Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Himmet By: sumeyye Date: 01 Eylül 2010, 13:24:44
Himmet

Tasavvuf literatüründe yardým manasýnda kullanýlan "himmet”  kelimesi birçok insanýn çaresiz kaldýðý anlarda sanki sýðýndýðý bir liman gibidir. Mutavvuflarýn her daim kullandýklarý bir ifade olan “himmet”  kelimesinin ne mana taþýdýðýný bilmek gerekiyor. Çünkü bu çok hassas bir konu olduðundan niyetlerimizi Ýslam akidesine ters düþmeyecek bir þekilde almamýz gerekiyor.Ýlim her zaman seyri suluk yapanlarýn bir rehberi ve önderi olmuþtur.Bu konudaki doðru ölçülerimiz bizi hedefe taþýyan en önemli unsurdur.Bir davranýþ niyete göre hem haram hemde helal olabilir.Dolayýsýyla himmete karþý olanlarýn bunun inceliðini bilmediklerinden, ve bu olaya ters baktýklarýndan kaynaklanmaktadýr.

  Himmet, kelime manasýyla kalbi, iradeyi, duygu ve düþünceyi , kýymetli, þerefli ve güzel þeylere yönelmek manasýný taþýmaktadýr. Kelime kökü Arapça “hemm”in manasý ise iyi olsun kötü olsun, herhangi bir þeyi yapmaya yönelmek demektir .Himmet ise sadece iyiye yönelmek manasýný taþýmaktadýr. Kelime manasýyla düþündüðümüzde, insanýn beyni her zaman faliyet halindedir ve devamlý surette deðiþik yönlere yönelmektedir. Ýnsanlarýn kimi sadece dünyevi , kiminin ise uhrevi istek ve arzularý vardýr. Herkesin kýymeti de yöneldiði þeye göre deðiþmektedir. Buradan hareketle, derdi yalnýzca dünya olanýn Allah katýnda hiçbir kýymeti olmaz. Hedefi Allah rýzasý olanýn ise, kýymeti kelimelerle ölçülemez.

   Þunu çok iyi bilmemiz gerekiyor ki himmet kader dairesi içinde sýnýrlýdýr. Þu ayet-i kerimeden de anlaþýlacaðý üzere “Rasulüm de ki: Ben, Allah’ýn dilediðinden baþka kendime herhangi bir fayda ve zarar verecek güce sahip deðilim.” (A’raf/188) Diyerek her þeyin Yüce Allah’ýn takdirinde olduðunu açýkça belirtiyor. Büyük arif Ýbnu Atâ (K.S.) Hikem adlý eserinde “Himmetler ne kadar büyük ve hýzlý olursa olsun kader sýnýrlarýný geçemez.” buyurmaktadýr.Dolayýsýyla dünyada cereyan eden bütün olaylar Allahýn idaresi altýnda gerçekleþiyor .Þefaatin kaynaðý , himmetin kaynaðý ve her þeyin kaynaðý da hiç þüphesiz Cenabý Allah’týr.Zaten bunun tersinide düþünün hiçbir akýllý yoktur.

    Bugün hayatýmýzda himmet deyince akla yardým geliyor.Bir kiþinin “bir velinin himmetiyle müþkülüm çözüldü” derken, mürþidimin bana yaptýðý dua baþka bir yönüyle Kudret kapýsýnýndan çýkan izin ile bana yardýmý ulaþtý sýkýntýmdan kurtuldum demeyi kastediyor. Böyle bir himmeti hiç kimse inkar edemez bu islamýn özüne uygundur. Yaratýcý ancak Allah’týr ondan baþka güç kuvvet sahibi de yoktur.Bu meseleyi ve bunun gibi tasavvufi meseleleri kasýtlý olarak anlamak istemeyenlerin aklýna þaþmamak mümkün deðildir .Çünkü Allahýn yaðmurlarý indirmekle vazifeli melekleri olduðu gibi canlarý kabz eden meleði vardýr.Bu Allahýn gücüne bir eksiklimidir ki evliyanýn himmeti eksiklik olsun.

    Bugün bilim adamlarý yüzlerce kilometre öteden telepati yöntemiyle nasýl iletiþim kurulabileceðini araþtýrýlmaktadýr. Bu olayýn savaþ gibi büyük çileler döneminde olaðan üstü yaþanan örnek olaylardan yola çýkan bilim adamlarý bir çok denekler üzerinde çalýþýlarak uzak mesafelerden nasýl transa geçerek olara nasýl mesajlar göndere bilineceðini araþtýrmaktadýrlar.Bu konunun yabancýlarýn bile ilgisini çekmiþ olmasý ve hiçbir zaman ulaþamayacaklarý bir iþ üzerine caba göstermeleri onlarýn bu konuya olan ilgilenmeleri bu konunun önemini göstermektedir. Ýslam dünyasýnýn içinden çýkan binlerce evliyanýn kültürümüze hiç de uzak olmasý ve içimizden çýkmasýndan dolayý , himmeti halkýmýza anlatmak daha kolay olsa gerek. Çünkü bu konuda yaþanan örnekler o kadar çoktur ki anlatmakla tükenmez.

    Allahu Teala sevdiði dostlarýna evliya diyoruz.Onlar ki her alanda insanlýðýn hizmetine kendilerini adamýþlar ve bir karþýlýkta beklemezler .Bu baðlamda dünyada zayýflar güçlülere, fakirler zenginlere, hastalar doktorlara, cahiller alimlere muhtaç edilmiþ; kendisine maddi-manevi imkan ve nimet verilenler de, onu muhtaçlara ulaþtýrmakla görevlendirilmiþtir. Allahu zülcelal bir kudsi hadiste þöyle bildiriyor: “Ben, farz ve nafile ibadetlerle bana yaklaþan kulumu sevdiðim zaman, onun gören gözü, iþiten kulaðý, tutan eli, yürüyen ayaðý olurum. O benimle görür, benimle iþitir, benimle tutar, benimle yürür. Bana sýðýnýrsa onu himaye ederim. Benden bir þey isterse kendisine veririm.” (Buhari, Ýbnu Mace, Ahmed)

    Nitekim büyük müfessir Fahruddin Razi bu konuyu þöyle açýklamaktadýr: “Ýnsan büyük bir baðlýlýk ve samimiyetle Allahu Tealâ’ya itaate devam ederse, Allah’ýn, onun gözü ve kulaðý olurum buyurduðu bir makama yükselir. Allah’ýn celal nuru kul için bir kulak olunca, o yakýný iþittiði gibi uzaðý da iþitir. Bu nur onun için bir göz olunca, yakýný gördüðü gibi uzaðý da görür. Ve yine bu nur kul için bir el olunca, o elin zora, kolaya, yakýndakine, uzaktakine, her þeye gücü yeter.” (Mefatihu’l-Gayb)

    Buradan da kolayca anlaþýlacaðý üzere Allah evliyalara tabiri caizse bir kredi vermiþtir.onlarda verilen bu kredi karþýsýnda insanlara yardým edeceklerine söz vermiþlerdir. Aksi halde böyle muntazam bir özellik fasýklara verilseydi kim bilir hangi günah peþinde olurlardý .

     Tasavvuf erbabýna göre himmet; kulun kendisini veya baþkasýný bir hayra ulaþtýrmak, bir þerden korumak veya bir kemâli ele geçirmek için bütün ruhanî gücünü kullanarak kalbiyle Cenab-ý Hakk’a yönelmesidir. (Cürcani)

    Kâmil mürþidlerin himmeti meselesine gelince; buna mürþidin teveccühü, manevi tasarrufu da denir.

   himmet ve yardým farklý boyutlarda, cereyan eden bir metafizik olayý olduðundan anlaþýlmasý zordur.Bu nedenle onu bizzat tecrübe etmeyenlerin, himmetin ne manaya geldiðini kavramalarý ise zordur… Burada anlatmak istediðim en önemli konu; evliyanýn varlýðý himmetin ta kendisidir .Bunu sakýn unutmayýn .Kim ki velilik kavramýný kabul ediyorsa himmeti de kabul etmek zorundadýr.

    Himmet, tasavvuf kapýsýnda Allahýn Rahmetiyle temizlenmiþ , takva ile süslenmiþ ilahi bir lütuftur. Maneviyat sahibi kullarýn Allah’ýn izniyle muhtaç kullara yardým etmesidir.. Maddi þartlarý engel teþkil etmez aksine talep eden herkese ve eli ulaþtýðý heryere yardým, terbiye ve takviyeyi kendilerine vazife addetmiþlerdir. Bu tasavvufun büyük bir nimetidir, çünkü sen uzakta olsan bile içinde bulunduðun sýkýntýný havale edebileceðin bir yer vardýr . Anlaþýlmasý kolay olsun diye þöyle bir örnek vermek istiyorum .Günümüzde uzaklarý yakýn eden telefonlar vardýr. Mesela yangýn çýkýnca hemen 110 nolu telefonu aramamýz yeter.Hýrsýz eve girdi 115 telefon açýp þikayette bulunuruz iþte tasavvuftaki himmette buna benzer.Baþý sýkýþan mürit tabiri caiz ise hemen 25 25 telefon çevirir gibi estaðfirullah diyerek tövbe ederek mürþidinden yardým ister. Mürþidi onun sýkýntýda olduðunu anlar ama bu anlama boyutu faklý farklýdýr. Þöyle ki bazen teferruatýyla anlar bazen sadece bir þeylerin kötü gittiðini sezer bezende anlayamaz. Ýþte incelik buradadýr .Benim mürþidim her zaman benim ne yaptýðýmý bilir anlar dersen küfre düþersin. Tasavvuf münkirlerine de kendine güldürürsün çünkü onlar cahil sofiyi pek severler .

    Himmet, Allah’ýn bir rahmetidir. Cenab-ý Hak, Dostlarý vesilesi ile dilediðine yardým eder, müþküllerini çözer.Bu Allahu Tealanýn adetullahýdýr. Allah sebebler dairesi içinde olaylara yön vaermektedir. Peygamber olsun, veli olsun, diðer varlýklar hepside vasýtadýr.

   Ýþte kâmil bir veli, darda kalýp kendisinden yardým isteyen bir mümine ilahi izinden sonra bu nur ile yardýmcý olmaktadýr. Mesafe ne olursa olsun, kalbi ilahi nur ile cilalanmýþ kamil bir veli, Allah’ýn izni ve dilemesiyle dünyanýn her yanýný görebilir, her sesi iþitebilir, her yana el uzatabilir. Bu, Allahu Tealâ’nýn dilediði kullarý için kolay ve mümkün. Ancak bu nimeti kime, ne zaman, ne ölçüde vereceðini Cenab-ý Hak tayin eder.


Yakup SEZGÝN

radyobeyan