Denemeler
Pages: 1
Tomurcuk By: sumeyye Date: 02 Eylül 2010, 13:51:42
TOMURCUK

Üþüdüm. Ekþi bir rüzgârdý yaþamak.

Düþündüm. Kýzýl bir yüz felcindeydi gök.

 

Ateþti aþk; suydu merhamet; oksijenden çok azottu hava… Karbondioksit de vardý içinde. Toprak: O bana asýl en son lazým.

 

Ýlkin yaktým elimi bir sobada. Sonra yüreðim yandý. Sonra yandý ufuklar.

 

Ben hep üþüdüm. Sürükledim ayaklarýmý, gözlerim deniz yorgunu... Ellerim, eldivensiz acýlara müptela...

 

Ben hep düþündüm. Düþe kalka düþündüm. Yorula yorula... Susuz, havasýz ve fakat ateþli, topraðý düþündüm.

 

Gündüz yarýlarýnda, geceleyin hýrsýz gözyaþlarýmda, örneðin öðleyin, mesela ikindi vakitlerinde yorgun bir sabahý düþündüm. Yenilgilerim geldi üstüme, günahlarým ense kökümde açan bir zakkum oldu. Miyop sevinçlere eðdim kalbimi. Kapandýkça perdeler, vuruldukça insanlar çocuklarýnýn gözlerinde -sözgelimi bir kýz çocuðunun daðýnýksa saçlarý, kirliyse elleri- ve demetlendikçe kavgalar bir çiçek paketinde... Birdenbire, bir'den bir'e giden her þeyi düþündüm...

 

Ve üþüdüm. Yapraklarýný baharda dökmüþ lösemili bir çam gibi, bir sedir gibi, bir okaliptüs gibi üþüdüm. Düþündüm: Mukaddes emanet gibi bir hýrka lazým bana! Bir hýrka...

 

Kaçtým bütün insanlardan. Kuytu köþeler aradým, kuytu köþelerde bir örümcek aðý, bir güvercin yuvasý aradým. 'Maðaraya oydum' yüreðimi.

 

Ellerimi, dilsiz duygularýma verdim. Sustum. Aynalarda yankýlandý suskunluðum...

 

Bir gizde parladý, güzellik. Bir sýr gibi saklandým kalbime. Titredi bulutlar bir zelzele gibi. Yaðmurlar yaðdý. Yaðmurlar, ýslak yaðdý. Bir orman yangýný gibi aðladým. Bunu görenler deli olduðuma yordu. Sessiz baðýrdým. Anlatamadým yahut anlamadýlar.

 

Ateþ, su, hava, toprak... Saðýma bakýndým, balkonlardan sarktým, otobüs pencerelerine gözlerimi baðladým, soluma bakýndým... Uzun bir hikâye oldu tarihim. Elime kalemi aldým. Bir çivi yazýsý ile kazýdým aþký kalbime. Perdeyi kapattým, yeni bir perde açtým sonra. Göç ettim sürgünlerden. Kapattým perdeyi, yeni bir perde açtým. Feth ettim varlýðýmý. Kapattým perdeyi, yeni bir perde açtým. Bir ihtilal çýðlýðý ile yýktým bütün kumdan kaleleri. Kapattým perdeyi, yeni bir perde açtým. Yeni bir perde açtým sonra... Yeni bir perde, bir daha...

 

Varlýk. Bir anahtardý varlýk, çelik kapýlarý açan, 'demir diþliler' arasýnda.

 

Açtým. Ýçeride saatler... Iþýk hýzý ile bir saniye... Bir dakika, bir saat... Döndüm. Gün oldu. Sabah geldi: müþfik, titrek... Hafta oldu, ay oldu, yýl oldu sonra... Kar yaðdý, güneþ açtý, rüzgâr çýktý... Zaman! Bir çemberin, varlýðýn, çapýydý zaman. Daha büyük bir daire çizdim. Daha da büyük... Yarýldý çap... Doðdu sonsuzluk!

 

(Çýldýracaktým. Bir delilik yapmaya hazýrdým. Düþüyordum. Uykusuz rüyalar görüyordum. Rüyalarýmda bir kuþ oluyordu. Boþlukta duruyordu güneþ. Aðaçlar ters çevrilmiþ oluyordu. Ellerim titriyordu. Nefes nefese... Kalbim son metreleri koþan bir maratoncununki kadar hýzlý çarpýyordu. Hýzla bir boþluða düþüyordum. Baðýrýyordum. Kimse duymuyordu. Olan olmuþtu.)

 

Derken toprak... Evet, onu düþündüm. Topraðý düþündüm. Beni baðrýna basan topraðý. Ateþten sonra nebatsýz topraðý. Havadan sonra küllerinden temizlenmiþ topraðý. Sudan sonra ýslak topraðý...

 

Ve bir gece. Siyah bir gece... Tohum gibi her þeyin içinde olduðu bir gece. Toprak kýpýrdadý... Doðruldu. Bir dostun dudaklarýndan incitilmeden döküldü o büyük hakikat: Tomurcuk!

 

Sardým mukaddes hýrkayý varlýðýma... Zaman, tam zamanýnda 'zamansýzlýðý' müjdeliyordu! Sonsuzluk yeþerdi... Tomurcuk... Evet bütün mesele buydu: Tomurcuk derdinde olabilmek!

 

Üþüdüm. Ekþi bir rüzgârdý yaþamak.

Düþündüm. Kýzýl bir yüz felcindeydi gök.

 

Ellerimde bir buçuk avuç su…



Ahmet DURMUÞ

radyobeyan