Sizden Gelenler( Aile Hayatý )
Pages: 1
Evlilik mi evcilik mi? By: sumeyye Date: 30 Aðustos 2010, 15:11:19
Evlilik Mi Evcilik Mi?

Günümüzde, Ýslam geleneklerine göre deðil de, yöresel geleneklere göre hala devam etmekte olan bir sürü temelsiz örf ve adetlerin, yeni neslin baþýna türlü belalar açtýðý, gelecek neslin önüne dikenli tel gibi gerilen kiþisel saplantýlarýn insan hayatýný nasýl da çýkmaza sürüklediði, hatta hayatýný tamamen söndürdüðü bir gerçektir. Evlilik müessesesinin kuruluþ aþamasýnda da bu hatalý geleneklerin hala devam ettiðini üzülerek izlemekteyiz. Bu yazýmda, birbirine baðlý yüzlerce konu ile adeta entegre (bütünleþmiþ) bir yaþantý biçimi oluþturan evliliðe dair önemli konulardan birine deðineceðim.

     Her iki tarafýn da (özellikle erkeðin) küçük yaþta olduðu "Erken Evlilik" ile baþlamak istiyorum. Benim yüreðimi en çok sýzlatan evlilik türüdür bu. Yazýk ki yazýk… Daha ömrünün ilkbaharýnda filiz halinde iken ve inanýn hiç mübalaða etmeden söylüyorum, resmen "çocuk" diyeceðimiz yaþtaki körpe yavrularýn zorla birbirine katýlmalarý inanýn beni çok üzüyor. Bir örnekle izah etmek sanýrým daha etkili olur. Tanýdýðým bir müteahhit vardý, doðu illerimizden birindendi. Dediðine göre dokuz yaþýnda iken evlendirmiþler. Evlendirdikleri kýz da kendisinden üç yaþ daha büyük, oniki yaþýnda bir kýz. Adamýn derdini deþmek istemedim, "senin için zor olmuþtur herhalde" deyince, baþladý anlatmaya;

     "Abi, evlendiðimde ilkokul 3 deydim, ertesi gün utanýp okula gitmemiþtim, öðretmenim evlendiðimi sýnýftaki arkadaþlardan öðrenince çok kýzmýþ, hemen mahalleye gelmiþ. Beni sokakta tek baþýma misket oynarken buldu, eve gelip anama babama da kýzdý, sonra beni alýp okula getirdi ama nafile. Evlendiðimde okuldan çýkýnca alýþkanlýktan anamýn evine giderdim, anam da geri kovalardý. Örneðin, kendim yýkanamazdým, beni karým yýkardý, kurulardý, saçlarýmý tarardý, týrnaklarýmý keserdi. Okuldan üstüm baþým kirli geldiðim zaman karým beni hep döverdi. Kaçsam, yetiþir yakalardý. Valla çaktýðý gibi düþürürdü, kuvvetliydi benden, hem de uzundu. Ben de tamam abla, bi daha yapmýycam, dövme derdim. Çok güvenirdim ona. Birinden dayak yesem gidip karýma þikâyet ederdim, (iyi dövdüðünü bildiðim için) karým da gidip onu döverdi. Gece oturduðum yerde uyuklardým, karým kucaðýna alýr, götürüp yanýna yatýrýrdý. Sabah önlüðümü giydirir, elime bi parça ekmek verir okula gönderirdi. Tabi artýk bunlarý ara sýra birbirimize hatýrlatýp, kimisine güleriz, kimisine de gözlerimiz dolar.

     Mesela, karým ekmek almaya yollardý, ekmeði alýr yiye yiye gelirdim, arkadaþlarýmý görünce eve gitmeyi unutur, sokakta oyuna dalar, ekmeði de bitirirdim. Beni arayýp bulur, kulaðýmdan tutar, tekme ata ata eve götürürdü. Gece yatýnca n'apýlýr bilmezdik. Herkes baþka bi türlü anlatýrdý ne yapacaðýmýzý. Ben bedenen buna hazýr bir yaþa gelmediðimi bilmediðim için bunalýma girmiþtim, bende bi rahatsýzlýk var sanmýþtým. Birkaç yýl böyle evcilik oynadýktan sonra bi gün karý koca olduk tabi, fakat abi neler çektim…

      Çocukluk bu ya, bazen gece uyurken altýma kaçýrdýðým zamanlar olurdu, kulaðýmdan tuttuðu gibi banyodaki leðene atardý beni, cýs cýbýldak soyardý üstümdeki giysilerin hepsini, bi yandan söver, bi yandan bacaklarýmý cimcikler, bi yandan hamam tasýný kafama vura vura yýkardý belimden aþaðýsýný buz gibi suyla. Altýmý bile temizlerdi yani.

    Tabi ona karþý hiçbir zaman muhabbetim olmadý. Elbette çok severdim onu, ama… Hani Allah tabirimi affetsin de, abla gibiydi benim için. Nasýl muhabbetim olsun ki… Yani sosyal yaþantý açýsýndan söylüyorum, aksi halde nikâhým düþer, biliyorum. (sonra derin bir oooof, of…! çekip devam etti.) Daha neler neler abi, zaman yetmez anlatmaya. Beðenmediðim yemekler olurdu da, bazen sakýzla, oyuncakla kandýrýr yedirirdi, bazen de kafama kaþýðý vura vura zorla yedirirdi. Bi yandan aðlar bi yandan yerdim. Bi yere gideceði zaman beni komþu teyzeye emanet ederdi. "Pazara gidiyom, ben gelene kadar kocama göz kulak" ol derdi. Önlüðüm yýrtýldýðý zaman dayak korkusuyla anama gider yalvarýrdým, "ana n'olur bu akþam burada kalayým" derdim. Anam da önlüðümü diker geri yollardý eve.

    Askere giderken iki çocuðum vardý. Askerlik yaptým geldim, iþ güç sahibi oldum. Þimdi yaþým 37, çocuklarýmýn biri üniversiteyi bitirdi, evlendi. Diðeri üniversitede, biri kolejde, biri ilkokulda. Benimse doðru dürüst okumam yazmam bile yok, eþim zaten hiç bilmez. Hep merak etmiþimdir abi, insanýn âþýk olduðu biri ile evlenmesi ne kadar güzel bir þeydir kimbilir…

      Birbirine denk sevgilileri el ele gördüðüm zaman nasýl imrendiðimi bilemezsin. Aklým baþýma geldiði zaman iþ iþten geçmiþti. Artýk karýmý boþayamam. Benim üzerimde o kadar çok hakký var ki, belki ancak anamýn o kadar hakký vardýr. Beni yetiþtiren, büyüten… Belki sadece doðurmayýp geri kalan her þeyimin ona ait olduðu kiþidir karým. Þimdi bana karþý çok saygýlý ve sevgi doludur. O kadar dayaðýný yediðim halde bir fiske bile atmamýþým ona inanýr mýsýn? Çünkü büyüðümdü. Birbirimizi çok seviyoruz, ama… Bunun nasýl bir sevgi olduðunu anlatamýyorum abi, çok buruk bir sevgi, tuhaf bir duygu. Ýfade edebilmek benim için çok zor abi, cahilim, sen anla artýk."

     …Onu dinlerken kâh güldüm, kâh gözlerim doldu. Þimdi, erken evlilik ve zararlarý baþlýklý bir makale yazýp sayfalar dolusu ilmî ve akademik bilgiler yazmaya gerek kaldý mý sizce… Ve daha buna benzer bir yýðýn örneði bulmak mümkün deðil midir? Bu anlattýðým sadece bir küçücük örnektir. Bir insanýn hayatý nasýl böylesine harcanýr, bir takým meþru duygu ve heveslerine nasýl da acýmadan zincir vurulur, hapsedilir. Kimin aklýyla… Hangi kitabýn ölçüsüyle… Ne hakla… Yüreðimin yandýðý kadar varmýþ deðil mi?

     Ýmam-ý Azam Hazretleri bir gün Ýmam Ebû Yusuf'a, "Önce ilim tahsil et, sonra helal kazan, sonra da evlen" demiþtir. Bu bilgiler yüzyýllardýr varken hala oralara gitmemesi ne kadar utanç verici. Zira erken evlenen kiþinin ev idare etme konusunda bilgisi yoktur, hele hele de kadýný idare etmek gibi çok zor olan bu konuda hiç bir bilgisi yoktur. Ýhtiyaçlarý temin ve kullanma konusunda bilgisi yoktur, çocuk yetiþtirmek ve buna baðlý sorunlarý üstlenecek sorumluluk duygusu geliþmemiþtir, birbirlerini canlarýnýn çekeceði cinsel duygularý bile yoktur. Bedenen henüz tam geliþmediði için cinsel merakýn hevesi ve etkisi ile kýsa sürede bitkin ve halsiz düþerek hastalanýr, bedeni zayýf düþer. Erir gider. Her sorun çýktýðýnda eþi ile kavga eder. Akýl ve beden olarak geliþtiði zaman da, beraber bu hayatý yaþayabileceði kiþinin nasýl biri olmasý gerektiðini gördüðünde piþmanlýklar, mutsuzluklar, gözyaþlarý ve ayrýlýklar gelir peþi sýra. Bakýn þu ana babaya ki, tarlalar yabancýya gitmesin, mal bölünmesin veya bilmem hangi üç kuruþluk dünyevi çýkar için iki kiþinin birden hayatýný karartmaktan hiç utanmayan, Allah'tan gafil, merhamet duygusundan yoksun birkaç cahilin (ki, kendileri de erken evlendirilerek bizzat bunun acýsýný çektikleri halde, her ne hikmetse,) yine de hiç ders almadan verdikleri bu cahilce kararla iki körpe yavrunun hayatýný zindan edebiliyorlar. Hem de öz be öz kendi evlatlarýnýn hayatýný.

     Sevgili din kardeþlerim… Nasýl ulaþacaðýz bu insanlara… Bu zulüm hala devam ediyor oralarda. Elden ele bayrak yarýþý gibi daðýttýðýmýz bu dergilerle inanýn çok zor oluyor, yetiþemiyoruz herkese. Baksanýza, kiminin okuma yazmasý bile yok. Ýlle de Allah'ýn rýzasýný arayan gönüllü insanlara, merhametli yüreklere ihtiyacý var milletimizin. Herkes karýnca kararýnca elinden geldiði kadar insanlarý doðru ölçülerle bilinçlendirmeli.

      Peygamber Efendimizin arkadaþlarý, atýna atladýðý gibi yönünü bile önemsemeden, atlarýný çatlatacak kadar uzaklara sürüp Allah ve Resulü'nün getirdiðini haber vermek için her þeyini geride býrakýp, kimisi bir daha geri dönmemek üzere doðru ölçüyü anlatmak için dünyaya yayýlmýþlardý. Biz bu kadarýný yapamasak bile, mutlaka yapabilecek olduðumuz bir hizmet vardýr. Allah'ýn (cc) rýzasýný kazanmak ümidi ile elimizden ne gelirse yapalým inþallah. Bir ölçü sohbetimiz, bir sülalenin hayatýný kurtarýr. Ve sülale kalabalýk bir topluluktur.

     Allah'a emanet olunuz.



Ali Serdar Cinemre

radyobeyan