði olarak birbirinize selam verin. Ýþte Allah, size ayetleri böyle açýklar, umulur ki aklýnýzý kullanýrsýnýz. (24/61)

Dediler ki: "Bu elçiye ne oluyor ki, yemek yemekte ve pazarlarda dolaþmaktadýr? Ona, kendisiyle birlikte uyarýcý olacak bir melek indirilmesi gerekmez miydi?" (25/7)

Ya da kendisine bir hazinenin býrakýlmasý veya (ürünlerinden) yemekte olduðu bir bahçesi olmasý (gerekmez miydi)?" Zulmedenler dedi ki: "Siz olsa olsa, ancak büyülenmiþ bir adama uyuyorsunuz." (25/8)

Senden önce gönderdiklerimizden, gerçekten yemek yiyen ve pazarlarda gezen (elçi)lerden baþkasýný göndermiþ deðiliz. Biz, sizin kiminizi kimi için deneme (fitne konusu) yaptýk. Sabredecek misiniz? Senin Rabbin görendir. (25/20)

Görmüyorlar mý; biz, suyu çorak topraða sürüyoruz da onunla ekin bitiriyoruz; ondan hayvanlarý, kendileri yemektedir? Yine de görmüyorlar mý? (32/27)

Ey iman edenler (rastgele) Peygamberin evlerine girmeyin, (Bir baþka iþ için girmiþseniz ille de) yemek vaktini beklemeyin. (Ama yemeðe) çaðrýldýðýnýz zaman girin, yemeði yiyince daðýlýn ve (uzun) söze dalmayýn. Gerçekten bu, peygambere eziyet vermekte ve o da sizden utanmaktadýr; oysa Allah, hak (ký açýklamak)tan utanmaz. Onlardan (peygamberin eþlerinden) bir þey isteyeceðiniz zaman, perde arkasýndan isteyin. Bu, sizin kalpleriniz için de, onlarýn kalpleri için de daha temizdir. Allah´ýn Resûlü´ne eziyet vermeniz ve ondan sonra eþlerini nikahlamanýz size ebedi olarak (helal) olmaz. Çünkü böyle yapmanýz, Allah katýnda çok büyük (bir günah)týr. (33/53)

Böylece onun (Süleymanýn) ölümüne karar verdiðimiz zaman, ölümünü, onlara, asasýný yemekte olan bir aðaç kurdundan baþkasý haber vermedi. Artýk o, yere yýkýlýp-düþünce, açýkca ortaya çýktý ki, þayet cinler gaybý bilmiþ olsalardý böylesine aþaðýlanýcý bir azab içinde kalýp-yaþamazlardý. (34/14)

Ölü toprak kendileri için bir ayettir; biz onu dirilttik, ondan taneler çýkarttýk, böylelikle ondan yemektedirler. (36/33)

Onun ürünlerinden ve kendi ellerinin yaptýklarýndan yemeleri için. Yine de þükretmiyorlar mý? (36/35)

Bunun üzerine onlarýn ilahlarýna sokulup: "Yemek yemiyor musunuz?" dedi. (37/91)

Allah O´dur ki, kimine binmeniz, kiminden yemeniz için size (bir yarar olmak üzere) davarlarý var etti. (40/79)

Günahkar olanýn yemeðidir. (44/44)

Þüphesiz Allah, iman edip salih amellerde bulunanlarý, altýndan ýrmaklar akan cennetlere sokar. Ýnkar edenler ise, metalanýrlar ve hayvanlarýn yemesi gibi yerler; ateþ, onlar için bir konaklama yeridir. (47/12)

Ey iman edenler, zandan çok kaçýnýn; çünkü zannýn bir kýsmý günahtýr. Tecessüs etmeyin (birbirinizin gizli yönlerini araþtýrmayýn). Kiminiz kiminizin gýybetini yapmasýn (arkasýndan çekiþtirmesin.) Sizden biriniz, ölü kardeþinin etini yemeyi sever mi? Ýþte, bundan tiksindiniz. Allah´tan korkup-sakýnýn. Þüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok esirgeyendir. (49/12)

Derken onlara yaklaþtýrýp (ikram etti); "Yemez misiniz?" dedi. (51/27)

(Onlar yemeyince) Bunun üzerine içine bir tür korku düþtü. "Korkma" dediler ve ona bilgin bir erkek çocuk müjdesini verdiler. (51/28)

Yoksula yemek vermeye destekçi olmazdý." (69/34)

Ýrin ve kan karýþýmýndan baþka bir yemek yoktur." (69/36)

Bunu da, hata edenlerden baþkasý yemez." (69/37)

Boðazý týkayýp kalan bir yemek ve acý bir azab vardýr. (73/13)

Kendileri, ona duyduklarý sevgiye raðmen yemeði, yoksula, yetime ve esire yedirirler. (76/8)

Ynt: Yemek By: ceren Date: 19 Eylül 2017, 19:00:06
Esselamu aleykum.Rabbim bizleri helal kazanan ve helal yiyip allahýn rizasini kazanan kullardan olalim inþallah. ..
Ynt: Yemek By: Bilal2009 Date: 19 Eylül 2017, 20:16:10
Ve aleykümüsselam Rabbim bizlere her þeyin helalini nasip eylesin Rabbim paylaþým için razý olsun
Ynt: Yemek By: Sevgi. Date: 20 Eylül 2017, 02:23:03
Aleyküm Selâm. Bizleri yoktan var eden Rabbimiz bizlere karþý öylesine merhametliki fakat biz acizliðimiz ile bu hayrý göremicek kadar yalan dünyanýn iþlerine dalmýþýz. Rabbimiz biz aciz kullarýný öylesine sevip merhamet ediyorki kurtuluþa erelim diye mübarek Kur'a-ý Kerim'i göndermiþ ve vedee alemlere Rahmet olarak canlar caný gönüller sultaný güzel Peygamberimiz'i göndermiþ. Mevlam gönül gözümüzü açýk eylesin inþaAllah.
 
🌹 Allahümme Salli Alâ Seyyidina Muhammed'in Ve Alâ Âli Seyyidina Muhammed 🌹

radyobeyan