Ýz Býrakanlar
Pages: 1
Ebu Hanife Hz. nin talebesine vasiyeti By: sumeyye Date: 30 Aðustos 2010, 18:11:01
Ebu Hanife Hz. nin Talebesine Vasiyeti

Ýmam-ý Azam Ebû Hanîfe'nin yanýnda ilim tahsilini tamamlayan Yusuf bin Halit es-Semtî[2], memleketi Basra'ya dönmek için hocasýndan izin ister. Ýmam Ebu Hanife, insanî iliþkiler, ilim erbabýnýn     mertebeleri, nefis terbiyesi, avam-havas her çeþit insanýn eðitimi ve onlarýn durumundan haberdar olmak gibi konularda gerekli nasihatlerde bulunmak üzere kendisine biraz beklemesini, bu vesileyle memleketine döndüðünde ilmine tesir kazandýracak bir araç edinebileceðini söyler ve þu sözleriyle kendisine nasihat etmeye baþlar;"Evladým! Bilesin ki, insanlarla iyi geçinemediðin takdirde, anan-baban dahi olsalar, onlarý kendine düþman etmiþ olursun. Fakat insanlarla iyi geçinebilirsen, yakýnýn olmasalar bile onlarý kendine bir anne ve bir baba gibi yakýnlaþtýrabilirsin."

     Yusuf bin Halit es-Semtî devamla o gün hocasýnýn kendisine þunlarý söylediðini nakleder;"Biraz bekle de zihnimi toparlayýp sana özel bir vakit ayýrayým. Sana takdir edeceðin bazý þeyler öðreteyim. Tevfik Allah'tandýr."

    Daha sonra Ýmam Ebû Hanife uygun bulduðu bir vakitte talebesini çaðýrarak ona þu nasihatlerde bulunur;"Farz edelim ki Basra'ya gittin ve orada bizim muhaliflerimizin yanýna uðradýn. Kendini onlardan üstün gördün ve huzurlarýnda ilminle boy göstermeye kalkýþtýn. Kendileriyle iç içe yaþamak ve aralarýna girmekten kaçýndýn. Sen onlara, onlar da sana itiraz etti. Sen onlarý terk ettin, onlar da seni terk etti. Sen onlara sayýp sövdün, onlar da sana sayýp sövdü. Sen onlarý sapkýnlýk ve bidatçilikle, onlar da seni ayný þeylerle suçladý. Senin ve bizim hakkýmýzda fena sözler söylendi ve nihayet orayý terk edip ayrýlmak zorunda kaldýn. Bilesin ki bu akýllýca bir iþ deðildir. Zira Allah bir kapý açýncaya kadar idare etmek zorunda olduðu insanlarý idare etmeyen kimse akýllý sayýlmaz.

    Basra'ya vardýðýn zaman insanlar sana ilgi gösterecek ve seni ziyaret edeceklerdir. Seni takdir edeceklerdir. Onlarý daima hak ettiði konumda tutmaya çalýþ. Onlar arasýndan izzet ve ilim sahibi olanlara iyi davran, onlara deðer ver. Yaþlýlara hürmet, gençlere þefkat göstermeyi ihmal etme. Halka yakýnlaþmaya çalýþ. Günahkâr kimseleri idare et; ama arkadaþlarýný hayýrlý insanlardan seç. Ýdarecileri hakir görme. Kimseyi incitme. Onurunu koruma hususunda gevþeklik gösterme. Sýrrýný kimseye açma. Kendisini sýnayýncaya kadar kimseye itimat etme. Bayaðý insanlardan arkadaþ edinme. Sana yakýþtýrýlamayacak þahýslarla iliþki kurma. Sakýn cahil kimselere kendini fazla açmayasýn. Ne kimsenin davetini, ne de kimsenin hediyesini kabul et[3].

    Ýnsanlarla iyi geçinmeye, karþýlaþtýðýn fenalýklara karþý sabýr ve tahammül göstermeye, güzel ahlaklý ve geniþ kalpli olmaya çalýþ. Sürekli ayný elbiseyi giyme. Kendine iyi bir binek seç. Bol bol güzel kokular kullan. Kendine, özel ihtiyaçlarýný karþýlayacak kadar zaman ayýr. Ailenin durumunu gözet. Onlarý eðitmek ve yetiþtirmek için teþebbüse geç. Eðitim konusunda yumuþak kalpli ol. Ýnsanlarý hatalarýndan dolayý uyarýrken fazla kýnama. Zira bu durum onlarýn piþmanlýk duygularýný yýpratýp hatalarýndan dönme ihtimalini azaltýr. Ýnsanlarý bizzat kendin terbiye etmeye kalkýþma ki onlar nezdindeki saygýnlýðýna zarar gelmesin.

    Namazlarýna özen göster. Yiyeceðinden ikram et. Zira cimri bir kimse asla toplumun saygýnlýðýný kazanýp onlara önder olamaz. Seni halkýn durumundan haberdar edecek bir sýrdaþ edin ki, bir kötülük haberi aldýðýnda onu düzeltme imkâný bulasýn. Bir iyilik haberi aldýðýnda da halka olan ilgi ve yardýmýn artar.

    Seni ziyaret edeni de etmeyeni de sen ziyaret et. Sana iyilik de yapsalar, kötülük de yapsalar sen bütün insanlara iyi davran. Baðýþlayýcý ol. Ýyiliði emret. Seni ilgilendirmeyen þeylere karýþma. Sana zararý dokunacak insanlardan uzak dur. Herkesin hakkýný gözet.

    Arkadaþlarýndan biri hastalandýðýnda bizzat onu ziyaret et ve adamlarýn aracýlýðýyla kendisiyle alakadar ol. Aranýzdan uzaklaþan arkadaþlarýnýzý sorup soruþturun. Senin yanýna gelmeyenlerin sen bizzat yanlarýna uðra; hal ve hatýrlarýný sor. Seninle iliþkiyi kesenlerle sen iliþkiyi kesme. Yanýna gelene ikramda bulun. Kendisinden kötülük gördüðün kimseye sen iyilik yap. Senin hakkýnda kötü konuþan kimseyi sen hayýrla yâd et.

    Arkadaþlarýnýzdan birisi öldüðünde onun hakkýný ödeyin ve ona karþý vazifelerinizi yerine getirin. Kimin baþýna iyi bir þey gelirse onu tebrik edin. Kimin de baþýna kötülük gelirse onu teselli edin, sýkýntýsýný paylaþýn.

    Senden iþini görmeni isteyen kimsenin iþini gör. Yardýmýna ihtiyacý olan kimseden yardýmýný esirgeme. Ýnsanlara, kötü kimseler de olsalar elinden geldiðince merhametle yaklaþ. Herhangi bir sebeple insanlarla ayný mecliste bulunmak veya ayný mescitte bir araya gelmek durumunda kalýr da kendi görüþlerine aykýrý fikirlerle karþýlaþýrsan onlarla tartýþmayý sen baþlatma. Fakat görüþlerini sorarlarsa önce onlarýn benimsediði görüþleri beyan eder; sonra da bu konuda baþka görüþler de vardýr, diyerek bunlarý ispatlamaya çalýþýrsýn. Eðer sana kulak verirlerse senin kadrini bilirler. Seninle ayný görüþü paylaþmayan kimselere böyle bir nebze bilgi ver ki, onun üzerinde düþünsünler. Onlarý daima açýk bilgilere dayanarak ikna etmeye çalýþ, sakýn akýllarýnýn ermeyeceði derin bilgilerle onlarý ikna etmeye çalýþma.

    Ýlim meclislerine gelenlerle hemhal ol. Kendilerine yer yer latife yap ve hal hatýrlarýný sor. Zira böyle davranýrsan gerek sana karþý gerekse ilme karþý alakalarý artmýþ olur. Zaman zaman onlara ziyafet ver. Hatalarýný görmezden gel. Ýhtiyaçlarýný karþýla, onlara yumuþak davran, müsamahakâr ol. Hiçbirine kendilerinden sýkýldýðýný belli etme. Onlardan biri gibi davran. Sana nasýl davranýlmasýný istiyorsan sen de insanlara öyle davran. Kendine layýk gördüðün ilgi ve iltifattan onlarý mahrum býrakma. Þahsýna karþý sorumluluklarýný unutma, özel durumlarýný gözet.

    Ýnsanlarý tahrik etme. Senden usanan kimselere karþý sen býkkýnlýk gösterme. Seni dinleyeni sen de dinle. Ýnsanlarýn sana yüklemediði sorumluluklarý sen de insanlara yükleme. Ýnsanlar kendileri için neye

    azý iseler, sen de onlar hakkýnda ona razý ol. Onlar hakkýnda daima iyi niyetli ol.

    Dürüstlükten taviz verme. Büyüklük taslama. Sana ihanet etseler de sen sakýn insanlara ihanet etme. Emanetine ihanet edilmiþ de olsan emaneti sahibine teslim et. Vefayý elden býrakma. Takvaya sarýl. Diðer dinlere baðlý olan insanlarla kendi teamüllerine göre iliþkini sürdür.

 Eðer bu nasihatlerimi tutarsan selamet bulmaný umarým."
Sonra Ýmam-ý Azam Ebu Hanife þu sözleriyle nasihatini bitirir:
"Ayrýlýðýn beni üzüyor. Neyse ki seninle tanýþmýþ olmam beni teselli edecektir. Mektup yazarak bizimle iliþkini sürdür. Beni baban gibi görebilir, kendini benim oðlum yerine koyabilirsin. Hiç çekinme, bir ihtiyacýn olursa mutlaka bana bildir.
Allah ümmî nebiye, onun âl ve ashabýna rahmet etsin."

Kaynak:
[1] Ýmam-ý Azam'ýn, talebesi Yusuf bin Halit es-Semtî'ye nasihatleri Pakistan'da basýlan bir risaleden tercüme edilmiþtir.
[2] Yusuf bin Halit es-Semtî, Ýmam-ý Azam'ýn eski talebelerindendir. Ýbn-i Mace'nin ricali arasýnda yer alýr. Hicrî 189 yýlýnda vefat etmiþtir. Geniþ bilgi için bkz., el-Cevahiru'l-Mudýyye, c. 3, s. 1842.
[3] Burada muhtemelen dostluðu bir alime zarar getirecek olan kimseler kastedilmektedir. [Mütercim]




Ali Faik Yurtöven Efendi



radyobeyan