Dini makale ve yazýlar
Pages: 1
Her nefeste muhasebe By: sumeyye Date: 31 Aðustos 2010, 13:12:48
Her Nefeste Muhasebe

Ýþte o zaman göreceðiz ki, asýl olan insanýn hangi mekânda olduðu deðil, o mekânda ki vasfý daha önemli. Ýster Hindistan"da, ister Amerika'da ister Ýstanbul'da, ister Hatay'da. Ýster bir insanla muhatap ol, istersen bin insanla ya da dünyaya hitap eden bir þahsiyet ol. Hiç fark etmez. Bulunduðun mekânda neyi nasýl temsil ettiðin önemli.

    Allah-u Teala bize bir ömür biçmiþ. Ne olursa olsun nasýl olursa olsun biz bu ömrü takdir edilen vakte kadar yaþayacaðýz. Hak vaki olduðu andan itibaren de sorgulanma aþamasýna, gerçeklerin üstünün hiçbir þekilde örtülemeyeceði hakikat boyutuna geçeceðiz. Bize göre bir takým mantýki mazeretlerle ertelediklerimiz, yaptýklarýmýz ya da yapmadýklarýmýz tüm çýplaklýðýyla karþýmýza çýkacak.

     Günlük hayatýmýza bir bakalým. Öðrenci isen bulunduðun okulun formasýný giyersin. Okulun giriþ çýkýþ saatleri bellidir. Bu saatlerin dýþýna çýkýp bugün onda gideyim, yarýn saat onaltýda okulda olayým gibi bir lüks içine girersen öðrencilik vazifesini yürütmek zorlaþýr. Hatta böyle bir lakaytlýk, zamanla insaný öðrencilik vasfýndan çýkarýr. Yani adam gibi öðrenci olmalýsýn. En asgari düzeyde dahi olsa bu böyle. Terzilik yapan bir þahýs, dükkânýna kasap tabelasýný asarsa, kendisi için gerekli olan malzemeleri mekânýna yerleþtirmezse, ne kadar nitelikli bir terzi olursa olsun, hiçbir önem arz etmez. Pratisyen bir doktorun beyin ameliyatýna girmesini beklemek abes olur. Cerrahlýk vasfý yoktur. Bir babada, anneye has, anneliðin verdiði sabýr, þefkat, merhamet olmadýðý için baba annenin titizliðiyle çocuklarýna bakamaz. Sözün özü, herkes bir þekilde beðensin ya da beðenmesin kendisine yüklenmiþ olan vazifenin temsilcisidir. Ve bizim yüklendiðimiz, en nadide vazife, ayný zamanda hayatýn yegâne temeli olan Allah"a kulluktur. Dünyalýk olarak gördüðümüz ihtiyaçlarýmýzda, meþgalelerimizde gayet titiz iken, biz bu en nadide vazifemizde çoðunlukla nakýs kalýrýz. En iyi marketten alýþveriþ yaparýz, en iyi doktora gitmeye çalýþýrýz. Kýsacasý en dünyalýk olabilmek için bilerek ya da bilmeyerek tüm imkanlarýmýzý kullanýrýz. Oysa Allah-u Teala bizim dünyalýk dediklerimizi de ahiretimiz için vermiþtir

      Yani dünya adýna yaptýðýmýz (þerri temsil etmeyen)ne varsa Allah rýzasý gözetilerek yapýlýrsa bizim ahiret yatýrýmýmýzdýr. Örneðin suyu sünnete uygun içersen hem ihtiyacýný giderirsin, hem de sevap kazanýrsýn. Evinin rýzkýný Allah rýzasýný gözeterek kazanan baba ibadet etmiþ hükmündedir. Hayatýmýzýn her aný her devresi elimizden geldiði kadar Allah merkezli olmalý, olmalý ki nitelikli Müslüman olabilelim. Yani Allah'a kulluk vasfýmýz -en-olmalý.

      Hani demiþtik, sorgulamamýz mekândan deðil, mekandaki vasfýmýzdan olacak diye. Ha Bursa'a doðmuþuz ha New York"ta. Bu bizim tasarrufatýmýzda deðildir belki ama bulunduðumuz mekânda; ister evimiz, ister memleketimiz, ister iþ yerimiz... olsun hayra yada þerre karar vermek, karar verdiðimiz doðrultuda hareket etmek bizim elimizdedir. Ömrünü nerede nasýl harcadýn sorusuna hiç kimsenin "þu ilde, þu köyde ömrümü harcadým "cevabý yeterli olmayacaktýr. Bize o mekânda, bizi deðerli ya da deðersiz hale getiren fikir, hal ve tavýrlarýmýzdan sorguya çekileceðiz.

      Bir viranede yaþýyorsak Allah"a olan tevekkülümüz, fakra olan sabrýmýz, kanaatimiz bizi deðerli, isyanýmýz, þükürsüzlüðümüz bizi hiç haline getirecektir. Tabiri caizse hali vakti yerinde olana hangi villada yaþadýðý deðil, onda var olanlarla yaptýklarý ya da yapmadýklarý hakkýnda sorgulama yapýlacaktýr. Mülkünle zalim isen senin yaþadýðýn villanýn ne hükmü olabilir ki. Ya da ahrette "Yarabbi ben ancak kendi yaðýmda kavruluyordum aç olan komþumla ekmeðimi paylaþsam ölmezdim, ama paylaþmak istemedim", "iþini kolaylaþtýrma þansým olduðu halde, þu þahsýn iþini yapmadým caným istemedi", "Ahmet"le Mehmed"in husumetine bana dokunmayan yýlan bin yýl yaþasýn misali imkaným olduðu halde müdahale etmedim" deme lüksüne sahip olamayacaðýz.

      O halde Müslüman, Müslüman gibi yaþamalý. Hz. Ali"nin bir sözü var. Ýnandýðýn gibi yaþamazsan, yaþadýðýn gibi inanýrsýn. Hakikattir. Kendimize, çevremize bir bakalým. Çoðunluðumuz inandýðýmýz gibi deðil, yaþadýðýmýz gibi inanýyoruz. Misal inanan ama nefsinin önüne set çektiði birçok Müslüman namazýný kýlmýyor. Hiç biri namazý gereksiz görmüyor ama 'dinin direði' nitelendirilen namazý KASDEN kýlmýyor. Ayný Müslümanlar su içmenin gerekliliðine inanýp hiçbir zaman -namazlarýndan vazgeçtikleri gibi- sudan vazgeçmiyorlar. Demek ki suyun gerekliliðine inandýðýmýz kadar sümmehaþa namazýn gerekliliðine inanmýyoruz. Ya da sümmehaþa namazý bize farz kýlaný muhatap mý almýyoruz?.

      Belki bana kýzýyorsunuzdur. Lakin bahanelerin arkasýna sýðýnýp ta inandýðý gibi yaþamayan, herkes, samimiyetle kendisini biraz hesaba çekse bu sorularý kendisine hayret ve korkuyla sorduðunu görecektir. Ve namaz sadece bir misaldir. Bu misali biz ömrümüzün her anýna tek tek yayabiliriz. Gerek ferdi iliþkilerimize, gerek toplumsal iliþkilerimize, ahlakýmýza, ibadetlerimize, sosyal hayatýmýza, ekonomik hayatýmýza.

      Allah-u Teala bize aldýðýmýz her nefeste inandýðýmýz gibi yaþamayý nasip etsin.


Halime Alçay


radyobeyan