Ismarlama evlilik By: sumeyye Date: 30 Aðustos 2010, 15:12:51
Ismarlama Evlilik
Evet, elbette ki Ýslam'a göre olmasý gereken evliliði anlatacaðýz ama unutmayalým ki Müslüman olsun olmasýn her insan evlenir. Müslüman olmayýp da ömrünün sonuna kadar mutluluktan dört köþe olmuþ insanlara ne demeli? Ýslam'ý yakalayamadýlar ama evlilikte mutluluðu yakaladýlar. Demek ki evlilikte her iki tarafýn Müslüman olmasý, mutlu bir evlilik için yeterli deðil. Aksi halde hiçbir Müslüman boþanmazdý ve hatta boþanmak mubah sýnýfýna dâhil edilmezdi. O halde evliliði önce "Ýnsan" penceresinden incelemeli, sonra da en doðru ölçü olan Ýslam ölçüleri ile düzeltmeli, süslemeli ve öyle uygulamalý.
Bekârlýk sultanlýk mý?
Genel olarak, bayanlarýn bir an önce evlenmek istediðini, erkeklerin ise daha uzun süre bekâr kalmak istediðini görüyoruz. Bekâr bir erkek, ücreti mukabilinde yemek ihtiyacýný, çamaþýr temizliðini, ev temizliðini bir telefonla kapýsýna kadar getirterek hallettiði gibi, cinsel ihtiyacýný da ayný telefonla hallederek "ýsmarlama evlilik" ile huzurlu bir yaþantýyý saðlamasý gerçekten mümkün olabilir mi? Dýþarýdan öyle gözükebilir ama bu yaþantý tamamen düzensiz ve huzursuz bir yaþantýdýr. Erkekler neden böyle bir yaþantýya daha meyilli? Eskiden böyle deðildi. Görülüyor ki, evliliðe saygýnlýk veren deðerler zaman içinde hasar görmüþ. Eskiler her sýkýntýya raðmen bir ömür boyu muhabbet ile evlilik sürdürürken, zaman içinde bu birbirini önemsememe anlayýþýný yýkýp insanlarý nasýl bir uygulama ile tekrar o güzel anlayýþa yönlendirebiliriz bir göz atalým.
Eþ seçimi;
Tabii ki bu süreç, aile içindeki eðitim ile baþlar. Genç bir insana, evlilikle ilgili verilmesi gereken evrensel deðerler verilmezse, evlilik adabý da elbette zaman içinde özelliklerini yitirir. Hatta yabancý uyruklu ve farklý dinlere mensup kiþilerle bile evlenmeler baþlar. Hz. Peygamberimiz, "Her kim ki kýzýný fasýklardan birine nikâhlarsa, o kiþinin üzerine günde bin kere lanet iner, ameli semaya yükselmez, farz ve nafile ibadeti makbul olmaz." (Þir'at-ül Ýslam 441) buyurmuþtur. Bir evlilik, amacýndan bu kadar saptýrýlýr mý? Durum bu hale gelince de ana babalar o evlatlarý, eðer niþanlýysa birbirinden koparmaya, evlilerse boþatmaya uðraþýr. Bu tavýr ebeveyne çözüm deðil, ciddi bir vebaldir. Ahirette bunun için ayrý hesap verecekler. "Sevenleri neden birbirinden ayýrdýnýz, hangi sebeple vazgeçtiniz" sorularýna muhatap kalacaklardýr.
Neden evleniyorum;
Evlilik o kadar önemlidir ki, yerine göre farz, vacip, sünnet, mübah hatta yerine göre haramdýr. Evlenmesi haram olan kiþilerden tutun da evlenmenin artýk farz boyutuna geldiði önemli sebeplere kadar birçok konuyu içeren bir beraberliktir. Bu sebeple, evliliði gerektiren ve bitiren sebepleri çok iyi inceleyip, en uygun kiþi hakkýnda da fazla endiþelere kapýlmadan bir beraberliðin temeli en kýsa sürede atýlmalýdýr. Yani zaman içinde düzelebilecek huylara aklýmýzý fazla takmayýp zamanla düzelmesi çok zor olan huylar için de riske girmeyecek bir anlayýþ ile evliliðe adým atmak gerekir. Bunu saðlamak için insanýn kendi güzelliklerini ve hatalarýný görmesi, daha sonra da karþýsýndaki insaný tanýmasý gerekir. O halde hem maddi hem de manevi özelliklere haiz olan bu beraberliðin saðlýklý yürümesi için, her iki tarafýn da dengeli bir kültür ve maneviyat bilgisine sahip olmasý þarttýr. Bunlar ne kadar az ise, huzursuzluklar da o kadar fazla olur.
Neden boþanýyorum;
Kavgalý çiftler, ister arkadaþ, ister niþanlý, ister evli olsun fark etmez. Önce amacý belirlemek lazým… Amacýmýz beraberliði kurtarmak mý, ayrýlmaktan korkmak mý? Neye ve neden katlanýyoruz. Canýmýzýn çok çektiði biri ile düþlediðimiz cinsel yaþantýyý kaybetmekten mi korkuyoruz, hayalini kurduðumuz son model arabaya sahip olamamaktan mý, maddi sýkýntý çekmeden yaþayabileceðimiz bir hayatý göz göre göre elimizden kaçýrmaktan mý, insanlarýn hakkýmýzda çýkaracaðý dedikodulardan korunmaktan mý, neden… Ya da ayrýlmak istiyorsak, ayný hayallere bir baþkasý ile ulaþmak düþüncesi ile mi, yoksa gerçekten ciddi bir zulümle karþý karþýya olduðumuz için mi ayrýlýyoruz. Esasen, boþanmadaki geçerli tek gerekçe zina gerekçesidir. Diðerlerinin hepsi tali sebeplerdir. Fakat zaman içerisinde, tali sebeplerin hemen hepsinin, asýl sebeplerin içine dâhil olduðunu izliyoruz. Bu ayrýmý yeniden inþa etmek, boþanmayý akla getirici sebepleri azaltmak açýsýndan çok önemlidir. En ufak bir tartýþmada bile hemen boþanmak sözcüðünü zikreden insanlar haline geldik. Küstüm, seninle konuþmuyorum, uzak dur benden, vs. gibi sözler yerine, hemen "boþanalým o zaman" demenin sebebi, kiþilerin birbirine olan saygýsýnýn azalmasý deðil, evliliði kutsal yapan özelliklerin bilinmemesidir. Eskiden de mutlaka eþler arasýnda ayný tartýþmalar olurdu. Ama hiçbir kadýn bu tartýþmalarda "boþanma" sözcüðünü zikretmezdi. Bunun sebebi sadece "ahlak"týr. Bu ahlak, evlilik ahlaký deðil, Ýslam ahlakýdýr. Ayný kadýnlar bu zamanda yaþasaydý, yine ahlaklarýndan ötürü boþanma sözünü aðýzlarýna almazlardý.
Kara kediler;
"Aman Allah'ým bu ne büyük sevgi, ne kadar güzel bi kýz, hem nasýl da iyi kalpli…" Her erkek baþtan böyle sever, "gökten zembille mi indi bu kadýn hayatýma" derler ama aradan birkaç yýl geçince, kadýnlarýn erkek gibi her zorluða birlikte göðüs gereceði biri olmadýðýný görür. Yani evlendikten sonra, eþinin yukarýdan zembille deðil de gök taþý gibi dünyasýna düþtüðünü düþünmeye baþlar. Birçok kiþinin iþine gelmese de evliliði kurtarmak ikinci bir eþ ile mümkün olabilecekken, neden boþanarak baþka bir kiþi ile devam etmek tercih ediliyor. Zira evliliðini her þeye raðmen bitirmek istemeyip ama mutlaka huzuru da arayan kiþiler, ikinci eþi hayatlarýna katmak istediklerinde, neden savaþ çýkýyor. Ýkinci eþe, yuva bozan bir kara kedi olarak bakýlýyor. Yani anlaþamayýnca ille de kadýný boþayýp bir sepet çocuk ile kapýnýn önüne mi býrakmak gerekiyor. Bu duruma düþen kadýnlara kimin ne kadar sahip çýktýðý belli. Ýþin ilginci, kadýn bunu göre göre ikinci eþe razý olmaktansa kapý önüne atýlmayý, yani ille de zulmüne devam etmeyi tercih edebiliyor. Zira erkeklerin oldukça büyük bir çoðunluðu, huzuru yakalamak için dost, metres, kapatma, hizmetçi, bayan arkadaþ, ortak, kýrýk vs. adlar altýnda yine ikinci bir eþ ile iliþki kurmaktan geri kalmýyor. Çünkü bu, öyle veya böyle ille de o erkeðin yöneleceði bir tarz. Bunu yasak iliþki kategorisine atarak insan huzurunu kýsýtlamanýn mantýðý nedir? Örneðin, özgür bir erkek "kýz arkadaþým" diyerek karþý cinsle bir iliþki yaþýyorsa, günümüzde bunu kim engelliyor? Dinimiz buna meþru yollardan müsaade etmiþken neden gayri meþru ya da gizli iliþki kurmak zorunda kalýnýyor. Aksi halde, karþý cinsle bir ömür boyu beraber olmayý amaçlayan "hayat arkadaþlýðý" diye tabir edebileceðim bilinç oluþmadan yapýlan evlilikler veya bekârlýktan ötürü düþülen fuhuþ çýkmazýnýn defterini dürmek nasýl mümkün olabilir mi?
Önemli bir sebep daha;
Geçimsizliðin en önemli sebeplerinden biri de yöresel kültür farklýlýðýdýr. Giyim tarzýndan tutun da misafir aðýrlama þekline kadar her tarz bu kültürün kapsamýndadýr. Kimisi evin salonunu hiç kullanmaz, kimi yatýya misafir istemez, kimi akrabaya düþkün, kimi düþman, kimi "imambayýldý" sýz yaþayamaz, kimi evine koyun eti sokmaz, kiminin lehçesi deðiþmez, biri içer, biri çeker… Velhasýl, anadan atadan gelen doðru - yanlýþ bir sürü alýþkanlýklar var. Velev ki zararlý olmasa bile alýþkanlýk iþte. Bunlar ilk bakýþta sorun deðil gibi gözükse de zaman içerisinde tartýþma konularý arasýnda oldukça büyük bir hacim kapladýðý görülür. Oysa kiþi kendi yöresinden biri ile evlenirse, her huyunu ve her olay karþýsýnda alacaðý tavrý önceden tahmin eder. Çünkü aralarýnda huy benzerliði, alýþkanlýk ortaklýðý vardýr. Hatta evlenmeden önce bile bu insanlar birbirlerini ve akrabalarýný bile kýsmen tanýrlar, çünkü ayný yörenin insanlarýdýr. Birbirleri hakkýnda birçok þey duymuþ ve haberdar olmuþ haldedirler. Ne birbirlerine karþý ne de yeni çevrelerine karþý yabancýlýk çekmezler. Böylelikle tartýþmalar en aza indirgenmiþ olur.
O halde ne yapalým;
Tabi bu etkenleri sýraladýktan sonra, evliliðin amaç ve devamý için birkaç ana fikir ile sohbetimizi tamamlayalým. Salih insanlar ve temiz bir nesil yetiþtirmek, iyi kötü her konuyu paylaþmak, yasak iliþkilerden korunmak, kötü olan her þeyden menetmek ve iyi olan þeyleri hatýrlatmak için son derece gerekli bir yaþam tarzýdýr evlilik. Allah'ýn rýzasýný kazanma mücadelemizde büyük bir destek olan evlilikte, sabýr, hoþgörü, tevazu, fedakârlýk, çalýþkanlýk gibi mücadelelerde bize en büyük desteðin eþimizden geldiðinin bilincine varmalýyýz. Özellikle sabýr. Bayanlar fýtratlarý ve biyolojik yapýlarý gereði erkeklerden çok daha fazla streslidir. Çok küçük meseleler bile onlarýn huzurunu bozmaya yeterlidir. Bu sebeple erkekler, eþlerine karþý daha fazla hoþgörülü olmak zorundadýr. Eþlere sabýr o kadar önemli olmasaydý, Peygamberimiz, "Bir kimse karýsýna sabrederse, Cenab-ý Hak ona Eyyûb (a.s.)'a verdiði sevabý verir." buyurmazdý. Ayný söz kadýn için de geçerlidir. Zira burada iþaret edilen kiþi "Eþ" tir. Hepinize hayýrlý ve huzurlu bir evlilik diliyorum.Ali Serdar Cinemre