Yemin By: meryem Date: 02 Eylül 2010, 18:23:09
YEMÝN
Bir de yeminlerinizi bahane ederek; iyilik yapmanýz, sakýnmanýz ve insanlarýn arasýný düzeltmenize Allah´ý engel kýlmayýn. Allah iþitendir, bilendir. (2/224)
Allah sizi, yeminlerinizdeki ´rastgele söylemelerinizden, boþ, amaçsýz sözler´den dolayý sorumlu tutmaz; fakat kalplerinizin kazandýklarýndan dolayý sorumlu tutar. Allah baðýþlayandýr, yumuþak davranandýr. (2/225)
Kadýnlarýndan uzaklaþmaya yemin edenler için dört ay bekleme süresi vardýr. Eðer (bu süre içinde eþlerine) dönerlerse, þüphesiz Allah, baðýþlayandýr, esirgeyendir. (2/226)
Allah´ýn ahdini ve yeminlerini az bir deðere karþýlýk satanlar... Ýþte onlar; onlar için ahirette hiçbir pay yoktur, kýyamet gününde Allah onlarla konuþmaz, onlarý gözetmez ve onlarý arýndýrmaz. Ve onlar için acý bir azab vardýr. (3/77)
Anne-babanýn ve yakýnlarýn geride býraktýklarýndan ve her birine mirasçýlar kýldýk. Yeminlerinizin (akid ile) baðladýðý kimselere de kendi paylarýný verin. Þüphesiz, Allah, herþeye þahid olandýr. (4/33)
Öyleyse, nasýl olur da, kendi ellerinin sunduklarý sonucu, onlara bir musibet isabet eder, sonra sana gelerek: "Kuþkusuz, biz iyilikten ve uzlaþtýrmaktan baþka bir þey istemedik" diye Allah´a yemin ederler? (4/62)
Ýman edenler: "Olanca yeminleriyle elbette sizlerle birlik olduklarýna iliþkin Allah´a yemin edenler bunlar mýdýr? Onlarýn bütün yapýp-ettikleri boþa çýkmýþtýr, böylece hüsrana uðrayanlar olmuþlardýr." derler. (5/53)
Allah sizi, yeminlerinizdeki ´rastgele söylemelerinizden, boþ sözlerden´ dolayý sorumlu tutmaz, ancak yeminlerinizle baðladýðýnýz sözlerden dolayý sizi sorumlu tutar. Onun (yeminin) keffareti, ailenizdekilere yedirdiklerinizin ortalamasýndan on yoksulu doyurmak ya da onlarý giydirmek veya bir köleyi özgürlüðüne kavuþturmaktýr. (Bunlara imkan) Bulamayan (için) üç gün oruç (vardýr.) Bu, yemin ettiðinizde (bozduðunuz) yeminlerinizin keffaretidir. Yeminlerinizi koruyunuz. Allah, size ayetlerini böyle açýklar, umulur ki þükredersiniz. (5/89)
Ey iman edenler, sizden birinize ölüm gelip çattýðý zaman, vasiyet hazýrlanýþýnda, aranýzda içinizden adaletli iki kiþiyi (þahid tutun.) Veya yolculukta olup size ölüm musibeti gelip çatarsa, sizden olmayan baþka iki kiþiyi (þahid tutun. Ýkisini) Þayet kuþkulanacak olursanýz namazdan sonra alýkoyarsýnýz, onlar da (size): "Akraba dahi olsa onu (yeminimizi) hiçbir deðere deðiþtirmeyeceðiz ve Allah´ýn þahidliðini gizlemeyeceðiz. Aksi takdirde biz elbette günahkarlardan oluruz." diye Allah adýna yemin etsinler. (5/106)
Eðer o ikisi aleyhinde kesin olarak günahý hak ettiklerine iliþkin bilgi sahibi olunursa, bu durumda haksýzlýða uðrayanlardan iki kiþi -ki bunlar buna daha hak sahibidirler- öbürlerinin yerine geçerler ve: "Bizim þehadetimiz o ikisinin þehadetinden þüphesiz daha doðrudur. Biz haddi aþmadýk, yoksa gerçekten zulmedenlerden oluruz" diye Allah´a yemin ederler. (5/107)
Bu, gerektiði gibi þahidliði yapmalarýna veya yeminlerinden sonra yeminlerin reddedilmesinden korkmalarýna daha yakýndýr. Allah´tan korkup-sakýnýn ve dinleyin. Allah, fasýklar topluluðunu hidayete erdirmez. (5/108)
Olanca yeminleriyle, eðer kendilerine bir ayet gelse, kesin olarak ona inanacaklarýna dair Allah´a yemin ettiler. De ki: "Ayetler, ancak Allah katýndadýr; onlara (mucizeler) gelse de kuþkusuz inanmayacaklarýnýn þuurunda deðil misiniz? (6/109)
Ve: "Gerçekten ben size öðüt verenlerdenim" diye yemin de etti. (7/21)
Kendilerine Allah´ýn bir rahmet eriþtirmeyeceðine yemin ettiðiniz kimseler bunlar mýydý? (Cennettekilere de) Girin cennete. Sizin için korku yoktur ve mahzun olmayacaksýnýz." (7/49)
Ve eðer antlaþmalardan sonra, yine yeminlerini bozarlarsa ve dininize hýnç besleyip-saldýrýrlarsa, bu durumda küfrün önderleriyle çarpýþýn. Çünkü onlar, yeminleri olmayan kimselerdir; belki cayarlar. (9/12)
Yeminlerini bozan, elçiyi (yurdundan) sürmeye çabalayan ve sizinle ilk defa (savaþa) baþlayan bir toplulukla savaþmaz mýsýnýz? Korkuyor musunuz onlardan? Eðer inanýyorsanýz, kendisinden korkmanýza Allah daha layýktýr. (9/13)
Eðer yakýn bir yarar ve orta bir sefer olsaydý, onlar mutlaka seni izlerlerdi. Ama zorluk onlara uzak geldi. "Eðer güç yetirseydik muhakkak seninle birlikte (savaþa) çýkardýk." diye sana Allah adýna yemin edecekler. Kendi nefislerini helaka sürüklüyorlar. Allah onlarýn gerçekten yalan söylediklerini biliyor. (9/42)
Gerçekten sizden olduklarýna dair Allah adýna yemin ederler. Oysa onlar sizden deðildirler. Ancak onlar ödleri kopan bir topluluktur. (9/56)
Sizi hoþnut kýlmak için Allah´a yemin ederler; oysa mü´min iseler, hoþnut kýlýnmaya Allah ve elçisi daha layýktýr. (9/62)
Kendilerinden hoþnut olmanýz için size yemin ederler. Siz onlardan hoþnut olsanýz bile þüphesiz Allah, fasýklar topluluðundan hoþnut olmaz. (9/96)
Zarar vermek, inkârý (pekiþtirmek), mü´minlerin arasýný ayýrmak ve daha önce Allah´a ve elçisine karþý savaþaný gözlemek için mescid edinenler ve: "Biz iyilikten baþka bir þey istemedik" diye yemin edenler (var ya,) Allah onlarýn þüphesiz yalancý olduklarýna þahidlik etmektedir. (9/107)
Olanca yeminleriyle: "Öleni Allah diriltmez" diye yemin ettiler. Hayýr; bu, O´nun üzerinde hak olan bir vaidtir, ancak insanlarýn çoðu bilmezler. (16/38)
Ahidleþtiðiniz zaman, Allah´ýn ahdini yerine getirin, pekiþtirdikten sonra yeminleri bozmayýn; çünkü Allah´ý üzerinize kefil kýlmýþsýnýzdýr. Þüphesiz Allah, yaptýklarýnýzý bilir. (16/91)
Bir ümmet diðer bir ümmetten (sayýca ve malca) daha geliþkindir diye, yeminlerinizi kendi aranýzda bir bozuculuk unsuru yaparak, ipini kuvvetle eðirdikten sonra bozup-çözen (kadýn) gibi olmayýn. Þüphesiz Allah, sizi bununla imtihan etmektedir. Kýyamet günü hakkýnda ihtilafa düþtüðünüz þeyi size muhakkak açýklayacaktýr. (16/92)
Yeminlerinizi kendi aranýzda, bir bozuculuk unsuru edinmeyin; sonra sapasaðlam basan ayak kayar ve Allah´ýn yolundan alýkoyduðunuz için kötülüðü tadarsýnýz. (Ayrýca) Büyük azab da sizin içindir. (16/94)
Allah´ýn ahdini ucuz bir deðere karþýlýk satmayýn. Eðer bilirseniz, Allah katýnda olan sizin için daha hayýrlýdýr. (16/95)
Kendi eþlerine (zina suçu) atan ve kendileri dýþýnda þahidleri bulunmayanlar ise, onlardan da her birinin þahidliði, Allah adýna dört (kere yemin) ile kendisinin hiç þüphesiz doðru söyleyenlerden olduðuna þahidlik etmektir. (24/6)
Beþinci (yemini) ise, eðer yalan söyleyenlerdense, Allah´ýn lanetinin muhakkak kendi üzerinde olmasý(ný kabul etmesi)dir. (24/7)
Onun (kadýnýn) da dört kere Allah adýna (yeminle) onun (kocasýnýn) hiç þüphesiz yalan söyleyenlerden olduðuna þahidlik etmesi kendisinden cezayý uzaklaþtýrýr. (24/8)
Beþinci (yemini) ise, eðer o (kocasý) doðru söylüyor ise, Allah´ýn gazabýnýn muhakkak kendi üzerinde olmasý(ný kabul etmesi)dýr. (24/9)
Yeminlerinin olanca gücüyle Allah´a and içtiler; eðer sen onlara emredersen (savaþa) çýkacaklar diye. De ki: "And içmeyin, bu bilinen (örf üzere) bir itaattýr. Allah, yaptýklarýnýzdan haberdârdýr." (24/53)
Allah, bir adamýn kendi (göðüs) boþluðu içinde iki kalp kýlmadý ve kendilerini annelerinize benzeterek yemin konusu yaptýðýnýz (zýharda bulunduðunuz) eþlerinizi sizin anneleriniz yapmadý, evlatlýklarýnýzý da sizin (öz) çocuklarýnýz saymadý. Bu, sizin (yalnýzca) aðzýnýzla söylemenizdir. Allah ise, hakký söyler ve (doðru olan) yola yöneltip-iletir. (33/4)
Yeminlerinin olanca güçleriyle, kendilerine bir uyarýcý-korkutucu gelecek olsa, ümmetlerinin herhangi birinden mutlaka daha doðru olacaklarýna dair, Allah´a and içtiler. Ancak onlara bir uyarýcý-korkutucu geldiðinde (bu,) nefretlerinden baþkasýný artýrmadý. (35/42)
"Ashab-ý Yemin", ne (kutludur o) "Ashab-ý Yemin." (56/27)
"Ashab-ý Yemin" olanlar için. (56/38)
Hayýr, yýldýzlarýn yer (mevki)lerine yemin ederim. (56/75)
Þüphesiz bu, eðer bilirseniz gerçekten büyük bir yemindir. (56/76)
Ve eðer "Ashab-ý Yemin"den ise, (56/90)
Artýk, "Ashab-ý Yemin"den selam sana. (56/91)
Allah´ýn kendilerine karþý gazablandýðý bir kavmi veli (dost ve müttefik) edinenleri görmedin mi? Onlar, ne sizdendirler, ne onlardan. Kendileri de (açýkça gerçeði) bildikleri halde, yalan üzere yemin ediyorlar. (58/14)
Onlar, yeminlerini bir siper edindiler, böylece Allah´ýn yolundan alýkoydular. Artýk onlar için alçaltýcý bir azab vardýr. (58/16)
Onlarýn tümünü Allah´ýn dirilteceði gün, sizlere yemin ettikleri gibi O´na da yemin edeceklerdir ve kendilerinin bir þey üzerine olduklarýný sanacaklardýr. Dikkat edin; gerçekten onlar, yalan söyleyenlerin ta kendileridir. (58/18)
Onlar, yeminlerini bir siper edinip Allah´ýn yolundan alýkoydular. Doðrusu ne kötü þey yapýyorlar. (63/2)
Allah, yeminlerinizin (keffaretle) çözülmesini size farz (veya meþru) kýldý. Allah, sizin mevlanýz (sahibiniz, yardýmcýnýz)dýr. O, bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (66/2)
Þunlarýn hiçbirine itaat etme: Yemin edip duran, aþaðýlýk, (68/10)
Yoksa sizin için üzerimizde kýyamete kadar sürüp gidecek bir yemin mi var ki siz ne hüküm verirseniz o, mutlaka sizin kalacak, diye. (68/39)
Hayýr; gördüklerinize yemin ederim, (69/38)
Artýk, doðularýn ve batýlarýn Rabbine yemin ederim; Biz gerçekten güç yetireniz; (70/40)
Ancak Ashab-ý Yemin (sað ehli) hariç. (74/39)
Artýk hayýr; yemin ederim (gündüz) sinip (gece) dönen (gezegen)lere, (81/15)
Yoo, þafak-vaktine yemin ederim, (84/16)
Bunlarda, akýl sahibi olan için bir yemin var, deðil mi? (89/5)
Hayýr; bu þehre yemin ederim, (90/1)
Ynt: Yemin By: ceren Date: 17 Eylül 2017, 15:12:33
Esselamu aleykum.rabbim bizleri yeminini tutan ve yeminini bozmayip allahýn rizasini kazanan kullardan olalim inþallah. ...
Ynt: Yemin By: Sevgi. Date: 18 Eylül 2017, 03:29:14
Aleyküm Selâm. Bilinmesi gereken okadar çok önemli konular varki. Mevlam hakkýyla öðrenip yaþantýmýza dikkat edenlerden eylesin inþaAllah.
🌹 Rahmeti Merhameti güzel Rabbimiz 🌹
radyobeyan