Menfaatsiz iyilik enayilik mi? By: sumeyye Date: 30 Aðustos 2010, 17:45:28
Menfaatsiz Ýyilik Enayilik Mi?
Ýyilik, insanýn yaratýlýþý gereði ve doðal olarak yerine getirmesi gereken ahlaki bir görevidir. Ýyi insan densinler diye iyilik yapýlmayacaðý gibi, kiþiyi iyilik yapmaya iten etkenler rasyonel çýkar beklentilerine de baðlý olmamalýdýr. Çünkü dayanaðýný maddi beklentilerden alan bir davranýþ fedakârlýk olarak tanýmlanamayacaðýndan, iyilik olarak da adlandýrýlamaz. Saðlam bir temele oturtulmamýþ bu türden eylemler, insanýn iyi insan olma yönündeki mücadelesine de bir katký saðlamaz. Halbuki iyilik, insanýn tabiatýndan gelir. Vicdanýnýn sesini dinleyen bir ferdin, iyilikten yana tavýr almamasý düþünülemez.
Çünkü iyilik yapmamaya güç yetiremez, baþka türlü olmak istemez veya isteyemez! Peki, burada; insanlar neden kötülük yapar veya kötü insanlar da iyilik yapamaz mý sorusu akla gelebilir. Elbette nefsi marazlarý olan ve kötülüklerle iç içe girmiþ bir insan da iyilik yapabilir. Ýyilik yapmaya devam ettiðinde de muhakkak iyiler kervanýna kavuþur. Zira iyilik, insaný iyiye, güzele ve doðruya taþýyan bir etki ve dönüþtürücü güce sahiptir.
Topluma þöyle bir göz attýðýmýzda; çeþitli iyilik örnekleriyle karþýlaþýrýz. Her biri kendince ayrý ayrý niyetler taþýyan… Bu yaklaþýmlarýn çoðu aslýnda menfaat kaygýsý taþýr. Ýyi insan desinler diye ya da ticari veya þahsi kaygýlarla yapýlan iyilik örnekleri de diye biliriz biz bunlara! “Kaz gelen yerden, tavuk esirgenmez” sözünün karþýlýðý olabilecek niyetler içeren ve iyilik gibi gösterilmek istenen davranýþ biçimlerine, çok zaman þahit olursunuz. Bu türden bir iyiliðin, basiretsiz ve bilinçsizler nezdinde bir kýymeti harbiyesi olabilir. Lakin, bunun Allah katýnda bir makbuliyetinin olmayacaðý da aþikârdýr. Zira böylesi bir tutum iyilik deðil, bilakis insanýn baþýna bela olan, kendi adýna yine kendinin yaptýðý bir kötülüðüdür. Çünkü iyiliði çarpýk manada ve nefsanî çýkarlar doðrultusunda kullanmak, günah olduðu kadar ayný zamanda bir istismardýr da…
Kul olarak bize düþen görev ise; iyi insan olmanýn ve iyilik yapmanýn bir zorunluluk olduðunu bilmektir. Zira, Allahýn (cc) emri, Peygamber Efendimiz’in (sav) ve onun yolundan gidenlerin örnek hayatlarý, iyi insan olma mücadelesini bize mecburi kýlar. Öyleyse kaliteli insan olmak için, iyilik sultanlarýnýn yaþamlarýný taklit etmek zaruridir. Kuran-ý Kerimin;“Ýyilikle kötülük bir deðildir, sen kötülüðü en güzel þekilde önle. O zaman seninle aranda düþmanlýk bulunan kimse sanki candan bir dost olur.” (Fussilet; 34) ve “Zerre kadar iyilik eden mükâfatýný, zerre kadar kötülük eden de cezasýný görür “ (Zilzal; 7-8) ilahi buyruðuna kulak vererek hayatýmýzý dizayn etmek kaçýnýlmazdýr...
Ýnsan tabiatýnýn bozulduðu, ahlakýn erozyona uðradýðý ve ölçülerin tepetaklak olduðu günümüzde; iyilikler de seyahate çýkmak zorunda kalmýþtýr! Öyle ya! Her türden ölçünün ters yüz edildiði bu zaman, insanlýk ve güzel erdemleri yutarak maneviyat iklimini de kuraklaþtýrmaktadýr. Sistem içinde insanlarýn deðerlendirme kýstasý madde olunca, rasyonel hesaplarda kaçýnýlmaz olmaktadýr. O zaman, manevi deðerlerimiz de ister istemez rafa kalkmakta ve manevi bir beklenti içinde yapýlan iyilik ve iyi olma mücadelesi de zaten anlamsýz karþýlanmakta, hatta enayilik sayýlmaktadýr! “Ne menfaatin var ki, neden kendini yoruyorsun ki, sana ne oluyor ki, býrak karýþma ki” ki…’lerin ardý arkasý kesilmiyor bir türlü. Bunlar gündelik hayatta az-çok hepimizin þahitlik ettiði ve yaþamakta olduðu olaylarýn rutin bir tekrarlarý deðil midir? Hangimiz rastlamýyoruz benzer örneklere ve hangimiz muhatap olmuyoruz ki bu türden sorulara? Hem de Hadis-i Þeriflerde; “Bir insanýn gerçek zenginliði, onun bu dünyada yaptýðý iyiliklerdir” (Kütüb-ü Sitte) ve “Her iyilik bir sadakadýr.” (Tirmizi) buyrulmaktayken...
Bir de madalyonun öbür yüzünden konuya bakmakta fayda var. Yani iyilik gören bazý insanlarýn, iyilik sahibine karþý bakýþ açýlarýna. Ýyiliðin yok olmaya yüz tuttuðu, iyilerin azdan az olmaya baþladýðý bu zamanda; hem kendisine iyilik yapýlýp, hem de iyilik yapaný bir baþka þekilde görme basiretsizliðine düþenler var ya! Onlara söylenecek bir söz bulamýyorum iþte. Niye mi? Çünkü âlem de tek akýllý onlar sanki... Nasýl olsa birileri onlarýn hatalarýný telafi eder, açýklarýný kapatýr ve sürekli bir iyilik melekleri bulunur. Hani onlar, bulunmaz hint kumaþlarý ya! Evet böyleleri, sorumsuz bir þekilde hareket etmeyi yaþam biçimi haline getirmiþlerdir. Ýyilik sahibi insanlarý ve bu iyilikleri her defasýnda ne edip, ne yapýp su istimal etmeyi baþarýrlar! Darda kaldýklarýnda ise; adýna iyiler denilen birileri çýkar, sorunlarýný aþmaya yardýmcý olurlar nasýl olsa…
Kim bilir! Belki de iyilik sahiplerini, iyilik yapma hastalýðýna tutulmuþ insanlar olarak algýlarlar bu halleriyle. Ýsteseler de iyilikten baþka türlü olamayanlarý; “iþte onlar varken benim sýrtým yere gelmez” edasýyla bizzat kendileri iyilik gören konumda olmalarýna raðmen, enayi belleyenler… Ne demeli böylelerine? Halbuki bizim bahsettiðimiz iyilik sahibi insanlar; “iyilik yap denize at, balýk bilmezse Halik bilir” kaidesine uygun yaþarlar. Onlar, Hz. Ali’nin (kv); “insanlarýn en kötüsü, iyiliði kötülükle karþýlayan ve insanlarýn en iyisi de kötülüðe karþýlýk iyilik yapandýr.” ölçüsüyle hareket edenlerdir. Yani öncelikleri Allah’ýn (cc) rýzasýdýr! Fakat istismarý yaþantýlarýnda kötü ahlak haline getirmiþ olanlar, bu türden iyilik fedailerinin hallerini anlayacak idrakten uzaktýrlar. Bu nedenle; iyilik sahibi bir mü’min, yaptýðý iyiliðin karþýlýðýný elbette Allah’tan (cc) bekleyecek, fakat kendisini de enayi yerine koydurmayacaktýr. Kimlere iyilik yapýlmasý gerektiði noktasýnda önceliklerini belirleyecektir. Þayet böyle kimselere iyilik yapacaklarsa da kendilerinin her þeyin farkýnda olarak iyilik yapmak durumunda olduklarýný, karþýsýndakilere hissettireceklerdir ki, müslümanýn izzeti ve þerefi korunmuþ olsun…
Bir baþka grup insan tiplemesi daha vardýr ki, onlarda her þeyi “kendinden menkul” sanýrlar! Ýþte bu sýnýfa girenler de menfaatperestler arasýnda yer alýrlar. “Hiç ölmeyecek gibi” yaþadýklarý için de insan ve kul hakkýna tecavüz ederler. Yediklerine ve içtiklerine dikkat etmeyen, çoluk çocuðuna götürdükleri rýzka haram karýþtýran ve sözlerine yalan bulaþtýranlardýr bunlar. Bu sebeple onlar, bir insanýn diðer bir insana, menfaat karþýlýðý olmadan yardým edebileceðine inanmazlar. Yardým ediyorlarsa “muhakkak bir menfaat baðlarý vardýr”, “boþ yere mümkün mü” derler. Karþýlýksýz iyilik yapanlarý ya anlayamazlar, ya da anlasalar bile anlamak istemezler! Hatta böylelerine göre; hakka girmek bir uyanýklýk, zulüm ve hak gasplarý gücün simgesi, sömürmek de akýllýk anlamý taþýr! Çünkü bunlar, hayatta doðru olmayý, helal yaþayýp helal yemeyi þiar edinmiþlerin varlýðýna akýl erdiremedikleri gibi, karþýlýksýz iyilik yapanlarýn hallerini hayretler içinde karþýlayýp, enayilik olarak tanýmlayabilmektedirler. Neden? Gözleri körelmiþ, gönülleri kararmýþ, dünyaya at gözüyle bakan kýt idraklidirler de ondan…
Ahiret diye bir akýbet yokmuþçasýna hareket ederek, dünyaya acayip bir hýrsla ve dört elle sarýlýrlar. Hýrslarý nedeniyle insani olan deðerlere iyilik nazarýyla deðil, menfaatçilik anlayýþlarýna uygun olup olmadýðýna göre rol biçtiklerinden, bir türlü akýllarý almaz. Bu halleriyle de bir bakýma gözü ve gönlü körelmiþliðin temsilciliðine gönüllü talip olurlar… Ýyilerin de bir sahibinin bulunduðunu ya unuturlar, ya da hatýrlamak istemezler. Týpký baþkalarýnýn hakkýna gasp ederken kendilerini gören bir mutlak varlýðý unutup, yok sayarcasýna hareket ettikleri gibi. Kendileri öyle yaþadýklarýndan, baþkalarýnýn kritiðini yaparken de kendi inandýklarý gibi düþünür ve öylece hareket ederler. Sonunda kendi yalancýlýklarýna kendilerini de inandýrarak, tepe-taklak giderler de haberleri bile olmaz…
Öyleyse menfaatsiz iyilik yapalým ve ihlaslý olalým. Zira gerçek anlamda iyilik sahibi insanlarýn sayýsý toplumda çoðaldýkça, sosyal hayatta da iyilikler artar. Ýyilik ise; güveni artýrýr, hayatý imar eder ve insanlýk ahlakýna kalite katar. Bu yüzden iyi olmanýn, bireyin kendi iç barýþýna ve öz saygýsýna katkýsý olduðu kadar, toplumsal hayata da son derece önemli faydalarý vardýr.
Ne mutlu, her þeye raðmen iyilik yapmaktan vazgeçmeyip, iyilik sahibi kalabilenlere...Hüseyin USTAOÐLU